RAMAZAN AYINI NASIL YAŞAMALI VE ONA NASIL HAZIRLANMALI?

Mübarek Ramazan ayının gölgesi üzerimize düştü. Onu bize, bizi ona kavuşturan Allah’a hamdolsun. Ne verimli bir zemin, ne bereketli bir zaman dilimidir o...


Vehbi Karakaş

vehbikarakas@hotmail.com

2016-06-05 11:36:31

Mübarek Ramazan ayının gölgesi üzerimize düştü. Onu bize, bizi ona kavuşturan Allah'a hamdolsun. Ne verimli bir zemin, ne bereketli bir zaman dilimidir o...

Baharda bitkilerin yeşermesi, gelişip büyümesi için nisan yağmuru ne ise; amellerimizin, iba­detlerimizin bire bin, bire on bin, Kadir gecesi gibi gecelerde ise bire otuz bin karşılık görmesi için de Ramazan ayı odur.

Veya Ramazan ayı, ahiret ticareti için açılmış bir sergi, kurulmuş bir pazardır. Aynı zamanda Allah'ın Rububiyet saltanatı karşısında, insanlığın ubudiyyet ve ibadetleriyle resmigeçit yapması için ilan edilmiş bir bayramdır.(1)

İbadette yarışan kullarına, Allah'ın mükâfatının, ödüllerinin dağıtıldığı bir ay olan Ramazan yakında selamun aleyküm diyecek, Allah'ın rahmetini, bereketini, saadet ve selametini sağanak gibi üzerimize dökecek.

Seven sevdiğine kavuşunca nasıl sevinir; Ramazan'a kavuşan müminler de öyle sevinecekler ve sevinmekteler. Onun rahmetiyle birbirini ku­caklayacaklar, mağfiretiyle günahlarını sildirecekler, Cehennem'den kurtuluş müjdesîyle de sıhhat, selâmet ve saa­dete erecekler.

Ramazan ayı gelecek... Hayır muslukları onda açılacak, gafiller onda uyanacak, ölüler onda dirilecek, yolunu şaşırmışlar yolunu bulacak, günahkârlar onda tövbe edecek. Buzlar, buz gibi insan­lar onda eriyecek, hayatın ve bereketin kaynağı olan su haline gelecekler. Taşlar, taş gibi insanlar onda toprak olacak, yani toprak kadar mütevazı hale gelecekler, türlü güzelliklere hamile olacaklar, vitaminli meyveler, güzel kokulu güller, bin bir renkli çiçekler doğuracaklar. Güzel kokular saçarak, yani güzel ameller sergileyerek Allah'ın rızasını kazanacaklar.

Sevgili Peygamberimizin de ifade buyurdukları gibi:

ذَا جَاءَ رَمَضَانُ، فُتِّحَتْ أَبْوَابُ الجَنَّةِ، وَغُلِّقَت أَبْوابُ النَّارِ، وصُفّدَتِ الشَّيَاطِينُ

"Ramazan geldiği zaman Cennet'in kapıları açılır, Cehennem'in kapıları kapanır, şeytanlar zincire vurulur, bağla­nır."(2)

Yine bu hususiyetlerinden ve daha bilmediğimiz nice hususiyetlerinden dolayıdır ki Peygamberimiz bir hadisle­rinde de

لو يعلم العباد ما رمضان لتمنت أمتي أن يكون السنة كلها

"İnsanlar, Ramazan'daki(yani Ramazan ayındaki tecelli ve lütufları hakkıyla takdir ede)bilseydi bütün senenin Ramazan olmasını arzu ederlerdi"(3) buyurmuşlardır.

Bunun farkına varan insanlar,

1-Ramazan ayının gündüzlerini oruç, gecelerini yatsı, teravih ve teheccüd gibi namazlarla geçirecekler.

2-Dillerini yalana, gıybete, iftiraya, lüzumsuz dedikodulara kapatacaklar, zikir, dua ve salatü selamlarla meşgul edecekler,

3-Hatim indirecekler, günde en az bir cüz okuyacaklar, hiç olmazsa Kur'an'ı bir kere Ramazan ayında okumuş olacaklar. Çünkü Ramazan ayında okunan Kur'an'ın her bir harfine bin, on bin, Kadir gecesinde 30 bin sevap verilecektir.

4-İman hakikatlerini mütalaa edecekler, kalplerinin kapılarını Hakk'a, keselerinin kapılarını da hal­ka, muhtaçlara açacaklar, etraflarına sevinç ve saadet saçacaklardır..

5-Sadece ağızlarına değil, bedenin bütün organlarına, hatta ruhlarına oruç tutturacaklar. El haram tutmayacak, göz harama bakmayacak, kulak haram işitmeyecek, ayak harama gitmeyecek, kalp ve akıl Allah'tan başkasıyla meşgul olmayacak.

6-Allah'ı hatırlatmayan yerlerden, şahıslardan, programlardan, filmlerden, kitaplardan, makalelerden uzak duracaklar.

7-Bol bol sadaka verecekler, muhtaçları düşünecekler, onların iftar sofralarına yemek taşıyacaklar veya onları kendi iftar sofralarına taşıyacaklar.

8-Cahiller kendilerine sataştığı zaman, onların sözleri "selam" olacak ve "ben oruçluyum" diyecekler.

9-Gurur ve kibirden, hava atmaktan uzak duracak onlar. Alçak gönüllü bir şekilde yürüyecek ve yaşayacaklar.

10-Çalıştırdıklarına kolaylıklar tanıyacaklar…

RAMAZAN AYININ İLK GECESİ

إذا كان أول ليلة من رمضان صفدت الشياطين مردة الجن وغلقت أبواب النار فلم يفتح منها باب وفتحت أبواب الجنان فلم يغلق منها باب ونادى مناد يا باغي الخير أقبل ويا باغي الشر اقصر ولله عتقاء من النار

"Ramazan ayının ilk gecesi girince şeytanlar ve cinlerin azgınları zincire vurularak bağlanır. Cehennemin kapıları kapatılır, hiçbir kapısı açılmaz. Cennet kapıları ise sonuna kadar açılır, hiçbirisi kapalı tutulmaz. Her Müslüman'ın kalbinde hissettiği bir ses yükselir.

-Ey iyiliklere istekli olanlar, hayra yönelin! Ey kötülüğe arzu duyanlar, kendinizi tutun!

Allah'ın bu gece cehennemden kurtardığı pek çok kimseler olacaktır. Bu hal Ramazan'ın bütün gecelerinde tekrarlanır."(4)

RAMAZAN AYINI AYLARIN SULTANI YAPAN OLAYLAR:

1-Ramazan ayında oruç farz kılınmıştır,

2-Kur'an bu ayda inmeye başlamıştır,

3-Bu ayda semanın ve cennetin kapıları açılmaktadır,

4-Cehennemin kapıları kapanmaktadır,

5-Şeytanlar ve cinlerin azgınları bu ayda zincire vurulmaktadır,

6-Bin aydan hayırlı olan Kadir gecesi vardır,

7-Allah, samimiyetle kendisine yönelen kullarını bağışlamaktadır,

8-Ramazan ayında kılınan nafile ibadetlere, diğer aylarda kılınan farzların sevabı verilecek; Ramazan ayında kılınan farzlara ise diğer aylarda kılınan 70 farz sevabı tahsis edilecektir. 

ÖZEL VE SOSYAL HAYATI TANZİM AÇISINDAN RAMAZAN AYI:

Yardımlaşma ve dayanışma ayı.

Hz. Aişe validemiz, Peygamberimizin vefatından sonra ne zaman bir yemek yese ağlamaya başlardı. Bir defasında niçin ağladığı kendisine sorulunca şu cevabı vermişti: Hz. Peygamber (sav) sağlığında doyasıya bir günde iki defa yemek yiyemedi. Onu hatırladığım için ağlıyorum. İsteseydi yerdi. Lakin yoksulları doyurup, kendisi aç kalmayı tercih ederdi."(5)

Özellikle bunu yapıyordu. Yapıyordu ki ümmetinin açlarını ve muhtaçlarını unutmasın, imkân sahipleri kendisini örnek alsın da onlarda muhtaçları unutmasınlar.

"Benim ümmetimden kim borçlu ölürse onun borcunu ödemek bana aittir. Mirası ise yakınlarınındır." diyordu.

Bu ne fedakârlık? Cefayı kendine sefayı ümmetine veriyor. Bu ahlak, bu isar ahlakı yeryüzüne hâkim olsaydı; günümüzde gördüğümüz kanı, kavgayı, katliamı ve anlamsız, hıyanetleri, cinayetleri, tacizleri, tecavüzleri görür müydük?

Hz. Ömer'in halifeliği zamanında 9 ay süren kıtlık olmuştu. Halife, Müslümanlar bolluğa kavuşuncaya kadar ekmek ve zeytinyağından başka bir şey sofrasında bulundurmadı. Yoksulları düşündüğünden ikinci bir elbisesi olmadı. Bir gün elbisesinin kurumasını beklediği için Cuma namazına geç gitti. Bu yüzden cemaatten özür diledi.

Hz. Yusuf zamanında da bir kıtlık olmuş, bütün imkânlar elinde olmasına rağmen Hz. Yusuf karnını doyurmamıştı. Neden böyle yapıyorsun diyenlere:

-Eğer ben tok olursam, açların halini anlayamam. Yoksulları gereği gibi düşünemem."(6) demişti.

İşte orucun hikmetlerinden biri de bu: Toklara açların halini düşündürmek istiyor Allah.

Ramazan ayı, tefekkür ve muhasebe ayı. İnsanlar geçmişi, geleceği ve bu günü düşünerek ölmeden önce kendilerini hesaba çekerler.

Tövbe-istiğfar ve kabul ayı. İnsanlar, hatalarından dönerler, Allah'a sığınırlar, Ondan bağış isterler ve kabul edilmelerini beklerler. Kullar birbirlerinden özür dilerler, helallik isterler.

Sabır ayı, nefse hâkimiyet sağlama ayı.

Muhabbet ayı, muhabbet fedailerinin başı ve başkanı olan şefkat peygamberine biat yenileme yani izinden ve sözünden ayrılmayacağımıza dair söz verme ayı.

Kur'an öğrenme, meal ve tefsirleriyle birlikte onu okuma ayı,

Koruyucu hekimlik açısından tedavi ayı. Ramazan ayı, insanın sağlığına zarar veren her şeyden, içkiden, kumardan ve benzeri büyük günahlardan, sigara ve benzeri kötü alışkanlıklardan korunma ve kurtulma ayı.

Ramazan egoistliği, bencilliği yıkan, insanı diğergam yapan, başkalarını da düşündüren bir aydır.

KUR'AN AYI OLMASI AÇISINDAN RAMAZAN AYI

Ramazan ayı Kur'an ayıdır. Âlem-i İslam ise bir mescid gibidir. Hafızlar, Kur'an'ı o mescidde yerdekilere işittiriyorlar. Ehl-i İslam içinde orucunu yiyenler, mescidde yemek yiyen laubali adamlar gibi olurlar. Herkesin ibadetle meşgul olduğu ve Kur'an okuduğu veya dinlediği bir mescidde, birilerinin yeme, içme ve eğlenme ile zaman geçirmeleri utandırıcı bir davranıştır. 

Kur'an Ramazan ayında nazil olmuş, Kadir gecesinde inmeye başlamıştır. Kur'an okurken veya okunurken yeni nazil olduğu ana ve zamana hayalen giderek okumak ve dinlemek gerekir.(7)

Ramazan ayını fırsat bilmeli, Kur'an okumayı bilmeyenler, öğrenmeli. Bilenler ise hem Arapça orijinalini, hem de mealini okuyarak Kur'an kültürüne sahip olmalıdır. Kur'an okuyan Allah'la sohbet etmiş olur. Zikir, fikir ve şükür denilen üç ibadeti yerine getirmiş olur. Kur'an'ın emirlerini tutan, yasaklarından kaçınan da cenneti bulur; hem bu dünyada hem de ahirette.

KUR'AN OKUYANIN

1-Kur'an okuyanın latifeleri nurlanır,

2-Ruhu rahat eder, kalbi huzura kavuşur,

3-Şefkat ve merhamet duyguları harekete geçer,

4-Sevgi ve kardeşlik duyguları artar, kin ve nefret duyguları azalır, hatta tükenir.

5-Fert ve toplum anarşi ve terörden kurtulur. 

AYET VE HADİSLERDE KUR'AN

Cenab-ı Hak Kur'an hakkında buyuruyor ki: 

اللَّهُ نَزَّلَ أَحْسَنَ الْحَدِيثِ

"Allah sözlerin en güzelini indirmiştir."(8) 

هُدًى لِّلْمُتَّقِينَ

"O takva sahipleri için doğru yolun tâ kendisidir."(9) 

إِنَّ هَـذَا الْقُرْآنَ يِهْدِي لِلَّتِي هِيَ أَقْوَمُ

"Gerçekten bu Kur'an, en doğru yola iletir."(10)

Sevgili Peygamberimiz de Kur'an hakkında şöyle buyurmuş:

"Evvelkilerin ve sonrakilerin ilmini isteyen Kur'an'ı okusun."(11)

"Kur'an zenginliktir. O varsa fakirlik olmaz. O yoksa zenginlik olmaz."(12) 

"Kur'an, bir ucu Allah'ın, diğer ucu da sizin elinizde olan bir iptir. Ona sımsıkı tutunursanız ondan sonra ebedî olarak sapmaz ve yok olmazsınız."(13) 

إنَّ الَّذِي لَيسَ في جَوْفِهِ شَيْءٌ مِنَ القُرْآنِ كالبَيْتِ الخَرِبِ

"İçinde Kur'an'dan biraz bir şey bulunmayan kimse harab olmuş ev gibidir."(14)

أفْضَلُ عِبَادَةِ أُمَّتِى تَِوَةُ الْقُرآن

"Ümmetimin ibadetinin en faziletlisi Kur'an okumaktır."(15) 

"Evlerinizi namaz ve Kur'an okumakla süsleyiniz."(16)

"Resulullah (s.a.v) buyurdular ki: Kalbler, demirin paslanması gibi paslanır."

- Onun cilası nedir ya Rasulullah, denildi. Buyurdular ki:

- "Kur'an okumak ve ölümü hatırlamaktır."(17)

"Hafız olup ta Kur'an okuyan kimse melaike-i kiram ile beraberdir. Kendisine zor geldiği halde Kur'an okuyana ise iki mükâfat vardır."(18)

 "Kim Kur'an'ı okur, Onu ezberler(19) helalini helal bilir yapışırsa, haramını haram kılar sakınırsa(20) Allah onu cennetine sokar ve ailesinden cehenneme girmeyi hak etmiş on kişiye şefaat edip kurtarma hakkı tanır."(21)

"Ümmetimin en şereflileri Kur'an'ı ezberleyen ve Onu yaşayanlardır."(22)

خَيركُم مَنْ تَعَلَّمَ القُرْآنَ وَعَلَّمهُ

"Sizin en hayırlılarınız Kur'an'ı öğrenen ve öğretenlerinizdir."(23)

"Karanlık gece baskınları gibi fitneler çıkacak, anarşi ve terör olacak." onlardan kurtuluş nasıl olacak Ya Resulallah? Denilince Resulullah (s.a.v) buyurmuşlar ki:"Kurtuluş Allah Teâlâ'nın kitabıyla olacaktır. Onda sizden öncekilerin ve sonrakilerin haberi vardır. Aranızdaki anlaşmazlıkların çözümü vardır. O şaka değil, her şeyi açık seçik ortaya koyan ciddi bir kitaptır. Onu tecebbüren terk edenin Allah belini kırar. Doğru yolu onun dışında arayanı Allah sapıtır. O Allah'ın kopmaz ipi, apaçık nurudur, hikmetli zikri ve doğru yoludur. Onun sayesinde keyifler sapmaz, görüşler dağılmaz. Âlimler onlara doymaz, takva ehli ondan usanmaz, onun ilmini tahsil eden ileri gider, onunla amel eden mükâfatını alır. Onunla hükmeden, adaletle hükmetmiş olur. Ona sımsıkı sarılan doğru yolu bulur."(24) 

"Gözlerinize ibadetten nasibini veriniz." dediler ki:

- "Gözlerin nasibi nedir, Ey Allah'ın Resûlu?"

Resulullah (s.a.v):

- "Mushafa (Kur'an'a) bakmak, Ondakileri düşünmek ve inceliklerinden ibret almaktır." buyurdu(25)

"Kişinin Mushafsız okuması bin derece, Mushafa bakarak kıraati ise ikibin derece fazladır."(26)

GÜNAHLARIN AFFEDİLMESİ AÇISINDAN BİR FIRSAT AYI

Rivayet edilmektedir ki:

Cebrail (a.s) gelmiş, Resul-i Ekrem'e ben beddua edeceğim, sen "âmin" diyeceksin demiş. Ve Cebrail (a.s) başlamış:

Ey Allah'ın Rasulü! Kimin yanında senin adın söylenir de sana salât u selam getirmezse, onun burnu yere sürtülsün!

Kim anasına-babasına veya onlardan birine kavuşur da onlara hizmet etmez ve onları memnun etmezse onun da burnu yere sürtülsün. Allah onu da bağışlamasın, rahmetinden uzaklaştırsın.

Kim Ramazan ayına kavuşur da onun hakkını vermez, orucunu tutmaz, sadaka ve zekâtını vermez, Ramazanın hayır ve bereketinden istifade etmez ve bağışlanma mücadelesi vermezse onun da burnu sürtülsün!"

Sevgili Peygamberimiz bu ihbarıyla ümmetinin dikkatini çekmiş, adetâ bu üç rahmet fırsatını kaçırmayın, demek istemiştir. Ve yine buyurmuşlardır ki.

"Kim inanarak ve Allah'ın rızasını düşünerek Ramazan'ın orucunu tutar ve gecesinin namazını (teravih) kılarsa geçmiş günahları bağışlanır."(27)

DİKKAT! RAMAZAN AYI KİMİLERİ İÇİN RAHMET, KİMİLERİ İÇİN DE AZAP AYI OLABİLİR!

Ramazan, Müslümanların fevkalâde hürmet etmesi gereken bir aydır. Eğer Müslümanlar bu hürmeti göstermezler, oruçlarıyla, zekâtlarıyla, namazlarıyla, güzel ahlaklarıyla yani helallerle yetinip haramlardan uzak durmakla Ramazan ayının hakkını vermezlerse, vermek için gayret göstermezlerse; bu nimet, mağfiret, rahmet ve bereket ayı böyleleri için nıkmet, azap ve felaket ayı olabilir. Allah'a sığınırız. Nitekim Kur'an, mü'minlere rahmet ve şifadır. Ama ona inanmayan veya inanıp ta onun prensipleriyle oturup kalkmayanlara da zarar ve ziyandır. Kur'an böylelerini "zalimler" olarak nitelemektedir.(28) Neden? Çünkü Kur'an, Allah'ın emri ve kelamıdır. Allah'ın emrine kulak asmamanın veya sözünü dinlememenin cezasıyla, başkasını dinlememenin cezası bir değildir.

Cenab-ı Hak, insanoğlunun günahlara karşı cesaretini bildiğinden şefkat ve merhametinin gereği olarak Kadir gecesini Ramazan ayının gecelerinde saklamıştır. Hem her geceyi kadir gecesi olarak değerlendirsinler, çok çok mükâfata nail olsunlar; hem de Kadir gecesini bile bile günah işleyip de büyük büyük cezaya çarpılmasınlar. Çünkü sahanın otoriteleri, bir insan Kadir gecesini bilse ve o geceyi ibadetle ihya etse bin ayın sevabını kazanacak ve yine Kadir gecesini bilse, bile bile isyan etse ve günah işlese o zaman da bin ayın günahını kazanacaktır.(29) demişlerdir.

Hz. Peygamber (s.a.v) beraberinde Hz. Ali (r.a) olduğu halde mescide girdi ve uyuyan birisini gördü de:

-Ey Ali! Onu uyandır, abdestini alsın, buyurdu. Hz. Ali, adamı uyandırdı, sonra da Resulullah Efendimize sordu:

-Ya Resûlullâh! Şüphesiz ki Sen hayırlı hizmetleri yapmada hep öncüsün, hepimizin önünde gidersin. Bu adamı Sen neden uyandırmadın? Cevap çok ilginç:

- Onun seni reddetmesi küfür (inkâr) olmaz. Ama beni reddetmesi onun inkâra düşmesine sebep olurdu. Küfür yani iman esaslarından birini inkâr sınırsız bir cinayettir. Ben böyle yaptım ki reddettiği takdirde cinayeti, büyük olmasın, hafif olsun.

İşte Peygamber'in (s.a.v) rahmeti, şefkati bu. Sen buna Allah Telâ'nın rahmetini, merhametini kıyas et.(30) Böylece Allah'ın Kadir gecesini saklamaktaki rahmetinin sırrını ve sınırsızlığını anla.

RAMAZAN AYI RAHMET VE ŞİFA AYI

Müminlere şifa ve rahmet olan Kur'an'ın, Ramazan ayında indirilmesi de Ramazan ayının şifa ve rahmet olduğuna ayrı bir delildir. Yukarıda da belirtildiği gibi Ramazan ayında göklerin ve cennetlerin kapıları açılır, rahmetler, bereketler, şifalar, saadetler saçılır. Şeytanlar zincire vurulur, cehennemin kapıları kapanır, sevgi, saygı, barış ve kardeşlik her yere hâkim olur.

RAMAZAN AYI HZ. YUSUF (AS)'A BENZER

Son olarak diyebiliriz ki, Ramazan ayı, Hz. Yakub'un 12 oğlu içindeki Yusuf peygambere benzer. Yusuf Peygamber nasıl diğer günahkâr ve suçlu kardeşlerini affetti ve onların affedilmesine vesile oldu ise, Ramazan ayı da diğer on bir ayın günahlarının affedilmesine vesile olmaktadır. Yeter ki Ramazan ayının gereklerini yerine getirelim, onu ihya edelim, tevbe ve istiğfar edelim. Tatlı sözler söyleyelim, melekleşelim, kırıcı olmayalım. Bol bol sadaka, özellikle de fitrelerimizi fazlasıyla verelim. Dertlilere derman, çaresizlere çare olalım. Hele akıbet ve ahiret endişesinden kaynaklanan hüznü içimizde taşısak da, istiğfarı dilimizden, tebessümü yüzümüzden hiç eksiltmeyelim.

Ramazan-ı Şerifiniz mübarek olsun, Allah hepimizi bağışlasın, milletimizi, devletimizi, ülkemizi ve bütün insanlığı terör belasından ve diğer belalardan korusun, kurtarsın. Aile efradınızla beraber sağlık ve huzur içerisinde Kadir gecesine ve daha nice bayramlara kavuştursun. Siz cennete giderken dualarınızla bu fakirin elinden tutmayı da unutmayasınız.(31)

Dipnotlar

(1) bkz. Nursî, Said, Mektubat, 29. mektup

(2) Buhari, Savm, 5; Müslim, Sıyam, 1; Muvatta', Sıyam, 59

(3)İbn-i Huzeyme, Sahîh, III, 190

(4) Buharî, Savm 5; Müslim, Sıyam, 2; Nesaî, Sıyam, 4,5; Ahmed b.Hanbel, II, 281

(5) Ş'arânî, et-Tabakatü'l- Kübrâ, I, 24

(6) Aliyyü'l-Karî, Mirkatü'l- Mefatih, II, 492

(7) Bkz. Nursî, Aynı eser, 390

(8) Zümer, 39/23

(9) Bakara, 2/2

(10) İsrâ, 17/9

(11) ez-Zerkeşî, el-Burhan, I, 454; Yazır, Hak Dini Kur'an Dili I, 31

(12) es-Suyûtî, el-itkan, IV, 103; el-Münavî, Feyzü'l-Kadir, IV, 535

(13) el-İtkan, IV, 104

(14) Tirmizî, Fezailü'l-Kur'an, 18

(15) el-İtkan, I, 105

(16) A.e. I, 105

(17) Mekkî, Muhammed, Nihayetû'l-Kavli'l-Müfid, s. 251

(18) Buharî, VI, 80; Sahihu Müslim bi Şerhi'n-Nevevî, VI, 84;

Tirmizî, Fezailü'l-Kur'an, 13

(19) İbn-i Mace, I, 78

(20) Tirmizî, Fezailü'l-Kur'an, 13

(21) İbn-i Mace, I, 78

(22) Münavî, Feyzu'l-Kadir, I, 522

(23) Buharî, Fezailü'l-Kur'an, 21; Tirmizî, Fezailü'l-Kur'an, 15; İbn-i Mace, I, 76; Ebu Davud I, 336

(24) Tirmizî, Fezailü'l-Kur'an, 14; Yazır, a.g.e. I, 30-31

(25) Aynî, Umdetu'l-Karî IX, s. 336

(26) Tebrizî, Veliyyüddin Muhammed b.Abdullah, Mişkâtü'l-Mesabih, I, 668; Süyûtî, el-İtkan, I, 110; Münavî, Abdurrauf, Feyzu'l-Kadir, şerhu Camiu's-Sagir IV, 513; Karakaş, Vehbi, Niçin Kur'an, s. 103-105

(27) Buharî Leyletü'l-Kadr, 322; Müslim, Sıyam, 213; Ebu Davud, Ramazan, 3

(28) bkz. İsrâ, 17/82

(29) bkz. Fahru'r-razi, Tefsir-i Kebir, XXXII, 28-29

(30) A.e, aynı yer.

(31) Karakaş, Vehbi, Üç Aylar, Kutlu Ay ve Günler, Kandil Geceleri, 80-92 Ayfa Yayınları, İstanbul-2012

 

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

Rabbimiz! Bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler bağışla ve bizi takva sahiplerine önder kıl!

Furkan, 74

GÜNÜN HADİSİ

İSİM VE KÜNYE

"Sizler kıyamet günü isimlerinizle ve babalarınızın isimleriyle çağırılacaksınız öyleyse isimlerinizi güzel yapın"

TARİHTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI