RİSALE-İ NUR’DAN BİR KISIM DUALAR

Âcizane bu dua yazılarında; Kur’an’dan, hadis-i şeriflerden, diğer İslami kitaplardan ve Risale-i Nur’dan istifade ettiğimiz manalar doğrultusunda bizde oluşan duygu ve düşünceleri, edebiyattaki “Deneme” türüne yakın bir tarzda, ifade etmeye çalıştık. Allah kabul eylesin ve tesirini halk etsin. Bu çalışmada bizi en çok etkileyen ve belki de böyle bir yazı dizisi yazmamızı sağlayan Risale-i Nur’daki bir kısım duaları da buraya alıyoruz.


İbrahim Köse

ibrahimkose60@gmail.com

2014-12-01 04:55:47

Âcizane bu dua yazılarında; Kur'an'dan, hadis-i şeriflerden, diğer İslami kitaplardan ve Risale-i Nur'dan istifade ettiğimiz manalar doğrultusunda bizde oluşan duygu ve düşünceleri, edebiyattaki "Deneme" türüne yakın bir tarzda, ifade etmeye çalıştık. Allah kabul eylesin ve tesirini halk etsin. Bu çalışmada bizi en çok etkileyen ve belki de böyle bir yazı dizisi yazmamızı sağlayan Risale-i Nur'daki bir kısım duaları da buraya alıyoruz.

SÖZLER KİTABI'NDAN:

1. "Yâ Rab, kusurumuzu affet. Bizi Kendine kul kabul et. Emânetini kabzetmek zamanına kadar bizi emânette emîn kıl. Âmin!" demeli ve Ona yalvarmalı. (SÖZLER:33)

2. "Ey bu yerlerin Hâkimi! Senin bahtına düştüm. Sana dehâlet ediyorum ve sana hizmetkârım ve senin rızânı istiyorum ve seni arıyorum." (SÖZLER:40)

3. "Ey bizi nimetleriyle perverde eden sultanımız! Bize gösterdiğin numunelerin ve gölgelerin asıllarını, membalarını göster; ve bizi makarr-ı saltanatına celb et. Bizi bu çöllerde mahvettirme; bizi huzûruna al, bize merhamet et. Burada bize tattırdığın leziz nimetlerini orada yedir. Bizi zevâl ve teb'îd ile tâzib etme. Sana müştak ve müteşekkir şu mutî raiyyetini başıboş bırakıp idâm etme" (SÖZLER:55)

4. "Fânîyim, fânî olanı istemem; âcizim, âciz olanı istemem. Ruhumu Rahmân'a teslim eyledim, gayrı istemem. İsterim, fakat bir yâr-ı bâkî isterim. Zerreyim, fakat bir şems-i sermed isterim. Hiç ender hiçim, fakat bu mevcûdâtı umumen isterim." (SÖZLER:201)

5. Seherlerde eser bâd-ı tecellî,

İnayethâh zidergâh-ı İlâhî

Uyan ey kalbim vakt-i fecirde,

 

Uyan ey gözlerim vakt-i seherde

Seherdir ehl-i zenbin tevbegâhı.

Begün tevbe, becû gufran zidergâh-ı İlâhî.

(SÖZLER:213)

Bu Farsça ibârenin tercümesi şu şekildedir:
Seher bir haşirdir [uyanış, diriliş]. Uyuyan ya da uyumayan herşey tesbihdedir.
Ey sersem nefsim, ne zaman uyanacaksın?
Ömür bir asır da olsa, her canlının kabre seferi gerekiyor.
Namaza kalk, ney gibi inleyerek niyaz eyle:
Yâ Rab! Pişmânım, utanıyorum, sayısız günahımdan ar ediyorum, zelîlim. İstikrarsız yaşamaktan göz yaşı döküyorum. Garibim, kimsesizim, yalnızım, zayıfım, güçsüzüm, hastayım, âcizim yaşlıyım, ihtiyârsızım. "El-amân!" diyorum, af diliyorum, dergâhından yardım istiyorum, ey Allah'ım!.

6. "Ey seyyidim! Bütün şu kıymettar hediyeleri kendi nâmıma sana takdim ediyorum. Çünkü, sen onlara lâyıksın. Eğer benim iktidarım olsaydı, bunların bir mislini sana hediye ederdim." … "Bütün mahlûkatın hayatlarıyla Sana takdim ettikleri hediye-i ubûdiyetlerini, ben kendi hesâbıma umumunu Sana takdim ediyorum. Eğer elimden gelseydi, onlar kadar tahiyyeler Sana takdim edecektim. Hem, Sen onlara, hem daha fazlasına lâyıksın" … "Yâ Halıkım! Senin Esmâ-i Hüsnânın nakışlarını yerin birçok yerlerinde ilân etmek isterim." (SÖZLER:324)

7. Cenâb-ı Hak bizleri, Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın şefaatına mazhar etsin, âmin. (SÖZLER:536)

LEM'ALAR KİTABI'NDAN:

1. Ey Rabb-i Rahîmim ve ey Hâlık-ı Kerîmim!
Benim sû-i ihtiyarımla ömrüm ve gençliğim zayi olup gitti. Ve o ömür ve gençliğin meyvelerinden elimde kalan, elem verici günahlar, zillet verici elemler, dalâlet verici vesveseler kalmıştır. Ve bu ağır yük ve hastalıklı kalb ve hacâletli yüzümle kabre yakınlaşıyorum. Bilmüşahede, göre göre, gayet süratle, sağa ve sola inhiraf etmeyerek, ihtiyarsız bir tarzda, vefat eden ahbap ve akran ve akaribim gibi, kabir kapısına yanaşıyorum.
O kabir, bu dâr-i fâniden firâk-ı ebedî ile ebedü'l-âbâd yolunda kurulmuş, açılmış evvelki menzil ve birinci kapıdır. Ve bu bağlandığım ve meftun olduğum şu dâr-ı dünya da, katî bir yakîn ile anladım ki, hâliktir gider ve fânidir ölür. Ve bilmüşahede, içindeki mevcudat dahi, birbiri arkasından kafile kafile göçüp gider, kaybolur. Hususan benim gibi nefs-i emmâreyi taşıyanlara şu dünya çok gaddardır, mekkârdır. Bir lezzet verse, bin elem takar, çektirir. Bir üzüm yedirse, yüz tokat vurur.
Ey Rabb-i Rahîmim ve ey Hâlık-ı Kerîmim!
Külli âtin kariyb sırrıyla ben şimdiden görüyorum ki, yakın bir zamanda, ben kefenimi giydim, tabutuma bindim, dostlarımla veda eyledim. Kabrime teveccüh edip giderken, Senin dergâh-ı rahmetinde, cenazemin lisan-ı haliyle, ruhumun lisan-ı kàliyle bağırarak derim: "El-aman, el-aman! Ya Hannân! Yâ Mennân! Beni günahlarımın hacâletinden kurtar!"
İşte kabrimin başına ulaştım, boynuma kefenimi takıp kabrimin başında uzanan cismimin üzerine durdum. Başımı dergâh-ı rahmetine kaldırıp bütün kuvvetimle feryad edip nidâ ediyorum: "El-aman, el-aman! Yâ Hannân! Yâ Mennân! Beni günahlarımın ağır yüklerinden halâs eyle!"
İşte, kabrime girdim, kefenime sarıldım. Teşyîciler beni bırakıp gittiler. Senin af ve rahmetini intizar ediyorum. Ve bilmüşahede gördüm ki, Senden başka melce ve mence yok. Günahların çirkin yüzünden ve mâsiyetin vahşî şeklinden ve o mekânın darlığından, bütün kuvvetimle nidâ edip diyorum:
"El-aman, el-aman! Ya Rahmân! Yâ Hannân! Yâ Mennân! Yâ Deyyân! Beni çirkin günahlarımın arkadaşlıklarından kurtar! Yerimi genişlettir! İlâhî, Senin rahmetin melceimdir ve Rahmeten li'l-Âlemîn olan Habibin, Senin rahmetine yetişmek için vesilemdir. Senden şekvâ değil, belki nefsimi ve halimi Sana şekvâ ediyorum.
"Ey Hâlık-ı Kerîmim ve ey Rabb-i Rahîmim!
Senin Said ismindeki mahlûkun ve masnuun ve abdin, hem âsi, hem âciz, hem gafil, hem cahil, hem alîl, hem zelîl, hem müsi', hem müsin, hem şakî, hem seyyidinden kaçmış bir köle olduğu halde, kırk sene sonra nedamet edip Senin dergâhına avdet etmek istiyor. Senin rahmetine iltica ediyor. Hadsiz günah ve hatîatlarını itiraf ediyor. Evham ve türlü türlü illetlerle müptelâ olmuş, Sana tazarru ve niyaz eder. Eğer kemâl-i rahmetinle onu kabul etsen, mağfiret edip rahmet etsen, zaten o Senin şânındır. Çünkü Erhamürrâhimînsin. Eğer kabul etmezsen, Senin kapından başka hangi kapıya gideyim? Hangi kapı var? Senden başka Rab yok ki dergâhına gidilsin. Senden başka hak mâbud yoktur ki ona iltica edilsin." (LEMALAR:133)

2. Cenâb-ı Erhamürrâhimînden bütün Esmâ-i Hüsnâsını şefaatçi yapıp niyaz ediyoruz ki, bizleri ihlâs-ı tâmma muvaffak eylesin. Âmin. (LEMALAR:170)

3. Cenâb-ı Hak sizlere şifa versin, hastalıklarınızı keffâretü'z-zünub yapsın. Âmin, âmin, âmin. (LEMALAR.221)

4. Kâinatın umum zerrâtının, umum zamanlarındaki umum dakikalarının bütün âşirelerine darb edilip, hâsıl-ı darb adedince o zât-ı Ahmediyeye salât ü selâm, nihayetsiz hazine-i rahmetinden inmesini, Zât-ı Ferd-i Ehad-i Samedden niyaz ediyoruz. (LEMALAR:321)

5. Yâ Allah, yâ Rahman, yâ Rahim! Sen Ferd'sin, Hayy'sın, Kayyûm'sun, Hakem'sin, Adl'sin, Kuddüs'sün; Furkan-ı Hakîmin ve Habîb-i Ekremin hürmetine ve İsm-i Âzamın hakkı için Senden niyaz ediyoruz ki, bizi nefis ve şeytanın şerrinden, cin ve insanların şerrinden muhâfaza eyle! Âmin! (LEMALAR:348)

6. Yâ Rabbî ve yâ Rabbe's-Semâvâti ve'l-Arâdîn! Yâ Hàlıkî ve yâ Hàlık-ı Küll-i Şey!
Gökleri yıldızlarıyla, zemini müştemilâtıyla ve bütün mahlûkàtı bütün keyfiyâtıyla teshîr eden kudretinin ve irâdetinin ve hikmetinin ve hâkimiyetinin ve rahmetinin hakkı için, nefsimi bana musahhar eyle! Ve matlûbumu bana musahhar kıl! Kur'ân'a ve îmâna hizmet için, insanların kalblerini Risâle-i Nur'a musahhar yap! Ve bana ve ihvânıma, îmân-ı kâmil ve hüsn-ü hâtime ver! Hazret-i Mûsâ Aleyhisselâma denizi ve Hazret-i İbrâhim Aleyhisselâma ateşi ve Hazret-i Dâvud Aleyhisselâma dağı, demiri ve Hazret-i Süleyman Aleyhisselâma cinni ve insi ve Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâma şems ve kameri teshîr ettiğin gibi, Risâle-i Nur' a kalbleri ve akıllan musahhar kıl! Ve beni ve Risâle-i Nur talebelerini, nefıs ve şeytanın şerrrinden ve kabir azâbından ve Cehennem ateşinden muhâfaza eyle ve Cennetü'1-Firdevste mesut kıl! Âmin, âmin, âmin! (LEMALAR:363)

MEKTUBAT KİTABI'NDAN:

1. Yâ Rab, garibem, bîkesem, zaîfem, nâtüvânem, alîlem, âcizem, ihtiyarem,
Bî-ihtiyarem, el-aman-gûyem, afv-cûyem, meded-hâhem, zidergâhet İlâhî! (MEKTUBAT:29)

2. Yâ Rab! Şu Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın bereketi hürmetine, bize ihsan ettiğin maddî ve mânevî rızkımıza bereket ihsan et. (MEKTUBAT:119)

3. Evet, bütün mevcudat, güya lisan-ı hâl ile, Veyse'l-Karanî gibi şöyle münâcât eder, derler ki:
"Yâ İlâhenâ! Rabbimiz Sensin. Çünkü biz abdiz. Nefsimizin terbiyesinden âciziz. Demek bizi terbiye eden Sensin.
"Hem Sensin Hâlık. Çünkü biz mahlûkuz, yapılıyoruz.
"Hem Rezzak Sensin. Çünkü biz rızka muhtacız; elimiz yetişmiyor. Demek bizi yapan ve rızkımızı veren Sensin.
"Hem Sensin Mâlik. Çünkü biz memlûküz. Bizden başkası bizde tasarruf ediyor. Demek Mâlikimiz Sensin.
"Hem Sen Azizsin, izzet ve azamet sahibisin. Biz zilletimize bakıyoruz; üstümüzde bir izzet cilveleri var. Demek Senin izzetinin aynasıyız.
"Hem Sensin Ganiyy-i Mutlak. Çünkü biz fakiriz; fakrımızın eline yetişmediği bir gınâ veriliyor. Demek Ganî Sensin, veren Sensin.
"Hem Sen Hayy-ı Bâkîsin. Çünkü biz ölüyoruz; ölmemizde ve dirilmemizde bir daimî hayat verici cilvesini görüyoruz.
"Hem Sen Bâkîsin. Çünkü biz, fenâ ve zevâlimizde, Senin devam ve bekanı görüyoruz.
"Hem cevap veren, atiyye veren Sensin. Çünkü biz, umum mevcudat, kalî ve hâlî dillerimizle daimî bağırıp istiyoruz, niyaz edip yalvarıyoruz. Arzularımız yerine geliyor, maksudlarımız veriliyor. Demek bize cevap veren Sensin." (MEKTUBAT:234)

4. Biz Şair Mısrî'nin tarzında deriz:
Derya olunca nefes,
Pârelenince kafes,
Tâ kesilince bu ses,
Çağırırım: Yâ Hak, yâ Mevcud, yâ Hayy, yâ Mâbud,
Yâ Hakîm, yâ Maksud, yâ Rahîm, yâ Vedûd! (MEKTUBAT.286)

5.Yâ Rab! Habib-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm hürmetine ve İsm-i Âzam hakkına, şu risaleyi neşredenlerin ve rüfekasının kalblerini envâr-ı imaniyeye mazhar ve kalemlerini esrar-ı Kur'âniyeye naşir eyle ve onlara sırat-ı müstakimde istikamet ver. Âmin. (MEKTUBAT:297)

ŞUALAR KİTABI'NDAN:

1. "Ya Rabbi! Cebrail, Mikail, İsrafil, Azrail hürmetlerine ve şefaatlerine, beni cin ve insin şerlerinden muhafaza eyle." (Şualar-215)

 

 

 

 

2. "Yâ Rabbî! Bunları kıyamete kadar Risale-i Nur kisvesinde hakaik-i imaniye ve esrar-ı Kur'âniye ile kemâl-i ferah ve sevinçle meşgul eyle. âmin. İnşaallah." (ŞUALAR:291)

3. "Eyvah, eyvah! El'aman, el'aman! Yâ Erhamerrâhimîn, medet! Bizi muhafaza eyle. Bizi cin ve insî şeytanların şerrinden kurtar. Kardeşlerimin kalblerini birbirine tam sadakat ve muhabbet ve uhuvvet ve şefkatle doldur" diye hem ruhum, hem kalbim, hem aklım feryat edip ağladılar. (ŞUALAR:428)

4-. Ya Erhamerrahimin, bu Resul-i Ekremin (a.s.m.) hürmetine, bizi, onun şefaati- ne mazhar ve sünnetinin ittibaına muvaffak ve dar-ı saadette onun Al ve Ashabına komşu eyle! Amin, amin, amin. (ŞUALAR:548)

 

 

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

RİSALE-İ NUR’DAN BİR KISIM DUALAR

RİSALE-İ NUR’DAN BİR KISIM DUALAR

Âcizane bu dua yazılarında; Kur’an’dan, hadis-i şeriflerden, diğer İslami kitaplardan ve R

DÖNÜP YÜZÜMÜ HAK’TAN YANA

DÖNÜP YÜZÜMÜ HAK’TAN YANA

Ne düşsün peşime Züleyha, ne de Yusuf olayım, Yeter ki karanlık gecede elime bir nur alayım

HAKEMSİN ALLAH’IM

HAKEMSİN ALLAH’IM

Ey Allah’ım senin “Ferdün, Hayyun, Kayyumun, Hakemün, Adlün, Kuddüsün” isimlerin bir riv

ÇAĞRIŞIMLARLA BİR YAKARIŞ

ÇAĞRIŞIMLARLA BİR YAKARIŞ

Ey yüce Rabbim, bilirsin ki çocuk oyuncağını çok sever. Onu kaybedince ağlar. O kırılınca

KİTAP YÜKLÜ KULUNUZ

KİTAP YÜKLÜ KULUNUZ

Ey Allah’ım, mademki kulunuz, sırtındaki heybesinde sizin Kuran’ınızın tefsirleri olan kı

SENİ GÖRÜRKEN “GÖR BİZİ” ALLAH’IM

SENİ GÖRÜRKEN “GÖR BİZİ” ALLAH’IM

Seni görmeyeni görmen nasıl bir şey Allah’ım? Biz kullar çoğunlukla bu şekilde görülüyo

VAKİTSİZ ÖTEN HOROZ

VAKİTSİZ ÖTEN HOROZ

Ya Rabbi! kim bilir belki de bütün bu dualarım senin yanında hiçbir değer taşımaz. Belki de

GÜZEL RÜYALAR

GÜZEL RÜYALAR

Ya Rabbi sen ki bazen gerçekleri rüyada gösterirsin; Bazen de rüyada görülenleri gerçekleşt

SANA YAKIN YERLERDE SANA YAKIN KİŞİLERLE

SANA YAKIN YERLERDE SANA YAKIN KİŞİLERLE

Ya Rabbi, evin penceresinden ufka bakıyorum. Karşımda akşam ışıklarının vurduğu bir minare

BİR GÜVERCİN GİBİ

BİR GÜVERCİN GİBİ

Ya Rabbi ben bir güvercinim, deniz kenarında, bir kıyıdayım. Etrafımda et yiyici martılar ve

BENİ SANA YAKIN EYLE

BENİ SANA YAKIN EYLE

Ya Rabbi beni sana yakın eyle. Beni kulağımdan tutarak alıp getirip ötelerden şöyle sana yak

"Ey İman edenler! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi, sizlere de farz kılındı. Ta ki, korunasınız"

Bakara, 183

GÜNÜN HADİSİ

İlimden istediğiniz kadar öğrenin. Vallahi onunla amel etmedikçe ilim toplamakta ecir kazanamazsınız. (İ.hatip takvimi)

TARİHTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI