SAMED İSMİNİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Kısa olan bu sure-i mübarekenin(İhlas Suresi) küçük bir kelimesi vardır; Samed kelimesi. Fakat hakikatte Kur’an’ın fesahat ve belagatini tecelli ettiren bu kelime ile sıfat-ı İlahiyenin sonsuz sahifesi açılıyor.
"De, o: Allah tek bir (ehad) dir
Allah, o eksiksiz sameddir
Doğurmadı ve doğurulmadı
Ona bir küfüv de olmadı"(İhlas Suresi)
"Kısa olan bu sure-i mübarekenin(İhlas Suresi) küçük bir kelimesi vardır; Samed kelimesi. Fakat hakikatte Kur'an'ın fesahat ve belagatini tecelli ettiren bu kelime ile sıfat-ı İlahiyenin sonsuz sahifesi açılıyor.
Samed'in lügat manası; 'yüksek, büyük taş yahut sarp kaya' demektir. Böyle bir yerde her nasılsa su akıntısı olur, sel gelir, her tarafı silip süpürür. Fakat bu kayayı, bu büyük taşı yerinden kımıldatamaz. İşte zamanın gelişiyle bütün halk, bütün varlılar hep böyle gelip, geçer ve giderler, fakat 'O' olduğu gibi yerinde kalır.
Sonra bu lügat manasından başka bir lügat manası daha çıkar ki, o da "serdar" demektir. Yani büyüklük, şerafet, asalet ve izzetin son haddi, kemalin son derecesi. İşte bu serdar bulunmadıkça hiçbir iş hal ve fasledilemez, hiçbir iş neticeye varamaz. Bu serdar öyle bir serdardır ki, bütün serdarların başı ve en yükseğidir.
Yine Samed, 'sığınak yer ve himaye eden' manasına gelmiştir. Yani musibet zamanında, sıkıntı anında onun eteğinden tutup, ona sığınılır. Musibet herkesi ve her şeyi silip götürür. Fakat Samed onları himaye eder.
Samed'e 'sağlam' da denilmiştir. Yani hiçbir şey onu yerinden kaldıramaz.
Samed 'yalnız' manasına da gelmiştir. Yani çoluk çocuğu olmayan tek ve vahid.
'Hak ve müstağni' manasına da gelmiştir.
'Kahraman' manasına da kullanılmıştır. Öyle bir kahraman ki, harp gününde susuzluk hissetmez. Samed 'sırtına yük konmamış deveye' de denmiştir.
Hz. İbn-i Abbas'ın dediğine göre Samed o serdardır ki, kendi azamet ve serdarlığında kemâl derecesine ulaşmıştır. O büyüktür ki, büyüklükte onun hiçbir nakisası yoktur. O mütehammil zattır ki, tahammül hususunda son dereceyi bulmuştur. O korkmaz zattır ki, ceberutta bile haddi hududu yoktur. O ilim sahibidir ki, ilmi son hadde ulaşmıştır. O hakimdir ki, hikmeti ve bilgisi her tarafı sarmıştır. Yani büyüklük, yükseklik ve bilgili olmak hususunda her sınıfın kâmilinin kâmilidir. (1)
Bu manalara ilaveten sahabe ve tabiinin bu kelime hakkında tefsirleri birer birer aşağıda kaydediyoruz;
İbn-i Abbas; Halkın musibet zamanında başvurup sığındığı şeydir.
Hasan Basri; Hayyu Kayyumdur ki, zeval bulmaz, her zaman bakidir.
Rebi bin Enes; Ne çocuğu vardır, ne de babası, anası..
Abdullah bin Mesud; Ne midesi vardır, ne de cismani azası.
Büreyde; Boşluk olmayan şeydir.
İkrime ve Şâbi; Yemek yemeyen bir şeydir.
İkrime; Ondan hiçbir şey saklanmaz.
Katade; Baki ve gayr-i fanidir.
Fakat hakikat şudur ki bütün bu manalar hep bir kelimede toplanmış, hep bir lafız içinde gizlidir. Bu lafız, hakikatte bu kadar muhtelif tabirleri ihtiva etmektedir. Nitekim yukarıda bahsedilen satırlardan da anlaşıldığı gibi, bu kelimenin asıl manası sarp kaya, sığınaktır.(2) Muharebe ve musibetlerde bu kaya, sığınmak için işe yarar.
İsraili ilahiyatta da bu kelimenin ehemmiyeti vardır. Ben-i İsrail sahifelerinde 'sığınak' kelimesi yerinde 'kaya' kullanılmıştır. Kaya kelimesi Tevrat'ta da(Bab; 33, Fıkra; 30-31, Sifr-i Tevrat'ül Müsenna) vardır; "Eğer onların kayası, onları satmamış olsaydı ve Rab onları hapsetmemiş olsaydı. Zira onların kayası bizim kayamız gibi değildir."
Bu 'kaya' burada hakikatte Allah'ın yardım ve mededinden kinayedir. Sifr-i Mülûk-ul Evvel'de, İkinci Bab'da bu kinaye sarahatla bildiriliyor;
"Rab gibi Kuddus yoktur. Zira Senden gayri yoktur. Allahımıza manend kaya yoktur." (Tevrat, Sifr-i Mülûk-ul Evvel Bab; 2, Fıkra; 2)
Sure-i Şerife'de Allah'ın sıfatları iki kelime(Ehad ve Samed) ile ifade edilmiştir. Cenba-ı Hakkın sıfat-ı subutiye ve selbiyesini bu iki kelime ihtiva etmektedir. Onun Ehad olmasının neticesi şudur ki, Onun gibi başka birisi yoktur. Onun kimseye ihtiyacı, kimseye karşı garazı olmayıp, yalnız ve tek başına ve eşsiz, müstağni, korkusuz, biniyaz ve her şeyden ayrıdır.
Fakat Onun ehadiyetinin kemali ile beraber, O herkesle, her şeyle bir aradadır. Herkesin elinden tutar, herkese sığınak olur. Herkesi himaye eder, herkes ona muhtaç, her şeyin aslı ve merkezi, her şeyim mercii, her şeyin me'vası, her şeyin ve cümlenin himaye için başvurduğu varlıktır. Yani cümlenin sığınağı, penâhıdır ki, musibetlerde teselli eder, belalarda gönülleri ferahlandırır, ızdırapları giderir."
Dipnotlar
1-İmam Beyhaki, Kitabu'l Esma ve Sıfat, s: 43
2-Bu manalar için; İmam Beyhaki, Kitabu'l Esma ve Sıfat, s: 43 ve Ragıb İsfehani'nin Müfredatü'l Kur'an'ına, İbn-i Cerir-i Taberi'nin ve İbn-i Kesir'in tefsirlerine, İbn-i Teymiyye'nin Sure-i Tefsir-i İhlâs'ına bakınız.
Kaynak
Mevlana Seyyid Süleyman Nedvi, Siretü'n Nebi, Urduca'dan Türkçeye tercüme; Asr-ı Saadet, mütercim; Ali Genceli, sh: 570-572, Sebilürreşad neşriyatı, İst. 1967
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
MUALLİMLERİMİZ NELERE DİKKAT ETMELİ?
İnsanları tenvir ederek cehaletten halas eden, onları atalet ve sefaletin karanlık gecelerinden
HÜRRİYET ADINA KAYBETTİKLERİMİZ
Dr. Alexis Carrel Her insan keyfine göre yaşamak ister. Bu insanın doğuştan gelen bir dileğid
ŞAFAĞIN IŞIĞINDAKİ SIR
“Annemin memnun bir eda ile: “Bu sabah kahvaltıdan önce ne yaptığımı dünyada tahmin edeme
UBEYDULLAH-I AFGÂNÎ İLE SEBÎLÜRREŞÂD İDÂREHÂNESI’NDE BİR MUHÂVERE
Ubeydullah-ı Afgānî” nâmında bir zât tarafından geçenlerde Kavm-i Cedîd ünvânıyla neş
MAÂRİF, DİN EĞİTİMİNİ EN İYİ ŞEKİLDE VERMELİDİR
İnanmak yaradılışın bir gereğidir. Din, aklın mâverâsında, zekânın fevkinde bir mürşi
MELİK FAYSAL’IN YAHUDİ KİSSİNGER'E VERDİĞİ TARİHİ CEVAP
Melik Faysal'ın en önemli gayelerinden birisi, Filistin meselesi ve Mescid-i Aksâ'nın hürriyeti
NESLİN EĞİTİMİNDE MAARİFE DÜŞEN VAZİFELER
Mânevîyatsız ilmin, beşeriyete felâh ve huzur yerine, şüphe, tereddüt, hatta ızdırap verdi
NASIL BİR MAARİF?
Yıllardır ilmî ve fikrî çalışmalarım arasında memleketimizin mânevî, ahlâkî, derûnî
GENÇLERİ HEDONİZM ÇILGINLIĞINA İTENLER
Diyorlar ki: Dünyaya bir kere gelinir. Sonun başlangıcı yoktur. Gülün, eğlenin, bir yıldır
HİCRET VE HAREKET
Hicret, tâ ezelden ebede, âlem-i vücubdan âlem-i imkâna, daire-i ilimden daire-i kudrete, tâ
ORUÇ, ORUÇ BOZMAK VESAİRE
Ramazan ayının hususiyeti oruç. Orucun hususiyeti de kendisine ait meseleler. Başında; tutan tu
- HEKİM VE FİLOZOF GÖZÜ İLE RAMAZAN
- HÜZÜNLÜ BİR HAYVANAT BAHÇESİ GEZİSİ
- YİRMİNCİ ASRIN BAŞINDA ANADOLUDA PAZARIN NAMUSU
- BİZ DE RAHATSIZIZ
- "BANA KUR’AN YETER!”
- MEALCİ KARDEŞLERİME KUR’AN’DAN MİSAFİRPERVERLİK DERSİ
- MEZHEPLERE TÂBİ OLMAYANLAR
- ‘KADİR GECESİ BİN AYDAN HAYIRLIDIR’ NE DEMEKTİR?
- İKİ PEYGAMBERİN DOĞUM GÜNLERİ
- “BİR ALLAHSIZA CEVAP”
- YEDİ YAŞIN ÖNEMİ
- DÜŞÜLEN MÜHİM BİR HATA
- YALANCININ MUMU
- BEN OLACAKTIM Kİİİİİ
- AĞIRLIĞINI DUYMAK
- SON ASIRDA TASAVVUFTA TECDİD YAPAN ÜÇ ŞAHSİYET
- KURBAN KESMEK KİMLERE VÂCİPTİR?
- KURBAN
- DİLİMİZE BİR ŞEY OLDU
- NERDE O ESKİ GÜNLER
- YALAN DOLAN SONRASI YAPILAN ASKERÎ DARBELER
- BAYRAMLA İLGİLİ SÜNNET VE ADABLAR
- BİR KOLERA SALGINI HATIRASI; NURİYE ABLA
- “GUSL-İ İÇTİMÂİ”
- İMANIN ÇİÇEĞİ RAMAZAN ORUCU
- EVLİYA
- BERAAT GECESİ İLE ALAKALI ÜÇ YANLIŞ MESELE
- ALLAH’IN AHLAKIYLA AHLAKLANANLAR
- ATEİST, DEİST ve BİLİME DİN GİBİ İNANANLARA SORULAR
"Kadınlara iyilikle muamele ediniz."
Nisa:19
GÜNÜN HADİSİ
Allahu Teala, kulunu helal (kazanç) talebinde yorgun görmeyi sever.
250 Hadis, s.197
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...