CIVA YÜKLÜ EL ARABASI
Ya Rabbi, kalbimin sahibi sen olduğun gibi gökyüzünün sahibi de sensin. Yeryüzünün sahibi sen olduğun gibi Güneşin sahibi de sensin. Ben senin kulunum ve sana açmış ellerimi, yalvarıyorum.
Ya Rabbi, kalbimin sahibi sen olduğun gibi gökyüzünün sahibi de sensin. Yeryüzünün sahibi sen olduğun gibi Güneşin sahibi de sensin. Ben senin kulunum ve sana açmış ellerimi, yalvarıyorum.
Ya Rabbi, öyle belalar vardır ki, el arabasına konmuş ve arabanın kolları ellerimize tutuşturulmuş, mecburen yokuş yukarı itmemiz gereken bir vaziyetteyiz. Belanın büyüklüğüne göre yük ağırdır. Ağırlık da demir gibi, kurşun gibi cıva gibi ağırdır. Bu ağır belaları biz güçsüz ve yorgun halimizle nasıl taşırız? Düz yolda bile ittiremezken bu el arabasını, şimdi hayat bizim için bu ağırlıkları yokuş yukarı ittirerek taşımak gibi bir iş olmuştur.
Hayat musibetlerle ağırlaştı ya Rabbi. Taşıyamayacağız diye çok korkuyoruz. Ne olur Allah'ım, bizim, boş bir el arabası bile yokuş yukarı taşıyamadığımız sizce malum. Senin ise ey yüce Rabbim, yeryüzünde tır'ların, gökyüzünde kargo uçakların ve denizlerde koca koca gemilerin var. Hatta sen istersen en ağır yükleri bile bulutlar gibi rüzgârlara bindirip kıtalar ötesine götürebilirsin.
Ne olur Allah'ım, bize yardım et de, şu vücut denen el arabasını ve onun içindeki demir, kurşun ve cıva gibi duygu ve düşünceleri şu yokuş yukarı olan ihtiyarlık yolunda taşıyabilelim. Eğer taşıyamazsak, el arabası bir de bizi gerisin geri sürüklemeye başlarsa, bir daha durduramayız ve bizi bu güne kadar kör topal çıktığımız bu yolun sonuna kadar indirir. Hatta yolun sonuna kadar sürüklemekle de kalmaz, bizi yolun kenarındaki ve virajın sonundaki uçurumdan aşağı atıverir.
Ne olur Allah'ım, sen bizi taşıyamayacağımız büyük belalarla imtihan etme.
Ya Rabbi, ne olur sen bizi taşıyabileceğimiz büyük belalarla da imtihan etme. Vallahi büyük belaların her türlüsü çok ağırdır. Büyük musibet demek olan büyük belaların o kadar çok yönü vardır ki insan ona duçar kalmasın, senin cezanın yanında bir de milletin nazarı var ki biz zavallı insanlar için pek dayanılır değil Allah'ım. Bizi büyük belaların büyük sorumluluğundan kurtar Allah'ım.
Yükümüz ağırdır Allah'ım. Yolumuz yokuştur Rabbim. Biz ise fani, güçsüz, yorgun ve nefis taşıyan zavallı insanlarız. Bizi ağır yüklerin altında ezme Allah'ım.
Bizi büyük belaların ve ağır yüklerin taşıyıcılığında yalnız bırakma. Bizim elimizden, bir annenin, çocuğunun elinden tuttuğu gibi tut Allah'ım.
Â
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DÄ°ÄžER YAZILAR
"Ey Rabbimiz! Nurumuzu tamamla ve bizi bağışla, şüphesiz ki sen her şeye kadirsin."
Tahrim, 8
GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°
SABAH İLE YATSI NAMAZLARINI CEMÂATLE KILMANIN FAZÎLETİNE DÂİR EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Münâfıklara sabah ile yatsı (cemâat) namazlarından daha ağır hiç bir namaz yoktur. (Halbuki) bu iki namaz(ın cemâatin)de olan (ecir ve fazîlet)i bilseler emekliye, emekliye (sürtüne, sürtüne) de olsa onlara gel(ip hâzır ol)urlardı. (Ebû Hüreyre)
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm Ä°nternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yaptÄ...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARÄ°HTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...