ASHAB-I KÄ°RAM HAKKINDA BUNLARI BÄ°LÄ°YOR MUYDUNUZ?-75

Abdullah bin Zübeyr hazretlerinin künyesinin "Ebû Bekr" olduğunu. Diğer bir künyesinin de "Ebû Hubeyb" olduğunu..


Salih Okur

nedevideobendi@gmail.com

2016-07-22 15:23:59

* Abdullah bin Zübeyr hazretlerinin künyesinin "Ebû Bekr" olduğunu. Diğer bir künyesinin de "Ebû Hubeyb" olduğunu..

* Abdullah bin Zübeyr(r.a)'in şehid edilmeden evvel yüzünden kanlar akmaya başladığında, bir yandan savaşmaya devam edip diğer yandan şu beyitleri okuduğunu; "Biz, yaralarımız arka taraflarımıza kanar kimseler değiliz. Fakat bizim kanlarımız, ayaklarımızın, üzerine damlar durur."

*Enes bin Malik(r.a)'in Basra'da vefat eden Ashâb-ı Kirâm'ın en sonuncusu olduğunu..

*Eski ve yeni eserlere müracaat ettiğimizde, Hz. Ömer'in fizikî sıfatları hakkında bize şu bilgileri verdiklerini; "O, heybetli bir bünyeye sahipti. Uzun boyluydu; halk arasında yürürken sanki onları gözetleyen bir binici görünümündeydi. Bir kavimle beraber oldu­ğunda onlardan üstün görünürdü. Burnu ve gözleri güzel olup, yanakları pem­bemsiydi. Elleri ve ayakları güçlüydü. Yürürken adımlarını hızlı atar, yere kuvvetli basardı. Sesi o kadar gürdü ki bağırdığında onu duyanlar adeta sersemleşir, baygınlık geçirirlerdi. Yürürken ayaklarının uçları genişler, topukları bir­birine yanaşır, eğri basardı. Her iki elini de kullanır, sad harfini dilediğinde ağ­zının her iki yanından çıkarırdı. Saçı dökülmüştü, dolayısıyla seyrekti. Saçına ve sakalına kına yakardı. Sa­kalının önü uzundu." 

*Hz. Ömer'in hoşlandığı şeylerden birinin de güreş etmek olduğunu..

*Hz. Ömer'in hoşlandığı şeylerden birinin de ata binmek olduğunu Bu zevkini halife iken bile de­vam ettirdiğini..

*Abkariyat-ı Ömer(Ömer'in Dehası) kitabının müellifi Abbas Mahmud el- Akkad'ın, Hz. Ömer'in feraseti hakkında şunları yazdığını; "Ömer (r.a.), gerek askerî komutanların gerek bölge valilerinin ve gerekse devletin önemli işlerini ilgilendiren görüşlerini ileri sürmekte şahısların seçil­mesindeki bu niteliğiyle ne kadar büyük menfaatler ve faydalar sağlamıştır. Za­manının büyük bir kısmını Medine'de geçirmesine rağmen, ordu komutanları ve bölge valileri onunla müşavere etmeden herhangi bir iş yapmıyorlardı. Onun bütün ileri görüşlülüklerinde hayır vardı. Bu eşi az bulunan bir durumdu. Hatta Ömer (r.a.)'den başka bir şahsiyette bulunması mümkün değildi."

 

 *Abbas Mahmud el-Akkad, zikrettiğimiz eserinde Hz. Ömer'in zekâsı hakkında şunları dile getirdiğini; "İşte bu takdire lâyık olan deha ile ayıplamalara lâyık deha arasındaki kesin sınırın ayırımıdır. Başka bir ifadeyle, doğru anlamak ile çirkin kötülük arasındaki farktır. Zekâ vardır, insan tabiatındaki kötülükleri bildiğinden kuşku duyulur. Bunun aksine zekâ vardır ki, kötü hisler besle­diğinden kuşkuludur. Bu iki zekâ arasındaki fark çok büyüktür. Bu fark iyilikle kötülük, takdi­re değer ile ayıplanmaya lâyık arasındaki fark gibidir. Birinci zekâ iyi kavramadır, ikinci zekâ adı ahlâktır. Ömer, birinci anlamdaki zekâ sahibi olup, kandırmaktan veya başkası tarafından kandırılmaktan mâsun idi. İşte bu onda eksik olmayan yön olup en yüksek mertebeyi teşkil eder."

 

Kaynaklar

1- Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük Tefsir Tarihi, Cilt:1, Bilmen Basımevi, İst. 1973

2-Prof. Dr. S. Muhammed Et Temmavi, Hz. Ömer Ve Modern Sistemler, terc. Ali Bardakoğlu, Kayıhan Yayınları, İst.

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

Gökleri ve yeri yaratan, bunları yaratmakla yorulmayan Allah'ın ölüleri diriltmeye de gücünün yeteceğini düşünmezler mi? Evet O, herşeye kadirdir.

Ahkaf, 33

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

Zühd hakkında

“Kendisine çok konuşmama ve zühd duygusu verilen kimseyi gördüğünüz zaman ona yaklaşın.Zira o hikmet telkin eder.”İbn-i Mace-Zühd:1

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI