KIRKINCI HOCAM, HACI Ä°SHAK ABÄ° VE TESBÄ°H OLAYI
Yıl 1982. Mayıs'ın sonları. Erzurum İmam-Hatip Lisesinde öğretmenim. 6 yaşlarında ciğerparemiz Nurefşan kızımız basit bir bademcik ameliyatı neticesi vefat ediyor. Allah, onu bize şefaatçi eylesin.
Yıl 1982. Mayıs'ın sonları. Erzurum İmam-Hatip Lisesinde öğretmenim. 6 yaşlarında ciğerparemiz Nurefşan kızımız basit bir bademcik ameliyatı neticesi vefat ediyor. Allah, onu bize şefaatçi eylesin.
Evimiz taziye için gidip gelenlerle dolup taşıyor. Gelenlerin içinde nuranilerin reisleri ve veliler de bulunuyordu.
Olaydan bir iki gün sonra, evimizde kukadan üç sayı kıymetli bir tesbih peydah oldu. Öyle anlaşılıyordu ki, gelip gidenlerden kalmıştı. Pırıl pırıldı. Onunla çokça evradu ezkar çekildiği belliydi. Ama acaba kimindi?
Sahibini bilemediğimiz için kimseye veremiyorduk. Sabırla korumaya karar verdik. Aradan ne kadar gün geçti bilmiyorum, bir gece sabah ezanlarına yakın bir saatte bir rüya görüyorum: Velayet ve ihlâsıyla tanınmış bir ağabeyimizi (Hacı İshak) kucaklayıp önüme getiriyorlar ve: "Evinizde ki tesbihin sahibi bu, evinizdeki teşbihin sahibi bu!" diyorlar. Hacı İshak abiyi görüyordum, ama onu getirenleri göremiyordum.
Heyecanla uyanıyor, tesbihi alıp ehli velayetin karargâhı olan Kümbet'e gidiyorum. Çünkü rüyada gösterilen zatın da uğrak yerlerinden birinin orası olduğunu biliyordum. Vardım, evimizde bir tesbihin kaldığını, günlerdir sahibini aradığımızı ve nihayet rüyada bulduğumuzu Kırkıncı hocama ve oradakilere anlattım.
Kırkıncı hocam gördüğüm rüyadan hem tebessüm etti ve hem de hayrete düştü. "Kadir Allah!" dedi. Tesbihin sahibi de meğerse tesbihini kaybettiğini, arayıp ta bulamadığını, bu yüzden yanıp tutuştuğunu gider-gelir Kırkıncı hocama söylermiş. Bu yüzden tesbihin bulunduğuna Kırkıncı hocam da çok sevindi. Bununla beraber bana:
-Dur, bu tesbihi öyle kolay vermeyelim, bir latife ile verelim dediler.
Bir müddet sonra Hacı İshak abi öğle namazı için Kümbet'e geldi. Hoşbeşten ve çeşitli latifelerden sonra, tesbihinin bulunduğunu ve rüyamı anlattılar.
Ben tesbihi çıkarıp kendisine verince, sevindi, sevindi, sevindi. Tebessümler içinde sessizce başını salladı. Meğer onu sevindiren ve hayrete düşüren sadece tesbihin bulunması değilmiş. İşin içinde başka bir iş ve bir sır varmış. Ama acaba o neydi? Biz bundan sonrasını onun kendi ifadelerinden öğreneceğiz.
Meğerse o gecelerin yarılarında kalkar, dilekçeler verirmiş, dilekçelerin altına da sözü ve nazı geçenlerin imzalarını atarmış.
- O da ne demek? Gecenin o saatinde hangi daire açık olur. O saatte dilekçeyi kim kabul eder.
Doğru. O saatte hiçbir daire açık olmaz ve dilekçe kabul edilmez. Ama bu maddi alem için böyledir. Maneviyat alemi için durum böyle değildir. Maneviyat dairesinin kapıları hiç kapanmaz. Hele Hakk'ın kapısı her an açıktır. Ve O her zaman uyanık. "Onu ne bir uyku ve ne de uyuklama tutamaz"
Bakalım bizim o veli ağabeyimiz dilekçeleri nereye veriyormuş. Ölmüş velilerin himmetlerine ve gayb âlemlerine inanmayanlar iyi dinlesinler. Olayın öbür cephesini tesbihin sahibinden dinledik. Anlattığına göre:
Yıllarca evrad ve ezkarını çektiği tesbihini kaybedince içi yanmış, günlerce aramış, durmuş. Hiçbir işarete rastlamayınca bir gece teheccüd namazından sonra, Cenab-ı Mevla'ya arz'ı müracaatta bulunmuş, sonra da Bediüzzaman Hazretlerine seslenerek:
-Ey Üstad! Tesbihimi bul! demiş ve istirahata çekilmiş. Biraz sonra bir rüya ve karşısında Bediüzzaman Hazretleri...
Bediüzzaman kendisine hitaben:
-Keçeli, demiş, tesbihi ne yapacaksın? Bu asrın tesbihi Risale-i Nur. Git, Risale-i Nur'u oku!
Bu rüyadan sonra heyecanla uyanan ağabeyimiz, Bediüzzaman Hazretlerinin ikazından sonra tesbihi aramaktan vazgeçer.
Aradan bir kaç gün geçince ağabeyimizde tesbih sevdası yine onu tahrik eder ve karar verir: "Bu gece başka bir makama müracaat edeceğim" Gece kalkar. Yine teheccüd, yine dua ve niyaz. Nihayet kapının tokmağına dokunur. Bu sefer Şah-ı Geylanî'ye seslenir:
-Üstad, der, halimi görüyorsun, tesbihimi bul!
İşte bu ikinci müracaattan sonra ben, aynı gece sabah ezanlarına yakın bir saatte rüyamı görüyorum. Hacı İshak ağabeyi görünmez bir kucakta önüme getiriyorlar ve bana: "Tesbihin sahibi bu, tesbihin sahibi bu! " diyorlar.
Şimdi iki cepheden cereyan eden bu olayı, maddi kıstaslarla nasıl izah edeceksiniz? Ve nasıl inkâr edeceksiniz?
Bu olay, bir taraftan gayb âleminin ne kadar canlı ve ihtişamlı olduğunu, bir taraftan da yüce Allah'ın veli kullarına ne büyük haklar, ne büyük imkânlar verdiğini ispat ediyor. Yüce Mevla ile münasebeti sıkı olana, Yüce Mevla neler yaptırmaz. Dünyayla ahiret, bir evin iki odası gibi olur o insana, Hakk'ın dostuna...
Haddi zatında yapılan müracaatlar Allah'adır. Ama Hakk'ın dostu dilekçelerinin altına Allah katında hatırı sayılır zatların imzalarını attırıyor ki dilekçeleri geri çevrilmesin. Hadise budur.
Nükte:
Tesbihini kaybeden, yanıyor, kavruluyor, bulamayınca da teheccüd namazıyla, dua ve niyazıyla alemi gaybı, velayet sahiplerini harekete geçiriyor, tesbihini buluyor ve rahat ediyor.
Ey hakiki imanını, ihtişam ve medeniyetini, ahlak ve faziletini, kardeşlerine karşı şefkat ve adaletini, hürmet ve muhabbetini ve bütün bir mukaddesatını kaybeden İslam âlemi! Kaybettiğiniz bunca değerlerinizi bulmak için neden acınız, sancınız, çileniz, ıstırabınız, tövbeniz, istiğfarınız, teheccüdünüz, duanız ve niyazınız yok? Hak katında geçer sözünüz, tutar yüzünüz yoksa neden sözü geçerlerin, yüzü tutarların arkasına takılmaz ve neden onların derslerine katılmazsınız? Takılın ve katılın da âlem-i İslâm kaybettiğini bulsun, bütün dünya anarşi ve terörden kurtulsun.
Â
Â
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DÄ°ÄžER YAZILAR
MUSTAFA KARAMAN BEYİN GÖZÜNDEN MEHMED KIRKINCI HOCAEFENDİ
“Cenab-ı Hak varlıkları bereket yönünden üç kategoriye ayırmış; Bereketli insanlar vard
VAHDET YILMAZ AÄžABEY
50 yıllık bir hukukum vardı Vahdet ağabey ile. Beni ilk defa terziye götürüp elbise ve palt
MEHMET KIRKINCI HOCAMIZIN VEFATININ SENE-Ä° DEVRÄ°YESÄ° MÃœNASEBETÄ°YLE
Bugün rahmetli Mehmed Kırkıncı hocamın sene-i devriyesi. Kendisini minnet ve şükran ile anarÄ
PROF. DR. ŞENER DİLEK BEY’DEN KIRKINCI HOCAMIZLA ALAKALI HATIRALAR
Benim kanaatime göre hocamın mümeyyiz üç vasfı vardı; Birincisi: Kırkıncı Hocamda mükemme
NECATİ KILIÇOĞLU HOCAMIZDAN HATIRALAR-2
HACI FARUK TİFNİKLİ EFENDİ Hacı Faruk efendi, Mustafa Necati Efendi’den sonra hocamın ikinc
NECATİ KILIÇOĞLU HOCAMIZDAN HATIRALAR-1
Kıymetli ziyaretçilerimiz, Mehmed Kırkıncı Hocaefendi’nin talebelerinden, kendisinden İslami
NECATÄ° KURÅžUNOÄžLU AÄžABEYDEN HÄ°ZMET HATIRALARI-3
ÜSTADIN MAHKEMEDEKİ FOTOĞRAFININ BULUNUŞU Erzurum’da müteahhit Osman beyin evinde dersteydi
MEHMED KIRKINCI HOCA’NIN ESERLERİ VE HAYATIM HÂTIRALARIM
Bazı şahsiyetler vardır ki, fikirleriyle, eserleriyle, hizmetleriyle sembol olmuşlardır. Memlek
NECATÄ° KURÅžUNOÄžLU AÄžABEYDEN HÄ°ZMET HATIRALARI-2
1979 senesiydi. Memlekette anarşi olayları en üst düzeye çıkmış, kan gövdeyi götürüyordu
NECATÄ° KURÅžUNOÄžLU AÄžABEYDEN HÄ°ZMET HATIRALARI-1
Takdim Kıymetli ziyaretçilerimiz, yeni bir nehir söyleşimizi daha hizmetinize arz ediyoruz. Ya
BÄ°R IRMAÄžIN KIYISINDA DOLAÅžMAK-4
HACI MUSA KIRKINCI AĞABEY Hacı Musa ağabey çok zeki bir insandı. Çok farklı bir insandı. Bi
- ABDULLAH KAPLAN’IN ARDINDAN
- TANIYANLARIN DÄ°LÄ°NDEN MOLLA ZAHÄ°D MALAZGÄ°RTÄ°-1
- BÄ°R IRMAÄžIN KIYISINDA DOLAÅžMAK-3
- BÄ°R IRMAÄžIN KIYISINDA DOLAÅžMAK-2
- BÄ°R IRMAÄžIN KIYISINDA DOLAÅžMAK-1
- ABDULBAKİ SÜNNETÇİ HOCAEFENDİ
- EBU’L MESEL’DEN BAZI NOTLAR
- DEDEMDEN BİR DOĞUM GÜNÜ HEDİYESİ
- VAHDET YILMAZ AÄžABEY KÄ°MDÄ°?-3
- VAHDET YILMAZ AÄžABEY KÄ°MDÄ°?-2
- VAHDET YILMAZ AÄžABEY KÄ°MDÄ°?-1
- BİR KIRKINCI HOCA GEÇTİ-2
- BİR KIRKINCI HOCA GEÇTİ-1
- MEHMED FEYZİ PAMUKÇU EFENDİ
- NUR’UN MÜTEVAZI ÇEHRESİ; MEHMED KIRKINCI HOCAM-4
- NUR’UN MÜTEVAZI ÇEHRESİ; MEHMED KIRKINCI HOCAM-3
- NUR’UN MÜTEVAZI ÇEHRESİ; MEHMED KIRKINCI HOCAM-2
- NUR’UN MÜTEVAZI ÇEHRESİ; MEHMED KIRKINCI HOCAM-1
- KIRKINCI HOCAMI ANMA VESİLESİYLE BİR KAÇ SÖZ
- KARDEŞİNİN DİLİNDEN MERHUM MOLLA ZAHİD MALAZGİRDİ HOCAEFENDİ-3
- KARDEŞİNİN DİLİNDEN MERHUM MOLLA ZAHİD MALAZGİRDİ HOCAEFENDİ-2
- KARDEŞİNİN DİLİNDEN MERHUM MOLLA ZAHİD MALAZGİRDİ HOCAEFENDİ-1
- MEHMET KIRKINCI HOCAM VE NOT DEFTERÄ°M-5
- MEHMET KIRKINCI HOCAM VE NOT DEFTERÄ°M-4
- MEHMET KIRKINCI HOCAM VE NOT DEFTERÄ°M-3
- MEHMET KIRKINCI HOCAM VE NOT DEFTERÄ°M-2
- MEHMET KIRKINCI HOCAM VE NOT DEFTERÄ°M-1
- MOLLA MEHMET ZAHÄ°T HOCA EFENDÄ° Ä°LE TANIÅžMAM
- MERHUM KIRKINCI HOCAMIZIN TALİM VE TEDRİS YÖNÜ
Ey iman eden kullarım! Şüphesiz benim arzım geniştir. O halde (nerede güven içinde olacaksanız orada) yalnız bana kulluk edin.
Ankebut, 56
GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°
Kur'an'ı cebren (açıktan) okuyan, sadakayı açıktan veren gibidir. Kur'an'ı gizlice okuyan, sadakayı gizlice veren gibidir."
Tirmizi, Sevabu'l-Kur'an 20, 2920; Ebu Davud, Salat 315, 1333; Nesai, Zekat 68
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm Ä°nternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yaptÄ...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARÄ°HTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...