KAFASI ZEKÂ FIŞKIRAN ÇOCUĞUN SORULARI

Her şeyi fark eden çok mu çok uyanık, çok mu çok zeki bir çocuk, babasıyla yaptığı şöyle bir gezi sonunda babasına öyle sorular sorar ki babası cevaplayamaz ve sorduğu soruların cevabını kendisi verir.


İbrahim Köse

ibrahimkose60@gmail.com

2014-11-22 06:11:33

Her şeyi fark eden çok mu çok uyanık, çok mu çok zeki bir çocuk, babasıyla yaptığı şöyle bir gezi sonunda babasına öyle sorular sorar ki babası cevaplayamaz ve sorduğu soruların cevabını kendisi verir.

Güneşli bir sabah vakti evden çıkıp çarşıya giderken güneş de o sabah serinliğinin güzelliğinde onların üzerine günün ilk ışıklarını gönderiyormuş. İşte tam bu sırada süper çocuğun ilk sorusu aklına gelmiş. Babasına dönerek:

-Babacığım, bil bakalım güneşin bu ışıkları kime niçin geliyor?

Baba cevap verir:

-Bilemem oğlum. Sen söyle bakalım hangi anlama geliyor.

-Babacığım güneş bizi fark etmiş de bize ışıklarını gönderiyor. Bak yönünü bize doğru çevirmiş kendisi bize bakıp gülerken ışıkları da bize koşup geliyor.

Aradan bir iki saat geçince hafiften bir rüzgâr başlamış. Rüzgâr adeta onların yüzünü okşuyor gibi esiyormuş. Bu defa zeki çocuk ikinci sorusunu da sormuş:

-Bil bakalım babacığım bu rüzgâr kimin için esiyor?

Baba, bilemem oğlum demiş. Sen söyle bakalım bu rüzgâr kimin için esiyor?

-Bizim için esiyor baba. Baksana ta uzaklardan gelip yüzümüzü okşuyor.

Babası zeki oğluna, tamam oğlum doğru söylüyorsun, demiş.

Rüzgâr kısa zamanda hızını artırmış. Bir anda siyah siyah büyük büyük bulutları getirip tepelerine dikmiş. Derken o güzelim billur damlaları gibi olan yağmur damlaları sicim sicim yağmaya başlamış. Yağmurun yağmaya başlamasıyla birlikte uyanık çocuk üçüncü sorusunu sormuş:

-Babacığım bil bakalım bu yağmurlar böyle nereye doğru akıyor?

Baba, ne bileyim oğlum sen daha iyi bilirsin. Söyle bakayım nereye doğru akıyor?

-Nereye doğru akacak baba bizim başımıza doğru akıyor. Bak sana ta yükseklerden bizim başımıza düşmek için bizim yüzümüzü okşamak ve bizim saçlarımızı yıkamak için bize doğru süzülüp geliyor.

Biricik oğlunun bu yorumunu da kabul eden baba, Evet evet demiş. Şehirde dolaşırlarken yağmur da kesilmiş. Onlar da bir havuz başındaki bir çay bahçesine oturup bir şeyler içiyorlarmış. Derken öğle ezanı okunmuş. Ezan okunurken çevredeki insanlar da bir bir namaz kılmak için camiye doğru yürüyorlarmış. Bu defa baba oğla bu durumu sormuş demiş ki:

-Oğlum bil bakalım bu insanlar bu camiye niçin giriyorlar?

Oğul hemen çok pratik bir cevap vermiş, demiş ki:

-Bunu bilmeyecek ne var babacığım. Burası camii olduğu için, bunlar da Müslüman oldukları için buraya namaz kılmaya giriyorlar.

Baba bu cevabı yeterli görmemiş. Hayır demiş, bu dediklerin için değil, başka bir şey için giriyorlar. Bu defa oğul iyice merak ederek nedenini sormuş. Baba da cevaplamış demiş ki.

-Kim güneşi insanlar için doğurup onun ışığını insanların yüzüne gönderdiyse, kim rüzgârı insanlar için estirip insanların yüzünü okşamak ve saçlarını dalgalandırmak için yolladıysa, kim yağmuru insanlar için yağdırıp insanların üzerine döktüyse işte insanlar da ona teşekkür etmek için bu camiye giriyorlar.

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

Elbette onların etleri ve kanları Allah'a ulaşmayacaktır. Ancak O'na sizin takvanız erecektir. Onları bu şekilde sizin buyruğunuza verdi ki, size yolunu gösterdiğinden dolayı, Allah'ı tekbir ile yüceltesiniz.

Hac:37

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

Sehavet sahibi Allah'a yakındır, insanlara yakındır, cennete yakındır, cehennemden uzaktır. Cimri ise Allah'tan uzaktır, insanlardan uzaktır, cennetten uzaktır, cehenneme yakındır. Cahil sehavet sahibini Allah, cimri ibadet düşkününden daha çok sever."

Tirmizi, Birr 40, (1962)

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Cumhuriyet'in ilanı(29 Ekim 1923) *Sütçü İmam Maraş'ta direnişi başlattı(31 Ekim 1919) *I.Dünya Harbine girdik(1 Kasım 1914) *İmam-ı Rabbani Hz.lerinin İrtihali(2 Kasım 1624) *Hz.Ömer(r.a.)'in Şehadeti(3 Kasım 644)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI