MUSTAFA OSMAN
Mustafa Osman Ağabey, 1328 (1911) yılında Safranbolu’da doğmuştur. Aslında resmi soyadı “Usman”dır. Mustafa Osman olarak adı Risale-i Nurlarda çokça geçmektedir. Bu mektuplardan kendi bölgesinde büyük hizmetlere vesile olduğu anlaşılmaktadır. Bediüzzaman Hazretlerini de çok defa ziyaretlerde bulunmuştur. Mustafa Sungur, Hıfzı Bayram gibi Ağabeylere Risaleleri ilk okuyanlardandır.
Mustafa Osman Ağabey, 1328 (1911) yılında Safranbolu'da doğmuştur. Aslında resmi soyadı "Usman"dır. Mustafa Osman olarak adı Risale-i Nurlarda çokça geçmektedir. Bu mektuplardan kendi bölgesinde büyük hizmetlere vesile olduğu anlaşılmaktadır. Bediüzzaman Hazretlerini de çok defa ziyaretlerde bulunmuştur. Mustafa Sungur, Hıfzı Bayram gibi Ağabeylere Risaleleri ilk okuyanlardandır. 4 Haziran 1991 yılında Safranbolu'da vefat etmiştir. Mezarı Safranbolu kabristanındadır ve Hüsnü Ağabeyin babası Berber Hıfzı Bayramoğlu ile Hacı Emin Tekinalp ağabeylerimizin kabirlerine çok yakındır.
KARABÜK 13 AĞUSTOS 1975
1975'in sıcak Ağustos ayında Zonguldak ve Kdz. Ereğli'den bazı kardeşlerimizle çıktık yola… Sırasıyla yaptığımız ziyaretler: "Mustafa Osman, Karabük; Ahmed Fuad, Eflâni Mülâyim Köyü; Mehmed Feyzi, Kastamonu." (Rahmetullahi Aleyhim Ecmain)
ÇOK GÜZEL HİTABESİ VE CELALLİ BİR ÇEHRESİ VARDI
İlk durağımız Karabük oldu. Geceyi Karabük Dersanesinde geçirdikten sonra, sabahleyin "Mustafa Osman" Ağabeyi dükkanında ziyaret ettik. İnşaat malzemeleri satan bir dükkanı vardı. Mustafa Osman Ağabeyi ilk defa görüyordum. Beyaz saçlı, beyaz sakallı, beyaz tenli nûrâni bir zât... Çok güzel bir hitabesi ve celalli bir çehresi vardı. Ayaküstü hâl-hatır sormaktan ibaret kalan bu ziyaretten sonra, bir daha Mustafa Osman Ağabeyi görmek nasip olmadı. Mustafa Osman Ağabey'den; Eflani Mülayim Köyüne, Ahmed Fuad Ağabeyi ziyarete gideceğimizi söyleyerek müsaadelerini istedik. Yanımıza pişdar olarak torununu verdi ve bir jip ile Mülayim Köyüne doğru hareket ettik.
Mustafa Osman Ağabey aslında Safranbolu'ludur. Sadece Emirdağ Lâhikasında yirmiden fazla yerlerde isimleri geçer. 14. Şua'da da Afyon Müdafaası bulunan bu mübarek Ağabeyimizle keşke daha uzunca görüşüp, hâtıralarını not alabilseydim... Neyse ki bu ihmalimi, senelerce sonra ailesi ile temas kurarak, kısmen telafi etmeye çalıştım. Bu hususta yardımlarını esirgemeyen Dr. Osman Şahin ve Vedat Kale'ye teşekkür ederim. Bu iki zât Mustafa Osman ağabeyimizin çok yakınında bulunma şansına ermiş bahtiyarlardır.
İşte bu kıymetli ağabeyimiz hakkında ailesi tarafından verilen bilgiler:
MUSTAFA OSMAN HAKKINDA AİLESİNDEN ALDIĞIM BİLGİLER
Ailesinden aldığım bilgilere göre: Mustafa Osman Ağabey, 1328 (1911) yılında Safranbolu'da doğmuştur. Annesinin adı Hayriye olup, babası Hâfız Osman'dır, âlim bir zâttır. Mustafa Osman, Safranbolu'nun çarşı merkezindeki 'Akçasu Mahallesi İdadi Mektebini' bitirmiş, daha sonra da bir kunduracının yanına çıraklığa verilmiştir. Askerliğini Afyon'da yapmış olup, dönüşünde inşaat hırdavatcılığı üzerine ticarete başlamıştır.
1938 yılında dayısının kızı Fatma Geredeli hanımefendi ile evlenmiştir. Bu evlilikten Necati adında bir oğulları olmuş, fakat 1941 yılında vefat etmiştir. 1947 senesinde Nuriye Hayrunnisa isminde bir kız evlatları dünyaya gelmiş, o da 1980 yılında 33 yaşında iken vefat etmiştir. Zevcesi Fatma Hanım 2007 itibariyle halen hayattadır.
Mustafa Osman Ağabey, 1 Mart 1948 senesinde Risale-i Nurları okuduğu için zulmen tevkif edilmiş, 5 Mart 1948'de Afyon Cezaevine konulmuştur. Daha sonra 6 Aralık 1948 yılında tahliye edilmiştir. 1976 senesinde ticareti bırakmış olup, 4 Haziran 1991 yılında Safranbolu'da vefat etmiştir. Mezarı Safranbolu kabristanındadır ve Hüsnü Ağabeyin babası Berber Hıfzı Bayramoğlu ile Hacı Emin Tekinalp ağabeylerimizin kabirlerine çok yakındır.
Kendisi Bediüzzaman Hazretlerini çok defa ziyaretlerde bulunmuştur. Bu ziyaretlerinden birinde, Üstad Hazretleri ayağa kalkmış: "Mustafa Osman! Bu zamanda beşikteki çocuk dahi enaniyetini terk etmiyor, bir memlekette bir tek talebem olsa dahi yeter!" demiştir.
Karabük'te, fikren kendisine muhalif olanlar tarafından bile, güven ve hürmet duyulan Mustafa Osman; şahsiyetiyle örnek bir insan olarak gösterilirdi. Yanına gelen herkese maddi ve manevi her türlü yardımı yapar; dostlarını hem ikaz, hem de onları irşat ederdi. Kur'ân ve İslâm ile alakalı her müspet harekete sahip çıkar; çeşitli cemaatlerce görüşlerine başvurulurdu.
Gösteriş ve riyadan nefret derecesinde çekinir, kendisine fazlaca hürmet gösterilmesinden çok sıkılırdı. Elini öptürmez, ısrar edenlere de kızardı. Kendi işini kendi görmeye çalışır, başkasına kesinlikle yük olmazdı. Çevresindekilere de: "Yâr olacaksınız, bar olmayacaksınız!" diye nasihatler ederdi. "Ben kimsenin hacılığına, hocalığına, nurculuğuna, pirciliğine bakmam, muamelesinin düzgünlüğüne bakarım" derdi. Allah rahmet etsin, şefaatlerine nail eylesin.
MUSTAFA OSMAN'IN YANGIN MEKTUBU
Mustafa Osman ismi, sadece Emirdağ Lahikasında yirmiden ziyade yerde geçmektedir. Bir de Şualar'da Afyon müdafaası vardır.
Emirdağ Lahikasında, nev-i beşer yangınından bahsedip yazdığı güzel bir mektubu vardır. Mektubun :
Üstad Hazretleri, Emirdağ Lâhikasında, Çalışkanlar'ın dükkânlarına kadar gelip, orada biten şiddetli ve dehşetli bir yangından bahsetmektedir. (Sayfa: 107) Bu haber Mustafa Osman'a ulaşınca, bu dehşetli maddi yangın vesilesiyle; nev-i beşer yangınından bahsedip, güzel bir mektup yazmıştır. Bu güzel mektup hakkında, Üstad Hazretleri şöyle demektedir:
"Elhak, az bir zamanda Risale-i Nur'a pek çok fâidesi dokunan ve on seneden beri Risale-i Nur'a çalışmış gibi haslar dairesinde bulunan Mustafa Osman'ın Emirdağ'ındaki kardeşlerine, yangın münasebetiyle geçmiş olsun makamında nev-i beşer yangınını bahsedip, güzel bir mektup yazmış. Onun mektubunun bir kısmını hem "Lâhika"da, hem "Sikke-i Gaybiye"de kaydediyoruz." (Emirdağ L.130)
Mustafa Osman'ın Emirdağ yangını ile ilgili yazdığı mektubundan bazı paragraflar:
"... Kızıl Rusya'dan çıkarak, kızıl ateşler ve kızıl kıvılcımlar saçan ve birer birer dünya şehrinin mahallelerini saran ve ovaları yakıp kavuran, bâzı yerlerde de nifak ve şikak ateşleri saçarak, "Kardeşine: Kardeşini öldür" diye bağıran ve nihayette âlem-i hrıstiyâniyeti yakıp, kavurup, harman gibi savurduktan sonra, âlem-i İslam mahallesini saran ve evimizin saçaklarına kıvılcımları sıçrayan ve çok büyük ve çok dehşetli bir bela olan, komünizm ve bu azîm yangında itfaiye vazifesini üzerine alan Risale-i Nur'a ve Risale-i Nur'un günün en büyük mutfîsî, ve en büyük tahassüngâhı ve en büyük melce'i ve penası ve onun şahs-ı mânevîsinin dualarının, Bârigâh-ı Ehâdiyette kabül olduğuna, sarih bir işaret var...
...Bizlere de, ey nurcular! Allah'ın sizlere ihsan ettiği ezelî lûtfuna karşı secdeden başlarınızı kaldırmayınız. Gecenin soğuğuna aldırmayınız. Sizleri lûtfunu hiçbir hususta esirgemeyen Rabb-ı Rahîm'e, gecenin bu mübarek saatlerinde kalkarak, vazife-i şükrü edâ ediniz. Ve bâzılarının düştüğü, istikbâli düşünmek derdiyle aklı, maaşı sarsan hâdiseler karşısında titremeyiniz, korkmayınız; Nur'un kudsî kerâmeti ve imdadını müşahede ediniz.
Ey Nurcular, sizin hakîki vazifeniz dünyaya bakmak değildir. Farz-ı muhal olarak dünyaya da bakılsa, bakınız ve görünüz ve zuhuru muhtemel dehşetli yangınlar sebebiyle ve o yüzden karşılaşmanız ihtimâli bulunan tehlikeler dolayısıyla kat'iyyen sarsılmayınız, fütûr getirmeyiniz, çalışınız, çalışınız, çalışınız ve kat'iyyen inanınız ki, Nur'un şefaati, Nur'un duası, Nur'un himmeti sizleri kurtaracaktır." (E. L.133)
Kardeşiniz Mustafa Osman
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
sadık sertkaya, 2013-08-25 19:05:48
Mustofa osman abı inşaat melzemesi satmazdı.İnşaat melzemesi satan abımız Süleyman Aslan abımızdir.Tekrar araştırp düzeltebılırsınız. Cunku bız ılkdefa traş fırcasını kendısınden satın almiştık. O gunun şartlarında eve lazım olacak kucuk eşyalar satardıhttp://www.cevaplar.org/MathchaSecurityImages.php?difficulty=1&theme=t5
Bu yoruma katılıyor musunuz ?
DİĞER YAZILAR
YUSUF ÜNLÜ(1936 -)
Cübbeli Ahmed Ünlü hocaefendinin babası Yusuf Ünlü 1936’da Giresun’un Göreli İlçesinde
YILMAZ DUMAN(1938 -)
Denizlili Emekli Lise Öğretmeni Yılmaz Duman, 1951’de Türkiye’de ilk açılan yedi İmam Hat
ÜMMÜHAN ERGÜN(1913 – 1976)
Nur Fabrikası sahibi, Denizli şehidi, İslamköylü Hafız Ali Ergün’ün akıl sınırlarını
ÛLVİYE SÜMER (1895 – 1974)
Ûlviye Sümer, Risale-i Nur’un Kastamonulu hanım kahramanlardandır… “Âsiye, Ulviye, Lütfi
TACEDDİN TOPAL(1927-2020)
Taceddin Topal ağabeyimiz Isparta/Yalvaçlıdır. Yalvaçlılar O’na Taci Dede diye biliyor ve ö
ŞÜKRÜ ALTUĞ(1914 – 1984)
Isparta’nın Sav köyü bin kalemle Risale-i Nur eserlerini yazarak çoğaltan, Hz. Üstadın ifad
ŞEVKET AKIN(1923 -2021)
Batmanlı Şevket Akın, Bediüzzaman hazretlerini 1952 yılında Isparta’da ziyaret ediyor. Aynı
ŞAHABEDDİN ÜNLÜ (1945 -2021)
Bolvadinli Emekli Edebiyat öğretmeni Şahabeddin Ünlü ile Ankara’da halef selef oluyoruz. Biz
ŞAHABEDDİN GARGILI(1924 – 2017)
Molla Şahabeddin Gargılı, 1924 yılında Bingöl’ün Kığı ilçesinde doğmuştur. Erzurumlu
SÜLEYMAN ÇAĞAN(1930 - )
Malatya/Doğanşehirli Süleyman Çağan ağabeyimiz üç arkadaşıyla beraber Hz. Üstad’ı Ispa
SAİD NUR ÇELEBİ (1948 -)
Risale-i Nur hizmetkârlarından iki bahtiyar hanedanın silsilesi Said Nur Çelebi’de buluşuyor.
- ÖMER HALICI(1919 – 1954)
- OSMAN NURİ TOL(1885 – 1955)
- OSMAN AKSOY(1940 - )
- NEVİN HALICI(1939 -)
- NECATİ AKKOYUN(1934 -)
- MÜBAREK SÜLEYMAN (KÖSE)(1898 - 1963)
- MUSTAFA CENGİZ (1929 -2021)
- MUHAMMED ALİ ÖZTÜRK (1930 -)
- MUAMMER ŞENEL (1909 – 2000)
- MEVLÜD GÖNEN (1934 -)
- MEHMED KÜÇÜKAĞA (1924 – 1976)
- MEHMED KERVANCI(1940 - )
- MEHMET GÜLEŞÇİ
- MEHMED FIRINCI (GÜLEÇ) (1928 - 2020 )
- İBRAHİM GÜL (1892 – 1956)
- HÜSEYİN BİÇER (1923 -2018)
- HÜSEYİN AKÇAY
- HATİCE SOYLU (ALTUĞ)(1930 - 2013)
- HASAN HALICI(1940 -)
- HASAN BASRİ SARIÇAM
- HAMDİ SAĞLAMER
- HAFIZ MUSTAFA ERTÜRK (1906 – 1950)
- FİKRİ MERİÇ(1935 -2021)
- EŞREF EDİP FERGAN(1882-1971)
- AV. İBRAHİM ÜNLÜ(1942 - )
- ÂSİYE MÜLÂZIMOĞLU(1881-1981)
- ALİ YILMAZ(1936 - )
- ALİ SERT(1929 – 2017)
- ALİ RIZA MUHLİS(1927 - 2016)
Kim sabreder ve affederse şüphesiz bu hareketi, yapılmaya değer işlerdendir.
Şûra, 43
GÜNÜN HADİSİ
Zühd hakkında
Kendisine çok konuşmama ve zühd duygusu verilen kimseyi gördüğünüz zaman ona yaklaşın.Zira o hikmet telkin eder.İbn-i Mace-Zühd:1
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...