HİKMET

Bilginler ayrıntıları bilir. Âlimler incelikleri hisseder. Filozoflar nedenleri sorgular. Düşünürler niçinleri cevaplar. Hikmet sahipleri ise maksatları bilir


İbrahim Köse

ibrahimkose60@gmail.com

2014-11-15 04:12:05

Bilginler ayrıntıları bilir.

Âlimler incelikleri hisseder.

Filozoflar nedenleri sorgular.

Düşünürler niçinleri cevaplar.

Hikmet sahipleri ise maksatları bilir. Yani hem önceyi, hem hazırı, hem sonrayı hem de, görüneni ve görünmeyeni bilir. Yani bir hususu her yönüyle bilir.

Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa insanların en hikmetlisidir. O, konuşma esnasında taşı gediğine koyandır. O, zamanında doğan güneş, vaktinde açan çiçektir. Sadece konuşmada değil, muamelede ve fiiliyatta da öyledir. Muhatabın bütün hallerini nazara alan, hatta kendisini onun yerine koyarak muamele yapandır. Bu duruma eskiler "Muktezayı hale mutabakat etmek" demişlerdir. Yeniler ise "Psikolojiden anlamak" veya "empati yapmak" diyorlar.

Hayber'in Fethi'nde "Safiye" isminde bir kadın esir alınmıştı. Bu kadın Hayber Reisinin kızıydı. Babası da kocası da savaşta ölmüştü. Bu konumda artık Safiye, cariye olacak bir esir kadındı. "Dıhyetül-Kelbi" adındaki bir sahabe peygamberimize gelerek bir cariye rica etti. Peygamberimiz de cariyeler arasından bir tanesini seçmesini söyledi. O da "Safiye'yi" seçti. Fakat birçok sahabe buna itiraz etti. Çünkü ona sahip olmak isteyen başka sahabeler de vardı. Bazı sahabeler de gelip Peygamber'imize bu yüzden sahabeler arasında bir kargaşa çıkabileceğini belirterek hem o soylu kadının bir cariye olmasının ruhuna ağır geleceğini bildirerek hem de bir kargaşayı önlemek için, onun peygamber eşi olması gerektiğini söylediler. Bunun üzerine peygamberimiz, onu azat ederek eş olarak kabul etti. Böylelikle bir kargaşayı önlemiş oldu.

Mekke'nin fethine hazırlık yapan peygamberimiz, bu seferin gizli tutulmasını istiyordu. Fakat sahabelerden Hatıp bin Beltaa Mekke'deki akrabalarına bir zarar gelmemesi için savaşı bir mektupla haber vermek istedi. Peygamberimize Allah tarafından gaybi olarak haber verilen bu mektubu, Peygamberimiz, Hazreti Ali'yi göndererek yakalattı. Herkes Hatıp'ın bu davranışına hayret etti. Hz. Ömer Hatıp'a cezasını vermek için hazır olduğunu belirtti. Resulü Ekrem, Hz. Ömer'e: "Ya Ömer, Bedir Savaşı'na katılan bir mümini mi cezalandırmak istiyorsunuz? "diyerek Hatıp'ın affedildiğini belirtti.

Hz. Abbas, Mekke'nin fethi gününde, yeni Müslüman olan Ebu Süfyan ile birlikte durmuş ordunun Mekke'ye girişini gözlüyordu. Her biri bir sancakla Mekke'ye giren birliklerin sonunda Ensar'ın (Medine'lilerin) birliği vardı. Kumandanı ise yine bir Ensar olan Sa'd B. Ubade idi. Ebu Süfyan bunların kim olduğunu sordu. Hz. Abbas izah etti. Bu birlik geçerken Sa'd B. Ubade, Ebu Süfyan'a dönerek:

-"Bu gün kavga günüdür, bu gün Ka'be'nin zaptedileceği gündür."diye bağırdı.

Bu sözü hazmedemeyen ünlü Mekke Büyüğü, Hz. Abbas'a dönerek:

- Sa'd bin Ubade'nin tehdidini duydunuz mu? dedi.

Meselenin inceliğini fark eden Peygamberimiz, şu ifadeyi kullandı:

-Bu gün Ka'be'nin şanlanacağı gündür.

Bu cevapla da yetinmeyip, sancağın, Sa'd B. Ubade'den alınıp oğluna verilmesini

emretti. Böylelikle hem Ebu Süfyan'ı memnun etmiş, hem de Sa'd B. Ubade'yi üzmemişti. Hikmet sahibi olmak peygamberimizin en önemli vasıflarından biriydi.

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

BAŞKA GÖRÜNDÜ

BAŞKA GÖRÜNDÜ

Bir gün bir göletin arkasında bir vadinin yamacında oturmuş karşı yamaçtaki ağaçları seyr

DİZ ÜSTÜ OTURMAK

DİZ ÜSTÜ OTURMAK

Bundan elli yıl önce köyde otururduk. Ekmeğimizi annem tandırda pişirirdi. Önce diz üstü

EDEPSİZLİĞİN ADI ERGENLİK

EDEPSİZLİĞİN ADI ERGENLİK

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla... Hacı hacıyla Mekke’de, derviş dervişle tekkede, e

ANNE KARNINDAKİ BEBEĞİN RABBİYLE DİYALOĞU

ANNE KARNINDAKİ BEBEĞİN RABBİYLE DİYALOĞU

Anne karnındaki bir bebeğin ağzı vardır, gözü vardır, kulağı vardır, eli vardır, ayağı

SİGARALI GENÇ VE BEN

SİGARALI GENÇ VE BEN

Yolcu minibüsünün içindeyim. Çarşıdan Fakülteye gidiyorum. Bir durakta kahvehaneden çıkan

EY HER YERDEN GÖRÜNEN VE HER YERDEN GÖREN! SENİ İSTİYORUM!

EY HER YERDEN GÖRÜNEN VE HER YERDEN GÖREN! SENİ İSTİYORUM!

Namaz için kalkmıştım. Kıyamda durdum, kâinatı kıyamda gördüm. Rükûa vardım, kâinatı

YOLA ÇIKMAK

YOLA ÇIKMAK

Biraz sonra yola çıkacağız. On bin metre yükseklikten, üç bin kilometre yol kat edeceğiz. Bu

KAPTANLIK KOLAY BİR ŞEY DEĞİLDİR

KAPTANLIK KOLAY BİR ŞEY DEĞİLDİR

Stuttgart Hava Limanı’nın alt katında bütün dinler için ayrılan ibadethanede namaz kılarke

ARABAYI UNUTTUM

ARABAYI UNUTTUM

Unutmak çok kötü bir şeydir. Bu gün çarşıdan gelirken bir yerde arabayı park edip bir iki

İŞTE KOLAY KÂRDA ÇOK

İŞTE KOLAY KÂRDA ÇOK

İşte cemaatle namaz kılma hareketi, kaptanı imam olan mescit botuna binerek en emin arkadaşlarl

GÖKÇEADA DEPREMİ

GÖKÇEADA DEPREMİ

Belirtilen tarihte bütün Ege’de ve dolayısıyla Tavşanlı’da çok şiddetli bir deprem oldu.

Şüphesiz Biz Seni, şahit, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.

Fetih, 8

GÜNÜN HADİSİ

Sahabilerim yıldızlar gibidir. Hangisine uysanız doğru yolu bulursunuz."

Rezin

TARİHTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI