SOSYAL BARIŞIN TEMİNİ VE GÜVENLİĞİN TESİSİ-2
2. Merhamet: Karşılıklı hoşgörü, sevgi ve acıma duygusu Sosyal barışın önemli bir faktörü de karşılıklı hoşgörü, sevgi, saygı ve acıma duygusunun cemiyet hayatında canlı tutulmasıdır. Efendimiz (a.s.), toplum hayatında sevginin önemini, mealen: “İman etmedikçe Cennet'e giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe (gerçek anlamda) iman etmiş olamazsınız”(1) sözleriyle vurgulamıştır.
2. Merhamet: Karşılıklı hoşgörü, sevgi ve acıma duygusu
Sosyal barışın önemli bir faktörü de karşılıklı hoşgörü, sevgi, saygı ve acıma duygusunun cemiyet hayatında canlı tutulmasıdır. Efendimiz (a.s.), toplum hayatında sevginin önemini, mealen: "İman etmedikçe Cennet'e giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe (gerçek anlamda) iman etmiş olamazsınız"(1) sözleriyle vurgulamıştır.
Bediüzzaman, konuya verdiği önemi şu sözleriyle dile getirmiştir:
"Bütün hayatımda, hayat-ı ictimaîye-i beşeriyeden kati bildiğim ve tahkikatların/inceleme ve araştırmaların bana verdiği netice şudur ki: muhabbete en layık şey muhabbettir; ve husumete en layık sıfat, husumettir."(2)
Bu ifadelere göre, cemiyet hayatını kuvvetlendiren ve saadete sevk eden "muhabbet ve sevmek" sıfatları, en ziyade sevilmeğe ve muhabbete layık olan sıfatlardır. Sosyal hayatı kökünden sarsan ve yaşanmaz hale getiren adavet / husumet, düşmanlık ve kin gibi sıfatlarsa, her şeyden ziyade nefrete ve düşmanlığa (toplum dışına atılmaya) layıktır.
"Elhasıl: muhabbet, uhuvvet, sevmek İslâmiyet'in mizacıdır, rabıtasıdır. Ehl-i adâvet, mizacı bozulmuş bir çocuğa benziyor ki, ağlamak ister, bir şey arıyor ki onunla ağlasın. Sinek kanadı kadar ehemmiyetsiz bir şey ağlamasına bahane olur. Hem insafsız, bedbin bir adama benzer ki, su-i zan mümkün oldukça, hüsn-ü zan etmez. Bir seyyie ile on haseneyi örter. Bu ise, seciye-i İslâmîye olan insaf ve hüsn-ü zan prensiplerine aykırıdır."(3)
Bu ifadelerin özeti şudur: Sevgi, kardeşlik düşüncesi, İslam'ın emrettiği bir ahlaktır. Müslüman olan herkes, iman bağıyla bütün Müslümanlarla kardeş olduğunu, sevgisiyle saygısıyla göstermek zorundadır. Gerçek mümin toplumda seven, sevilen, sevecen, sempatik insandır. Kin ve nefret tohumları aklı başında bir insanda yeşerme imkânı bulamaz. Çünkü, düşmanlığı içinde barındıran kimse, mizacı bozulmuş, bahanelerle ağlamak isteyen bir çocuğa benzer. Ufak bir bahane ağlamasına yeter de artar. Ya da her şeyi kötü görmek isteyen, kötümserliğe yol bulduğu sürece iyimserliğe asla pirim vermeyen bozuk mizaca sahip bir hastaya benzer. Su-i zan imkânı bulduğu sürece, hüsn-ü zan etmeyi aklından geçirmez. Öyle ki, bir kimsede gördüğü ufacık bir kötülüğü yüzünden onun onlarca iyiliğini, güzelliğini görmezlikten gelir.
Özetle söylemek gerekirse; İslam'a hizmet etmeyi, bu uğurda insanları irşat etmeyi kendine görev bilen bir kimse, her şeyden önce-din, ırk, düşünce, meşrep ve mezhep gibi hususlara bakmaksızın- Allah'ın bütün kullarına karşı kalbinde coşkun bir şefkat ve aşkın bir merhamet taşıması gerekir.(4)
Aşağıdaki ayetler, İlahî merhametin sonsuzluğunu gösterdiği gibi, rahmet dini olan İslam'a davet eden ve mücessem bir rahmet olarak gönderilen Hz. Peygamber(a.s)'in yolunu takip ederek irşat görevini üstlenen kimselerin de her tarafa sevgi, şefkat ve merhamet ışıklarını saçmalarının gereğine de işaret etmektedir.
"Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik"(5), "Senin Rabbin affedicidir, merhamet sahibidir."(6), "Rahmetim her şeyi kuşatmıştır."(7)
Aşağıdaki hadisler de bu konuya ışık tutmaktadır:
"Merhamet sahibi olanlara, Rahman olan Allah merhamet eder. Yerdekilere merhamet edin ki, göktekiler de size merhamet etsin"(8), "Ben bir lanetçi/bir bedduacı olarak gönderilmedim, ben ancak bir rahmet olarak gönderildim."(9), "Ben size bir babanın evlatlarına olduğu gibiyim"(10), "Benimle sizin misaliniz, ateş yakan bir adamın misali gibidir ki, cırcırlarla pervaneler o ateşin içine düşmeye başlarlar. O da onları uzaklaşmaya çalışır. Ben de ateşten korumak için sizin eteğinizden tutuyorum. Siz ise elimden kaçıp ona atılmaya çabalıyorsunuz."(11)
Bu gerçekleri dile getiren, bu güzellikleri ders veren Hz. Peygamber(a.s.), bu güzel ahlakı hayatında bizzat göstermiştir. Kâfir olsun, mümin olsun, umumi olsun, hususi olsun, aleyhinde beddua etmesi istendiği bütün insanlara karşı bedduadan kaçınmış ve onlar için hidayet ve rahmet temennisinde bulunmuştur.(12)
Nitekim, Hz. Peygamber(a.s.), Mekke fethinden sonra Müslümanlara karşı şiddetli bir direniş gösteren ve yirmi günden fazla muhasara altında tutulan Taif'te ki Sakif kabilesinin aleyhine beddua etmesini isteyen arkadaşlarının bu isteklerini yerine getirmemiş, bilakis, Müslümanlara müşriklerden daha fazla zarar veren o azgın düşmanları için de hidayet temennisinde bulunmuş, "Allah'ım! Sakif kabilesine hidayet ver ve onları-Müslüman olarak bize- getir"(13) diyerek dua etmiştir.
Yine, "Dûs(Devs) kabilesinin küfürde inat edip durduğunu ve bir türlü İslam'ı kabul etmeye yanaşmadığını"söyleyerek onlara beddua etmesini isteyenlere karşı da aynı tutumunu sürdürmüş ve "Allah'ım! Dûs kabilesine hidayet ver, onları mümin olarak bize getir"(14) diyerek onların hayrına dua etmiştir.
Dipnotlar
1-Müslim, 93.
2-Nursi, Hutbe-i Şamiye (İçtimaî Reçeteler-Tenvir) II/115-116.
3-Nursi, Hutbe-i Şamiye (İçtimaî Reçeteler-Tenvir) II/115-116.
4-Krş. Butî, M.Said Ramazan, el-Cihad fi'l-İslam, 68.
5-Enbiya, 21/107.
6-Kehf, 18/58.
7-Araf, 7/156.
8-Tirmizî, Bir, 16.
9-Müslim, Bir, 87; Ebu Davud, Süne, 10.
10-Ebu Davud, Taharet, 4; Nesaî, Taharet, 35.
11-Buharî, Rikak, 26; Müslim, Fedâil, 17-19.
12-Butî, Cihad fi'l-İslam, 69.
13-Tirmizî, Menakıb, 73; Ahmed b. Hanbel, II/320.
14-Buharî, Magazî, 75; Müslim, Fedâilu's-sahabe, 197.
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
HZ. AİŞE’NİN (radiyallahu anhâ) EVLİLİK YAŞINA DAİR
Batılı inkarcılar ve onların fonladığı çevreler yaman bir çelişki içerisindedirler. Buda,
ÜRETİLEN ALGILARLA FİKİR SAHİBİ OLMAYA ÇALIŞMAK
Vehhabilik meselesi zamanla dallanıp budaklanmıştır. Vehhabilik şemsiyesi altında birçok fikr
YEREL ORYANTALİSTLER
Din mücedditliği için yola çıkanlardan bir kısmı süreçte din münekkidi haline geldi. Zira
İTTİHAD-I İSLAM’IN ÖN ADIMLARI
İttihad-ı İslam, bize balon gibi uçarak gelmez. Belki, bizim ona gitmemiz lazım. Yollar dağda
İMANIN ŞEHAMET-İ MANEVİYESİ
İslam ahlakının dinamik gücü, imandır. Çünkü, “İman hem nurdur hem kuvvettir. Evet, haki
MUHALEFET KULVARLARI
Hak namına ve hakikat hesabına sırf gerçeği görmek ve göstermek, meseleleri tahlil etmek, sı
UYUYAN DEV UYANMIŞTIR
Evet, millet uyandı. İçerdeki hainler, dışardaki alçaklar ne yaparlarsa yapsınlar, artık Ana
YANLIŞ VE HAKSIZ İNTERNET PAYLAŞIMLARI
dir. İnternet paylaşımlarındaki kaynak vermemek, metnin yazarını yazmamak, doğruluk olmadığ
MASONLAR VE ESAD AİLESİ
Masonluk meselesi dallı budaklı bir mesele olduğundan ve yüksek dozda manipülasyon içerdiğind
OSMANLI DÜŞMANI BİR BARELVİ’NİN HEZEYANLARI
Belki biraz garip gelecek ama peşinen söyleyelim ki anlatılan husus doğrudur. Stalin’in hocala
KADİROV: KADİRİ-VEHHABİ KIRMASI
Ramzan Kadirov başkanlığındaki Çeçenlerin Suriye’den sonra Ukrayna’da da arz-ı endam etme
- İSLAM’IN DAHİLİ DÜŞMANLARI YA DA GÜNÜMÜZÜN YIKICI AKIMLARI
- YİNE GÖÇ VAR
- BABAMI GÖTÜRMEYİN
- "İSLÂM DİNİ SAVAŞ VE TERÖR DİNİ MİDİR? YA DA KILIÇ ZORUYLA MI YAYILMIŞTIR?"
- LATİN HARFLERİNİN KABULÜ VE HALK ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
- PERSPEKTİFE GİREN ŞAHISLAR-51
- PERSPEKTİFE GİREN ŞAHISLAR-50
- PERSPEKTİFE GİREN ŞAHISLAR-49
- TALİBAN ÜZERİNDEN ZIT ETKİYİ DALGALANDIRMAK
- PERSPEKTİFE GİREN ŞAHISLAR-48
- BUTİ NEDEN ÖLDÜRÜLDÜ?
- PERSPEKTİFE GİREN ŞAHISLAR-47
- BU VATAN BİZİM
- MÜJDELER OLSUN SANA EY KAHRAMAN TÜRK HALKI
- KURBAN BAYRAMI’NDA HAYATI ANLAMAK
- PERSPEKTİFE GİREN ŞAHISLAR-46
- PERSPEKTİFE GİREN ŞAHISLAR-45
- BATININ İŞGAL PLANLARI VE İÇERİDEKİ İŞBİRLİKÇİLERİ
- PERSPEKTİFE GİREN ŞAHISLAR-44
- KALP FİKİR VE KALP DİNDARLIK
- GAZZE
- PERSPEKTİFE GİREN ŞAHISLAR-43
- İSLAM’DA MEŞRU SEÇME YÖNTEMLERİ VE YÜKLEDİĞİ SORUMLULUKLAR
- PERSPEKTİFE GİREN ŞAHISLAR-42
- İSLAM’DA TATİL ANLAYIŞI
- PERSPEKTİFE GİREN ŞAHISLAR-41
- EMNİYET TEŞKİLATI VE EMNİYET NİMETİ
- PERSPEKTİFE GİREN ŞAHISLAR-40
- ÇANAKKALEDEKİ MANEVİ GÜÇ
De ki: "Herkes kendi yapısına uygun işler görür. Rabbiniz, en doğru yolda olanı daha iyi bilir."
İsra, 84
GÜNÜN HADİSİ
Her ölenin amel defteri kapanır. Yalnız Allah rızası için yurt sınırında nöbet bekleyenler müstesnadır
Riyazü's Salihin, 2/1297
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...