USTALARIN REDDETTİĞİ KÖŞE TAŞI

Hazret-i İsa’dan menkul bir söz vardır. Talebelerine şöyle der: ‘Yapı ustalarının reddettiği taş, köşe taşı oldu!’ Bu ne demektir? Aslında, gariplerin; itilmiş, kakılmış ve horlanmışların sonunda yeryüzüne varis olacaklarını müjdelemektedir. Hazret-i İsa’nın bu ifadesi Hazreti Peygamberin sözlerinin tasdikidir. Bu söz de aslında gariplerin ve muttakilerin iktidarını müjdelemektedir. Akıbet muttakilerindir.


Mustafa Özcan

mustafaahmetozcan@gmail.com

2017-02-16 12:42:12

 Hazret-i İsa'dan menkul bir söz vardır. Talebelerine şöyle der: 'Yapı ustalarının reddettiği taş, köşe taşı oldu!' Bu ne demektir? Aslında, gariplerin; itilmiş, kakılmış ve horlanmışların sonunda yeryüzüne varis olacaklarını müjdelemektedir. Hazret-i İsa'nın bu ifadesi Hazreti Peygamberin sözlerinin tasdikidir. Bu söz de aslında gariplerin ve muttakilerin iktidarını müjdelemektedir. Akıbet muttakilerindir.

1981 yılında İskoç muhtedi Jan Dallas (Abdulkadir Es Sufi) karşımıza Gariplerin Kitabı ile çıkmıştı. Geçtiğimiz günlerde tarih boyunca garipleri anlatan bir kitapla karşılaştım ve bir solukta okudum. Ahlaku'l ulema gibi muhteşem kitaplara imza atan Ebubekir Muhammed Bin Hüseyin el Acuri'nin telif etmiş olduğu bir eser. Bağdatlı bu zatın daha önce de muhaddis ve Prof. Faruk Hammadi'nin tahkik etmiş olduğu Ahlaku'l Ulema adlı eserini okumuştum. Bununla birlikte el Gureba Mine'l Müminin ( Müminlerin Garipleri) kitabı keyif verici bir eser. Mest oldum. Şarkiyat tarzı kaleme alınmış, hikmetlerle bezenmiş bir eser. Peygamberimizin 'gureba' hadisini şerh ediyor.

Esasında 1980 ve 1990'lı yıllarda bir de İrlanda'da Gureba adlı bir dergi yayın hayatına atılmıştı. Gurbetteki talebeler çıkartıyordu. 'Gurbetçiler' anlamına geliyor.

 Bu kitabında Acuri, gurbete çoluk çocuğunun nafakasını kazanmaya giderken veya gittikten sonra bu yolda can verenleri ve ölenleri de şehitler kervanına katmaktadır. Garip vaziyette ölenler şahadete yakın duran insanlardır. Hazreti Peygamberin (S.A.V.) biseti ve gönderilmesi sırasında her türlü eziyete katlanarak ona uyanlar; garipler kervanının ilk yolcularıdır. Peygamberlerle gariplerin buluşması kainat sabahının müjdesi olmuştur.

Peygamberimiz İslam'ın takallus ve büzülme ( indiras ve inhisar) günlerinden bahsetmektedir. Ondan sonra da inbisat günlerini müjdelemiştir. Hadiste 'darebe'l islamu biciranihi' ifadesi geçmektedir. Bu da İslam'ın inbisat yani yayılma günlerini haber vermektedir. İşte bu yayılma günleri gurbet günlerinin geride kalması ve gariplerin zaaftan sonra şevkete geçtiği günlerdir. Medine dönemine ermedir.

İslam'ın gurbet günlerinde adeta yeni bir cahiliye yüzünü göstermiş ve maruf münker ve münker de maruf haline gelmiştir. Değerler karmaşası yaşanmıştır. İyi ile kötü yer değiştirmiştir. Gurebanın başka bir ifadesi de 'en naziune mine'l kabail'dir. Yani kabilelerinden aforoz edilen biçarelerdir. Hadisin değişik kalıplarından birisinde konuyla ilgili bir soruya müteakip Peygamberimiz garipleri şöyle tanımlamıştır: Yığınla kötüler arasında kalan az bir salih topluluk. Onlar, kötüler arasında iyilerin seçildiği ve iyilerin ender olduğu bir zaman dilimine denk gelmişlerdir. Asiler karşısında itaat ehli olan az bir zümredir. Müslüman zaten dünyada gariptir. Dünya Müslümanın zindanı ve gurbetidir. En büyük felaketi de dünya sevgisidir. Dünyanın zilletinden dolayı sabırsızlanmaz. İzzetine de talip değildir. Herkesin bir hali varsa onun da başka bir hali vardır.

Garip olan kimse saptırıcı heva ve hevesini gemler. Onun peşine düşmez. Hakkı temsil edenlerin azaldığı bir sırada serdengeçti bir şekilde hakkı tutar ve kaldırır. Kederi fazla, sevinci azdır. Onunla ülfet kurulmaz, yanından teğet geçilir. Müslümanın sermayesi dinidir. Dini nereye o oraya. Ne onu kimseye emanet eder ne de hazarda ve seferde yanından ayırır. Garip, günahkar gibi boynu eğik, borçlu gibi sinik, şüpheli gibi tedirgindir.

Peygamberimiz, İbn-i Ömer'e gariplik tavsiyesinde bulunmuştur. Demiştir ki; "dünyada garip gibi ol. Veya yolcu gibi ol. Nefsini kabirdekilerden ve ölülerden say."

Dünyayı toplayanlar onun bekçisi oldular. Garip ise efendisi olur. Müslüman olmuş ve Hazreti Osman döneminde cihada giderken Humus'ta vefat eden Yahudi bilginlerinden Ka'b Himyeri onları şöyle tanımlamıştır: "Müjdeler olsun onlara! Müjdeler olsun onlara! Onlar o kimselerdir ki, Geldiklerinde buyur edilmezler. Dest-i izdivaç talep ettiklerinde evlendirilmezler, öldüklerinde veya kaybolduklarında aranmazlar."

Bu bizi Yunus Divanına götürür. O gariplerin tanımını Ka'b gibi yapar.

 Bir garip ölmüş diyeler

Üç günden sonra duyalar

SoÄŸuk su ile yuyalar

Şöyle garip bencileyin!

 Garibin dünyalıktan yana nasibi azdır. Namaz niyazı tamdır. Nafakası kıt kanaat (kefaf) miktarıdır. Mecliste yer gösterilmez. Varlığı yokluğu birdir. Mirası ve arkasından gözyaşı dökeni azdır. Gariplerin piri Hazret-i İsa'dır. Abdullah İbni Amr gariplerin dinleriyle firar eden insanlar olduğunu ve kıyamette Hazreti İsa ile buluşacaklarını haber verir. Allah kulları arasında öne çıkmayanları, gizlileri, müttakileri, ebriyayı makbul tutar. Onlar, kaybolduklarında aranmazlar. Ardlarına düşülmez. Geldiklerinde tanınmazlar. Gönülleri hidayet kandilleridir. Her karanlık ve kör fitneden salimen çıkarlar. Allah'a yemin etseler, Allah onların yeminlerini geri çevirmez. Hakkın nazlılarıdırlar.

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

Hala mı Allah'a tövbe etmezler ve O'ndan bağışlanma istemezler? Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

Maide, 74

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

Alî b. Ebî Tâlib (r.a.)'dan :

"Benim ağzımdan yalan uydurmayınız. Her kim benim ağzımdan yalan söylerse Cehennem'deki yerine hazırlansın."

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI