BİR AVUKATIN HATIRALARI
Kıymetli ziyaretçilerimiz, aşağıda nakledeceğimiz hatıralar, Mutlakıyet, Meşrutiyet, Cumhuriyet devirlerini geçirmiş asil bir hukuk adamının 1949’da Afyon’da din mazlumlarını savunurken mahkemede serd ettiği müdafaasındandır. Bahsini ettiğimiz Avukat Hulusi Bitlisi,1881'de Bitlis'te doğdu. Hacı Nesimî oğulları sülâlesindendir. Birinci Cihan Harbi'nde Bitlis'te ordunun iaşe işlerinde fahri olarak bulunmuş, o sıra Bediüzzaman'ın gönüllü alay komutanı olarak yaptığı fedakârlıkları gözüyle müşahede etmiştir. Bilahare birçok yerde ağır ceza mahkeme hâkimliğini yapmış olan bu zat; dini, edebi, içtimai birçok eserler bırakmıştır.1967'de Ankara'da Hakk'ın rahmetine kavuşmuştur.
Kıymetli ziyaretçilerimiz, aşağıda nakledeceğimiz hatıralar, Mutlakıyet, Meşrutiyet, Cumhuriyet devirlerini geçirmiş asil bir hukuk adamının 1949'da Afyon'da din mazlumlarını savunurken mahkemede serd ettiği müdafaasındandır.
Bahsini ettiğimiz Avukat Hulusi Bitlisi,1881'de Bitlis'te doğdu. Hacı Nesimî oğulları sülâlesindendir. Birinci Cihan Harbi'nde Bitlis'te ordunun iaşe işlerinde fahri olarak bulunmuş, o sıra Bediüzzaman'ın gönüllü alay komutanı olarak yaptığı fedakârlıkları gözüyle müşahede etmiştir. Bilahare birçok yerde ağır ceza mahkeme hâkimliğini yapmış olan bu zat; dini, edebi, içtimai birçok eserler bırakmıştır.1967'de Ankara'da Hakk'ın rahmetine kavuşmuştur.
Avukat Hulusi Bitlisi beyin müdafaasında zikrettiği hatıraları aşağıda naklettiğimiz hatıralar, 11-5-1949 yılında Yargıtay birinci ceza dairesinde Bediüzzaman'ın davasında yaptığı müdafaasında kaydetmiştir ve anlatıldığı şekilde Üstad tarafından kabul ve neşredilmiştir. (Bkz. Osmanlıca Afyon müdafaası Zeyli S: 148)
"Hakikat-ı halde müvekkillerimden Said-ün Nursi mahkûmiyete lâyık bir şakî değil, İslâm âleminde büyük Allah'ın Kur'anına, Peygamber'in (A.S.M.) sünnetine, ümmetinin icmaına, fukahanın kıyasına kemaliyle intibak etmiş takvalı, karakterli, şaibesiz bir din âlimi, 75 yaşlarında bir Bediüzzaman'dır. Ve insanlar için şifalı, faideli bir bal arısıdır denilebilir.
Vaktiyle İslâm Dâr-ül Hikmet'inde azalığı da sebkat eden bu din ve dünya âliminin İlahî, mantıkî temsillerle müdafaa haklarına müntehî teşrihatımda bir kusur görülürse en evvel bîtaraf adaletiniz muvacehesinde afv dilerim. Zira hilafet, meşrutiyet, cumhuriyet gibi üç-dört devrin müdriklerindenim. Aynı zamanda din ve dünya bahislerinde hâdisatın esrarengiz pek çok garibelerine ibretle şahid olmuş 30 senelik bir hâkim, 66 yaşında bir feragat sahibi bir şark evlâdı bulunduğum için, yakından tanıdığım son derece takvalı, şaibesiz bir Said'in teklif olunan vekâletini kabulde aslâ tereddüt etmedim."
"Bu takdirle müvekkilimin üç devredeki riyasız, serbest kanaatlerine kısa kısa temastan evvel, tereddütsüz vekâletlerini kabul eden hürmetkârınız Birinci Umumî Harb'in ibtidalarında Bitlis Bidayet Mahkemesi aza mülazımı idim. O günün Bitlisi Valisi, bugünün Çankırı Milletvekili Abdülhalık Renda ordunun iaşesine tahsis edilen onbir fırının çıkardığı peksimet ambarlarına beni fahrî memur tayin etmişti. O sırada müvekkilim, ilim tahsili peşindeki talebeleriyle birlikte gönüllü alay kumandanı olarak mücadeleye koyulmuş, bir dakika ordunun müzaheretinden ayrılmamış, son zamanlarda şehir içine kadar saldıran düşmana karşı da Allah rızası için göğüs göğüse çarpışarak bir ayağından mecruhen düşmana esir edilmişti.
Şahid olduğum dinî, vatanî mücahedatını müdafaattan daha ziyade izahım, kıymetli vaktinizi ziyaa müessir olacağından tevakkuf taraftarıyım. Ancak kısa kısa temasım maddî menfaatlerine değil, manevî riyasız serbest kanaatlerine gelince:
1- Hilafet devrinde Van Valisi Merhum Tahir Paşa bir ilim meclisinde Mezheb-i Mâlikî'ye ilişmek fikriyle "Kelb de hınzır gibi necis mi, değil mi?" soruyor. Müvekkilim "Mâlikî Mezhebi'nde kelb tahirdir, fakat Tahir kelb değildir" söyleyince, istibdadın namdar salahiyetli valisi dine taalluk eden bu ilmî fetvadan, dinî kanaatten asla müteessir olmuyor, takdirde bulunuyor. Sonra ondan ilim dersini alıyor.
Bugün ise Afyon'dan aldığım mektuplarda diyorlar ki: Müvekkiliniz son derece baskı altındadır. Reise müracaat ediyoruz, "Savcıya gidiniz." Savcıya gidiyoruz, "Hapishane nizamı var, karışmam" diyor. Müvekkilim zalim değil, mazlum bir mahkûmdur. Herhangi bir mahkûm sehpaya sevk edilinceye kadar kanunen hoş tutulmalıdır. Hatta bir aralık şiddetini gösteren kış içinde yalnız büyük bir koğuşa tıkılıyor. Haber alan bazı şefkatli dindar müslümanlar soba kurmak, hasta bir âlime imdat etmek istiyorlar. Adalete memur savcı: "Siz devletten zengin değilsiniz" diyor, kurdurmuyor. Medenî, insanî kanaatlere göre, adalet kanun denildi mi mazlumun yüzü gülmeli, zalimin beyni kaynamalı kanaatindeyim.
2-Meşrutiyete tesadüf eden Birinci Cihan Harbi'nde esir hayatında düşmanın bir başkumandanı Nikolaviç kampta mükerrer kasdî hareketlerle yanından geçerken müvekkilim kendisine kıyam etmiyor. Kumandan hakaret telakki ediyorsa da, müvekkilim "Ben bir din âlimiyim. Dinim beni dinsizlere kıyamdan men' etmiştir." cevabını verince kumandan öfkeleniyor. Divan-ı harbe sevk ediyor. İdam ile tehdit ediyor. Müvekkilim dinî kanaatini dünyaya feda etmeyeceğini, tarziye de vermeyeceğini ilham edince o din, vatan, namus düşmanlarımızı bile beşerî vicdan namına hayretle kendini afva mecbur ediyor."
3- Cumhuriyet devrimizin ibtidalarında Ankara'da bulunurken Atatürk müvekkilimin heykel hakkındaki kanaatlerini soruyor. Müvekkilim Said ona karşı şiddetli bir surette "Büyük Kur'an'ımızın bütün hücumu heykellere, putlaradır. Müslümanların heykelleri ise hastahaneler, mektebler, yetimleri koruyacak yurtlar, mabedler, doğru yollar gibi âbideler olmalıdır" cevabını vermiş.
Hattâ o sırada bütün meb'uslara hitaben neşrettiği bir yazısında: "Ey meb'uslar! Sizler pek büyük bir günün kurucularısınız. Hakikaten birer yüksek kumandan sıfatıyla mücahedeye koyuldunuz. Düşmanları denizlere döktünüz. Hilâli salibin tasallutundan kurtardınız. Ey kumandanlar! Bundan sonra da öyle hareket ediniz ki, kıyamet gününde Mahkeme-i Kübra'da mes'ul olup bir neferden istimdad-ı nur etmeğe muztar kalmayınız." sözlerini esirgememiş. Bu serbest kanaatlerle dinî vazifesini îfadan dolayı muahazeye lâyık görülmemiştir."
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
“GİZLİ LÜTUF”
Aslen Irak Süleymaniye asıllı olan gazeteci yazar merhum Muhammed Kürd Ali beyin(1876-1953) hat
KOPARILAN ÇİÇEĞE KARŞI ÜSTAD BEDİÜZZAMAN’IN TAVRI
Merhume Zeynep Münteha Polat hanımefendi, 1969’da gittiği Van Zernebad’da Üstad Bediüzzaman
RÜYADA EZBERLENEN SURE
Değerli ziyaretçilerimiz 21. 06. 2020’de şair, yazar, mütefekkir Yavuz Bülent Bakiler beyefen
“BİZE KATIL MOLLA MUHAMMED EMİN”
Kıymetli ziyaretçilerimiz, geçen hafta Seyda Muhammed Emin Er merhumun “Hatıralarım” adlı
ÜSTAD BEDİÜZZAMAN’IN ŞEYH ALADDİN OHİNİ’YE SEVGİSİ
Merhum Şeyh Fethullah Verkanisi(v. 1901)’nin oğlu merhum allame Şeyh Alaaddin efendi(v. 1949)
BEDİÜZZAMAN’IN HAZRET’İ(ZİYAEDDİN NURŞİNİ) ZİYARETİ
Muhterem hocam Seyda Fehmi Türkmen Efendi, 27.09. 2019 Cuma günü kendilerini ziyaretimizde Nurşi
ŞEYH FETHULLAH VERKANİSİ’NİN MOLLA ABDULLAH NURSİ HAKKINDA DEDİĞİ SÖZ
Değerli Seydalarımızdan Molla Şerif Arslan Hocaefendi 15.09. 2019’da, merhum Şeyh Fethullah V
BEDİÜZZAMAN’IN AİLE ŞECERESİ
Merhum Şeyh Fethullah Verkanisi’nin torunlarından değerli âlim merhum Gıyaseddin Emre Bey, Ü
VANLI ZEYNELABİDİN EFENDİ’NİN ANLATTIKLARI
Değerli hocam Seyda Molla Şefik İdikurt Efendi bir ders esnasında şu hatırayı anlattılar;
ÜSTAD BEDİÜZZAMAN’IN MUŞ’UN NOK KÖYÜNDE BİR GECE MİSAFİRLİĞİ
Emekli müftülerimizden Seyda Fehmi Türkmen Hocaefendi, 21.04. 2019 Pazar günü kendilerini evind
ŞEYH ASIM EFENDİ’NİN KALEMİNDEN BEDİÜZZAMAN-2
Sonra tekrar Van’dan Bitlis’e geldi. Onun hayatının geniş şekli yazılıdır.(bkz. Tarihçe-
- ŞEYH ASIM EFENDİ’NİN KALEMİNDEN BEDİÜZZAMAN-1
- BEDİÜZZAMAN’IN ŞAM HUTBESİ VE MUHADDİS ŞEYH BEDREDDİN EL HASENİ
- CAFER ÇİM AĞABEY’İN HATIRALARI
- BİR AVUKATIN HATIRALARI
- SAİD HALİM PAŞA VE BEDİÜZZAMAN'LA İLGİLİ BİR HATIRA
- SUNGUR AĞABEY’DEN AHMED FEYZİ KUL AĞABEY İLE ALAKALI ANILAR
- ÜSTAD BEDİÜZZAMAN’I AĞLATAN RÜYA
- MOLLA VAHDEDDİN KÜFREVİ’DEN HATIRALAR
- TAHİR BÜYÜKKÖRÜKÇÜ HOCAEFENDİ VE BEDİÜZZAMAN HAZRETLERİ
- İMANIN TEZAHÜRÜ
- MEŞRUTİYET DÖNEMİNDEN BEDİÜZZAMANLA İLGİLİ İKİ HATIRA
- ÜSTAD BEDİÜZZAMAN’IN ERZURUM HAYATI-3. BÖLÜM
- ÜSTAD BEDİÜZZAMAN’IN ERZURUM HAYATI–2.BÖLÜM
- ŞEYH SEYDA HAZRETLERİ VE BEDİÜZZAMAN’IN VEFATI
- ÜSTAD BEDİÜZZAMAN’IN ERZURUM HAYATI–1.BÖLÜM
- ALİ ÇAKMAK BEYEFENDİ'DEN İBRETLİK HATIRALAR-2.BÖLÜM
- ALİ ÇAKMAK BEYEFENDİ'DEN İBRETLİK HATIRALAR-1.BÖLÜM
- HASAN BASRİ ÇANTAY VE ÜSTAD BEDİÜZZAMAN
- ÜÇ ALİMİMİZLE ALAKALI BAZI ANILAR
- ALİ ULVİ KURUCU BEYİN BEDİÜZZAMAN HAZRETLERİ HAKKINDAKİ BAZI MÜLAHAZALARI
- MUTTALİPLİ HACI HİLMİ EFENDİ VE ÜSTAD BEDİÜZZAMAN
- BİR VELİ VE BİR ÂLİMİN DİLİNDEN ÜSTAD BEDİÜZZAMAN
- ŞEYH HALİD EL- FARUKİ
- ABDULLAH CEVDET SÖZLERİ GÖRSEYDİ..
- ALİ ÇAKMAK AĞABEY'DEN HİZMET HATIRALARI-4
- ALİ ÇAKMAK AĞABEY'DEN HİZMET HATIRALARI-3
- ALİ ÇAKMAK AĞABEY'DEN HİZMET HATIRALARI-2
- ALİ ÇAKMAK AĞABEY'DEN HİZMET HATIRALARI-1
- AV.GÜLTEKİN SARIGÜL BEYİN HATIRALARI-5
Doğrusu Allah katında din, İslâm'dır; o kitap verilenlerin anlaşmazlıkları ise sırf kendilerine ilim geldikten sonra aralarındaki taşkınlık ve ihtirastan dolayıdır. Her kim Allah'ın âyetlerini inkâr ederse iyi bilsin ki, Allah hesabı çabuk görendir
Âl-i İmran:20
GÜNÜN HADİSİ
Allah her şeye güzel davranmayı emretmiştir. Öyle ise öldüreceğiniz zaman bile güzel öldürün. Hayvan keseceğiniz zaman güzel kesin. Sizden biri bıçağını bilesin ve kestiği hayvanı rahatlatsın.
Müslim
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...