ABDULLAH GAYRETLÄ°OÄžLU

Emirdağlı Tenekeci Abdullah Gayretlioğlu’nu 24 Temmuz 2010 tarihinde kendi evinde ziyaret ettik. Bize -2010 itibarîyle- 105 yaşında olduğunu söyledi, yani 1905 tarihinde doğmuş. Abdullah ağabey kelimenin tam anlamıyla asırlık canlı bir tarih… Konuşurken takati kesildiğinden kendisini zorlayıp fazla konuşturmadık… Sadece Üstad Bediüzzaman Hazretleriyle ilgili sorular sorduk


Ömer Özcan

ozcannurs@hotmail.com

2015-07-22 02:55:58

Emirdağlı Tenekeci Abdullah Gayretlioğlu'nu 24 Temmuz 2010 tarihinde kendi evinde ziyaret ettik. Bize -2010 itibarîyle- 105 yaşında olduğunu söyledi, yani 1905 tarihinde doğmuş. Abdullah ağabey kelimenin tam anlamıyla asırlık canlı bir tarih… Konuşurken takati kesildiğinden kendisini zorlayıp fazla konuşturmadık… Sadece Üstad Bediüzzaman Hazretleriyle ilgili sorular sorduk. Abdullah ağabeyi kamera ile kaydederken bize 1945 doğumlu en küçük kızı Münevver Hanım ile ehl-i hizmet kardeşlerimizden Yasin Oktay yardımcı oldu… Kendilerine teşekkür ediyorum…

Münevver hanım da Hz. Üstad'ı görmüş, bunu şöyle anlattı bize: "Ben 1945 doğumluyum, babamın en küçük kızıyım. O zamanlar çocuktum. Bediüzzaman camiye giderken bir çocuk olarak yollara dizilir elini öperdik, bizi severdi. Onun geçmesini tören vaziyetinde beklerdik…"

Sohbetimizde Abdullah Gayretlioğlu'nun Hz. Üstad'la ilgili iki hatırası ön plâna çıktı. Bunlardan birisi Hz. Üstad'ın kırılan çay kaşığına gösterdiği vefa... Diğeri, Abdullah ağabeyin Bediüzzaman'ın kalması için Emirdağ'da yaptırdığı ev. Bediüzzaman Hazretleri, kısa bir süre kaldığı bu evin kirasını altın olarak vermiş. Bu altın şimdi Emirdağ Dersanesinde teşhir edilmektedir. Emirdağ II Lâhikasında bu evin bahsi şu şekilde geçmektedir: 

"Hattâ kirasını verdiğim Emirdağ'ında iki menzilim, Eskişehir'de bir menzilim varken; o manasız vaziyet beni o tebdil-i havadan, o menzilleri ziyaret etmekten men'edilmeme sebeb olduğunu Konya'daki vaziyetten hissetmiştim." (Emirdağ L.II 221)

Abdullah Gayretlioğlu, ziyaretimizden tam 36 gün sonra 29 Ağustos 2010 Pazar günü vefat etti. Allah duasını kabül etmişti… Abdullah Gayretlioğlu'na Allah'tan rahmet niyaz ediyoruz…

ABDULLAH GAYRETLÄ°OÄžLU ANLATIYOR

Abdullah ağabeyin evine vardığımızda yatağında yatıyordu. Kalkıp karyolasına oturduğunda İzmir'den geldiğimizi söyledik. O güzel gür sesiyle bize ilk sözleri bir şiir tadında şöyle oldu:

"Yeri göğü yaratan, ağaçları donatan, çiçekleri açtıran bir Allah'tır, bir Allah. Cenab-ı Allah Kur'an-ı Azimüşşan'da buyuruyor ki: "İnsanları ve Cinleri bana ibadet etsinler diye yarattım." Allah buyuruyor ki: "Siz bana bir adım gelin, ben size on adımla geleyim." "Bu dünya Ahiretin tarlasıdır. Şimdi burada ne yaparsanız yarın karşımıza o çıkacak."

Şimdi imanı kurtarmak zamanıdır

Ben Nakşî tarikatındandım, Yunuszade Ahmed Efendi vardı, benim gibi bazı arkadaşlarla onun dersanesine gidiyorduk biz. O sırada (1944) Bediüzzaman Emirdağ'ına hükümet vasıtasıyla gönderildi. Talebeleri O'nun büyük bir âlim olduğunu söylediler. Üstad bizleri çağırdı. "Ben oniki tarikattan icazetliyim" dedi. "Lakin tarikat zamanı geçti, şimdi imanı kurtarmak zamanıdır" dedi. Ondan sonra bizler Bediüzzaman'ın büyük âlim olduğunu anladık. Talebeler mütemadiyen risale yazardı, Bediüzzaman da noksanlarını tashih ederdi.

Üstad bayırları gezerdi… Önce merkeple giderdi bayırlara, sonra faytonla, daha sonra da taksiyle gitmeye başladı. Ben hepsini biliyorum…

Tenekeciydim, dükkânım vardı, Üstad'ın kaldığı ev bana çok yakındı. Ben camiye giderken Üstad sırtımı okşar "Abdullah kardeşim bana dua et" derdi. Büyük âlim… Bu âcizden dua istiyor... Elimizden geldiği kadar dua ederdik.

Bediüzzaman dedi ki: "İki sünneti yapmadım; birincisi sakal bırakmadım, ikincisi evlenmedim." Kitaplarında izah ediliyor bunların sebebi.

 Çay kaşığına Bediüzzaman'ın vefası

Ben tenekeciyim ya, bir gün Bediüzzaman'ın çay kaşığı kırılmış, baktım Zübeyir geldi. "Üstad'ın selamı var bunu yapıver" dedi. Bakır, teneke, altın lehim tutar da alüminyum lehim tutmaz. Denedim lehim tutmuyor… Gittim o kaşık gibi yüz paraya bakkaldan bir çay kaşığı aldım. "Bunu götürün Üstad'a verin" dedim. Üstad bakmış "Bu benim kaşık değil, ben kendi kaşığımı istiyorum" demiş. Bu sefer Ceylan geldi "Üstad bunu istemiyor kendi kaşığını istiyor" dedi. Ben ocağı yaktım, tenekeden bir bilezik yaptım, kendi kaşığına sıkıca geçirdim. "Hah tamam, bu kaşık bana yirmi beş senedir hizmet ediyor" demiş Üstad. Şimdiki zamanda adam bugün yiyor, yarın başkasıyla yiyor, hâlbuki israf haram…

Bediüzzaman son zamanında, vefatına yakın kaldı benim evde

Ben O'nun için dükkânın üstüne bir ev yaptım. Bediüzzaman için... Benim dükkânın üstündeki evde bir hafta veya on-onbeş gün kadar kaldı. Bediüzzaman son zamanında, vefatına yakın kaldı benim evde. Sonra hastalandı Urfa'ya gitti, orada vefat etti.

Medreseye verdiğim o iç çamaşırını Bediüzzaman verdi bana, çok çamaşır vermişti bana. Bizim gelin onları talebelere verdi hep. Bir içdonu kaldı, hasta oldun mu, giydin mi şifa olurdu...

İzmir'den gelmişsiniz, Allah razı olsun, her yerden geliyorlar. Ben 105 yaşındayım… Sizlerden ricam bana dua ediniz hayırlısıyla ruhum kabzedilsin. Ben cümle âleme dua ediyorum…

Üstad'ın bir şifresi vardı, bir misafir geldi mi "Siz safa geldiniz, hoş geldiniz" derdi. Böyle dedi mi talebeler kalkar giderdi. Bir gün Eskişehir'den Üstad'a ziyaret için gelen bir adam vardı, Bediüzzaman şifreyi söylediği halde kalkmadı. Onun kulağından tuttu tekrar "safa geldin, hoş geldin kardaşım" dedi. Onu da böyle gönderdi. Onun için siz de safa geldiniz, hoş geldiniz…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

YUSUF ÜNLÜ(1936 -)

YUSUF ÜNLÜ(1936 -)

Cübbeli Ahmed Ünlü hocaefendinin babası Yusuf Ünlü 1936’da Giresun’un Göreli İlçesinde

YILMAZ DUMAN(1938 -)

YILMAZ DUMAN(1938 -)

Denizlili Emekli Lise Öğretmeni Yılmaz Duman, 1951’de Türkiye’de ilk açılan yedi İmam Hat

ÜMMÜHAN ERGÜN(1913 – 1976)

ÜMMÜHAN ERGÜN(1913 – 1976)

Nur Fabrikası sahibi, Denizli şehidi, İslamköylü Hafız Ali Ergün’ün akıl sınırlarını

ÛLVİYE SÜMER (1895 – 1974)

ÛLVİYE SÜMER (1895 – 1974)

Ûlviye Sümer, Risale-i Nur’un Kastamonulu hanım kahramanlardandır… “Âsiye, Ulviye, Lütfi

TACEDDÄ°N TOPAL(1927-2020)

TACEDDÄ°N TOPAL(1927-2020)

Taceddin Topal ağabeyimiz Isparta/Yalvaçlıdır. Yalvaçlılar O’na Taci Dede diye biliyor ve ö

ŞÜKRÜ ALTUĞ(1914 – 1984)

ŞÜKRÜ ALTUĞ(1914 – 1984)

Isparta’nın Sav köyü bin kalemle Risale-i Nur eserlerini yazarak çoğaltan, Hz. Üstadın ifad

ÅžEVKET AKIN(1923 -2021)

ÅžEVKET AKIN(1923 -2021)

Batmanlı Şevket Akın, Bediüzzaman hazretlerini 1952 yılında Isparta’da ziyaret ediyor. Aynı

ŞAHABEDDİN ÜNLÜ (1945 -2021)

ŞAHABEDDİN ÜNLÜ (1945 -2021)

Bolvadinli Emekli Edebiyat öğretmeni Şahabeddin Ünlü ile Ankara’da halef selef oluyoruz. Biz

ŞAHABEDDİN GARGILI(1924 – 2017)

ŞAHABEDDİN GARGILI(1924 – 2017)

Molla Şahabeddin Gargılı, 1924 yılında Bingöl’ün Kığı ilçesinde doğmuştur. Erzurumlu

SÜLEYMAN ÇAĞAN(1930 - )

SÜLEYMAN ÇAĞAN(1930 - )

Malatya/Doğanşehirli Süleyman Çağan ağabeyimiz üç arkadaşıyla beraber Hz. Üstad’ı Ispa

SAİD NUR ÇELEBİ (1948 -)

SAİD NUR ÇELEBİ (1948 -)

Risale-i Nur hizmetkârlarından iki bahtiyar hanedanın silsilesi Said Nur Çelebi’de buluşuyor.

Her can ölümü tadacaktır. Sonra bize döndürüleceksiniz.

Ankebut, 57

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

"Kim alim geçinmek, sefihlerle münazara yapmak ve halkın dikkatlerini kendine çekmek gibi maksadlarla ilim öğrenirse Allah o kimseyi cehenneme atar."

Tirmizi, Ä°lm 6, (2666)

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI