ESAD COŞAN HOCAEFENDİ’DEN BİR GÜLDESTE-14
Bugün ülke içinde ve dışında, İslâm'ı yaymanın, geliştirmenin, sevdirmenin, korumanın ana metodu iyilik, sabır, sevgi ve merhamettir; sertlik, inat, kavga ve savaş değil! İyi bir müslüman: Şeksiz-süphesiz sağlam bir iman sahibi, âhirette kazanmayı düşünen, fedakâr, sabırlı, merhametli; affedici, sevgi ve saygı dolu, iyi ahlâklı, geçimli, tatlı dilli, güleç yüzlü, hayırsever...
Bugün ülke içinde ve dışında, İslâm'ı yaymanın, geliştirmenin, sevdirmenin, korumanın ana metodu iyilik, sabır, sevgi ve merhamettir; sertlik, inat, kavga ve savaş değil! İyi bir müslüman: Şeksiz-süphesiz sağlam bir iman sahibi, âhirette kazanmayı düşünen, fedakâr, sabırlı, merhametli; affedici, sevgi ve saygı dolu, iyi ahlâklı, geçimli, tatlı dilli, güleç yüzlü, hayırsever... bir kimsedir, böyle olduğunu herkese göstermelidir. Sevgili Peygamber efendimiz sallallâhu aleyhi ve âlihî ve sellem- "Kimseye sokulmayan, kimseyle geçinemeyen, ülfet etmeyen, kendisiyle ülfet ve ahbaplık edilmeyen kimsede hiçbir hayır yoktur" buyuruyor İSLAM, KASIM 91
Bugün her müslüman hâline, görünümüne, giyimine, davranışına sözüne, işine çok dikkat etmeli, ihtimam ve itina göstermeli, kötü bir intiba uyandırmaktan şiddetle kaçınmalı ki uzaktan ona bakanlar, ona kızıp, ondan nefret edip İslâm'dan da uzaklaşmasınlar. Her müslüman başkalarına İslâmı tanıtmaya, sevdirmeye çalışmalı; bunun için de kendisini iyi bir örnek, imrenilen, beğenilen bir şahsiyet haline getirmeğe olağanüstü bir gayret göstermelidir; eğer Allah celle celalühü'nün rızasını kazanmak istiyorsa yol bu yoldur, başarıya da buradan gidilir ve ulaşılır. İSLAM, KASIM 91
Konuştuğum insanlar hep müslüman; ama birçoğu İslamı derinliğine kavrayamamış, çeşitli gayrimüslim dış tesirlerin, menfi propagandaların etkisinde yanlış bilgiler, görgüler, fikirler, alışkanlıklar, huylar kazanmışlar, onlarla yaşayıp gidiyorlar. Nefislerini terbiye edememiş, iyi-ahlak ve yüce adabı öğrenememişler. Diplomaları, mevki ve makamları, çeşitli maddi imkânları olsa da, Kur'an ahlakından, tasavvuf adabından, kalp ve gönül ahvalından, iz'an, ihsan ve irfandan mahrumlar.
Bu yüzden müslümanız diyorlar ama birçok günahlara müdavimler; haramlara bulaşmışlar, hatalara alışmışlar...
Evliler, ama evlilikte İslami dengeyi kuramamış, mutluluğu sağlayamamışlar..
Dervişler, ama tasavvuf ve tarikatın ana hakikatlerini yıllar geçmiş, hala öğrenememişler..
Mücahidiz diyorlar, ama cihadları ters istikamette, ayetlere, hadislere aykırı..
Hâsılı ülkede yaygın bir cehalet ve eksik bir eğitim hâkim. KADIN VE AİLE EYLÜL 90
İslam, sadece namaz, oruç, hac, zekat değildir; sadece sakal, sarık, cübbe değildir; sadece başörtüsü, çarşaf, saye, harmani, peçe, şalvar değildir; sadece savaş, kılıç, kalkan değildir; İslam tek yönlü, sığ, tek, yeknesak, monoton, bir atımlık, göstermelik gayret değildir..
Bilakis İslam özge ve yüce bir yaşam biçimidir, bir ömür boyu daimidir, bir pırlantanın çeşitli yüzleri gibi yönleri vardır, binbir ışık cümbüşüdür, rengârenk güzel davranışlar ve edepler manzumesidir, sayısız zevkli görevler, bütünüdür, çok yararlı buyruklar, çok hikmetli yasaklar ve kurallar getirmiştir; eksiksiz bunların hepsini uygulamak lazım; sağlık, ruha huzur, kalbe itminan, eve mutluluk, topluma dirlik ve düzen ancak böylece kazandırılabilir. KADIN VE AİLE EYLÜL 90
İslam bir hadis-i şerife göre tamamen güzel ahlaktan ibarettir. İnsanlar ekseriyetle güzel huyları sebebiyle cennete gireceklerdir. KADIN VE AİLE EYLÜL 90
İyi bilelim ki: En önemli iş eğitim, en önemli araç basın KADIN VE AİLE OCAK 90
Başarı, çalışmaların samimiyet, ciddiyet, kuvvet ve kesretine bağlı. KADIN VE AİLE OCAK 90
Bütün ciddi faaliyetler, kaliteli ve uzman kadrolar vasıtasıyla başarıya ulaşabildiğinden, şahsen çok iyi yetişmiş olmamız gerekiyor. Bunun için boş zaman harcamadan gayret etmeli, iyi bir tahsil yapmalı, iyi bir yabancı dil ve Arapça eğitimi görmeli, iç ve dış neşriyatı dikkatle takip etmeli, "ilmi araştırmaya" grup çalışmasına ve "iştişare"ye çok önem vermeli, verilen sosyal ve dini görevleri ihlas ve fedakarlıkla yaparak, iş içinde bilgi ve tecrübe kazanmaya çalışmalıyız. (Şahsi ve münferit, derbeder ve dağınık, nefsanî ve bencil davranışlar "İslam davası" na büyük zarar vermektedir; bu konuda pratik çözüm, kurduğumuz vakıf, dernek, şirket ve sair organizasyonlarımızda, şahsımıza en uygun, en iyi görev yapabileceğimiz bir noktada hizmete katılmak ve yükün bir kısmını omuzumuza almaktır.) İLİM SANAT ŞUBAT 92
Büyük projeler tahakkuk ettirmemiz, yaşamamız ve başarı kazanmamız için şart olduğundan; her türlü imkân ve müktesebatımızı idealimize tahsis etmeli, her türlü maddi ve mali, bedeni ve zihni fedakârlığa ve bağışa seve seve razı ve hazır olmalıyız.
Küçük çaptaki geçim ve kazanç kuruluşlarından, bundan böyle ithalat ve ihracata, kaliteli ve güçlü imalata, uluslararası rekabete yönelik dev ticari müesseseler, holdingler ve çok uluslu şirketler kurmaya geçmek için, iş sermayelerimizi mutlaka birleştirmeliyiz.
Dış ülkelerden yeni ve ihlaslı, dürüst ve inançlı şahıslar tanımalı, dostlar edinmeli, gruplarla iyi ilişkiler geliştirmeli, sağlam koloniler kurmalı, yerli halklarla her türlü kültürel, sosyal, ticari ve iktisadi bağları, sağlam bir şekilde temin ve tesis etmeliyiz.
Ana gayemiz Allah rızasını kazanmak ve İslam'a hizmet olmalı; tevhid inancının ve eşsiz değerdeki İslam kültürünün muhafazasına, geliştirilmesine, yayılmasına, cihan şumul İslam kardeşliğinin tesisine, dost ülkeler ve halklarla aramızda, din, dil ve kültür birliğinin kurulmasına ve sağlamlaştırılmasına son derece dikkat ve gayret etmeli, dinsizlerin zıt çalışmalarına, komplolarına ve İslam muhaliflerinin menfi faaliyetlerine karşı çok müteyakkız olmalıyız. İLİM SANAT ŞUBAT 92
 Gizli bir şer merkezi, daimi Müslümanların başına çorap örmekle meşgul... KADIN AİLE AĞUSTOS 92
Bütün insanlar Hz. Âdem'in evlatlarıdır; müslümanlar ayrıca birbirlerinin din kardeşidir; Türkiyeliler ise birbirleriyle daha başka bağlarla da bağlı vatandaşlar, kültürdaşlar, ülküdaşlar, kaderdaşlardır; birbirleriyle komşuluk, akrabalık, hemşehrilik ilişkileri kurmuşlar, iyice yakınlaşmış, içli dışlı, senli benli, sımsıkı, sıkı fıkı olmuşlardır. Arada bu kadar dost, ahbab, yaren, kardeş olma sebep ve vesilesi var iken; suni uyduruk, sahte, zorlama, zoraki, zorba, zalim ayrılıklar, husumetler, küslükler, kinler, düşmanlıkları niye? İSLAM OCAK 94
İran'la bizim zıtlaşmamızın tarihte hiç bir faydası olmamıştır. İran'la biz problemlerimizi çözebilirsek, Güneydoğu Asya ve Orta Asya'yla tıkanıklığı açmış olacağız, bütünleşme imkânı bulacağız; bunu mutlaka yapmalıyız! İran'ın 50-60 milyon nüfusu, bizim 60 milyon nüfusumuzla birleştiği zaman, batının istediği her şeyi yapmak zorunda olmayan bir güç oluşturabiliriz. İSLAM, MART 93
Rusya'dan sonra, Amerika yetkili yöneticileri de, devletlerinin çökme, gerileme ve dağılma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu; çünkü gençlerin iyi yetişmediklerini, ciddî iş ve sorumluluk yüklenmediklerini, içki, uyuşturucu ve sekse müptela olduklarını, kaliteli olumlu gençlerin %3 kadar az bir oranda kaldıklarını söylüyorlar, feryat ediyorlar. Evet işte Amerikanvari terbiyenin- bizce önceden malum-vahîm sonuçları! PANZEHİR, OCAK 92
Şu buhranlı asrımızın bütün sosyal, ekonomik, ferdî, bedenî ve ruhî dertlerinin devası, çaresi ilacı İslâm inancı, ahlâkı, ibadetleri, ahkâmı ve erkanıdır. Sadece İslâm, "nefsi", insanın en tehlikeli ve en azılı düşmanı olarak gösteriyor, onunla mücadeleyi "cihad-ı ekber: en büyük dinî savaş" olarak tavsif ediyor, "heva-yı nefse" uymamayı emr ediyor. Çünkü İslâm'ın ana stratejisi: tehlikeleri ve haramları, köklerini ve kaynaklarını kurutarak önlemektir PANZEHİR, OCAK 92
Güneydoğu'daki olaylar bir bakıma Allah'ın bize bir işaretidir. Çok çalışmalıyız, çok planlı olmalıyız, pek çok ihtimalleri değerlendirmeliyiz. Bir şeyi, olmadan çok önce kestirebilmeli, cimrilik yapmadan, gevşeklik yapmadan tedbirleri çok güzel alabilmeliyiz. İleriye dönük işlerimizin, gelecek ayların, yılların planını muntazam yaparsak, Türkiye'nin bölünmesi, halkının anarşi ile birbirinin gırtlağına sarılması, istense de olmaz. Ama ilerde olabilmesinin hazırlıkları yapılıyor, tohumları atılıyor. O halde, olmaması için biz de şimdiden tedbir almalı, güzel tercihler yapmalı, onlara fırsat vermemeliyiz. İSLAM KASIM 93
Zalime tebessüm bile günahtır; kaş çatın, hakkı söyleyin, ağır söyleyin, nasihat edin; nush ile uslanmayanın hakkı kötek olduğunu herkes bilsin, ayağını denk alsın, milletten korksun, hizaya gelsin, islah olsun veya defolsun, cehenneme gitsin!
Sahtekârlar karşılarında dipdiri, uyanık, hakkını yedirmeyen, yiyenden hesap soran, yediğini geri alan civa gibi bir millet görsünler!..
Dış düşmanlar, milletin azminden, metanetinden, cesaret ve şecaatinden titresinler! Bu asil ve necib milletin kuru gürültülere pabuç bırakmayacağını, dış düşmanların iç uşaklarını tespit ve teşhis etiğini anlasınlar da Kıbrısımız çin, İstanbulumuz için, Doğu ve Güneydoğu Anadolumuz için ham hayallere, cıvık heveslere kapılmasınlar. Düşmanlıklarının bir tezahürü, planlarının bir parçası olarak, sosyal ve ekonomik bünyemizi de böyle oyunlarla çökertmeğe kalkışmasınlar. İslâm, Mayıs 1994
Bir insanın şimdiki haline bakmayacaksınız; onun içindeki iman potansiyeline bakacaksınız. Bir kâfirin şu andaki haline bakmayacaksınız; onun potansiyel olarak müslüman olma ihtimali olduğuna bakacaksınız, ona da güzel ahlakla davranacaksınız. Ona da İslam'ın güzelliğini göstereceksiniz.. Ona da, ahlakı İslamiye'nin ne kadar derin olduğunu anlatacak muamelede bulunacaksınız. İSLAM NİSAN 93
Birleştirici olmak zorundayız, küçük dostlukları geliştirmek zorundayız ve Allah'ın bize verdiği tüm imkan ve güçleri kullanmak zorundayız. Memleketimiz içindeki tüm grupların, İslam'ın hizmetine iştirakini sağlamak zorundayız. Küstürmek, karalamak, itham etmek, kızdırmak, zorla günaha sokmak, pasif hale getirmek; bu doğru değil.
O bakımdan mutlaka, sizin dışınızdaki insanların güzel taraflarını görmeyi öğreneceksiniz!.. Kusurlarına rağmen insanları sevmeyi öğreneceksiniz!.. Gülün dikenine değil, rengine ve kokusuna bakacaksınız ve kusurlu olarak kendinizi göreceksiniz. İSLAM NİSAN 93
Onun için müslüman gruplar arası koordinasyonu mutlaka sağlayacağız, planlı programlı olacağız. Bizim yapmak istediğimiz bir hayrı, bir başkası yapıyorsa; onun yapmasına öncelik tanıyacağız ki, biz başka işle meşgul olalım. Baktık ki, şu işi bir başka kardeşimiz yapabiliyor; "Allah senden razı olsun, buyur sen bu işi yap! Sen o işte çalışırken, ben de şu işi yapayım" diyeceğiz. Rekabete lüzum yok!.. Birimiz bir işi yapıyorsak, öteki başka işi yapsın; daha ötekisi başka bir işi yapsın İSLAM NİSAN 93
İnsan kazanmaya, gönül almaya çok dikkat edilmeli. Dostluklar, dostluklar, dostluklar.. Kalb kazanmak, arkadaş edinmek, her gün arkadaşlarını biraz daha artırmak.. Adres defterine yeni isimler eklemek.. Yeni ziyaretler -ziyaretler de Allah rızası için olmak şartıyla- yapmak... Birbirlerini Allah için sevenlerin mükâfatı çok fazladır. Onun için, sevgi bizim sermayemiz, sevgi bizim kazanç kapımız!.. Birbirimizi seveceğiz ve kardeşliği geliştirmeye çalışacağız, yaygınlaştırmağa çalışacağız. Eninde sonunda inananların birlik ve beraberliğini mutlaka sağlayacağız. İSLAM NİSAN 93
Muhakkak ki, ilimlerin en yükseği, Allah'ı bilme ilmidir, "ma'rifetullah"tır. Amma, bugün artık acı tecrübelerle çok iyi biliyoruz ki, ihmal edilen dünya bilgisi de, müslümanlara bir ahiret azabı sebebi olabiliyor!.. Bir müslüman ülkenin felaketine sebep oluyor, düşman karşısında hezimetine sebep oluyor; yıkılmasına, ezilmesine, zulme uğramasına sebep oluyor. Zalimler, sonunda müslümanlara baskı yaparak, ters telkinler yaparak, cebri dinsiz eğitim yaparak nesilleri dinden, imandan uzaklaştırabiliyor. Onun için, ilimlerin hepsi, hem din ilimleri, hem dünya ilimleri bizim için sevimlidir, sevgilidir, muhteremdir, baş tacıdır... İSLAM MAYIS 93
Bu kitap, çıkar çıkmaz eskir. Çıktığı anda eskimiş demektir.. Kitap, klasik bilgileri verir. O klasik bilgiler eskimiştir, uzun zaman eleştirilmiştir, konuşulmuştur, bu arada kitaba girecek birçok yeni konular ortaya çıkmıştır. En yeni bilgiler, mesleki mecmualardadır. Onun için, mesleki mecmuaları takib seviyesine gelmemişseniz, çalışmalarda ilim ve teknik şartını yerine getirmemişsiniz demektir. İSLAM MAYIS 93
Bir de yapmak istediğiniz şeyi "en güzel şekilde" yapmaya çalışın ve kullandığınız araç "en güzel" olsun!.. Bilgisayar kullanmayı öğrenin!.. Çünkü, süratle arayıp bulma, tasnif etme imkanları oluyor.. vs. Databanklara üye oluyorsunuz, ordan bilgiyi alıyorsunuz.. Herhangi bir ülkedeki bir yere bilgisayarla bağlanıyorsunuz, oranın kütüphanesinden istediğiniz neşriyatı, evinizdeki ekrana getirmek mümkün oluyor.. Bu çok güzel bir şey!.. Ben eskiden üniversitede hoca iken, kütüphaneler niye beşte kapanıyor diye kahrolurdum. Çünkü, dört buçukta adam gözümün içine bakmaya başlardı. Beşe çeyrek kala, "Lütfen hocam, kitabı verir misiniz?" derdi; saat beşte kapanacak diye.. Ben de sabah akşam oraya gidiyordum. Kütüphanede bir şahısla bir sohbet açsak, iki dakikam kaybolsa üzülürdüm... Şimdi evinde, ekrandan istediğin bilgi gelecek karşına.. Çok güzel bir şey. İSLAM MAYIS 93
Müminler, izzetle, şerefle, itibarla, rahat ve müreffeh yaşamak; huzur ve saadete ermek, yüce manevi derecelere yükselmek, iki cihanda bahtiyar olmak temenni ediyorlarsa, en çok ihlâsı, iman-ı kâmili, irfanı tahsile sa'y ü gayret eylesinler. İSLAM TEMMUZ 92
Din", karşılık demektir; "maliki yevmid-din", yani insanların yaptıkları işlerin, iyi veya kötü, karşılığı ne ise onun verileceği gün. İSLAM TEMMUZ 93
Demek ki insanların, toplumların başarısı, yükselmesi, Allah indinde makbul kul olması, Allah'ın lütfuna ermesi, mükâfatına mazhar olması, teyidine mazhar olması adaletledir. Allah'ın tevfikinin insandan çekilmesi, başının belalara girmesi, burnunun yerlerde sürtmesi de adaletsizliktendir, zulümdendir, haksızlıktandır. İSLAM TEMMUZ 93
Her zamandan daha daha çok sevgiye, saygıya, dine, imana, birliğe, beraberliğe muhtaç olduğumuz şu günlerde; etrafın kan gölüne döndüğü, savaş çığlıklarının atıldığı, barut kokularının burunlara, top seslerinin kulaklara geldiği, yedi düvelin aleyhimize komplolar düzenlediği şu çok kritik zamanda, milleti en hassas noktalarından kışkırtıp, birbirlerine düşürmek hangi mümin, medeni, milliyetperver, vatansever, insancıl, insaflı hatta laik vicdana sığar? İSLAM ŞUBAT 93
Adam öldürmek çok büyük günahtır, bir mümini şu veya bu şekilde, kasden ve müteammiden öldüren bir kimse ahirette cehenneme girecek ve edebi azap görüp cayır cayır yanacaktır. Ama "fitne" adam öldürmekten de daha büyük ve daha veballi bir günahtır.
Bu arada Müslüman geçinip; gazete, dergi çıkarıp, entelektüellik rolüyle, felsefe palavrasıyla kaleme sarılıp, Allah'tan korkmadan düpedüz ırkçılık yapan ve bu meş'um fitneyi var gücüyle körükleyenlerin ve bunları destekleyenlerin de aklına şaşarım! Bunların vebali tetik çekenlerden hiç de daha aşağı değil! Kadın Aile Kasım 93
Ey müslümanlar! Uyanın, karşınızdakini iyi tanıyın, kalp ve kafa yapısını anlayın; gayrete gelin, gereken tedbirleri zamanında alın, dininize sımsıkı sarılın, onu cihan halkına doğru tanıtmak için çalışın, İslâm'a hizmeti en başta gelen işiniz bilin; bakınız ve ibret alınız ki siz Hak dine bağlılıkta gevşediniz ama onlar bâtıl ve sapık yollarında nasıl inatla sebat gösteriyorlar. İman ve azilme çalışın ki, bu sakîm ve vahîm zihniyet mutlaka munkariz olsun, tüm dünyaya İslâm'ın güneşi dopdolu doğsun; iyiler kötülere, akl-ı selîm taassuba, vicdan hunharlığa, sahih iman batıl akîdelere galebe çalsın, yeryüzü gülistan'a dönsün. İSLAM, KASIM 92
İlk haçlı orduları Avrupa'dan Anadolu'ya doğru gelirken, yolları üzerindeki Tuna vadisi, Macaristan, Bulgaristan ovalarındaki şehirler, ahalileri hristiyan olduğu halde, yağma edip yakıp yıkmışlar, rastladıkları yahudileri merhametsizce ve korkunç işkencelerle boğazlamışlar. Anadolu'da daha korkunç vahşet göstermiş. İmparator Alexis Kommen'in kızı Anna Kommen'in görgü ve beyanına göre "en büyük eğlencelerinden biri, rastladıkları müslüman çocukları öldürmek, kızartmak ve yemek" imiş. İngiliz tarihçisi Mills de (S.183), haçlıların insan eti yediklerini doğruluyor. "Antakya'da Fransız Bohemoud (1055-1111), birkaç Türk esiri boğazlattı, herkesin gözü önünde kızarttı, sonra seyredenlere, buralara bu iştahını tatmin etmek için geldiğini söyledi."
Haçlılar Firuz adlı bir ermeninin hıyanetinden faydalanarak Antakya Kalesine girdiler, şehire dalınca 10.000 Türk'ü boğazladılar ve bütün camileri yaktılar. Papaz Lemo İne olayı şöyle anlatıyor:
"Bizimkiler sokakları dolaşıyor, rastladıkları çocuklarla ihtiyarları paramparça ediyorlardı, ancak o gün herkes boğazlanamadı, bizimkiler geri kalanları ertesi gün kestiler."
Sonra ordu Kudüs'e vardı, 4 gün muhasaradan sonra kadın, çoçuk dahil tüm müslüman ahali (70.000 kişi) kılıçtan geçirildi. Hz. Ömer camiine siğınmış 10.000 müslüman da katledildi, katliam 8 gün sürdü, başka mezhepten olan pek çok hristiyan da katl edildi. Tarihçi Fuller; İkinci Kudüs katliamının, ani bir tevekkür ve heyecan neticesinde değil önceden düşünülüp hazırlanmış bir plan gereği yapıldığını, çocuklar, bebekler, zayıflar ve kadınların bile boğazlandığını beyan eder. Haçlı reisleri savaşta yaptıkları akdi ve verdikleri sözü de tutmuyorlardı. Mesela İngiliz kralı Richard (1157-1199) silahsız insanların boğazlanıp denize atılmasını emretmiş, hayatlarını bağışlayacağına söz verdiği 3000 kişiyi de katlettirmişti. İSLAM ARALIK 92
Bütün müslümanlar, dünyanın her yerinde, her türlü ihtilaf ve tefrikayı bırakıp birleşmeli, her cihetten maslum müslümanların imdadına vakit kaybetmeden yetişmelidir. Aksi takdirde diğer müslümanların başına da aynı müthiş mezalimin gelebileceği, onların topraklarının da Bosna-Hersek'e dönebileceği asla unutulmamalıdır. İSLAM ARALIK 92
Allah'ın lütfuna bak, sen öleceğim diyorsun, Allah yaşatıyor. Ben dünya malı istemem diyorsun, Allah mala gark ediyor. Allah'ın kanunu budur. Mal isterim diyorsun vermiyor. İstemeyince veriyor; isteyince alıyor. Sen, Allah yolunda canımı veririm, diyorsun, Allah ömür veriyor. Dünya istemem, aman eksik olsun fani dünya, istemem diyorsun, o zaman Allah fani dünyayı veriyor. KADIN AİLE, HAZİRAN 93
Tam teslim olmaktan başka çaremiz yok. Dünyaya meyletmiyeceğiz, para pul hesabı yapmayacağız. Aklı başında has müslüman olacağız. Ya da kendimiz biliriz; Başa geleceğe razı oluruz? İstersen ol istersen olma. Allah'ın bize ihtiyacı yok. Bizim Rabbülalemîn'e sonsuz ihtiyacımız var. Her an ihtiyacımız var. KADIN AİLE, HAZİRAN 93
Maalesef zamanede İslam'ın özü gitmiştir, sözü kalmıştır, aslı gitmiştir, resmi kalmıştır. Çoğu insan böyle. Bugünün insanlarının çoğunda İslam'ın sadece resmi kalmıştır. Bir İslam var ama cılız, hareket yok. İslam çiğneniyor, reaksiyon yok. Zalimler zulmünü icra ediyor, alçaklar cirit atıyor, nerede müslümanların babayiğitleri, nerede müslümanların adaletleri, nerede müslümanların tok sözlüleri, nerede Müslümanların adaleti? Yok. Yani: Müslümanlığın resmi kalmış. KADIN AİLE, HAZİRAN 93
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DÄ°ÄžER YAZILAR
Öğüt ver, hatırlat! Çünkü sen ancak öğüt vericisin. Onların üzerinde zorlayıcı değilsin.
Gâşiye, 21-22
GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°
Herhangi bir kişi, mükemmel bir abdest alıp da namaz kılarsa, o namazla gelecek namaz arasında işlediği bütün günahları bağışlanır.
Buhari
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm Ä°nternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yaptÄ...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARÄ°HTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...