TABUTLUKTA EMNİYETTE OLAN İLİM TALEBESİ

Bazıları üç maymun rolü oynasalar da, 1925-50 arası dönemde, "ecnebi muahedelerin icbarıyla bu vatanda ehemmiyetli sarsıntılar ve felsefenin tahakkümüyle bu dindar millette ehemmiyetli tahavvüller" vücuda geldi. Mazlum Anadolu insanı "topuzların altında" "bir çeyrek asır Avrupa'dan daha dinden uzak" bir dönemi yaşadı. Öyle ki; "Şimdi İslâmlar içinde Nur-u Kur'ana muhalif haletlerin ekserisi, o suikastların ve Sevr Muahedesi gibi gaddarane muahedelerin vahîm neticeleridir."

Tek parti döneminin o ceberut günlerinde İstanbul merkez vaizlerinden merhum Hacı Cemal Öğüt Efendi, Fatih camiinde karşılaştığı, dini ilimleri tahsil için gurbete gelmiş bir gence sorar;

-Yabancıya benziyorsun?

-Evet efendim, İstanbul'a okumaya geldim.

-Nerede kalıyorsun?

-Müezzin hemşerimin camisinde.

-Yatacak yerin var mı bari?

-Var efendim, tabutlukta yatıyorum.

-Kışın soğuklarında üşümüyor musun?

-Yorganım var.

-Yatağın yok mu?

-Yok.

-Yataksız nasıl yatıyorsun tabutlukta?

-Tabutun zeminine yorganımın bir ucunu seriyorum. Sonra içine giriyor, bir ucunu da üstüme örtüyorum. Tabutun kapağını da üstüme çekerek kendimi koruyorum.

-Korkmuyor musun tabuttan?

-Aksine tabutta emniyet içinde oluyorum.

-Nasıl?

-Camiye sık sık aramaya geliyorlar, burada din dersi okuyan öğrenci var mı diye. Ben de tabutun kapağını hemen başıma çekip gizleniyorum. Kendimi böyle daha emniyette hissediyorum.

Kaynak

Ahmed Şahin,

Olaylar Konuşuyor,

Cihan Yayınları

İst. 1993