ER RYAN’I KURTARMAK VE GERÇEKLERİ SAPTIRMAK
Kıymetli Ziyaretçilerimiz, günümüzde önemli beyin yıkama vasıtalarından olan Sinema ile gerçeklerin nasıl çarpıtıldığını hepimiz iyi biliriz. Bunu en iyi kullananların Hollywood yapımcıları ve arkalarında olan Yahudi Sermayesi olduğunu da..İşte o kurnaz Yahudilerden biri olan yönetmen Steven Spielberg’in 1998 yapımı Er Ryan’ı Kurtarmak (Saving Private Ryan) adlı filminde gerçekleri nasıl çarpıttığına dair bir yazıyı dikkat nazarınıza sunuyoruz.
Kıymetli Ziyaretçilerimiz, günümüzde önemli beyin yıkama vasıtalarından olan Sinema ile gerçeklerin nasıl çarpıtıldığını hepimiz iyi biliriz. Bunu en iyi kullananların Hollywood yapımcıları ve arkalarında olan Yahudi Sermayesi olduğunu da..
İşte o kurnaz Yahudilerden biri olan yönetmen Steven Spielberg'in 1998 yapımı Er Ryan'ı Kurtarmak (Saving Private Ryan) adlı filminde gerçekleri nasıl çarpıttığına dair bir yazıyı dikkat nazarınıza sunuyoruz. Bu yazı, İkinci Dünya savaşına katılmış bir SS askerinin Spielberg'e yazdığı bir mektuptur. Mektubu dilimize çeviren ve sitemizde yayınlanmasına müsaade eden Selçuk Uygur beyefendiye teşekkürlerimizi sunuyoruz. Cevaplar.org
Sayın Bay Spielberg,
Waffen SS'in iki kez yaralanmış ve Bulge Savaşına katılmış, Macaristan ve Avusturya'da savaşmış bir gazisi olarak, filminiz hakkında eleştiri yapmama müsaade ediniz.
Bu başarılı ve etkileyici diyebileceğimiz filminiz hakkında birçok yorum okudum. Umarım filminizi bir Alman ve Alman-Amerikan bakış açısından eleştirmemde bir sakınca yoktur.
İlk olarak filmin başındaki Omaha Plajı'nın istilasıyla ilgili sahneler hakkında yorum yapamayacağım çünkü orada değildim. Ancak söylemeliyim ki savaş sahneleri gerçekçi değildi.
Filminizde orijinal Alman ekipmanlarının benzerlerini kullanmak için çaba sarf etmişsiniz. Bu ekipmanlar arasında SPW(Schützenpanzerwagen), MG-42 ve Kettenkrad'da vardı.
Normandiya'daki bunkerler içerisindeki Wehrmacht askerleri iyi resmedilmemişti. Ayrıca filmin sonundaki sokak çatışmasındaki Waffen-SS askerleri gerçek dışı bir görünüme sahiptiler.
Savaş sahnelerindeki yapmacıklık hakkında söylemek istediğim şey şu; Waffen SS askerleri sizin onları "Er Ryan" da resmettiğiniz gibi değillerdi.
Savaşta Amerikan ve Rus piyadelerinin tanklarına yapışmış vaziyette hatlarımıza hücum ettiklerine şahit oldum, ancak Waffen SS bunu yapmazdı.(Bulge Savaşı'nda ilk gördüğüm Amerikalılar, patlamış bir zırhlı aracın etrafındaki bir düzine ölü askerdi.)
Ayrıca filmdeki Alman askerlerinin saçları ya dazlaktı ya da çok kısa kesilmişti ki bu gerçekle tamamen zıt bir görüntü. Galiba Waffen SS 'i Rus ordusuyla karıştırdınız. Belki de Yahudilik damarınız tuttu ve günümüzün ırkçı dazlaklarıyla Waffen SS ve 3. Reich'in diğer askerleri arasında bir bağ kurmaya çalıştınız.
Ayrıca benim birliğimi gösterdiğiniz bölümde askerlerin yaşlı adamlar yerine 18-19 yaşlarında çocuklar olması gerekiyordu. Caen bölgesinde savaşan kahraman Hitlerjugend tümeninin subayları ile birlikte yaş ortalaması sadece 19′du!!
Ayrıca, Amerikalı askerin Alman esirlere Davut yıldızlı Yahudi kolyesini gösterip "ich jude! ich jude! (Ben yahudiyim)" dediği sahne komik olamayacak kadar abartılıydı.
Böyle bir olay gerçekten olsaydı, Alman askerlerinin birbirlerine ne söyleyebileceklerini size söyleyeyim: "Bu herif kafayı yemiş."
Gördüğüm kadarıyla II. Dünya Savaşı'ndaki ortalama bir Alman askeri için karşısındaki düşmanın ırkı, dili, rengi veya dininin önemli olmadığını bilmiyorsunuz. Alman askeri bunu ne bilirdi, ne de önemserdi.
Ayrıca filmin açılış sahnesinde mezarlıkta bir sürü Hıristiyan haçının ortasındaki tek başına duran Yahudi yıldızını göstererek büyük bir karar hatası yapmışsınız.
Sizin burada vermek istediğiniz mesajı anladım, ancak filmi izleyen herkes Yahudi yıldızını gördükten sonra yüzlerce haç arasında "Bir yahudi yıldızı daha var mı?" diye sorup mezarlığı taramaya başlıyor.
Aslında siz bu sorunun cevabı biliyorsunuz. Bu sahnede vermeye çalıştığınız mesajın etkisi maalesef ters tepti. Bu sahne, II. Dünya Savaşı'nda Yahudilerin nüfuslarına oranla büyük katılımda bulunup gönüllü oldukları ve canlarını verdikleri iddiasını çürütüyor.
General Patton'un gömüldüğü Lüxemburg mezarlığına gittim ve kaç Yahudi yıldızı var diye saydım. Hiç Yahudi yıldızı olmaması beni şok etti.
Aynı şey 1.Dünya Savaşında Alman ordusu için de geçerli. Her zaman: "12.000 yahudi Almanya için kendini feda etti" denir. Böylece aslında yüksek olmayan genel Yahudi katılımı yüksek gösterilmeye çalışılır. Belki de bu "12.000 lafı"nın manası şudur: "Biz üstümüze düşeni yaptık."
2. Dünya Savaşı sırasında Amerikan halkının %25′i kendini Alman-Amerikan olarak tanımlıyordu. Savaş sırasında bu vatansever Alman-Amerikalılar orduya katıldılar. Ordunun genel mevcuduna olan oranları, nüfusun geneline olana oranlarına ya eşitti ya da daha fazlaydı.
Ama filmde Amerikan askerleri arasında bir tane bile Alman ismi duymadık. Nimitz, Arnold, Spaatz ve hatta Eisenhower isimlerini unuttunuz mu yoksa? Belki filmdeki Pennsylvania'lı Yüzbaşı Miller'in ismi sonradan İngilizleşmiş bir Alman ismidir. Gördüğüm kadarıyla Alman isimlerinin eksikliğinin sebebi günümüzde Beyaz Saray'daki katıldığınız devlet yemeklerinde çok az Alman isimli şahıs olmasından kaynaklanıyor.
Belki de bazı insanlar "Goldberg, Silverstein, Rosenthal ve Spielberg" gibi Almanca isimlere benzeyen isimlerin Alman-Amerikanları temsil etmek için yeterli olduğunu düşünüyordur.
Son eleştirim ise filmde çatışma ardından yakalanan Almanların hemen infaz edilmeleriydi. Amerikan 2. Dünya Savaşı literatüründe bu tip olayların anlatıldığından daha çok yaşandığı belirtiliyor. Uluslararası yasalara aykırı olan bu tip davranışların genelde tek özrü "az önce çok sevdiği bir arkadaşının Almanlar tarafından öldürülmesi"ydi. Bu tip bir olayın ardından işlenen savaş suçları anlaşılabilir ve affedilebilir şeylerdi. Filminizde bu şekilde davranmayan ve silahını bırakan askerleri vurmayan bir asker(Onbaşı Upham) korkak olarak lanse ediliyor ve öyle gösteriliyor.
Eski bir Alman askeri olarak söylemeliyim ki bizim aramızda böyle alışkanlıklar yoktu, nasıl diyelim, bu Aryan olmayan davranışlar. Ocak 1945′de sert bir çarpışmanın ardından 10 Amerikan askeriyle beraber oturduğumuzu hatırlarım. Amerikalılar kendilerine yaptığımız muamele karşısında çok şaşırmışlardı.
Sebebini merak ediyorsanız söyleyeyim. Bizim ülkemizde düşman karşıtı nefret propagandası yapılmıyordu. Ama Amerikalı ve İngiliz askerlerin çoğunun savaşma istekleri sizin gibi yönetmenler tarafından çekilen Alman karşıtı savaş filmlerinden kaynaklanıyordu.
(Bu arada hatırlatırım. O dönemlerde UFA stüdyolarında bir tek Yahudi yönetmen olmamasına rağmen, tek bir Amerikan karşıtı film izlemedim.)
Saygılarımla,
Hans Schmidt
P.O. Box 11124
Pensacola, Florida 32524-1124
Kaynak
http://www.selcukuygur.com
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
MUALLİMLERİMİZ NELERE DİKKAT ETMELİ?
İnsanları tenvir ederek cehaletten halas eden, onları atalet ve sefaletin karanlık gecelerinden
HÜRRİYET ADINA KAYBETTİKLERİMİZ
Dr. Alexis Carrel Her insan keyfine göre yaşamak ister. Bu insanın doğuştan gelen bir dileğid
ŞAFAĞIN IŞIĞINDAKİ SIR
“Annemin memnun bir eda ile: “Bu sabah kahvaltıdan önce ne yaptığımı dünyada tahmin edeme
UBEYDULLAH-I AFGÂNÎ İLE SEBÎLÜRREŞÂD İDÂREHÂNESI’NDE BİR MUHÂVERE
Ubeydullah-ı Afgānî” nâmında bir zât tarafından geçenlerde Kavm-i Cedîd ünvânıyla neş
MAÂRİF, DİN EĞİTİMİNİ EN İYİ ŞEKİLDE VERMELİDİR
İnanmak yaradılışın bir gereğidir. Din, aklın mâverâsında, zekânın fevkinde bir mürşi
MELİK FAYSAL’IN YAHUDİ KİSSİNGER'E VERDİĞİ TARİHİ CEVAP
Melik Faysal'ın en önemli gayelerinden birisi, Filistin meselesi ve Mescid-i Aksâ'nın hürriyeti
NESLİN EĞİTİMİNDE MAARİFE DÜŞEN VAZİFELER
Mânevîyatsız ilmin, beşeriyete felâh ve huzur yerine, şüphe, tereddüt, hatta ızdırap verdi
NASIL BİR MAARİF?
Yıllardır ilmî ve fikrî çalışmalarım arasında memleketimizin mânevî, ahlâkî, derûnî
GENÇLERİ HEDONİZM ÇILGINLIĞINA İTENLER
Diyorlar ki: Dünyaya bir kere gelinir. Sonun başlangıcı yoktur. Gülün, eğlenin, bir yıldır
HİCRET VE HAREKET
Hicret, tâ ezelden ebede, âlem-i vücubdan âlem-i imkâna, daire-i ilimden daire-i kudrete, tâ
ORUÇ, ORUÇ BOZMAK VESAİRE
Ramazan ayının hususiyeti oruç. Orucun hususiyeti de kendisine ait meseleler. Başında; tutan tu
- HEKİM VE FİLOZOF GÖZÜ İLE RAMAZAN
- HÜZÜNLÜ BİR HAYVANAT BAHÇESİ GEZİSİ
- YİRMİNCİ ASRIN BAŞINDA ANADOLUDA PAZARIN NAMUSU
- BİZ DE RAHATSIZIZ
- "BANA KUR’AN YETER!”
- MEALCİ KARDEŞLERİME KUR’AN’DAN MİSAFİRPERVERLİK DERSİ
- MEZHEPLERE TÂBİ OLMAYANLAR
- ‘KADİR GECESİ BİN AYDAN HAYIRLIDIR’ NE DEMEKTİR?
- İKİ PEYGAMBERİN DOĞUM GÜNLERİ
- “BİR ALLAHSIZA CEVAP”
- YEDİ YAŞIN ÖNEMİ
- DÜŞÜLEN MÜHİM BİR HATA
- YALANCININ MUMU
- BEN OLACAKTIM Kİİİİİ
- AĞIRLIĞINI DUYMAK
- SON ASIRDA TASAVVUFTA TECDİD YAPAN ÜÇ ŞAHSİYET
- KURBAN KESMEK KİMLERE VÂCİPTİR?
- KURBAN
- DİLİMİZE BİR ŞEY OLDU
- NERDE O ESKİ GÜNLER
- YALAN DOLAN SONRASI YAPILAN ASKERÎ DARBELER
- BAYRAMLA İLGİLİ SÜNNET VE ADABLAR
- BİR KOLERA SALGINI HATIRASI; NURİYE ABLA
- “GUSL-İ İÇTİMÂİ”
- İMANIN ÇİÇEĞİ RAMAZAN ORUCU
- EVLİYA
- BERAAT GECESİ İLE ALAKALI ÜÇ YANLIŞ MESELE
- ALLAH’IN AHLAKIYLA AHLAKLANANLAR
- ATEİST, DEİST ve BİLİME DİN GİBİ İNANANLARA SORULAR
"Ey inananlar! Rabbinizden korkun.Çünkü kıyametin saatinin depremi cidden korkunç bir şeydir.
Hac:1
GÜNÜN HADİSİ
İşçinin alın teri kurumadan hakkını veriniz.
İbn-i Mace
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...