Derdime derman ol Allah'ım,

Hastalığıma şifa ver Allah'ım,

Yarama ilaç sür Allah'ım.

Dertlerimi kış fırtınaları, bahar lodosları ve güz poyrazları getirdi Allah'ım. O kadar çok çeşit derdim var ki ne mevsimlere ne asırlara ne de dünyaya sığar Allah'ım. Ne yakıcı dertler bunlar Allah'ım. Elbette ki sen bunları benden daha iyi bilirsin.

Hastalıklara ben bu zamanda yakalandım Allah'ım. Bu hastalıkları sırtıma yükleyen ne elin gâvuru ne de yabanın domuzu oldu Allah'ım, bana bu hastalıkları karanlık gecelerin gurbet kuşlarıyla ışıklı gündüzlerin uzun gagalı turnaları getirdi. Ben ne bileyim bunların bana bin türlü hastalığın yanında kuş gribini de bulaştıracağını.

Zaten taa gençlikten kalma çıbanlarım vardı. Zaman ilerledikçe iyileşir sandığım bu yaralarım, maalesef yaşlandıkça daha da derinleşti ey yüce Rabbim. İlk zamanlar bir kısım yaralarıma bir kısım ilaçlar iyi geliyordu veya ben öyle sanıyordum. Oysa şimdi ne çare ki yaralarım ilaç kabul etmiyor. Artık ne dolaşmadık eczane ne gezmedik attar kaldı. Çaresizim Allah'ım.

Çaresizim, yalnızım, acizim, kimsesizim, onlardan daha da beteri dertliyim, hastayım ve yaralıyım. Çare Allah'ım!

Sen dertlilerin dermanı değil misin Allah'ım,

Sen hastaların şifası değimlisin ey yüce Rabbim,

Sen yaraların ilacı değil misin ey güzel Rabbim,

 Zat-ı Âlinizden başka doktor mu var ki gideyim? Zat-ı mübarekenizden başka eczane mi var ki kapısını çalayım? Ve Zat-ı Âlinizden maada Hastane mi var ki yatayım?

İşte doktor diye sana geldim, eczane diye kapını çaldım, hastane diye de senin kapından başkasının kapısına gitmemem vallahi!

Yarama derman sür Allah'ım,

Sen ki bütün dertlerin dermanısın.

Hastalığıma şifa ver Allah'ım,

Sen ki bütün hastaların şifasısın.

Yarama ilaç çal Allah'ım,

Sen ki bütün yaraların ilacısın.

Ya Rabbi, sen acımasan bana,

Bu fani dünyada kim acısın?