Soru: Allah’ın kadınlara ne garezi vardır? Neden gerekirse dövülebileceklerini söylemiştir. (Nisa suresi, 34. ayet) Neden onlar "Aklen ve dinen eksik yaratıklardir" (Hadis, kaynak: Buhari). Neden şahitlikleri erkeğin yarısı değerindedir


2003-01-14 10:50:17

Sorunun cevabına geçmeden önce şunları ifade etmekte fayda var: Burada yayınlanan sorulardaki ifadeler soru soran kişilere ait. Biz onların içindeki bulundukları şartlı bakışları yansıtması için sorularda değişiklik yapmıyoruz. Yoksa ifadelerdeki cüretkarlık yüreğimizi dağlıyor. Şimdi soruların cevaplarına geçelim: Önce kadınların dövülmesi meselesinden başlayalım. Cenab-ı Hakk şöyle buyuruyor: “Size karşı gelmelerinden korktuğunuz kadınlara nasihat edin. Yataklarından ayrılın. Bunlar da fayda vermezse (hafifçe) dövün. Eğer size itaat ederlerse aleyhlerine başka bir yol aramayın. Şüphesiz ki Allah, yücedir, büyüktür.” (Nisâ, 4/34) “Nüşûz” kelimesi lügatte serkeşlik, karşı çıkma, isyan etme manalarına gelmektedir. Kelimenin asıl manası ise yüksek bir yerde durmaktır. Bu ifade, belirli bir psikolojik durumun kelimelere yansıtılmasıdır. Gerçekten bu durumda olan insan inadın doruğuna çıkmakla belirginleşir. İlk önlem nasihat “Size karşı gelmelerinden korktuğunuz kadınlara nasihat edin” İlk önlem bu! Nasihat... Bu aile resinin ilk görevidir. Yeni beliren başkaldırma hareketinin fiilen uygulanmaması ve açığa çıkmaması için ilk tedbir. Ancak nasihat her zaman işe yaramayabilir. Ortada üstün gelen bir arzu, son sınırına varmış bir taşkınlık söz konusu olabilir. Kadın güzelliği, malı, aile konumu veya bir başka değerle üstünlük taslayabilir. Bütün bu durumlarda kadın, ailede kocasına ortak olduğunu, onun çatışmaya girilecek bir rakip olmadığını unutabilir. İşte o zaman, sıra ikinci önleme gelir. Bu da kadının, güzelliğine, zenginliğine veya herhangi bir vasfına dayanarak kendisini aile kurumunun, idarecisi olan erkeğinden üstün tutma hevesine karşı, hareketini kırmak içindir. Yatakların ayrılması “Yataklarından ayrılın...” (Nisâ, 4/34) Yatak, dikbaşlı kadının şımarıklık ve egemenliğinin doruğuna ulaştığı tahrik ve câzibe yeridir. Erkek bu tahrik ve câzibe karşısında duygularını frenleyebilirse, serkeş kadının elinden, iftihar ettiği en keskin silahını düşürebilir. Kadın, kocasından gördüğü bu soğukluk ve irade karşısında çoğu zaman yumuşar ve dönüş yapmak zorunda kalır. Bununla birlikte, bu tedbirin belirli bir kuralı vardır. Öncelikle bu ayrılığın yatak odasının dışına taşmaması gerekir. Çocuklar üzerinde olumsuz etki bırakacağından, onların önünde yapılmaması gerekir. Kadını küçük düşürecek, ya da onurunu kıracak, dolayısıyla dikbaşlılığı artıracak bir şekilde, yabancıların önünde de olmaması gerekir. Çünkü amaç, kadını küçük düşürmek, ya da çocukların zihinlerini bulandırmak değil, dikbaşlılık hastalığını tedavi etmektir. Fakat bazan bu adım da başarısız kalabilir. O zaman aileyi yıkılmaya mı terketmek gerekir? Hayır! Burada başka bir çare yolu daha vardır. Bu biraz sert de olsa, dikbaşlılıkla aileyi tamamen yıkmaktan daha hafif ve risksiz kalır. Ve Hafif Dövme “Bunlar da fayda vermezse, onları dövün.” (Nisâ, 4/34) Bu tedbirlerin gayeleri bir bütün olarak düşünüldüğünde, dövmenin bir intikam ve öc alma için acı çektirmek olmadığı, küçük düşürmek ve onurunu kırmak amacını taşımadığı, kadının istemediği bir hayatı baskı ve zorbalıkla çektirmek anlamına gelmediği anlaşılacaktır. Bu, tıpkı bir babanın çocuklarına, bir eğitimcinin öğrencilerine uyguladığı şefkat ve merhamet yüklü bir eğitme metodudur. Aile kurumunun üyeleri bir uyum içerisinde olduklarında bu önlemlerin hiçbirine gerek duyulamayacağı bilinen bir gerçektir. Sadece bir dağılma ve sarsıntı tehlikesi karşısında bu önlemlere başvurulur. Öğüt vermenin fayda vermediği, yatakta yalnız bırakmanın sonuç getirmediği bazı durumlarda, ortada başka tür ve düzeyde bir sapma olduğu anlaşılır. Diğer önlemlerin yarar sağlamadığı bu sapmaya karşı dayak etkili olabilir. İşte bu üç merhale nazara alınarak meseleye öyle bakmak gerekir; yoksa, ister lehinde, ister aleyhinde gidip hemen dövmeye takılmak dengesizliktir. Dövme kesinlikle esas değildir. Önümüzdeki sayıda bu konuya devam edeceğiz ve Allah Rasulü’nün hanımlarına sertlikle muamelede bulunanlar karşısındaki sert tavrını ele alacağız. Dipnot: Râgıb el-Esfahânî, Müfredât, “nüşûz” mad.

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

Buse Uygun, 2006-06-04 17:27:20

Sorunun içerisindeki diğer alt soruları niçin cevaplamadınız?

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

DÄ°ÄžER YAZILAR

Soru: Mü’min olduÄŸumuz halde niye geri kaldık?

Soru: Mü’min olduÄŸumuz halde niye geri kaldık?

Bu soru zaman zaman görsel ve yazılı basında, zaman zaman da dost meclislerinde gündeme geliyor

Soru: İslamın kadına bakış açısını kısaca belirtebilir misiniz?

Soru: İslamın kadına bakış açısını kısaca belirtebilir misiniz?

Dinimizde, kadın aynen erkek gibi cemiyetin bir parçası olarak kabul edilir, görüşü alınır

"Allah bize yeter, O ne güzel vekildir" dediler.

Âl-i İmrân; 173

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

İki ni'met (iki güzel hal) vardır ki, insanlardan çoğu bu ni'metleri kullanmakta aldanmıştır: Sıhhat, boş vakit.

Abdullâh b. Abbâs (r.a)'dan

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI