ÖMER ZİYAÜDDİN DAĞISTANİ’DEN NÜKTELER VE İZAHLAR
Merhum Müderris Ömer Ziyaûddin Efendi'nin (1849-1920) Sahîh-i Buharî'yi ihtisar edip sonra dilimize çevirdiği «Zübdetü'l Buharî» adlı eserini okurken, merhumun bazı hadislere ait kısa ama çok faydalı ahlaki öğütleri, veciz izah ve kısa hatıraları dikkatimi çekmişti. Bunları not edip, eseri okuyamayan kardeşlerimize de ulaştırmak istedim.
Merhum Müderris Ömer Ziyaûddin Efendi'nin (1849-1920) Sahîh-i Buharî'yi ihtisar edip sonra dilimize çevirdiği «Zübdetü'l Buharî» adlı eserini okurken, merhumun bazı hadislere ait kısa ama çok faydalı ahlaki öğütleri, veciz izah ve kısa hatıraları dikkatimi çekmişti. Bunları not edip, eseri okuyamayan kardeşlerimize de ulaştırmak istedim.
Dağıstan'ın bu mücahid insanı çok yönlü bir şahsiyet imiş. Çok kuvvetli bir hafız olmasının yanı sıra, Zübdetü'l Buhari başta olmak üzere bazı hadîs kitaplarını ezberlemişti. Bir çok sene hatimle Teravih namazı kıldırdığı gibi, ömrünün sonuna kadar Kur'an-ı Kerimi-altı saatte, başından sonuna kadar ezbere okumağa gücü yeten bir hafız idi. Bu yönden emsali pek nadir idi.
Arapça, Farsça ve Rusça'yı çok iyi bilmesinin yanısıra, Orta Asya Türkçesi diyalekleri uzmanı, muhaddis olmasının yanıbaşında bir fıkıh âlimi ve mutasavvıf idi. Allah rahmet eylesin. Amin..Salih Okur/cevaplar.org
*Allah'ın bir lütfu olarak söylüyorum, hicretin 1331 yılı Ramazanın beşinci gününde İskenderiye'de Müntezeh sarayında evimde yatmakta iken rüyamda Resulü Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretlerini gördüm ve bir kaç meselemi (çözemediğim müşkülâtımı) arz ettim. Birisi de şu mesele idi: Ya Resûlallah, Şafiî mezhebinde - imamın arkasında cemaatın da okuması farz oluyor. İmam Ebû Hanife'ye göre ise kıraat mekruhtur; bu iki müctehidin hangisi isabet etmiştir? diye sordum ve fetva istedim. Fahri kâinat efendimiz tam bir neş'e ve sevinçle: "Orada ihtiyat lazımdır" buyurdular. Yani Fatiha sûresinin okunması lâzım geldiğini ifade ettiler.
Sonra; "Ben bunların hepsinden razıyım. Bunlardan Allah razı olsun. Bunlar çok çalıştılar. Yalnız Hanbeli mezhebinde lüzumsuz sözleri çoğalttılar. Yoksa ben bunların hepsinden razıyım" buyurdular.
Bu sorumdan önce "Ya Resûlallah, nikâhları haram olmayan kadınlara (tenlerine) erkek dokunursa Şafii mezhebinde abdest bozuluyor; Hanefi mezhebinde ise bozulmuyor bunların hangisi isabet etmiştir? diye sorup fetva istedim. Şöylece mübarek dudaklarını büktü ve işaret etti. Yani, yalnız dokunmakla abdest'in bozulmadığını kasdetti.
Sonra kendime ve yazdığım eserlere dair bir iki şey daha arzettim. "Şanı yüce olan Allah, o eserlerinizden seni faydalandırsın" buyurdular.
Elhamdü Lillah sümme Elhamdü Lillah... Ya Rab! Ahirette onu görmeyi bize ihsan et ve sancağının altında bizi topla; salât ve selâm onun-üzerine olsun.
*(Rasulullah(aleyhisselam) Hira dağında Cebrail'i görüp İkra suresinin vahyini aldıktan sonra üç sene kadar vahy gelmemişti deniyor.(Vahyin kesildiği zaman konusunda ihtilâf edilmiştir. Bazıları üç yıl, bazıları daha az olduğunu söylemişlerdir. Tercih edilen görüş, Beyhakî'nin rivayet ettiği altı aylık bir dönemdir.Salih Okur)
Araf: 142, Taha 21'den anlaşıldığına göre ilk tecelliler heybetli oluyor. (Meryem: 18:23) de bunu anlatıyor. Hz. Meryem, Cebrail'i görünce ürkmüş, "senden Allah'a sığınırım. Keşke ben daha önce ölseydim de unutulmuş gitmiş olsaydım" demiştir.
*Ben de oğlumun ölümünden çok kederlenmiştim. Bir kadın kaymaklı, buzlu bir kayısı yemeği yapıp getirdi. Onu soğuk soğuk yedim, kederli olan kalbime bir merhem gibi oldu.
Kederli olan bir kimsenin kalb ve midesi, gıda azlığından ve üzüntünün vücudu kaplamasından susuz kalacağı için böyle hafif şeyler yemek, kalbi ve mideyi kuvvetlendirir.
*İmam Gazali, insanın başına gelen musibetleri üçe bölmüştür.
Birincisi, münafık olanlara gelen hastalık ve felâketlerdir. Münafık bunlar için Cenabı Hakk'a itirazda bulunur. Ondan dolayı da çektiği hastalık ona azabdan başka bir şey olmaz.
İkincisi, sabırlı mümine gelen hastalıklardır. Mümin bunlara sabrettiği için sevab kazanır, günahlarına keffaret olur.
Üçüncüsü, şükraniyet makamında olana gelen hastalıktır. Gelen musibete karşı Allah'a şükür ve hamd eder. Böyle musibetler, onun derecesini yükseltmek içindir.
*İnsan, tuzak ve fakdaki(kapandaki) taneyi görüp ona yaklaşan kuşa benzer. Kuş, danenin arkasında kendini beleyen tehlikeyi görmez, fakat düşer. İnsan, şehvetine uyarsa, sürüklenmekte olduğu cehennemi göremez. Kişi nefsinin hoşlanmayacağı hayır işleri yaparsa cennete girer.
*İnsan, yapacağı hayır ve ibadeti-az da olsa-yapmalı. Bu, onun Cennete girmesine sebeb olabilir. Günah-küçük de olsa işlememeli, bu da insanı Cehenneme sürükleyebilir.
*Herkes kabirden çıplak çıkacak, "Kıyamette ilk giyinecek Hz. İbrahim'dir" hadisi gereğince..
*Mahşerde bu kadar fazla terleme herkes için olmayıp kâfir ve asiler içindir. Terleme de herkesin günah ve suçuna göre olacaktır. Nitekim başka bir hadîste: "Bazı kimselerin teri ayağının ökçesine kadar, bazısının teri baldırın yarısına kadar, bazısının teri dizlerine kadar bazısının teri oyluklarına kadar, bazısının teri koltuklarına kadar, bazısının teri ağzına kadar yükselecek ve bazısını da ter tamamen içine alıp örtecektir." diye' varid olmuştur.
Adaletli hükümdar ile bazı salih kimselerin Arş-ı Alâ gölgesinde o günkü sıcaklıktan korunacaklarına dair «Yedi kimse vardır ki, Allah onları rahmet gölgesi altında gölgelendirir, barındırır» mealindeki hadis-i şerif geçmişti. Peygamberler, sıddıklar, şehidler, bu terlemeden korunmuş olup mahşer gününde altın kürsüler üzerinde bulunacaklardır, diye hadîs-i şerif nakledilmiştir.
*Kurtubî'nin tasavvufçulardan naklettiğine göre, cennet ile cehennem arasında kesilecek olan koçun kesicisi Yahya Aleyhisselâm olacakmış. Bu koç şeklindeki ölümün kesilmesi de Allah'ın emri ile Peygamberimizin huzurunda olacaktır. Kesicinin Yahya Aleyhisselâm olması, isminin manasının devamlı bir hayata delâlet etmesi bakımındandır ve onun tercihi bu yöndendir.
Bu acize kalırsa, Yahya Aleyhisselâm, Kudüs Kralı tarafından, koç gibi boğazlanmıştı. Bu bakımdan ölüm koçunu kendisinin kesmesi akla yatkındır.
Bir de, bu koçu Hazret-i Cibril'in keseceği söylenir; çünkü ruhların bekasına memur olduğu için ölümü yok etmesi gerekir.
*Cennet ehli ise, Hazreti Adem Aleyhisselâm'ın boyunda, Hazreti Yûsuf Aleyhisselâm'ın güzelliğinde, Hazreti İsa'nın otuzüç yaşlarında ve bizim peygamberimizin ahlâkında olacaklardır.
*Her şahsın hem cennette ve hem de cehennemde makamı (bir yeri) vardır. Bir mümin cennete girmeden önce, kendisine cehennemdeki makamı gösterilir. İman edip salih amel işlememiş olsa gireceği cehennemdeki yeri kendisine gösterilir ki, oraya düşmediğinden dolayı Allah'a çok çok şükretsin. Bu görüş ona eziyet vermiyecek, şükrünü artıracaktır.
Kâfir de cehenneme girmeden önce, ona cennetteki yeri gösterilir. İman edip salih amel işleseydin işte cennetteki bu yeri alacaktın, denilerek gösterilir ki, hasret ve üzüntüsü çoğalsın. Sonra cehennemdeki yerine girer.
Müminler, kâfirlerin cennetteki yerlerine varis olacaklarına dair başka hadîs-i şerif olduğu gibi, bu şekilde tefsir edilen ayet de vardır.
Bazı hadîs-i şeriflerde de bu cennetle cehennemdeki makamların gösterilmesi kabir suali zamanında olacağı belirtilmektedir.
*Ashabın büyüklerinden Halid bin Velid düşünde korkar, bağırır, uyanırmış. Peygamberimize; "Ey Allah'ın Rasulü korkunç rüyalar görerek korkuyorum deyince, Peygamberimiz ona "Sen yatağına girerken şunu oku: Bismillâhi eûzü bikelimatillahi't-tammati min gadabihi ve şerri ibadihi ve min hemezati'ş-şeyatıni ve en yahdurûn" buyurmuştur. İmam Nesai sahihinde "yatarken Ayetel Kürsi okuma da bu derde dermanıdır" demiştir. Anlamı düşünülürse daha müessir olması gerekir.
*Mutedil mevsim olan bahar, hasılatın elde edildiği sonbahar ve gece gündüzün müsavi olduğu zamanda çoğu rüya doğru çıkar.
*Umum halk da rüya bakımından üç guruptur;
1- Durumu bilinmez, orta çapta insanlardır. Rüyaları da kendileri gibi olur.
2-Gizli açık günah işleyenler. Bunların düşü karışık hayaldir. Nadir olarak doğru çıkar.
3-Kafirlerinki bazen doğru, çoğu kere karışık hayal olur.
Uyanıkken yalan söylemeyenlerin düşü çok kere doğru olur. Yalan söyleyeninki doğru çıkmaz. Mübalağacı, yalancı şairlerinki de öyle.
*(Kıyamete yakın, zamanın yaklaşması hadisi hakında yorumlar)
Bazısı; ahirzamanda vakitler birbirine yaklaşacak, bir ay gün; gün saat, saat; kuru hurma yaprağının ateşe atılınca yanması kadar olacak,
Bazısı; karışıklık, fesad, bereketsizlik, sıkıntıdan insanlar vaktin nasıl geçtiğini bilmeyecek demiştir.
Zamanımızın fencileri bu hadisi vapur, tayyare, tel, telefon, radyo gibi âletlerin süratine işaret saymışlardır.
* Kıyamet, insanların en kötülerinin başına kopacak. Kıyamete yakın zamanda yeryüzünde salih kimselerden hiç biri bulunmayacak. Bazı hadîs-i şeriflerde, kıyamete yüz sene kala yeryüzünde Allah Allah diyen kalmayacak, buyurulmaktadır. Çünkü kıyamete yakın bir zamanda Yemen tarafından gayet yumuşak ve tatlı bir rüzgâr gelip bütün müminlerin ruhlarını alacaktır. Sonra yeryüzünde insanların kötüleri kalacaktır.
*Günler geçtikçe tabii olarak Asr-ı Saadetten uzaklaşılacak, din ve ahlak bakımından fitne ve gerilemeler olacak. Ama iyi günler gelmeyecek demek değildir. Nitekim, Peygamberimizden sonra irtidat fitneleri çıkmışsa da, Hz. Ömer devri;
Haccac gelmişse de Ömer bin Abdülaziz devri;
Harun Reşid, Fatih, Kanuni devirleri gibi çağlar gelmiş ve iyi devirler gelecektir.
*Kıyametin ansızın top gibi patlayacağı anlaşılıyor.
Kaynaklar
1-Ömer Ziyaeddin Dağıstani, Zübdetü'l Buhari Tercümesi, sad. Mustafa Barçın, İrfan Kocabaş, Salah Bilici Kitabevi Yayınları, İst. 1977
2-Ömer Ziyaeddin Dağıstani, Zübdetü'l Buhari Tercümesi, sad. Ali Fikri Yavuz, Hisar Yayınevi, İst.
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
MOLLA MUSA CELALİ HOCAMIZLA BAZI MESELELER ÜZERİNE BİR HASBİHAL
Soru: Hocam müsaadeniz varsa size birkaç soru sormak istiyoruz. Sizin bazı yazılarınızı cevap
MEDİNELİ HACI OSMAN EFENDİ’DEN SOHBET NOTLARI-9
Bakın Cenab-ı Peygamber aleyhissalatu vesselam ne buyuruyor; “Bir insan dünyada her türlü zev
MEDİNELİ HACI OSMAN EFENDİ’DEN SOHBET NOTLARI-8
BAZI AHİRZAMAN ALAMETLERİ Yine Hz. Peygamber aleyhissalatu vesselam efendimiz hazretleri Kıyamet
MEDİNELİ HACI OSMAN EFENDİ’DEN SOHBET NOTLARI-7
Emr-i İlahi nedir? Cenab-ı Hak ne buyuruyor? Buyuruyor ki; Ey kullarım, size emrederim, emanetler
MEDİNELİ HACI OSMAN EFENDİ’DEN SOHBET NOTLARI-6
HER MÜSLÜMAN CUMA GÜNÜNÜN ON EDEBİNİ BİLMEYE GAYRET ETMELİ Cumanın on tane terbiyesi vard
MEDİNELİ HACI OSMAN EFENDİ’DEN SOHBET NOTLARI-5
Yine Hz. Peygamber “İman, elbisenin eskidiği gibi insanın kalbinde eskir” buyuruyor. “İkid
MEDİNELİ HACI OSMAN EFENDİ’DEN SOHBET NOTLARI-4
Ne buyuruyor Cenab-ı Hak, ne öğretiyor bize? Buyuruyor ki; “ey kullarım, bazı kullar benden i
MEDİNELİ HACI OSMAN EFENDİ’DEN SOHBET NOTLARI-3
BORÇLU İNSAN KABİRDE HAPİSTEDİR “Borçlu bir insan bak, kabirde hapistedir. Allah bırakmıy
MEDİNELİ HACI OSMAN EFENDİ’DEN SOHBET NOTLARI-2
Cenab-ı Peygamber aleyhissalatu vesselam efendimiz hazretleri buyuruyorlar; “Beş tane günah v
MEDİNELİ HACI OSMAN EFENDİ’DEN SOHBET NOTLARI-1
Takdim Kıymetli ziyaretçilerimiz, inşallah yeni bir hizmeti bundan sonra her hafta parça parça
ÖMER ZİYAÜDDİN DAĞISTANİ’DEN NÜKTELER VE İZAHLAR
Merhum Müderris Ömer Ziyaûddin Efendi'nin (1849-1920) Sahîh-i Buharî'yi ihtisar edip sonra dili
- SEYDA M. SALİH EKİNCİ HOCAEFENDİ İLE İLİM SERÜVENİ-7
- SEYDA M. SALİH EKİNCİ HOCAEFENDİ İLE İLİM SERÜVENİ-6
- SEYDA M. SALİH EKİNCİ HOCAEFENDİ İLE İLİM SERÜVENİ-5
- SEYDA M. SALİH EKİNCİ HOCAEFENDİ İLE İLİM SERÜVENİ-4
- SEYDA M. SALİH EKİNCİ HOCAEFENDİ İLE İLİM SERÜVENİ-3
- SEYDA M. SALİH EKİNCİ HOCAEFENDİ İLE İLİM SERÜVENİ-2
- SEYDA M. SALİH EKİNCİ HOCAEFENDİ İLE İLİM SERÜVENİ-1
- ESAD COŞAN HOCAEFENDİ’DEN BİR GÜLDESTE-19
- ESAD COŞAN HOCAEFENDİ’DEN BİR GÜLDESTE-18
- ESAD COŞAN HOCAEFENDİ’DEN BİR GÜLDESTE-17
- ESAD COŞAN HOCAEFENDİ’DEN BİR GÜLDESTE-16
- ESAD COŞAN HOCAEFENDİ’DEN BİR GÜLDESTE-15
- ESAD COŞAN HOCAEFENDİ’DEN BİR GÜLDESTE-14
- ESAD COŞAN HOCAEFENDİ’DEN BİR GÜLDESTE-13
- ESAD COŞAN HOCAEFENDİ’DEN BİR GÜLDESTE-12
- ESAD COŞAN HOCAEFENDİ’DEN BİR GÜLDESTE-11
- ESAD COŞAN HOCAEFENDİ’DEN BİR GÜLDESTE-10
- ESAD COŞAN HOCAEFENDİ’DEN BİR GÜLDESTE-9
- ESAD COŞAN HOCAEFENDİ’DEN BİR GÜLDESTE-8
- ESAD COŞAN HOCAEFENDİ’DEN BİR GÜLDESTE-7
- ESAD COŞAN HOCAEFENDİ’DEN BİR GÜLDESTE-6
- ESAD COŞAN HOCAEFENDİ’DEN BİR GÜLDESTE-5
- ESAD COŞAN HOCAEFENDİ’DEN BİR GÜLDESTE-4
- ESAD COŞAN HOCAEFENDİ’DEN BİR GÜLDESTE-3
- ESAD COŞAN HOCAEFENDİ’DEN BİR GÜLDESTE-2
- ESAD COŞAN HOCAEFENDİ’DEN BİR GÜLDESTE-1
- EŞREF ALİ TEHANEVİ’DEN ORJİNAL ÖLÇÜLER-4
- EŞREF ALİ TEHANEVİ’DEN ORJİNAL ÖLÇÜLER-3
- EŞREF ALİ TEHANEVİ’DEN ORJİNAL ÖLÇÜLER-2
Kim Allah'a güvenip dayanırsa, Allah ona yeter.
Talak,3
GÜNÜN HADİSİ
"Kişi, dostunun dini üzeredir. Bu nedenle, kiminle dost olacağına dikkat etsin!"
Ebû Hureyre radıyallahu anh. Ebû Dâvud.
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...