BİR AİLE REİSİ OLARAK HZ. MUHAMMED(A.S.M)-1

Hz. Peygamber’in (a.s.) aile reisi olarak mümtaz vasıflarından biri hanımlarına karşı davranışta nezâket ve iyiliği esas almış olmasıdır.


Niyazi Beki(Prof. Dr.)

niyazibeki@gmail.com

2017-09-15 16:57:41

وَمِنْ آيَاتِهِ أَنْ خَلَقَ لَكُم مِّنْ أَنفُسِكُمْ أَزْوَاجاً لِّتَسْكُنُوا إِلَيْهَا وَجَعَلَ بَيْنَكُم مَّوَدَّةً وَرَحْمَةً إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَاتٍ لِّقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ

"O'nun ayet ve belgelerinden biri de; yanlarında huzur ve sükûn bulmanız için size-kendi cinsinizden- eşler yaratması ve aranıza sevgi ve şefkat koymasıdır. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için alınacak çok dersler vardır" (Rum, 30/21). Hz. Peygamberin eşlerine karşı tutumu

Hz. Peygamber'in (a.s.) aile reisi olarak mümtaz vasıflarından biri hanımlarına karşı davranışta nezâket ve iyiliği esas almış olmasıdır.

"Sizin hayırlınız, ehline karşı hayırlı olandır. Ehline karşı en ha­yırlınız benim" buyurur.(1) Ayrıca: "Allah'ın (c.c) ka­dınlara iyi davranmamızı emrettiğini", onları, Allah'ın (c.c) bize teslim ettiği emanetler bilmemiz gerektiğini", "kadınların, annelerimiz, kızlarımız ve teyzelerimiz olduğunu", ısrarla tekrar etmiştir.(2)

Kadına karşı hayırlı olmanın ölçülerinden biri, hataları karşısındaki tutumdur. Burada esas olan nezâket ve sabırdır. Hz. Peygamber (a.s), bu nok­tada takınılacak tavrı, onların fıtrî durumlarına dik­kat çekerek tespit eder: Kadın, erkekten daha has­sas daha ince bir mizaca sahiptir, çabuk eğilir, bir­den kırılır, hemen incinir. İmam Gazâli'nin ifade ettiği gibi "Kocanın karısı ile iyi geçinmesi, ona karşı güzel ahlakla muamelede bulunması, kadının hakkıdır. Güzel ahlaktan maksat, kadına eza-cefa etmemek değil, onun ezasına karşı tahammül göstermektir. Resulullah'ın yolundan giderek kadının taşkınlık ve gazabına karşı halim-selim davranmaktır."

 Hz. Peygamberin Hanımlarına verdiği değer a. Hz. Peygamberin kadına verdiği değer, ne o güne kadar ne de o günden sonra dünyada eşi görülmedik bir seviyede idi. Bütün hanımlarına aynı derecede değer verirdi. İnsanın elinde olmayan ve Kur'an'ın da onay verdiği kalbî sevgi farklılığının, sosyal adaleti zedelemesine asla müsaade etmezdi. Buna rağmen insanın elinde olmayan kalbi temayüllerinden de Allah'a istiğfarda bulunuyor ve şöyle diyordu: "Farkına varmadan birini diğerlerinden çok sevebilirim, bu da bir haksızlık olur. Onun için –ey Rabbim! Elimden gelmeyen bu hususta Senin rahmetine sığınıyorum…"(3) b. Eşlerine güzel davrananlara yaptığı iltifat: Bir hadis-i şerifte şöyle buyuruyor: أَكْمَلُ المُؤْمِنِينَ إيْمَاناً أَحْسَنُهُم خُلُقاً، وَخِيَارُكُمْ خِيَارُكُمْ لِنِسَائِهِمْ "Müminlerin iman bakımından en mükemmeli, ahlakı en güzel olanıdır. Ahlakı en güzel olanınız ise, eşlerine en güzel davrananınızdır."(4) Bir diğer hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur: "En hayırlınız, eşlerine karşı iyi davranan kimsedir. Ailesine karşı iyi davranmada en iyisi benim."(5) c. Değişik hadis rivayetlerinde, Hz. Peygamber(a.s.)'in, hanımlarına karşı çok iyi davrandığını, insanların en mülayimi /yumuşak huylusu, en çok ikramda bulunanı ve en fazla tebessüm edeni olduğu belirtilir.(6) d. Tahyir olayındaki nâzik davranışı: Hz. Peygamber(a.s.)'in ailesi çok zor şartlarda yaşıyordu. Maddi sıkıntıları had safhadaydı. İster istemez hanımları bu sıkıntıdan yakınıyor ve istemeyerek de olsa Resullah'ı incitiyorlardı. Onun böyle incinmesine razı olmayan Yüce Allah, onlara iki seçenekten birirni tercih etmelerini bildirdi: "Ey peygamber! Hanımlarına söyle: 'Eğer dünya hayatı ve onun ziynetini istiyorsanız, gelin size bağışta bulunayım ve güzellikle salıvereyim. Eğer Allah'ı ve peygamberini ve ahiret yurdunu istiyorsanız bilin ki, Allah içinizden iyi davrananlara büyük bir mükâfat hazırlamıştır"(7) mealindeki ayet indikten sonra, Hz. Peygamber(a.s.), Allah'ın bu emrini olduğu gibi hanımlarına aktardı. Ancak bir yandan ilâhî emri aktarırken, bir yandan da hanımlarına karşı meydan okuma gibi bir pozisyona da girmek istemiyordu. Özellikle daha çok genç olan Hz. Aişe'nin yanlış bir karar vermesinden –belki de- endişe ediyordu. Onun için onlarla konuşurken, Ayet-i celilenin celalli ifadesini aktardıktan sonra, karşı tarafın psikolojik durumunu da göz önünde bulunduruyordu. Sorumluluğunun idrakinde olan bir aile reisinin sevecen tavrını sergiliyordu. Bu hususu Hz. Aişe validemiz şöyle özetliyor: "Hz. Peygamber(a.s.)' bu konuyla ilgili Allah'ın emrini ilk defa bana aktardı. "Sana bir şey söylüyorum, ama karar vermede acele davranma! İstersen önce anne-babanla da istişare et!" dedi. Ben "Ey Allah'ın Resulü! Konu nedir?" diye sorunca, "Yukarıdaki ayeti okudu." Bunun üzerine ben, "Ben bu hususta hiç istişare eder miyim? Elbette ben Allah ve Resulünü tercih ederim" dedim. Bunu duyunca, Hz. Peygamber(a.s.) sevincinden tebessüm buyurdu. Daha sonra diğer hanımlarına da aynı şeyleri söylemiş, hepsi de benim gibi cevap vermişler."

Ailesine Karşı Hoşgörüsü

a. Hz. Aişe, oynamakta olduğu bir kısım bebekleri bulunduğunu, komşu arkadaşlarının bazen yanına geldik­lerini, onlarla beraber oynadıklarını anlatır ve Hz. Peygamber'in bunların gelmesine mâni olmadığını, aksine yardımcı olduğunu da oyuncakları vesilesiyle kendisine latife yaptığını(8) belirtir. Bay­ramlarda Habeşilerin çıkardığı eğlenceleri, Hz. Aişe'nin seyretmesine hem izin vermiş, hem de yar­dımcı olmuştur.(9) Burada Efendimizin, bir kaç defa Hz. Aişe ile koşu yarışması yaptığı da hatırlanabilir.(10)

b. Rasûlullah'ın ailesiyle olan ilgisini açıklarken, onlarla olan mülâtefesi/şakalaşması ve mizâhlarını da belirtmemiz gerekmektedir. İnsanlarda fıtrî olan eğlenme, din­lenme, mizah yönlerinin aile hayatı içerisinde na­zar-ı dikkate alınıp düşünülmesi, itidalde tutulup müspete yönlendirilmesi ehemmiyetli bir husus ol­malıdır. Fertler arasındaki kaynaşmaların olgunlaşmasında herhalde bunun da bir yeri vardır.

Hz. Aişe anlatıyor: Kendisi bir gün Rasûlullah için bulamaç pişirir. Yanlarında Sevde (r.a) vâlidemiz de bulunmaktadır. Hz. Aişe, Sevde'ye, "buyur sen de ye" der. O imtina edince, "Yemezsen yüzüne bulayacağım" diye tehdit eder. Sevde, ye­memekte ısrar edince, bulamaçtan alıp, Sevde'nin yüzüne bular. Ortaya çıkan manzaraya Hz. Pey­gamber (s.a) güler ve eliyle Sevde'ye dokunarak: "Ne duruyorsun sen de O'nun yüzüne sür" der. Sevde de Aişe'ye sürer. Rasûlullah (s.a) O'na da güler.(11)

c. Rasûlullah (s.a.), bazen de sözlü şakalar yap­mıştır.Yine Hz. Aişe anlatıyor: "Bir gece, hanımlarına mı gitti diye vesveseye düşüp, Rasûlullah'ı araştırmış­tım, elim saçlarına girdi. (Durumu anlayan Rasûlul­lah (s.a.) "Sana yine şeytanın gelmiş olmalı!" dedi.(12)

d. Yine Hz. Peygamber'in ailesinden bir fert saya­bileceğimiz, hizmetçisi Ümmü Eymen ile ilgili bir şakası da şöy­le:

Ümmü Eymen (r.a) bir gün Hz. Peygamber'e gelerek:

"Beni bir şeylere bindir" der.

"Seni deve yavrusuna bindireceğim!"

"Ey Allah'ın Rasûlü! Deve yavrusu beni taşıya­maz!" deyince, Hz. Peygamber (a. s.):

"Seni deve yavrusundan başka bir şeye bindir­mem" diyerek, "her devenin deve yavrusu sayıldı­ğını" imâ eder. Hadiseyi anlatan râvî: "Rasûlullah'ın, şakalarında bile, gerçekten hiç ayrılmadığına dikkat çeker."(13)

e. Bir seferinde Hz. Aişe'ye şöyle takılır ;"Sen benden evvel ölsen de, seni kendim yıkasam, kendim kefenlesem, üzerine namazını kılsam, kendim def­netsem!" buyurur. Hz. Aişe dayanamaz ve " ... böy­le yapsan, sonra evime gitsen, orada hanımlarından biriyle yatsan" diyerek Rasûlullah'ın sözünü devam ettirir. Rasûlullah (s.a) da tebessümle mukabele eder.(14)

-devam edecek-

Dipnotlar

1-Heysemi, IV/302.

2-İbn Mâce, I/646, 1977. hadis, İbn Hacer, el­-Metâlibu'l- Aliye, II/ 21; Dârimî, a.g.e. II/82, 2265. hadis.

3-Tirmizi, Nikah, 41.

4-Ebu Davut, Sünen, 15; Tirmizî, Reda', 11; Darimî, Rikak,74.

5-İbn Mace, Nikah, 50; Darimî, Nikah, 55.

6-bk. İbn Hacer, Fethu'l-Bâri, 13,70.

7-Ahzab, 33/28-29.

8-Ebû Dâvûd, Edeb 62, 4932. H.

9-Buhârî, Salât, 70; İbn Hacer, el-Metâlib, IV 129.

10-İbn Mace, Nikâh 50; Ebû Dâvûd, Cihad, 68.

11-a.g.e.

12-Nesâî, İşretu'n-Nisâ, 4.

13-İbn Sa'd, VIII/ 224.

14-Dârimî, I/ 38, 81. hadis.

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

De ki: "Herkes kendi yapısına uygun işler görür. Rabbiniz, en doğru yolda olanı daha iyi bilir."

İsra, 84

GÜNÜN HADİSİ

"Kişinin yapacağı en üstün iyiliklerden biri, ölümünden sonra babasının dostlarına sıla-i rahimde bulunmasıdır"

Müslim, Birr, 11-13 (2552);

TARİHTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI