MEHMET ALİ TAŞLICA
MEHMET ALİ Ağabey, Eskişehir’de ikamet etmektedir. Birçok defa Bediüzzaman Hazretlerini ziyaret etmiş ve görmüştür. Eskişehir’de ziyaret ettiğimiz Mehmet Ali Taşlıca Ağabey, risalelerde mevzuubahis olan “Eskişehir Lisesi” ve şimdi yıkılıp yerine yol yapılan Eskişehir Hapishanesi’nin yeri ile Ak Cami’yi gezdirdi. Ayrıca arzumuz üzerine hatıralarını kaleme alma lütfunda bulundu: “Sene 1935… Eskişehir Lisesi orta birinci sınıfa kaydoldum.
MEHMET ALİ Ağabey, Eskişehir'de ikamet etmektedir. Birçok defa Bediüzzaman Hazretlerini ziyaret etmiş ve görmüştür. Eskişehir'de ziyaret ettiğimiz Mehmet Ali Taşlıca Ağabey, risalelerde mevzuubahis olan "Eskişehir Lisesi" ve şimdi yıkılıp yerine yol yapılan Eskişehir Hapishanesi'nin yeri ile Ak Cami'yi gezdirdi. Ayrıca arzumuz üzerine hatıralarını kaleme alma lütfunda bulundu: "Sene 1935… Eskişehir Lisesi orta birinci sınıfa kaydoldum. "Seneler sonra kendilerini tanıyıp, konuşup dualarına dâhil olduğum Üstad'ımız Bediüzzaman Hazretlerini gördüm. Fakat kendilerinin kim olduğunu bilmiyordum. "Medrese-i Yusufiye, okulumuzun karşısında idi. Kalabalık kişiler her gün 20-30 kişilik gruplar halinde uzun bir zincire ikişer ikişer kilitlenip, iki taraflarında mavzerlerine süngü takmış jandarmaların nezaretinde ağır ceza mahkemesine götürülüp getiriliyor, idam talebiyle muhakeme ediliyor, haklarında hiç sır sızdırılmıyordu. Bizler yalnız acıyıp, 'Allah kurtarsın!' demekle yetiniyorduk. "Haddizatında o zaman ne Risale-i Nur'u, ne de Bediüzzaman Said Nursî'yi tanıyordum...
"Risale-i Nur'u okursan bütün müşkülün hallolur"
"Sene 1955… Eskişehir-Sivrihisar Caddesi Yıldız Oteli karşısındaki Gürgenci Pasajı'nda trafik plâkacılığıyla iştigal etmekteyim. Sakal bıraktım. Devamlı dinî eserleri mütalâa ediyor, şiddetli muhabbetim beni bir mübareğin eteğine yapışmaya sevk ediyordu. "Bir gün pasajda bir şezlonga yaslanmış, elimde kitap, yorgunluğumu gideriyordum. Bir dostum geldi. Karşı komşuya da birileri geldi. Arkadaşımla onların yanına gittik ve konuşmalarına iştirak ettik. Onlardan Hacı Şuayip Tabakçı olduğunu sonradan öğrendiğim zat bana, 'Maşaallah seni ya çalışır veya elinde bir kitap okuyor olarak görüyorum. Anlaşılıyor ki okumayı seviyorsun… Bediüzzaman'ın Risale-i Nur namındaki Kur'an tefsirini okudun mu?' dedi Ben 'Hayır!' dedim. 'Eğer o eserleri okursan bütün müşkülünü halleder, her sualine cevap alırsın' dedi. Arkadaşım, 'Onların nerede satıldığını biliyorum' dedi. O zaman eserler gizlice satılıyor, takipler-baskınlar-muhakemeler sık sık vuku buluyordu. Gittik, Saatçi Şükrü ve Muhittin kardeşlerden mevcut eserlerden ne varsa hepsini aldık.
"Artık hem okuyor, hem de derslere devam ediyordum. Ağabeyler yalnız Risale-i Nur okumamı isteyerek, 'Başka eserleri okuyarak zihnini karıştırma!' diyorlardı. Bu hal bende bir taassup fikri uyandırdı. Risaleleri okudukça hakikat tecelli etti; taassup değil, hakikat olduğunu anladım; zira her sualime cevaplar bu eserlerde vardı. Zira her meseleyi ispat yoluyla akla takrip ediyordu. Okumalar devam ediyor, dersleri hiç aksatmıyordum.
"Risale-i Nur dünyada okunacak"
"Seneler geçti, bende Üstad'ımızı görmek arzusu uyandı. Bir gün pasajdan caddeye çıktım. Yıldız Oteli'nde kalabalık vardı. Sordum, Bediüzzaman Hazretlerinin geldiğini öğrendim. Her tarafta polisler vardı, içeriye kimseyi almıyorlardı; fakat ben görmek azmindeydim, kalabalık içinde bir görevli gibi kapıya kadar geldim. Kapıda sonradan adının Ceylan Çalışkan olduğunu öğrendiğim ağabeyimize, Üstad'la görüşmemi sağlamasını rica ettim. Bana bir iş buyurdu, "O işi yap, saat 12'de Ankara yolu üzerinde Sanayi Çarşısı mevkiinde bekle' dedi. "Gittim, tarif edilen yerde durdum. O esnada babam geldi; kendisi oto boyacısı kardeşim Asım'ı ziyarete geliyormuş. 'Baba bekleyelim! Kısmet olursa Bediüzzaman Hazretleri gelecek, inşaallah görüşmek nasip olacak' dedim. Bekliyoruz, vakit yaklaşıyor; ben çok heyecanlıyım, sanki kalbim duracak… O esnada karşıdan 'Isparta 2001' plâkalı kestane rengi bir Amerikan arabası göründü ve tam önümüzde durdu...
"Şubat ayı idi... Üstad'ımız yorgana bürünmüş, arkada oturuyordu. Pencere açıldı, musafaha edildi. Babama adını sordu, babam 'Salih' dedi. (Babam Saraybosnalı, asker olarak Osmanlı ordusuna dâhil olmuş, Balkan, Birinci Cihan ve İstiklâl muharebelerine iştirak etmiş, Balıkesir'de terhis olmuş, Gönen'de annemle evlenmiş ve Türkiye'de kalmış.) Üstad babama memleketini sordu, o da memleketinden bahsetti. Üstad'ımız, Rus esareti dönüşü Avrupa'nın birçok yerini görmüş; müjdeler verdi, 'Risale-i Nur'un dünyada okunacağını' söyledi, 'Ümitvar olunuz' dedi. Benim siyah sakalıma nazar etti, 'Maşaallah!' dedi. Risale-i Nur'a sıdk ile sarılmamı, saadet ve selâmetin ancak onda olduğunu söyledi. Üstad'ımız, 'Kardeşim Mustafa! Kardeşlerin isimlerini al, dualarımıza dâhil edelim' dedi ve arabası Emirdağ'a müteveccih yollandı.
(Sonradan öğrendim; şoför Mahmut Çalışkan ve yanındaki Mustafa Acet idi.) Üstad'la tanışmamız böyle oldu.
"Havacılara hususî muhabbeti vardı"
"Bir gün dükkanıma Yılmaz ve Enver adlarında iki gedikli zabit geldi.
Birlikte Emirdağ'a gittik. Üstad'ımızın havacılara karşı hususî muhabbeti vardı. Kolayca mahal-i ikametine kabul edildik. Üstad'ımız yatakta uzanmış yatıyor, başucunda Zübeyir Ağabey tercümanlık yapıyordu; zira sesi çıkmıyordu. Müjdeli haberler veriyor, 'İstikbal içinde en gürseda, İslâm'ın sedası olacaktır' diyor askerleri taltif ediyordu. Üstad'ımızla Eskişehir'de kaldığı zamanlar ve gelip gittikçe defalarca görüşmek nasip oldu; fakat ardında namaz kılmak, hizmetinde bulunmak nasip olmadı... Allah cümlemizi şefaatine mazhar eylesin!"
Bu hatıraları tekrar yazıp fotoğraflı olarak düzenlediğimiz sırada haber geldi: Mehmet Ali Ağabey, 15 Nisan 2004 tarihinde Eskişehir'de dâr-ı âhirete irtihal eylemiş... Allah rahmet eylesin!
Ömer Özcan
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
YUSUF ÜNLÜ(1936 -)
Cübbeli Ahmed Ünlü hocaefendinin babası Yusuf Ünlü 1936’da Giresun’un Göreli İlçesinde
YILMAZ DUMAN(1938 -)
Denizlili Emekli Lise Öğretmeni Yılmaz Duman, 1951’de Türkiye’de ilk açılan yedi İmam Hat
ÜMMÜHAN ERGÜN(1913 – 1976)
Nur Fabrikası sahibi, Denizli şehidi, İslamköylü Hafız Ali Ergün’ün akıl sınırlarını
ÛLVİYE SÜMER (1895 – 1974)
Ûlviye Sümer, Risale-i Nur’un Kastamonulu hanım kahramanlardandır… “Âsiye, Ulviye, Lütfi
TACEDDİN TOPAL(1927-2020)
Taceddin Topal ağabeyimiz Isparta/Yalvaçlıdır. Yalvaçlılar O’na Taci Dede diye biliyor ve ö
ŞÜKRÜ ALTUĞ(1914 – 1984)
Isparta’nın Sav köyü bin kalemle Risale-i Nur eserlerini yazarak çoğaltan, Hz. Üstadın ifad
ŞEVKET AKIN(1923 -2021)
Batmanlı Şevket Akın, Bediüzzaman hazretlerini 1952 yılında Isparta’da ziyaret ediyor. Aynı
ŞAHABEDDİN ÜNLÜ (1945 -2021)
Bolvadinli Emekli Edebiyat öğretmeni Şahabeddin Ünlü ile Ankara’da halef selef oluyoruz. Biz
ŞAHABEDDİN GARGILI(1924 – 2017)
Molla Şahabeddin Gargılı, 1924 yılında Bingöl’ün Kığı ilçesinde doğmuştur. Erzurumlu
SÜLEYMAN ÇAĞAN(1930 - )
Malatya/Doğanşehirli Süleyman Çağan ağabeyimiz üç arkadaşıyla beraber Hz. Üstad’ı Ispa
SAİD NUR ÇELEBİ (1948 -)
Risale-i Nur hizmetkârlarından iki bahtiyar hanedanın silsilesi Said Nur Çelebi’de buluşuyor.
- ÖMER HALICI(1919 – 1954)
- OSMAN NURİ TOL(1885 – 1955)
- OSMAN AKSOY(1940 - )
- NEVİN HALICI(1939 -)
- NECATİ AKKOYUN(1934 -)
- MÜBAREK SÜLEYMAN (KÖSE)(1898 - 1963)
- MUSTAFA CENGİZ (1929 -2021)
- MUHAMMED ALİ ÖZTÜRK (1930 -)
- MUAMMER ŞENEL (1909 – 2000)
- MEVLÜD GÖNEN (1934 -)
- MEHMED KÜÇÜKAĞA (1924 – 1976)
- MEHMED KERVANCI(1940 - )
- MEHMET GÜLEŞÇİ
- MEHMED FIRINCI (GÜLEÇ) (1928 - 2020 )
- İBRAHİM GÜL (1892 – 1956)
- HÜSEYİN BİÇER (1923 -2018)
- HÜSEYİN AKÇAY
- HATİCE SOYLU (ALTUĞ)(1930 - 2013)
- HASAN HALICI(1940 -)
- HASAN BASRİ SARIÇAM
- HAMDİ SAĞLAMER
- HAFIZ MUSTAFA ERTÜRK (1906 – 1950)
- FİKRİ MERİÇ(1935 -2021)
- EŞREF EDİP FERGAN(1882-1971)
- AV. İBRAHİM ÜNLÜ(1942 - )
- ÂSİYE MÜLÂZIMOĞLU(1881-1981)
- ALİ YILMAZ(1936 - )
- ALİ SERT(1929 – 2017)
- ALİ RIZA MUHLİS(1927 - 2016)
Çünkü Allah, haktır. O'ndan başka taptıkları ise hiç şüphesiz batıldır. Gerçekten Allah çok yüce, çok büyüktür.
Lokman, 30
GÜNÜN HADİSİ
Oruç insanı cehennem ateşinden koruyan bir kalkandır; tıpkı sizi harpte ölüme karşı muhafaza eden bir kalkan gibi...
Buhari,Ebû Davud,Tirmizi, Nesai
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...