TANIDIĞIM EN NAMUSLU ADAM

26 Aralık 1939 zelzelesinde Erzincan gibi, Sivas’ın Kuyuluhisar ilçesi de zarar görmüş, hasara uğramamış tek bina kalmamıştı. Böylece bazı köy ve kasabalarda zahire ihtiyacı baş göstermişti. Kasaba esnaflarından Vehib Cebecioğlu orta mahallede kapı komşumuzdur. Köylere veresiye verdiği eşyaya karşılık ne verirlerse alırdı. Bu suretle o sene ambarında epeyce buğday ve arpa bulunuyordu


Salih Okur

nedevideobendi@gmail.com

2017-11-14 21:40:17

26 Aralık 1939 zelzelesinde Erzincan gibi, Sivas'ın Kuyuluhisar ilçesi de zarar görmüş, hasara uğramamış tek bina kalmamıştı. Böylece bazı köy ve kasabalarda zahire ihtiyacı baş göstermişti. Kasaba esnaflarından Vehib Cebecioğlu orta mahallede kapı komşumuzdur. Köylere veresiye verdiği eşyaya karşılık ne verirlerse alırdı. Bu suretle o sene ambarında epeyce buğday ve arpa bulunuyordu.

Sahil halkı akın akın gelerek fahiş fiyatla zahire istiyorlar, ticaret maksadıyla götürüp satıyorlardı. Bunu bilen iyi kalpli adam, kasabaya bağlı Eksi köyünün açlıktan sızlandığını duymuş olacak ki, ta kapıya kadar gelen sahillilere o zamana göre üç lira gibi dolgun bir fiattan bu zahireyi vermedi, veresiye olarak ihtiyacı olan mahalle halkına ve Eksi köylüsüne bir liradan dağıtarak bu vatandaşları dar durumdan kurtardı.

Tesadüfen oradan geçerken bana liste tutmam için ricada bulundu. Bu meseleye böylece yakından şahit oldum. Oradan ayrılan köylüler, "bu efendinin bizde nice nice iyilikleri vardır" diye dua ediyorlardı. Ben de içimde doğan milli hislerimle, bu namuslu adama candan teşekkürler ettim.

Üç yıl sonra görüştüğüm zaman, aldıkları zahirenin bedelini ödeyip ödemediklerini sordum. O, her zamanki gibi ağırbaşlı, gayet sakin tavrıyla; "çokları ödeyemediler, fakat bu felaket(İkinci Dünya Savaşı) hepimizi sarstı. Hayırlısı ile herkes işini yoluna koysun da, benim paramı ne zaman verirlerse versinler' diye borçluları mazur görüyordu.

Ona borçlu olan bir çok kasaba ve köy halkından dinledim. Alacaklılarını hiçbir incitici sözle kırmadığı gibi otuzbeş yıllık esnaflık hayatında bir defa olsun mahkemeye gittiği görülmemiştir. "İyilik yap, denize at. Balık bilmezse, Hâlık bilir" sözünü kendine düstur edinmişti.

Onun gayesi sadece vatanına ve milletinin her ferdine her fırsatta, kudretinin yettiği kadar, elinden gelen yardımı yapmaktı. Bu surette duyduğu zevk ona yetiyordu.

Dursun Ertuğrul, Sivas

Kaynak

Bütün Dünya Mecmuası, Sayı; 55-Ağustos-1952

 

 

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

KALP GÖZÜ DAİMA GÖRÜR

KALP GÖZÜ DAİMA GÖRÜR

Güzel bir Mayıs sabahı New York'taki Santral parkın bir köşesinde iki kör adama rastlanmışt

KUTSAL ADAK

KUTSAL ADAK

Yıllar önce ailemle birlikte, Fas'daki küçük bir kentin ortasındaki bir köşkte mutlu yaşıy

KONFÜÇYÜS'ÜN MECLİSİNDE SOHBET

KONFÜÇYÜS'ÜN MECLİSİNDE SOHBET

Konfüçyüs bir gün öğrencileri ile sohbet ediyordu. Konfüçyüs dedi ki: “Bilgi edinmek içi

BALTA HIRSIZI

BALTA HIRSIZI

Bir adam baltasını kaybetmişti, onu komşusunun oğlunun çaldığını sanıyordu. Onun hareketl

“HA SEN HA BEN”

“HA SEN HA BEN”

Osmanlının son dönemlerindeyiz. Papaz iken İslâm diniyle müşerref olan bir kimse, İstanbul'a

“CÖMERTLİĞİN BABASI”

“CÖMERTLİĞİN BABASI”

Arap Tarihinde cömertliğiyle meşhur Hatem-i Tai’yi çoğumuz duymuşuzdur. Adeta cömertlik bu

ASIL ŞAŞILACAK ŞEY

ASIL ŞAŞILACAK ŞEY

Tefsîr-i Râzî’de hikâye olunmuştur ki bir gün birisi Hz. Ömer’in huzurunda; “Şu satran

VATAN DERDİ, EVLÂD ACISINDAN MUKADDEMDİR!

VATAN DERDİ, EVLÂD ACISINDAN MUKADDEMDİR!

Dünyada tek bir evlâdım, ciğer-pârem, istinâdgâh-ı refâh u maîşetim var: Mehmed Bey!.. Bu

HAKİKİ SALTANAT

HAKİKİ SALTANAT

Abdullah bin Mübarek (rahimehullah) Rakka şehrine doğru yola çıkmıştı. Havada çokça toz ya

MÜKÂFATLANDIRAN SABIR

MÜKÂFATLANDIRAN SABIR

Sydneyli bir tüccar, Bombay’dan kalkan bir gemiye yetişebilmek için, son dakikada bir taksiyle

UNUTULMAYAN BORÇ

UNUTULMAYAN BORÇ

“Bütün Dünya” adlı ünlü derginin Temmuz 1948 tarihli 6. Sayısında, İzmir’den bir oku

Allah dilediğini hesapsız rızıklandırır.

Nûr, 38

GÜNÜN HADİSİ

"Şekavet sahibi Allah'a yakındır, insanlara yakındır, cennete yakındır, cehennemden uzaktır. Cimri ise Allah'tan uzaktır, insanlardan uzaktır, cennetten uzaktır, cehenneme yakındır. Cahil şekavet sahibini Allah, cimri ibadet düşkününden daha çok sever."

Tirmizi, Birr 40, (1962)

TARİHTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI