MÃœNÄ°R GADBAN(1942-2014)
Muhammed Kutup’un vefatı üzerinden çok geçmeden yine Mekke’den ikinci bir ölüm haberiyle irkildik. Bu da, yine ulu İhvan şeceresinin yetiştirdiği dev düşünür ve müelliflerden bir diğeri olan Münir Gadban’ın ta kendisidir. Hem Muhammed Kutup hem de Münir Gadban çaplı ve verimli İhvan düşünürleri arasındaydı.
*Muhammed Kutup'un vefatı üzerinden çok geçmeden yine Mekke'den ikinci bir ölüm haberiyle irkildik. Bu da, yine ulu İhvan şeceresinin yetiştirdiği dev düşünür ve müelliflerden bir diğeri olan Münir Gadban'ın ta kendisidir. Hem Muhammed Kutup hem de Münir Gadban çaplı ve verimli İhvan düşünürleri arasındaydı.
* 'Geç tanıdım, erken kaybettim' diye bir söz var. Bu söz, benimle Münir Gadban münasebeti konusunda fazlasıyla geçerli. İkimizin münasebetine intibak etmektedir. Suriye meselesi tanışmamıza ve kaynaşmamıza vesile oldu. Nebevi Hareket Metodu kitabıyla ve benzerleriyle birlikte Türkiye'de de tanınmıştır. Esasında ilimlerde öncü isimlerden birisiydi. 'Siyer fıkhı' çığırını açan bilebildiğim kadarıyla Mustafa Sıbai olmuştur. O ise zirveye taşımıştır.
* Bu siyer fıkhını zirveye taşıyan ise Münir Gadban olmuştur. Siyer kaynaklı hareket metodunu yazmıştır. Dolayısıyla bu yöntemle birlikte İslami hareketleri bid'i metotlardan arındırarak Sünni metoda (sünnet eksenli) yöneltmiş, taşımış ve hareketi hakiki istikametine ve çığırına sokmuştur. Yoksa İslami hareketler kendilerine oradan buradan veya kapitalist veya sosyalist modellerden beslenmekte ve örnekler devşirmekte idiler. Bu anlamda aslında Münir Gadban'ın yaptığı bir 'ta'sil' yani asla irca etme çalışmasıdır. Mustafa Sıbai ile başlayan bu çığır Münir Gadban ile birlikte çiçek açmış ve meyvesini vermiştir. Münir Gadban'ın Müslüman Kardeşlere girmesinde kaderin payı zımninde Mustafa Sıbai'nin de payı vardır.
*Münir Gadban gibi İhvan liderlerinden bir kez daha 'bu itiraf' bağlamında Hama değerlendirmesi istedim. Gadban, Hama olaylarının ardından cemaatin "meseleyi değerlendirmeye aldığını ve 'müracaat' yaptığını ve sonuçta Esat rejimine karşı çıkmanın yanlışlığına değil de hazırlıksız çıkışın yanlışlığına kanaat getirdiğini" söylemiştir. Yani Münir Gadban, Hafız Esat'a karşı çıkmadan dolayı pişman olmadıklarını ve aksine sadece zamansız ve hazırlıksız ve düşmanın tayin ettiği bir zaman ve mekânda eyleme sürüklendikleri için kendilerini affetmediklerini söylemiştir.
* Münir Gadban ise Osmanlı İmparatorluğunun yıkılmasından sonra zuhur eden İslami hareketlere ve dalgalara fikri rehberlik manasında nebevi hareket metodu üzerinden yol haritası çıkarmıştır. İslam düşüncesi, netice itibarıyla referansları itibarıyla ilahidir. Dolayısıyla hareketlerin ilahi rehberlik ışığı altında hareket etmesi gerekir ve beklenir. Bu anlamda Münir Gadbar ' El Menhec el Hareketi Lissireti'n Nebeviye/ Siyerden Devşirilmiş Hareket Rehberi veya Metodu ' anlamına gelen bir eser kaleme almıştır. Türkçeye Nebevi Hareket Metodu olarak çevrilmiştir. Bu onun şaheseridir. Çığır ve ufuk açıcı kitaplarından birisidir. Son yıllarda İslam aleminde siyer çalışmalarına ödüller verilmektedir. Böylece siyer konusunda özgün ve orijinal eserler kaleme alınmasına da vesile olunmaktadır. Bu ödüllerden birisini Pakistan diğerini de Brunei Sultanlığı vermektedir. Münir Gadban Peygamberimizin hayatını konu alan 'Kitabı Fıkhu`s-Sire' adlı eseriyle 2000 yılında Brunei Sultanlığından yılın siyer kitabı ödülünü almıştır.
* Hasan el Benna gibi Sıbai ülkeyi karış karış dolaşmakta ve davasını anlatmaktadır. Bu gezilerinde küçük büyük ayırmadan herkese davalarını anlatır. Münir Gadban'ın Şam'ın Tell şehrinde dünyaya gelmiştir. İlkokulda okurken 10 yaşlarında köylerine veya kasabalarına Mustafa Sıbai uğrar.
Mustafa Sıbai'yi karşılayanlar arasında arkadaÅŸlarıyla birlikte küçük Münir de( Gadban) vardır. Münir Gadban'a ismini sorar. Tanıştıklarında ona ' artık sen Ä°hvan'dansın' diye takılır ve onurlandırır. Bu artık Gadban için hayatında dönüm noktasıdır. Sıbai'nin sıcaklığı adeta Malcolm X'in sıcaklığı gibidir. Kayaları eritir ve gönülleri çeler. Bu karşılaÅŸmadan sonra Müslüman KardeÅŸlere ve Ä°slam davasına gönül vermiÅŸtir. Münir Gadban alim olmasına raÄŸmen sarık giymemiÅŸ bilakis takke ile dolaÅŸmıştır. Bu onun 'emir eri' olduÄŸunu göstermektedir. BaÅŸ olma sevdasında deÄŸil, emre amadedir. Birisi ileri itmeden asla ileriye geçmez. Kimse itmeden ileriye geçmemiÅŸ, daima arka safları gözlemiÅŸtir. Züheyr Salim'in dediÄŸi gibi, Ömeri bir haslete sahiptir. Hayırlara anahtar ve ÅŸerlere kilittir. Her iyiliÄŸe anahtar her kötülüğe kilittir.Â
*1982 Hama olaylarından sonra Müslüman Kardeşler asabi günler geçirmekte ve çalkantılı dönemler yaşamaktadır. Hareket neredeyse üçe ayrılmıştır. Halep ve Şam kanatlarının yanında bir de Adnan Ukle'nin başı çektiği Et Talietü'l Mukatile ( Savaşçı Akıncı/Öncü Savaşçı) kanat vardır. Bunlar arasında bir uzlaşma zemini bulması istenir. İktidar tutkusu, piri hırsi olarak anılır. Bütün hırslar geçer ama pir-i hırsı bakidir. Allah vergisi olarak Münir Gadban bu duygulardan müberra ve paktır. Bu nedenle de kanatlar arasında kilitlenmiş Suriye Müslüman Kardeşler hareketi içindeki bu buzlanmayı ve kilitlenmeyi çözecek isim olarak Münir Gadban ismi öne çıkar. Müslüman Kardeşler Uluslararası Teşkilatı bu iç ihtilafları çözmek için doğrudan doğruya atama ile Münir Gadban'ı bölge başkanlığına yani murakıplığa seçer. Lakin onun buradaki tarzı görev adamı olmaktır ve işlevsel bir durumdur. Muzaffer Kutz'un Mısır'a yaklaşan Moğol çerileri karşısında bir yıllığına şartlı olarak Memlüklü komutasını devralması gibi Münir Gadban da bu görevi şartlı ve muvakkat kabul eder. Lakin misyonunda başarılı olamaz bir yıl veya altı ay içinde görevinden çekilir. İzzet ile çekilir bab-ı ikbalden. Suriye Müslüman Kardeşleri arasındaki dağınıklık 1993 yılına kadar sürer. 1993 yılında bu dağınıklık aşılır.
Kendisiyle, Suriye halkının mübarek devrimi vesilesiyle birkaç defa bir araya gelmek nasip oldu. Orada 1982 Hama olaylarıyla ilgili düşüncesini sordum. Müslüman Kardeşler bu facia ile alakalı bir muhasebe yapmışlar mıydı? İstemeden bir hataları olmuş mudur? Müslüman Kardeşler olarak Hama olaylarıyla alakalı muhasebe yaptıklarını ve huruç noktasında kendilerinde bir kusur görmediklerini aktarmıştır. Belki zamanlama konusu ayrı olarak ele alınabilir. Bununla birlikte huruç konusunda bir hata veya kusurlarının olmadığını ifade etmiştir.
Â
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DÄ°ÄžER YAZILAR
İnsanlardan öylesi var ki, herhangi bir ilmî delile dayanmadan Allah yolundan saptırmak ve sonra da onunla alay etmek için boş lafı satın alır. İşte onlara rüsvay edici bir azap vardır.
Lokman,6
GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°
İçinde Allah'ın anıldığı ev ile içinde Allah'ın anılmadığı ev diri ile ölüye benzer.
Müslim
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm Ä°nternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yaptÄ...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARÄ°HTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...