ÂLİM KOYUN OLUR KUŞ OLMAZ

Bediüzzaman’ın Sözler Kitabı’nın sonundaki Lemaat bölümünde şöyle bir vecize var; “Hazmolmayan İlim Telkin Edilmemeli.” Bu başlığı taşıyan vecizenin izahı da şöyle:


İbrahim Köse

ibrahimkose60@gmail.com

2013-11-30 21:23:25

Bediüzzaman'ın Sözler Kitabı'nın sonundaki Lemaat bölümünde şöyle bir vecize var; "Hazmolmayan İlim Telkin Edilmemeli." Bu başlığı taşıyan vecizenin izahı da şöyle:

-Hakiki mürşid-i âlim koyun olur, kuş olmaz; hasbî verir ilmini. Koyun verir kuzusuna hazm olmuş musaffâ sütünü. Kuş veriyor ferhine lüabâlûd kayyını.

Hakiki mürşit, âlim; koyunun kuzusuna verdiği temiz süt gibi temiz bilgileri samimi bir hava içinde, empati yaparak vermeli. Kuşun yavrusuna verdiği kusmuk gibi hazmolunmamış, belki kendisi bile inanmadığı, bilgileri vermemeli. Çünkü tesir etmez.

Otuz ikinci yılını çalıştığımız, eğitim öğretim hayatımızın her aşamasında Üstad'ın bu sözünü düşünmüşüzdür. Kimi zamanlar eğitim sisteminin öğrencilere zorla ezberletilen belki öğretmenlerin de istemediği yersiz ve faydasız bilgileri hatırlamışızdır. İnsanların kendilerinin bile inanmadığı malumatları telkin etmesinin gerçek bir eğitimcilik olmadığını görmüşüzdür. Bu manada o kadar çok örneğe rastlamışızdır ki burada saymakla bitmez..

Fakat elbette ki eğitim öğretim hayatı hep kötü örneklerle dolu değildir. Başta kutsal kitaplar ve peygamber sözleri olmak üzere birçok gerçek bilim adamının, eğitim ve öğretimcinin güzel örnekleriyle de doludur eğitim öğretim tarihi. Bu bağlamda dün Kur'an okurken En'am Suresi'nin "76.77.78.79." Ayetleri'nde bir anekdota rastladık.

Hani Hz. İbrahim'in Yıldızlara, Ay'a, Güneş'e bakarak önce onlara sanki tapılacak varlıklarmış gibi düşünüp açıklama yapması ve daha sonra onların fani şeyler olduğunu açıklayarak asıl batmayan ebedi olan Allah'a tapılması gerektiğini anlattığı "79." Ayet'in mealinin devamında ilginç bir açıklama var. Bu açıklamada Hz. İbrahim'in daha önceki ayetlere dayanarak aslında bu gök cisimlerine tapılmayacağını asıl Allah'a tapılması gerektiğini bildiğini ve söylediğini ancak kavminin batıl inanç olarak bir kısım gök cisimlerine taptığı için onları hemen dışlamayıp kendisi de onlarla oturup empati yaparak onlar gibi önce yıldızlara tapılması gerektiğini söylemesi halkının hoşuna giden bu sözden sonra, yıldızların kaybolmasıyla halkına kaybolan fani şeylerin tapılmaya değmeyeceğini söylemesi ve Ay çıkınca Ay'a, Güneş çıkınca Güneş'e aynı metodu uygulayarak halkıyla birlikte oturup düşüncelerini zamana ve nesneye dayalı olarak açıklaması müthiş bir eğitim öğretim tekniğidir.

Hz. İbrahim bir peygamberken daha işin başında gerçeği söyleyip çıkabilirdi işin içinden. Fakat kendini onların yerine koyarak onlarla birlikte bu işi izlemesi, tam yerinde doğruları söylemesi ve yanlışları göstermesi, eğitimde en önemli bir husus olan: "muktezayı hale mutabık hareket etme"sidir. (Hal nasıl gerektiriyorsa öyle davranma)

Goethe: "En güçlü silah, zamanı gelmiş fikirdir" diyor. Eğitim öğretimde zaman, mekan, empati, muhatap çok önemlidir.

Kur'an'ı Kerim'deki bu kıssayı okurken insan bir eğitimcinin nelerle karşılaşacağını ve neler yapması gerektiğini çok iyi anlıyor. Bu bağlamda:

1-Eğitimci, muhatabını iyi tanımalı. Onların inancını, kanaatini ve kültür yapısını iyi

bilmeli.

2-Eğitimci, karşılaştığı yanlışları hemen reddedici değil; onların niçin yanlış olduğunu göstererek reddedici olmalı.

3-Eğitimci, muhatabı ikna edici olmalı.

4-Eğitimci, sabırlı olmalı.

5-Eğitimci, yanlışı kesinlikle kabul edici olmamalı; fakat yanlışı kabul etmediğini de

doğruyu göstererek söylemeli. Yani eğitimci "Akla kapı açmalı, ihtiyarı elden almamalı." (Bu söz de Bediüzzaman'a ait.)

6-Bütün bunlara rağmen bir eğitimci, yanlışın, yanlış olduğunu gösterip; doğrunun doğru olduğunu anlattığı halde muhatabını ikna edemeyebilir. Hz. İbrahim'in babasını ikna edemediği gibi.

Bütün bu ifadelere göre eğitimci değişmeyen kesin tavırlı olmamalıdır. Mülayim, sabırlı, empati yapan olmalıdır. Yani:"-Hakiki mürşid-i âlim koyun olur, kuş olmaz…"

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

HAŞİR RİSALESİNİN ÇAĞRIŞTIRDIKLARI

HAŞİR RİSALESİNİN ÇAĞRIŞTIRDIKLARI

Bu ayette iman esaslarının –Allah’a imandan sonra- ikincisini teşkil eden ölümden sonra yen

KADER RİSALESİ’NDEN İZAHLAR-3

KADER RİSALESİ’NDEN İZAHLAR-3

“Evet Kur'anın dediği gibi, insan seyyiatından tamamen mes'uldür. Çünki seyyiatı isteyen od

KADER RİSALESİ’NDEN İZAHLAR-2

KADER RİSALESİ’NDEN İZAHLAR-2

BİRİNCİ MEBHAS: Kader ve cüz'-i ihtiyarî, İslâmiyetin ve imanın nihayet hududunu gösteren,

KADER RİSALESİ’NDEN İZAHLAR-1

KADER RİSALESİ’NDEN İZAHLAR-1

Kıymetli ziyaretçilerimiz, geçen Şubat ayı içinde dar-ı bekaya irtihal eden merhum Prof. Dr.

DOKUZUNCU SÖZ'DEN BİR DERS

DOKUZUNCU SÖZ'DEN BİR DERS

Geçen Şubat ayında Rahmet-i Rahman’a tevdi ettiğimiz merhum Prof. Dr. Alaaddin Başar beyin Na

BİR MODEL OLARAK “MANA-YI HARFİ”

BİR MODEL OLARAK “MANA-YI HARFİ”

Mana-yı harfi, sanatın arkasında sanatkârı görmek ve göstermektir. Daha ilerisi, bu bilinci i

ÖLDÜKTEN SONRA DİRİLİŞİN İSBATI

ÖLDÜKTEN SONRA DİRİLİŞİN İSBATI

Geçtiğimiz cumartesi akşam davet edildiğim yerde önüme bir metin koydular: -Hocam, bu akşam

EKONOMİK KRİZ VE BEDİÜZZAMAN

EKONOMİK KRİZ VE BEDİÜZZAMAN

EKONOMİK KRİZ VE BEDİÜZZAMAN Ünlü sosyal antropolog Gellner’in Sovyetler Birliği’nin yı

MEDENİYET VE BEDİÜZZAMAN

MEDENİYET VE BEDİÜZZAMAN

Külliyatında Bediüzzaman, bize somut bir medeniyet projesi vermez. Zaten ondan böyle bir proje b

FELSEFE VE BEDİÜZZAMAN

FELSEFE VE BEDİÜZZAMAN

Felsefe deyince insanın aklına çok sayıda soru takılmaktadır. İlk olarak felsefe nedir? sorus

NURSİ’DE DEVLET ALGISI-2

NURSİ’DE DEVLET ALGISI-2

Siyaset-Şeriat Özdeşliği Burada ilk olarak Bediüzzaman’ın tek parti dönemindeki “siyaset

Onlar, bollukta da, darlıkta da infak edenler, öfkelerini yenenler ve insanlar (daki hakların)dan bağışlama ile (vaz) geçenlerdir. Allah, iyilik yapanları sever.

AL-İ İMRAN,134.AYET

GÜNÜN HADİSİ

Hikmetli söz, müminin yitiğidir. Onu nerede bulursa almaya en layıktır.

Tirmizi, İlim, 19.

TARİHTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI