GEÇMİŞTEN BUGÜNE CİMRİ HİKÂYELERİ
Cimrinin birine “Kahraman kimdir” diye sormuşlar. O: “Deprem gibi, su baskını gibi kıtlık zamanlarında kadınlar açlıktan çocuklarını düşürürken, çocukların feryadı kulakların zarını patlatırken yüreği sızlamayan insandır.”demiş. “Peki, lügat kitabında hiç sevmediğin kelimeler hangisidir?” demişler.
*Cimrinin birine "Kahraman kimdir" diye sormuşlar. O: "Deprem gibi, su baskını gibi kıtlık zamanlarında kadınlar açlıktan çocuklarını düşürürken, çocukların feryadı kulakların zarını patlatırken yüreği sızlamayan insandır."demiş.
"Peki, lügat kitabında hiç sevmediğin kelimeler hangisidir?" demişler.
-" Zekât, sadaka, fitre, cömertlik, vermek, infak, dağıtmak, doyurmak" diye cevap vermiş.
*Cimrinin biri aradan dört yıl geçtiği halde babasından kalan bir tane mumu hiç yakmamış. Güneş batarken yatağa girermiş. Bir gün babasının cimri bir arkadaşı misafir olarak eve gelince akşam mumu yakmak mecburiyetinde kalmış. Mum yanarken mumdan bir damla aşağı akarken, cimrinin gözünden iki damla akarmış.
*Dolar biriktiren cimriye sormuşlar; "niçin öyle yapıyorsun" demişler: "Yazıktır, bu para elden ele geçerek dünyayı dolaşmış, ben dinlendiriyorum" demiş. Kapitalist parayı dinlendirirken yorulur. Mü'min insan ise fakir, hasta, yolcu, depremzede insanların açlığını, iniltisini dindirirken dinlenir.
*Zengin cimrinin biri rüyasında kendini ziyafet verirken görmüş, kan ter içinde uyanmış. Rüya olduğunu anlayınca sevincinden oynamaya başlamış.
*Adam cimri imiş. Ancak acımış ayranını dökmek mecburiyetinde kalınca ayranı dökmez, fakirlere dağıtırmış. Bir gün rüyasında kendini ölmüş olarak görmüş. Mahşer yerine toplanmışlar, herkesin hesabı görülürken cimrinin de hesabı görülmüş ve cennete gideceği söylenmiş.
Cimri cennete girince "hoş geldin" karşılamasında kendisine acı ayran ikram edilmiş. Birazdan yine acı ayran gelmiş. Acıktığını bildirmiş, yine acı ayran gelmiş. Adam kızmış "Yahu burası nasıl bir cennet, hep acı ayran geliyor?"demiş. Cennettekiler. "Burası dünyada ektiklerini biçme yeridir. Sen dünyada iken hep acı ayran ikram ediyordun, şimdi cennette karşılığını acı ayran olarak buluyorsun" diye cevap vermişler. Adam uykudan uyanınca cimriliği bırakıp cömertliğe başlamış.
*Bağdat'taki ünlü cimrinin en çok sevdiği insan, hiç görmediği, ancak namını duyduğu Basra'lı cimri imiş. Bağdat'taki cimri ölmüş, Basra'daki cimri dört sene sonra kervancının biri onu parasız götürdüğü için Bağdat'a başsağlığına gelmiş. Cimrinin evine bir gelmiş ki vur patlasın çal oynasın, her tarafta yemek sofraları, eğlence yerleri görmüş. Araştırınca, Cimrinin hanımı, cömert bir adamla evlenmiş ve cimrinin malını saçıp savuruyormuş. Basra'lı cimri, evine dönünce o da malını son kuruşuna kadar halkın hizmetine sunmuş.
*Bunlar geçmiş hikayeler. Ama her dönemde bunların benzeri bulunur ama yazılmadıkları için kaybolup giderler.
Altmış yıl önce İstanbul'a gelen, çok çalışan, peyniri kavanozun içine koyup dışından yalayarak kuru ekmekle geçinen, bir han ve iki apartman yapan yaşlı bir komşum vardı.
Otobüs ücretleri fazla olduğundan köyüne hiç gidememiş. Annesiyle babasının öldüğünü yıllar sonra duymuş. Mahalle arasında araba üzerinde sebze satanlar bizim sokaktan geçerken karı-koca iki ihtiyar, balkondan domatesin fiyatını sorarlar, satıcı "Pahalı pahalı" der ve hiç durmadan geçer gider. Onlara göre baharda, yazda ve güz mevsiminde sebzeler hep pahalıdır. Sonra sebze hiç satılır mıymış.
Gündüz erkenden gider, hanın karşısındaki kaldırıma sandalyeyi koyar ve akşama kadar gözünü kırpmadan hana bakar. Öğle yemeği için lokantaya gider, aşçıbaşını lafa tutar, on dakika yemeklerin kokusundan iştahını giderir ve bakkaldan aldığı çeyrek ekmekle öğle yemeğini yemiş olur.
Karı-koca ard arda vefat ettiler. Malları, Bağdat'lının ki gibi olmadı. Cimriliği genlerinden çocuklarına da geçtiğinden, mallar baba cimrinin hapishanesinden, yavru cimrinin hapishanesine intikal etti.
Rabbimiz buyurur:
"İşte sizler, Allah yolunda infak etmeye çağrılanlarsınız. İçinizden bazısı cimrilik yapıyor. Kim cimrilik yaparsa kendine cimrilik yapmış olur. Allah zengindir. Sizler fakirsiniz. Eğer yüz çevirirseniz yerinize başka bir toplum getirir. Sonra onlar sizin gibi olmazlar." (Muhammed süresi; 38. ayet)
Mahmut Toptaş
Tanıdığım Ünsüzler
Cantaş Yayınları
İst.
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
MUALLİMLERİMİZ NELERE DİKKAT ETMELİ?
İnsanları tenvir ederek cehaletten halas eden, onları atalet ve sefaletin karanlık gecelerinden
HÜRRİYET ADINA KAYBETTİKLERİMİZ
Dr. Alexis Carrel Her insan keyfine göre yaşamak ister. Bu insanın doğuştan gelen bir dileğid
ŞAFAĞIN IŞIĞINDAKİ SIR
“Annemin memnun bir eda ile: “Bu sabah kahvaltıdan önce ne yaptığımı dünyada tahmin edeme
UBEYDULLAH-I AFGÂNÎ İLE SEBÎLÜRREŞÂD İDÂREHÂNESI’NDE BİR MUHÂVERE
Ubeydullah-ı Afgānî” nâmında bir zât tarafından geçenlerde Kavm-i Cedîd ünvânıyla neş
MAÂRİF, DİN EĞİTİMİNİ EN İYİ ŞEKİLDE VERMELİDİR
İnanmak yaradılışın bir gereğidir. Din, aklın mâverâsında, zekânın fevkinde bir mürşi
MELİK FAYSAL’IN YAHUDİ KİSSİNGER'E VERDİĞİ TARİHİ CEVAP
Melik Faysal'ın en önemli gayelerinden birisi, Filistin meselesi ve Mescid-i Aksâ'nın hürriyeti
NESLİN EĞİTİMİNDE MAARİFE DÜŞEN VAZİFELER
Mânevîyatsız ilmin, beşeriyete felâh ve huzur yerine, şüphe, tereddüt, hatta ızdırap verdi
NASIL BİR MAARİF?
Yıllardır ilmî ve fikrî çalışmalarım arasında memleketimizin mânevî, ahlâkî, derûnî
GENÇLERİ HEDONİZM ÇILGINLIĞINA İTENLER
Diyorlar ki: Dünyaya bir kere gelinir. Sonun başlangıcı yoktur. Gülün, eğlenin, bir yıldır
HİCRET VE HAREKET
Hicret, tâ ezelden ebede, âlem-i vücubdan âlem-i imkâna, daire-i ilimden daire-i kudrete, tâ
ORUÇ, ORUÇ BOZMAK VESAİRE
Ramazan ayının hususiyeti oruç. Orucun hususiyeti de kendisine ait meseleler. Başında; tutan tu
- HEKİM VE FİLOZOF GÖZÜ İLE RAMAZAN
- HÜZÜNLÜ BİR HAYVANAT BAHÇESİ GEZİSİ
- YİRMİNCİ ASRIN BAŞINDA ANADOLUDA PAZARIN NAMUSU
- BİZ DE RAHATSIZIZ
- "BANA KUR’AN YETER!”
- MEALCİ KARDEŞLERİME KUR’AN’DAN MİSAFİRPERVERLİK DERSİ
- MEZHEPLERE TÂBİ OLMAYANLAR
- ‘KADİR GECESİ BİN AYDAN HAYIRLIDIR’ NE DEMEKTİR?
- İKİ PEYGAMBERİN DOĞUM GÜNLERİ
- “BİR ALLAHSIZA CEVAP”
- YEDİ YAŞIN ÖNEMİ
- DÜŞÜLEN MÜHİM BİR HATA
- YALANCININ MUMU
- BEN OLACAKTIM Kİİİİİ
- AĞIRLIĞINI DUYMAK
- SON ASIRDA TASAVVUFTA TECDİD YAPAN ÜÇ ŞAHSİYET
- KURBAN KESMEK KİMLERE VÂCİPTİR?
- KURBAN
- DİLİMİZE BİR ŞEY OLDU
- NERDE O ESKİ GÜNLER
- YALAN DOLAN SONRASI YAPILAN ASKERÎ DARBELER
- BAYRAMLA İLGİLİ SÜNNET VE ADABLAR
- BİR KOLERA SALGINI HATIRASI; NURİYE ABLA
- “GUSL-İ İÇTİMÂİ”
- İMANIN ÇİÇEĞİ RAMAZAN ORUCU
- EVLİYA
- BERAAT GECESİ İLE ALAKALI ÜÇ YANLIŞ MESELE
- ALLAH’IN AHLAKIYLA AHLAKLANANLAR
- ATEİST, DEİST ve BİLİME DİN GİBİ İNANANLARA SORULAR
İnfitar Suresi/6-8
Ey insanoğlu! Seni yaratıp sonra şekil veren, düzenleyen, mütenasip kılan, istediği şekilde seni terkip eden, çok cömert olan Rabbine karşı seni aldatan nedir?
GÜNÜN HADİSİ
"Üç defa kapıyı çalın. İzin verilirse girin; aksi halde dönün."
Riyazü's Salihin, 2/874
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...