KUR'AN'IN NÜZULÜ VE TERTİBİ
İNZAL Kur'an'ın Allah tarafından Hz. Peygamber (a.s)'e indirilmesi iki safhada gerçekleşmiştir. Bunlardan biri Kur'an'ın toptan indirilmesi anlamında olan "İnzal" safhasıdır. Bu safha da kendi arasında iki şekilde gerçekleşmiştir.
Ä°NZAL
Kur'an'ın Allah tarafından Hz. Peygamber (a.s)'e indirilmesi iki safhada gerçekleşmiştir. Bunlardan biri Kur'an'ın toptan indirilmesi anlamında olan "İnzal" safhasıdır. Bu safha da kendi arasında iki şekilde gerçekleşmiştir.
Kur'an'ın Levh-i Mahfûz'a intikali: Allah'ın ezeli ilminin bir nevi tezahürü olan ve ilim sıfatından gelen Kur'an, öncelikle levh-i mahfuza intikal etmiştir. "Hayır, O şerefli bir Kur'an'dır. (Onun aslı) Levh-i Mahfûz'dadır."(1) âyeti buna delâlet ediyor.
Dünya semasındaki "Beytu'l-İzzet'"e intikali: "Biz onu kadir gecesinde indirdik"(2), "Biz onu mübarek bir gecede indirdik.(3) ", "Kur'an'ın indirildiği ramazan ayı"(4) âyetleri, Kur'an'ın Ramazan ayının gecelerinden birinde indirildiğini gösteriyor. Bu gece "Kadir gecesi" ve "Mübarek gece" olarak tavsif edilmiştir. Bilindiği gibi, Kur'an'ın tamamı, Hz. Peygamber (a.s)'e bir gecede toptan değil, 23 yıl zarfında değişik vesilelerle parça parça indirilmiştir. Şu halde, yukarıdaki âyetlerde geçen ve toptan inişi ifade eden "inzal" ve "bir gece" tabirleri, Kur'an'ın bu indirilişinin Hz. Peygamber (a.s)'e olan indirilişinden ayrı olduğunu gösteriyor.(5)
Kur'an'ın dünya semasındaki Beytü'l-İzzet'e indirilmesini ifade eden sahih haberler de vardır. Hâkim'in, Said b. Cübeyr tarikiyle, İbn Abbas'tan mevkuf olarak rivayet ettiği ve Zehebî'nin de sahih olarak kabul ettiği bir haberde şöyle denilmektedir: "Kur'an, Zikr (levh-i Mahfuz) den ayrılıp Beytü'l-İzzet'e indirildi. Daha sonra Cibril onu Hz. Peygamber (a.s)'e indirmeye başladı."(6) Burada önemle belirtilmesi gereken bir husus, istidlalle bilinmesi imkânsız bu gibi rivayetlerin, merfu' hükmünde olduğudur.(7)
Tenzil
Bu safha Kur'an'ın Hz. Cebrail vasıtasıyla Hz. Peygamber (a.s)'e indirildiği safha olarak bilinmektedir. "(Resulüm!) Onu (Kur'an'ı), Rûhu'l-Emîn (Cebrail), uyarıcılardan olasın diye apaçık Arap diliyle senin kalbine indirmiştir."(8) âyeti bu indirilişe delâlet etmektedir.(9)
Bediüzzaman'a göre, 23 yıl içerisinde değişik zaman ve mekanlarda, değişik sorulara cevap olarak inmiş olmasına rağmen, Kur'an âyetlerinin sanki bir defada inmiş gibi hârika bir tenasüp, ve aynı zamanda sanki tek bir sorunun cevabı olarak bir tek konuyu işlemiş gibi insicam göstermesi onun mu'cizeliğinin göstergesidir.(10) Müellifin konu ile ilgili görüşleri birkaç madde halinde şöyle sıralanabilir:
a.Kur'an-ı Kerim, parça parça, ayrı ayrı zamanlarda nazil oluğu halde, şiddet-i tenasüpten sanki bir defada nazil olmuştur.
b. Esbab-ı nüzul ayrı ayrı ve mütebâyin olduğu halde şiddet-i tesanütten sanki sebep birdir.
c. Mükerrer, mütefâvit suallere cevap olduğu halde şiddet-i imtizaç ve ittihaddan sanki sual birdir.
d. Müteaddit, müteğayyir hâdisata beyan olduğu halde, kemâl-i intizamından sanki hâdise birdir ve bir hâdiseye cevaptır.
e. Tenezzülat-ı İlâhiye ile tabir edilen muhatapların fehimlerine yakın ve münasip üsluplar üzerine nazil olup, bütün zaman ve mekanlarda gelip geçen insanlara tevcih-i kelâm ettiği halde, suhûlet-i beyandan dolayı sanki muhatap birdir.(11)
Kur'an'ın Bütünlüğü Ve Nüzul Sebepleri
Allah, Hakîm isminin gereği olarak her şeyi bir sebebe bağlamıştır. Bu sebeplerin bir kısmı açıkça insanlar tarafından görülür, bilinir. Diğer bir kısmı ise, bizce meçhuldür. İşte Kur'an âyetleri de bu yönden iki kısma ayrılır: Birinci kısım bir sebebe bağlayamadığımız doğrudan doğruya sebepsiz indirildiğini söylediğimiz âyetlerdir. Kur'an âyetlerinin büyük çoğunluğu böyledir, ikinci kısım ise, belli bir sebebe bağlayabildiğimiz âyetlerdir.
Belli bir olaydan ya da Hz. Peygamber (a.s)'e sorulan bir sualden dolayı inen âyetlerin indirilmesine vesile olan âmillere "Nüzul sebepleri" denmektedir.(12) Şüphesiz, tefsir ilminde nüzul sebeplerinin önemli bir yeri vardır. Özellikle bazı âyetlerin anlamı ancak nüzul sebeplerinin bilinmesiyle bilinebilir.(13)
Bu özet bilgiden sonra, bu konunun tafsilatını ilgili eserlere havale edip, Bediüzzaman'ın konu ile ilgili görüşünü anlamaya çalışacağız:
Bediüzzaman'a göre, Kur'an'ın 23 yıl gibi uzun bir müddet zarfında, üstelik değişik sebepler doğrultusunda inmesi, ifadelerinin çok farklı ve dağınık olmasını gerektiren bir husustur. Bununla beraber, onun harika bir nizam örgüsü olma özelliğini koruması, Kur'an'ın bir mucizesidir. Üstad bu konuda şöyle demektedir: Kur'an, yirmi sene zarfında, birbirinden çok farklı nüzul sebeplerine göre geldiği halde, âyetleri öyle bir tesanüt ve dayanışma göstermiştir ki, sanki bir tek sebepten dolayı inmiştir. Hem Kur'an, farklı mükerrer suallerin cevabı olarak geldiği halde, nihayet imtizaç ve ittihadı göstermiştir. Bakanlar onu, birtek suâlin cevabı olarak indiğini zanneder. Yine Kur'an, çok değişik olayların çözümünü sağlamak ve onlarla ilgili hükmünü belirtmek üzere geldiği halde, öyle bir intizam göstermiş ki, sanki bir tek hadise için inmiştir. İşte bu değişik ve farklı sebepler müşevveşiyetin sebebi olması gerekirken, Kur'an'ın mucizeli ifadelerinde birer intizam örgüsü olarak istihdam edilmiştir. "Evet, kalbi sakamsız, aklı müstakim, vicdanı marazsız, zevki selim her adam, Kur'an'ın beyanında güzel bir selâset, rânâ bir tenasüp, hoş bir ahenk, yekta bir fesahat görür."(14)
Risale-i Nur'da nüzul sebepleri ile ilgili bazı misaller: "Başta İmam Beyhaki ve Hakim olmak üzere sahih hadis kitapları Hz. Ömer'den haber veriyorlar ki, Hz. Ömer Resul-i Ekrem (a.s)'den yağmur duasını niyaz etti. Çünkü ordu suya muhtaçtı. Hz. Peygamber (a.s) elini kaldırdı, birden bulut toplandı. Yağmur geldi ve ordunun ihtiyacı kadar su verip gitti. Bu olay hakkında İbn-i Cevzî gibi bir muhakkik derki: Şu hadise Bedir gazvesinde vuku bulmuş ve "(Allah) O zaman, katından bir güven olmak üzere sizi hafif bir uykuya daldırıyordu; sizi temizlemek, şeytanın pisliğini (verdiği vesveseyi) sizden gidermek, kalblerinizi birbirinize bağlamak ve savaşta sebat ettirmek için üzerinize gökten bir su (yağmur) indiriyordu"(15) şeklindeki âyet-i kerime, o hadiseyi beyan edip ifade eder."(16)
"Biz, onların boyunlarına halkalar geçirdik. O halkalar çenelere kadar dayanmaktadır. Bu yüzden kafaları yukarı kalkıktır. Önlerinden bir set ve arkalarından bir set çektik de onları kapattık, artık göremezler"(17) mealindeki âyetin sebeb-i nüzulü ise, Tefsir ve Hadis imamlarının haber verdiklerine göre: Ebû Cehil yemin etmiş ki: "Ben, secdede Muhammed'i görsem, bu taşla onu vuracağım." Büyük bir taş alıp gitmiş. Secdede gördüğü vakit kaldırıp vurmakta iken, elleri yukarıda kalmış, Hz. Peygamber namazı bitirdikten sonra kalkmış; Ebû Cehil'in eli çözülmüştür. O ise, ya Resul-i Ekrem'in müsaadesiyle, veya ihtiyaç kalmadığından çözülmüştür. (18)
"Kıyamet yaklaştı ve ay yarıldı."(19) âyeti Hz. Peygamber (a.s) 'in mütevâtir ve kat'i bir büyük mucizesi olan "Şakk-ı Kamer" e, yani ay'ın Hz. Peygamber (a.s)'in işareti ile yarılıp ikiye bölünmesi hadisesine işaret etmektedir. Demek ki âyetin iniş sebebi, vuku bulmuş o harika olayı ilan etmektir.(20)
Bilindiği gibi, Bakara sûresinin ilk 4-5 âyeti müminler hakkında, ardından gelen iki âyet, kâfirler hakkında ve bunları takip eden 13 âyet de münafıklar hakkında nazil olmuştur.(21)
Bediüzzaman da bu hususlara dikkat çekmiş ve münafıklardan bahseden Bakara sûresinin 8. âyetinin tefsirinde, söz konusu âyet ile önceki âyetler arasındaki münasebeti anlatırken şunları söylemiştir: Kur'an-ı Kerim, Fatiha sûresinde önce Allah'a hamd ile başladı. Sonra Bakara sûresinin ilk âyetlerinde müminleri övdü. Arkasından iki âyetle kâfirleri kötüledi. Sonra insanların kısımlarını tamamlamak için 12 âyette münafıkların durumunu anlattı.(22)
Kur'an'ın Tertibi
Âlimler, Kur'an'ın tertibini âyetlerin tertibi ve sûrelerin tertibi şeklinde iki suretle ele almışlar. Âyetlerin sırasının, Mushaf-ı şerifte gördüğümüz tarzda olduğunda İslâm âlimleri arasında ihtilaf yoktur. İndirilen âyetlerin yerleri bizzat Allah tarafından tayin edilmiş, Hz. Cebrail'in işaretiyle Hz. Peygamber (a.s) tarafından vahiy kâtiplerine ilgili yerlere konmak üzere dikte ettirilmiştir.(23)
Sûrelerin tertibinde ise, âlimler arasında ihtilaf söz konusudur. Bu konuda üç farklı görüş vardır:
a-Ebû Bekr el-Enbarî gibi bazı âlimlere göre, Kur'an'ın sûreleri de âyetleri gibi tevkifidir. Şu anda elimizde bulunan mushaf şeklinde tanzimi bizzat vahiy ile tesbit edilmiştir.(24)
Kirmani'ye göre, Kur'an'ın mevcut şekli Levh-i mahfuzdaki şeklinin aynısıdır. Elimizde bulunan Mushaf-ı şerifin mevcut şekli, Kur'an'ın Levh-i mahfuzdaki şeklidir. Beyhaki, Ebû Cafer en-Nahhas gibi âlimler de aynı görüşteler.(25)
el-Âlûsî de sûrelerin tertibinin tevfîkî olduğunu savunmuş ve bunun âlimlerin cumhuruna ait bir görüş olduğunu belirtmiştir.(26) Muasır âlimlerden Subhi Salih de bu görüşü savunmaktadır. (27)
Bazı âlimlere göre, Kur'an'ın sûrelerinin tertibi sahabe tarafından düzenlenmiştir.(28)
Üçüncü bir görüş ise, beyne beynedir. Bunlara göre, sûrelerin çoğu tevkifi olmakla beraber, az bir bölümünün tanzimi ümmete bırakılmış olabilir.(29)
Bediüzzaman'a göre de Kur'an'ın tertibi tevkifidir; Hz.Peygamber (a.s)'in irşadıyla olmuştur.(30)
Dipnotlar
1-el-Bürûc, 21-22.
2-el-Kadr, 1.
3-ed-Duhân, 3.
4-el-Bakara, 185.
5-bkz. ez-Zerkânî, I/45-46.
6-el-Hâkim, el-Müstedrek, 11/611.
7-bkz. ez-Zerkânî, I/47.
8-eş-Şuarâ, 193-195.
9-bkz. ez-Zerkânî, I/48.
10-bkz. Mesnevi, 116.
11-bkz. a.g.e., a.g. y; ayrıca bkz. İşârât, 222-23.
12-krş. Cerrahoğlu, Tefsir Usûlü, 115-16.
13-bkz. el-Ä°tkan, I/38-39; CerrahoÄŸlu, a.g.e., a.g.y.
14-bkz. Sözler, 435-36.
15-el-Enfâl, 8/11.
16-bkz. Mektûbat, 114-15.
17-Yasin, 36/8-9.
18-bkz. Mektûbat, 146.
19-el-Kamer, 54/1.
20-bkz. Mektûbat, 164.
21-bkz. es-Suyûtî, Lübabu'n-Nukûl fi Esbabi'n-Nüzûl ("Tefsir ve beyan"ile birlikte), 4
22-bkz. işârât, 91. Gerek Kur'an'ın ilgili âyetlerine ve gerekse yukarıda adı geçen Lübâbu'n-nukûl gibi esbabu'n- nüzul ile ilgili kitaplara bakıldığında, Bakara suresinde sözkonusu yapılan münafıklarla ilgili âyet sayısının 13 olduğu görülür. Ancak Bediüzzaman bu sayıyı 13 değil, 12 olarak vermiştir.
23-bkz. el-Ä°tkan, I/80-82.
24-bkz. a.g.e., I/82.
25-bkz. a.g.e., I/ 83; el-Âlûsî, Ruhu'l-Meani, I/26.
26-bkz. el-Âlûsî, a.g.y.
27-bkz. Subhi Salih, 71.
28-bkz. el-Ä°tkan, I/82.
29-bkz. a.g.e., I/83.
30-bkz. Mektûbat, 167.
Â
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DÄ°ÄžER YAZILAR
Hamd alemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur.
Fatiha,1
GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°
Her insan hata yapar. Hata edenlerin en hayırlıları tevbe edenlerdir."
Tirmizi
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm Ä°nternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yaptÄ...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARÄ°HTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...