ŞERH-İ MESNEVİ NOTLARIM-3

*Çun kaza âyed ne-binî gayr-i pûst Düşmenânra bâz neşnâsi zidûst “Kaza-yı İlahi zuhur edince basiretin kapanır, posttan başka bir şeyi göremez. Dostu düşmandan ayırt edemez olursun.” Hz. Mevlana


Salih Okur

nedevideobendi@gmail.com

2014-11-01 09:06:21

3.Cilt

*Çun kaza âyed ne-binî gayr-i pûst

Düşmenânra bâz neşnâsi zidûst

"Kaza-yı İlahi zuhur edince basiretin kapanır, posttan başka bir şeyi göremez. Dostu düşmandan ayırt edemez olursun." Hz. Mevlana

*"Şimdi bir de Dil Kurumu'nun uydurduğu bir lehçe peyda oldu ki, o uydurma kelimeler yüzünden, dede ile torunu işaretle konuşmaya mecbur oluyorlar." Tahir'ül Mevlevi

*Pes zebâni mahremi hod digerest

Hem dîlî ez hem zebâni bihterest

"Mahremiyet lisanı hakikaten başkadır. Kalb aşinalığı lisan aşinalığından daha iyidir." Hz. Mevlana

*"Çocuklarınızın lisan öğrenmelerine himmet ediniz, hatta eski yazımızı onlara öğretiniz. Çünkü şimdi eski yazıyı okuyabilmek ayrıca bir dil bilmek gibi oldu." Tahir'ül Mevlevi

*Hakikaten, bir adamın sureti ve siması, siret ve maneviyatının aynasıdır." Tahir'ül Mevlevi

*Ka'r-i çeh bu-gzid her kû âkilest

Zanki der halvet safâhâ-yi dilest

"Akıllı kimse kuyu dibini ihtiyar ederek çekilir. Çünkü halvette sâfâ-yı kalb hâsıl olur." Hz. Mevlana

*Ey ki tû ez câh zulmî mî küni

 Ez- berâ-yi hiş çahî mi- kerî

"Ey mansıbı ve makamı için halka zulmeden! Kendin için kuyu kazmış oluyorsun." Hz. Mevlana

*Ey besâ zulmi ki binî der-kesan

Hûy-i tû başed der-işân ey fulan

"Ey filan! Başkasında gördüğün zulümler senin onlara akseden huyundan ibarettir." Hz. Mevlana

*"Halk için bir ayineyim, herkes bakar, bir an görür.

Her ne görür, kendin görür, ger yahşi, ger yaman görür." Niyazi Mısri

* "Nitekim Cenab-ı Hak, Milli Kurtuluş hareketimizi bir metanet ve bir mukavemet neticesinde zafere ulaştırdı. Eğer o mukavemet gösterilmeseydi, hem o zafer kazanılamazdı, hem de arslan gibi bir Türk, tavşan kadar bir Yunan'ın karşısında mağlup kalmış olurdu" Tahir'ül Mevlevi(3/ 709-710)

*"Mesela Anadolu'nun son zaferi Allah'ın te'yidinden başka bir şey miydi? Senelerce dövüşmekten tâb ü tüvânı kesilmiş, adeta kımıldayamayacak hale gelmiş olan millet, Hakkın verdiği bir kuvvetle düşmanı önüne kattı. Süre süre, perişan bir halde denize döktü." Tahir'ül Mevlevi(3/ 716)

*"Meşhur bir fıkra vardır. Hükümdarın biri; "Şu mülk ne zevkli bir şeydir. Bir de bekâsı olsaydı" demiş. Nedimlerinden zarif bir adam;

-O zaman efendimize nöbet gelmezdi" mukabelesinde bulunmuş. Tahir'ül Mevlevi(3/ 717)

*Terk-i in şürb er bi-gûyi yek du rûz

Der künî ender şerâb-i huld pûz

"Dünyada bir iki gün içmeyi terk edersen, ebedi bulunan cennet şarabına ağzını daldırır, kana kana içersin." Hz. Mevlana

*Sehl çîrî dân ki safha bişkenend

Şir ânest an ki horda bişkenend

"Safları kıran ve bozan arslan ehemmiyetli bir şey değildir. Asıl arslan, kendini zapt eden ve nefsine hükmünü geçirendir." Hz. Mevlana

*Herki râ başed zi-sine feth-i bab

Ûzi her zerre bi bined âfitab

"Her kimin göğsünde bir kapı açılır(yani kendisine maneviyat münkeşif olursa) o, her zerreden güneşi görür." Hz. Mevlana

*Herki tersiz ez hak u takva güzid

Tersed ezvey cinsü inni her kü did

"Her kim Allah'tan korkar, takva yolunu intihap ederse, ondan cin de, insan da, her gören mahlûk da korkar." Hz. Mevlana

*"Selam kelimesi Allah'ın isimlerinden biridir. Bu itibar ile de "esselamu aleyküm" demek "Allah'ın hıfzında ve selamette olasın" demektir. "Sabah yahut akşam şerifler hayrolsun" yahut "Allah ömürler versin" gibi aşinalıklar hiçbir vakit "Selamün aleyküm'ün yerini tutmaz. Hele selam vermek makamında "merhaba" demek pek manasızdır. Çünkü merhabayı gelenin değil oturanın demesi lazım gelir. (Merhaba) "sen geniş bir yere geldin, gelişin bizi sıkmayacaktır" demektir. Tahir'ül Mevlevi

*Hest bisyar ehl-i hâl ez sûfiyan

Nâdirest ehl-i makam ender miyan

"Sufilerden ehl-i hal olan çoktur. Lakin arada ehl-i makam olanlar nadirdir." Hz. Mevlana

*Ger ne hâhi der tereddüt hûş -i cân

Kem feşâr in penbe ender gûş-i cân

"Eğer can idrakinin tereddüte düşmesini istemezsen, gaflet ve masiyet pamuğunu kulağına tıkama" Hz. Mevlana

*Hak muhît-i cümle âmed ey püser

Vâ nedâred kâreş ezkâr-i diger

"Oğul, Cenab-ı Hak her şeye muhittir. Onu bir iş diğerinden alıkoymaz." Hz. Mevlana

*Her ki âred hurmet û hurmet bured

 Her ki âred kand levzine huned

 "Hürmet getiren hürmet bulur. Şeker getiren de badem helvasını yer." Hz. Mevlana

 

*Çün tu der Kur'ani hak bigrihti

Bâ revan-i enbiya amihti"

 "Sen avamın sohbetinden Kur'an'ın kıraatine kaçacak olursan, enbiya-i izamın ruhlarıyla aşinalık peyda edersin." Hz. Mevlana

*Hest Kur'an hâlhâ-yi enbiya

Mahiyân-i bahr-i pâk-i Kibriya

"Kur'an, enbiyanın hal ve evsafıdır. Enbiya ise derya-yı pâk-i kibriyanın balıklarıdır." Hz. Mevlana

*K'iştihar-i halk bend-i muhkemest

Der reh in ez bend-i ahenk ey kemest

"Zira halk arasında şöhret olmak, çok kuvvetli bir bendir ki, o bağ sülûk yolunda değildir." Hz. Mevlana

*Yahudi'nin biri Hz. Ali(kv)'ye "Allah'ın hıfzına itimat eder misin?" diye sormuş. "Evet" cevabını alınca, "Kendini şu damdan aşağıya at, bakalım saklayacak mı?" demiş. Şâh-ı Velayet hazretleri; "Allah'ı imtihan mı edeceğiz?" diye pek ârifane bir cevap vermiş.

*Zan ki Âdem zân itab ez eşk rest

Eşk-i ter baş ed dem-i tevbeperest

"Adem(a.s)Allah'ın itabından gözyaşıyla kurtuldu. Gözyaşı, tevbe edenin lisan-ı istiğfarıdır." Hz. Mevlana

*'Şeytanın bütün tedbiri, olanca hilesi ve tezviri varken, oruç kalkanı karşısında okları kırılır. Yani ilkâ ve iğvası tesirsiz kalır." Hz. Mevlana

*Lukme –i kû nur efzâdu kemâl

An büved âverde ez kesb-i helal

"İnsanın nurunu ve kemâlini artıran lokma, helal kazanç ile elde edilmiş olandır." Hz. Mevlana

*Çun zi lukme tu hased bînî vu dâm

Cehl u gaflet zâyed ân râ dân haram

"Bir lokmadan sen, hased, tuzak, cehalet ve gaflet husule geldiğini görürsen, onun haram olduğunu anla." Hz. Mevlana

*Lukme tuhmest u deres endişeha

Lukme bahru gevhereş endişeha

"Lokma tohum gibidir ki, mahsulü fikirlerdir. Lokma deniz gibidir ki, incisi fikirlerdir." Hz. Mevlana

* Zayed ez lukme helal ender dehân

Meyl-i hidmet azm-i reften ez cihân

"Ağızdaki helal lokmadan insanda büyüklere hizmet meyli ve öbür âleme gitme arzusu zuhur eder." Hz. Mevlana

*Ger be hâri hasfe-i hod kiştei

Ver harir-i kazz deri hod riştei

"Eğer dikene saplanmışsan, kendi ektiğin dikendir. Yok, ipekli elbise içinde isen, kendi büktüğün ipektir." Hz. Mevlana

*Pişeha vu hulkhâ hemçün cehiz

Sûy-i hasm eyend rûz-i rüstehiz

"Sanatlar ve tabiatlar çeyiz eşyası gibi katar katar olarak kıyamet gününde sahibinin nezdine gelir." Hz. Mevlana

*"Bela, insana lisanından gelir." Hz. Ebubekir(r.a)

*"Denebilir ki, Müslümanlığın iyilik ve güzelliğe dair hiçbir şeyi olmasa, müskirat kullanmayı men etmesi yok mu, işte o tahriminden dolayı, beşeriyet ona minnettar olmalıdır." Tahir'ül Mevlevi

*"Bazı kimseler vardır ki, sözdeki ulviyeti, edebiyat kaidelerine göre takdir etmek isterler. Onlarca, söz ne kadar şiir olursa, o kadar da âli bir kelam olur, hatta sanat ve deha eseri telakki edilir.

Bu telakki, maddi şiirler hakkında doğrudur. Fakat mânâ ricâline gelince iş değişir. Çünkü onların maksadı sözleriyle şairlik etmek, sanatkârlık ve dâhilik göstermek değildir.

Bundan dolayıdır ki, Mesnevi-i Şerif'te mevcut telakkilere göre şiir arayanlar, bazen aradıklarını bulamayabilirler. Fakat Mesnevi bir divan değildir, âsâr-ı ilhâm mecmuasıdır, maarif-i ilahiye külliyatıdır.

Nâzım-ı Arifinin;"bizim Mesnevi vahdet dükkânıdır. Orada Vahid'den başka ne görürsen o puttur" buyurduğu gibi, vahdet dükkânıdır, irfan mağazasıdır, tevhid çarşısıdır.

Sikke vurulmamış bir altın külçesinin kıymetinden bir şey kaybetmeyeceği gibi, Mesnevi-i Şerif'in bazı beyit ve mısralarında edebiyat kaideleri ile sıkı sıkıya tekayyüd edilmemiş olması, onun manevi kıymetini hiçbir vakit hiçbir nazar-ı insaf karşısında eksiltmez.

Hususiyle, Mesnevî'nin sâhib-i âlîsi; "Dildârım 'benim dîdârımdan başka bir şey düşünme' diyor" buyuruyor. Olanca efkârını, hatta mevcudiyetini yârın dîdârının mülâhaza ve müşâhedesine hasretmiş bir zatın artık şiir kaideleriyle meşgul ve mukayyed olamayacağı, 'dâhiyane bir şiir inşâd edeyim' gibi ham bir hayâle tenezzül etmeyeceği pek tabî'i bir şeydir.

Hülâsa, Hazret-i Mevlana, bütün şiirlerinde şairliği ve dâhiliği değil ancak ve ancak Allahiliği gaye edinmiştir.

Şurası da bilinmelidir ki, hazret-i Pir efendimiz suhenperdazlık ve kafiyeendîşlik endişesiyle söz söylemiş olsaydı, İran edebiyatının eşârüşşuerası olurdu; fakat o vakit, sâdât-ı urefâ ve hazerât-ı sofiyenin Mevlânâsı olamazdı.

Zaten kendisi de bu durumu; "benim indimde şiir nedir ki, ondan müftehirane bahsedeyim? Bendeki fen, şairlerin fünun-i edebiyesinden başka bir şeydir" diye izah buyuruyor. Tahir'ül Mevlevi

*"Maazallah şu hareket, yani Allah'ın emir ve nehiylerine karşı ağır davranmak nifak alametidir." Tahir'ül Mevlevi

*"İmanın da küfrün de, dindarlığın da dinsizliğin de tetkik ve tetebbu ve kanaat-ı kâmile neticesinde elde edileni makbuldür. Mukallitliğin ikisinde de kıymeti olmamak lazım gelir." Tahir'ül Mevlevi

*Her ki û erzan hared erzad dihed

 Gevheri tıfli ve kursi nân dihed

"Ucuz alan ucuz verir. Bir çocuk, bir mücevheri bir somun ekmeğe değişir." Hz. Mevlana

* "Her velinin bir cihetten rütbe-i ûlyâsı var

Hepsinin aşk içre lakin şahı, Mevlana'sı var.

Öyle bir sultan-ı vahdet, şehriyâr-ı aşk kim,

Hilkatinde lafz-ı aşkın rûşena manası var."

*"Evliyaullah hazeratının her biri bir şeyde mümtazdır. Mesela Hazret-i Abdülkadir tasarruf-u kevniyede, Şeyhül Ekber hazretleri ulûm-u maneviyede fevkaladedir. Cenâb-ı Pîrin de mazhariyet-i aşkiyyesi idraksiz ve harikuladedir." Tahir'ül Mevlevi

*"Âşıkların silsilesi birbirine bağlıdır. Biz gitsek de, teranemiz bülbüllerin nağamatından işitilir." Sadi Şirazi

* Her ki kerd û husn-i horda der mezâd

Sad kazayi bed suy-i u ru nihad

 "Her kim kendi hüsnünü mezâd'a verir, (yani şöhret peşine düşer) se

 Yüzlerce sui kaza ona teveccüh eder." Hz. Mevlana

*Arapların "hikâye söyleyen hikâye söyleyeni sevmez" diye bir meseli vardır.

*Müfti üs sakaleyn unvanıyla meşhur olan İbn-i Kemal Ahmed Efendi ibtidaları ilmine pek mağrur imiş. Ve "benden üstün bir âlim yoktur" havalarında uçarmış.

Bir gün yanına derviş kıyafetli birisi girmiş. "Efendi; Allah'ın ilmine nispetle mahlûkatın ilmi ne kadardır?" diye sormuş. İbn-i Kemal suali pek adi(basit) bulmuş.

-Haydi, hey torlak! İkisi arasında mukayese yapılır mı? Mamafih sana anlatmak için bir misal göstereyim demiş.

Büyük bir kâğıdın ortasına ufacık bir nokta koymuş. Lâ teşbih ilm-i ilahi kâğıt, bütün mahlûkatın ilmi de nokta diye göstermiş. Derviş teşekkürle beraber, "o nokta içinde sizin ilminiz ne kadar?" sualinde bulunmuş ve İbn-i Kemal'in hayreti arasında savuşmuş.

Lakin bu sual hazretin uyanmasına vesile olmuş, artık böyle bilâpervâzane atıp tutmaktan kurtulmuş.

*"Nefsin sultasından çıkabilmek büyük bir nimettir. Çünkü nefis seninle Allah arasındaki en büyük perdedir." Cüneyd-i Bağdadi

*Ey birader akl yek dem bâ hod âr

Dembedem her tû hazânest û behar

"Ey kardeş! Bir an olsun aklını başına al da düşün ki, sende daima hazan ve bahar halleri vardır." Hz. Mevlana

*Ez behârân key şeved sersebz seng

Hak şev ta gül bi rûyed reng reng

"Bahar mevsiminde bir taş yeşerir mi? Toprak ol ki, senden renk renk güller ve çiçekler yetişsin." Hz. Mevlana

*Sâlhâ tu seng budi dil hırâş

Âzümün kün yek zamanş hak bâş

"Sen de senelerce yürek tırmalayan taş gibiydin. Tecrübe olmak için bir müddet toprak oluver." Hz. Mevlana

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

Hiçbir günahkar, başkasının günah yükünü yüklenemez.

İsrâ, 15

GÜNÜN HADİSİ

Yeryüzünde bir kötülük işlendiği vakit, ona şahid olan bunu takbih ederse (kötü olduğunu te'yid ederse), o kötülüğü görmemiş gibi zararından kurtulur. O kötülüğe şahid olmadığı halde, işittiği zaman memnun kalan kimse, sanki şahid olmuş gibi manen zarar

Ebu Davud, Melahim 17, (4345)

TARİHTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI