Bir gün bir yerde cemaatle namaz kılıyorduk. İmam efendi farzı hızlı bir şekilde kıldırıp namaz kıldırma görevini tamamladı. Fakat nedense aynı hızlılığı tesbihatta göstermedi. Tesbihatı ağır ağır, Kur'an'ı gayet güzel bir şekilde teganni ede ede okudu. Bu durum bizde namaza dair bir yoruma sebep oldu. Namaz sonrası bu yorumu imam ve oradaki arkadaşlarla paylaştığımız için ve kabul gördüğü için buraya yazıyoruz.

Bediüzzaman'ın hem namazla hem de namaz kılan ve kılmayanla ilgili çok özlü sözleri vardır. Önce bunların birkaçını burada zikredelim sonra da bir yönüyle durumu yorumlayalım:

"Namaz ne kadar kıymettar ve mühim, hem ne kadar ucuz ve az bir masraf ile kazanılır."

"Namazda ruhun ve kalbin ve aklın büyük bir rahatı vardır. Hem cisme de o kadar ağır bir iş değildir."

"Namaz kılan fani ömrünü bir cihette ibka eder. (Baki kılar.)"

"Namazın ef'al ve akvali: Abd, kendi ihtiyacını ve bütün mahlûkatın fakr ve ihtiyacatını sual ve dua lisanıyla izhar ve Rabbın ihsan ve in'amatını şükür ve sena ile elhamdülillah ile ilan etsin."

"Namazsız adam ne kadar divane ve zararlı olduğunu iki kere iki dört eder derecesinde kat'i anlarsın.."

"Yirmi dörtten bir malını kazancı musaddak bir hazine-i ebediyeye vermemek; ne kadar hilaf-ı akıl ve hikmet hareket ettiğini, ne kadar akıldan uzak düştüğünü, kendini akıl zanneden adam anlamaz mı?"

Arkadaşlara yaşadığımız bu hızlı namaz kılma mevzusunu anlatmadan önce şöyle bir misal verdik:

Düşünelim ki bir adamın, birisine borcu var. O kişi borcunu ödemeyip veya az bir miktarını ödeyip öte yandan iyilik olsun diye bir adama ödemediği borcundan daha fazla para verse, elbette ki borcunu ödemiş olmaz. Borç ayrı, ikram ve sadaka ayrıdır.

İşte namaz da böyledir. Bir insan Allah'a borcu olan namazını alelade hemencecik kılıp arkasından rahat rahat tesbihat yaparak, sohbet yaparak sevap kazanmak istese aynı duruma düşer.

Namaz dinin direğidir. Namaz müminin miracıdır.

Elbette ki çadırın ortasındaki direk çevresindeki kazıklardan daha önemlidir.

Elbette ki Allah'la görüşmek diğer bütün görüşmelerden üstündür.

Namaz yiyeceklerin özü olan glikoz, protein gibi ibadetin özüdür, fihristesidir.

Eğer insanın zamanı azsa namazı doğru dürüst kılıp tesbihatı hızlı yapabilir. Çünkü tesbihat yolda da işte de yapılabilir. Ancak namazın yeri seccade, yönü de kıbledir. Bütün zamanlar namaza feda edilebilir; fakat namaz hiçbir şeye feda edilemez. Farz ayrı, vacip ayrı, sünnet ayrı, müstehap ayrıdır. En birinci farz ibadeti, namazdır ve bu farz ibadeti her zaman diğer farz ibadetlerinin önündedir.