Bir çoban vardı Allah'ım. Önünde belki dünyanın en kalabalık sürüsü olan. Ama ne çobandı o çoban? Asıl çobanlığı 1400 yıl önceki ustasından Hazret-i Muhammed Mustafa'dan almıştı.

Bu son asrın koca çobanı elbette ki sürüsünü dağdan aşırırken, ovada gezdirirken, çölden geçirirken ve okyanusta sularken elbette ki o sürünün bir de Kıtmir köpeği vardı. Bu köpek de efendisine bağlı kalarak yıllarını o Üstad'ın yolunda o sürüyü korumak için geçirirdi. Tilki gördü ardından koşturdu. Çakal gördü kovaladı. Kurt gördü karşısına dikilerek boğuştu. Ayı gördü havlayıp sahibini haberdar etti. On yıllardır bu hizmeti kendince sadakatle yapmaya çalıştı. Ancak şimdi başka bir şey oldu Allah'ım:

Bu defa kurtlar sürüye değil de hep birlikte sürünün köpeğine saldırdı. Zaten yaşlanmış olan zavallı Kıtmir bu saldıran kurtların, hangisiyle baş etsin? Hangi birini göğüslesin Allah'ım?

Ey Allah'ım bu Kıtmir öyle bir karanlık gecede öyle bir saldırıya maruz kaldı ki bu dehşetli tehlikeyi ancak sen görebilirsin ve ancak sen anlayabilirsin. Ne olur Allah'ım ya sen hemen sürü sahibine haber ver de bu yıllardır onun sürüsünün Kıtmiri olan bu zavallının halini fark etsin de buraya nazar edip o büyülü asasıyla bu aç ve saldırgan gece kurtlarını defetsin. Veya Allah'ım ne olursun bizzat sen yeryüzüne saldığın bu aç kurtlarını bizim üzerimizden çek. Onlara, onların istediği şehir leşlerinden istedikleri kadar ver de, hem bizimle hem nöbettar olduğumuz sürüyle hem de mübarek Üstadımızla uğraşmasınlar. Ne olursun ey yüce Rabbim, bu zamanın en parçalayıcı canavarları olan facebook'tan, twitter'den, e postadan ve cep telefonlarının her türlü gizli ve aşikâr saldırılarından bizi ve çocuklarımızı koru. O gizli ve karanlık gecelerin saldırgan kudurmuş köpeklerinden bizi koru Allah'ım.

Ya Rabbi hiçbir çoban sürüsünü koruyan Kıtmirini kurtlara yem vermez. Sen de bu Kıtmiri bağlı bulunduğu çobanının yüzü suyu hürmetine koru.

Bir de şöyle düşünüyorum Allah'ım. Karnı acıkmış bir ev köpeği zengin olan sahibinin kapısına yatıp yiyecek bir şey beklerse ayıp mı olur? Sahibi de ona yüz binlerce misafiri ağırladığı binlerce sofradan arta kalan bir parça ekmek atarsa bir şey mi kaybeder Allah'ım? İşte ben de senin kapında bir Kıtmirinim Allah'ım. Şu anda o kadar acıkmışım o kadar acıkmışım ki işte kapında uzanmış hareketsiz yatmaktayım. Sen elbette ki içerideki kameralardan benim bu halimi görmektesin. Ne olur Allah'ım kapının kulu kölesi olan bu Kıtmiri geri çevirme. Bir lokma ekmek gibi bir inayetini, bir yudum su gibi bir rahmetini ve bir soluk hava gibi bir yardımını ondan esirgeme.

Kıtmirin olayım Allah'ım, bu helaket ve felaket asrında bizi muhafaza et. Bize yardım et. Bizi bu zamanın kıtmiri olarak kapında tut. Bir gün Ashab-ı Kehf'in köpeği cennete girdiğinde biz de Risale-i Nur'un kıtmiri olarak cennete girmiş olalım, ne olur Allah'ım!