HASAN BASRİ ÇANTAY ANLATIYOR
Marmara İlahiyat Fakültesi emekli öğretim görevlilerinden İsmail Karaçam Beyefendi hatıratında Hasan Basri efendiyle alakalı şunları yazıyor: “Ben, Ahmet Yayla ve Sabahattin Öztürk 1963 senesi İstanbul Yüksek İslam Enstitüsünden mezun olunca, Bursa İmam Hatip Lisesine tayin olmuştuk. O sene, mühendis Cemal Külahlı Bey de bizim okula İngilizce derslerine geliyordu. Cemal Bey’in okulumuza ve bizlere sevgi ve muhabbeti çoktu. O devrede Etibank’ın elektrik işlerine bakan bir şef idi ve Hasan Basri Hocaefendi’yle kuvvetli bir irtibatı vardı.
Marmara İlahiyat Fakültesi emekli öğretim görevlilerinden İsmail Karaçam Beyefendi hatıratında Hasan Basri efendiyle alakalı şunları yazıyor: "Ben, Ahmet Yayla ve Sabahattin Öztürk 1963 senesi İstanbul Yüksek İslam Enstitüsünden mezun olunca, Bursa İmam Hatip Lisesine tayin olmuştuk. O sene, mühendis Cemal Külahlı Bey de bizim okula İngilizce derslerine geliyordu. Cemal Bey'in okulumuza ve bizlere sevgi ve muhabbeti çoktu. O devrede Etibank'ın elektrik işlerine bakan bir şef idi ve Hasan Basri Hocaefendi'yle kuvvetli bir irtibatı vardı.
Benim Hocaefendi'yi tanıyıp tanımadığımı sordu. Ben de İstanbul İmam Hatip'ten hocamız olduğunu söyledim. "Öyleyse Hocaefendi'yi bir ziyarete gidelim, kendisi Balıkesir'de oturuyormuş" dedi. İşte onun teklifi ve arabası ile 1963 senesi, biz üç arkadaş, Cemal Bey ile Balıkesir'e Hocaefendi'yi ziyarete gittik. Evini bulduk.
Oturduğu yer ahşap bir Osmanlı evi idi. Onun yanında üç dört katlı Çantay apartmanı vardı. O da Hocaefendi'ye aitmiş. Bir de Hocanın mülkü içerisinde gayet güzel kubbeli bir cami var. Duyduğumuza göre, Hocaefendi yazmış olduğu mealin telif ücreti ile yaptırmış bu camiyi.
Hocaefendiyi evinde bulduk. Elini öpüp yanına oturduk. Kendisi ile konuşmaya başladık. Çok tatlı bir adamdı. Güzel ve ciddi konulardan bahsediyor, ara sıra hoş latifeler yapıyor, hem güldürüyor, hem de tarihi bilgiler veriyordu. O tarihte Yunanlılarla aramızda bir şeyler vardı. Rahmetli, İstiklal Harbi'ndeki çalışmalarından, mücadelelerinden bahsetti. Bir ara coştu, duvarda asılan kılıncını göstererek, "Bu kılıçla çok Yunanlı kestim, yaşım seksen, şimdi yine böyle bir mücadeleye katılmaktan çekinmem" dedi.
Derken, Cemal Bey Hocaefendi'ye Bediüzzaman hazretleri hakkındaki kanaatlerini sordu. Hocaefendi canlı bir tarihti, hem de bildiğini, gördüğünü, duyduğunu cesurane bir şekilde, çekinmeden anlatan bir kimseydi.
Bediüzzaman'ı anlatmaya başladı. Kendisini çok eskiden beri, mütareke senelerinden tanırmış. Âlim, fazıl, cesur, gözünü budaktan sakınmayan, dinden taviz vermeyen, manevi hayatı güçlü olan bir kimse olduğunu söyledi.
Fakat bazı kimselerin Bediüzzaman'ı sevmemekte ifrata gittikleri, ona iftirada bulunduklarını söyledi. "Bu muhterem zata bağlı olduklarını iddia edenlerin de ona değer vermede ifrata vardıklarını görüyorum" dedi. Hasan Basri Hoca merhum "Ben size onunla ilgili bazı bildiğim ve gördüğüm örnekler vereyim" dedi.
Bu arada Cemal Bey; "Hocam, malumunuz, Bediüzzaman ırken Kürttür, onun Kürtçülük yaptığı söyleniyor. Siz ne dersiniz?" diye sordu. Hocaefendi bu söze bayağı sinirlendi ve "Bunu söyleyen haltetmiş, bu zat-ı muhteremi bilmediklerinden dolayı böyle konuşuyorlar, ben size şimdi gözlerimle gördüğüm, kulaklarımla duyduğum bir olayı anlatarak bu sözlerin bir iftira olduğunu ispat edeceğim" dedi.
Anlatmaya başladı; "Mütareke yılları idi. Irkçı Kürtler o günlerde "Kürt Teali Cemiyeti" adı altında bir cemiyet kurmuşlardı. Bu tür cemiyetler güçlerini arttırmak için meşhur kimseleri bünyelerinde toplamak istiyorlardı. Bunlar, Bediüzzaman'ın haberi olmadan gazetelerinde bir yazı yazarak, Bediüzzaman'ın cemiyetlerine katıldığını ve kendileri ile fikir birliği yaparak çalışmalarda bulunacaklarını yazdılar.
Bir Cuma günü idi. Ben Fatih Camii'ne Cuma namazı kılmak için gitmiştim. Namazı kıldık, baktım ki bir adam heyecanlı bir şekilde, cemaati yara yara bağırıyor, "sakın dağılmayın Müslümanlar, lütfen beni dinlemeden camiden çıkmayın" diyerek kürsüye doğru ilerledi. Onun Bediüzzaman olduğunu gördüm.
Tehalükle kürsüye çıktı, oturmadı. Şöyle diyordu; "Müslüman kardeşlerim! Dünkü Kürt Teali Cemiyeti'nin yayın organı tarafından benim Cemiyetlerine katıldığım ve kendi emellerine hizmet hususunda onlarla beraber olacağım yazılmıştır. Hâlbuki benim kendileri ile hiçbir ilgim yoktur, benim haberim olmadan böyle bir yalan uydurmuşlardır. Benim böyle bir şeyden haberim yoktur. Benim bu açıklamamı lütfen bildiğiniz, gördüğünüz Müslümanlara Allah rızası için duyurun!"
Böyle bir açıklama yapan adam ırkçılık yapar mı? Diğer taraftan o, eserlerinin muhtelif yerlerinde Türk Milletinin, Müslüman milletler arasında İslam'a ve Kur'an'a en büyük hizmeti yapan bir millet olduğunu, onu kötülemenin, ona ihanet etmenin en büyük vebal olduğunu söylüyor. Şu halde ona Kürtçülük isnat etmek en büyük bir iftiradır."
Kaynak
İsmail Karaçam, Hatıralar- s:323–326
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
BU ÇOCUK DEĞİL, SANKİ BABAN
Bir defasında Mirza Mazhar Can-ı Cânan (ö.1195/1781) hazretleri bir müridine şöyle demişti:
MEHMED KIRKINCI HOCAMIZIN CUMHURBAŞKANIMIZA VERDİĞİ İBRETLİ MESEL
Suffa Vakfı başkanı Mustafa Karaman bey anlatıyor: "Cumhurbaşkanımız büyükşehir belediye b
İNSANLIK BAŞKA BİR ŞEY
“Talebeliğim esnasında bir sene Ramazan'da Deliorman'dan sayılmayan ova köylerinden birinde Ra
MEHMED EMRE HOCAEFENDİ’NİN ÜSTAD BEDİÜZZAMAN’I ZİYARETİ
Emekli müftülerimizden merhum Mehmed Emre Hocaefendi anlatıyor; “Sivrihisar'da vazifeye başlad
KENDİLERİNİ İLİM TALEBESİ GÖRDÜLER
Tevazu ve hilm ile beslenen ilim ne güzeldir. Alimlerimiz bu konuda ne kadar büyük ikazlarda bulu
BİR ALİMİN BÜYÜK BİR HAREKETİ
Merhum Tahirü’l Mevlevi “Kıssalar ve Hisseler” adlı eserinde, büyük bir alimin büyük b
MÜMİN PAMUK ÇUVALINA MI BENZER?
Merhum Ali Yakup Cenkçiler Hocaefendi(1913-1988) İslami İlimleri tahsil etmek için memleketi Ar
BEDİÜZZAMAN’IN ESKİ SAİD DÖNEMİNE AİT BİR HATIRA
Merhum İsmail Çetin Hocaefendi anlatıyor; “Mecnasarlı Üstad Molla Musa Rahimehullah şöyle
KERAMET DEĞİL MARİFET
Son dönemin büyük âlimlerinden merhum İsmail Çetin Hocaefendi’nin mahdumu muhterem Ahmed Mü
KALBTEKİLER UNUTULMAZ
2012 senesinde, bir bahar ayında, Van Erek Dağı eteğinde, büyük İslam âlimlerinden Seyda Mo
ÜZÜLDÜĞÜM ŞEY
1931 Menemen tırpanında idam edilerek şehadet mertebesin erişenlerden birisi de merhum Esad Erbi
- SAMİ EFENDİ’DEN AKİKA KURBANI İKAZI
- TEVAZU AMA YERİNE VE ZAMANINA GÖRE
- HZ. EBUBEKİR CİHETİNDEN GELEN ENGEL
- HASTA ZİYARETİNİ KISA TUTMAK İLE ALAKALI HADİS NASIL ANLAŞILMALI?
- CUMA NAMAZINA İKİ SAAT KALA GÜZEL BİR KOKU
- CAMİ AVLUSUNDA OYNASINLAR
- SAMİ EFENDİ HAZRETLERİNİN LOKANTALAR HAKKINDA TAVSİYESİ
- İMDADULLAH TEHANEVİ’NİN TEVAZU DOLU CEVABI
- İSKİLİPLİ İBRAHİM ETHEM EFENDİ’NİN MERHUM MENDERES İÇİN DUASI
- “ONLAR BİZİM ÖZEL BİRLİKLERİMİZ”
- SARHOŞ KEÇİ MİSALİ
- “MERAK ETME İÇİM DE TEMİZDİR”
- CİMRİNİN YEMEĞİ HASTA EDER
- HACI CEMAL ÖĞÜT’ÜN ÇOCUKLARA SEVGİSİ
- SAMİ EFENDİ, SİMİTÇİ VE ÇOCUKLAR
- BİR VEFA ÖRNEĞİ
- MEHMED AKİF’İN ERDEMİNDEN BİR KATRE
- BİR OSMANLI BEYEFENDİSİNİN İNCELİĞİ
- TABUTTA YATAN TALEBE
- “HELVA DA DUSSUZDUR DUSSUZ”
- HACI FARUK EFENDİ’NİN VEHHABİ HOCAYI SUSTURMASI
- ABDÜLHAKİM ARVASİ HAZRETLERİNİN BİR TAVSİYESİ
- ABDÜLHAKİM HÜSEYNİ HAZRETLERİNİN MÜHİM BİR TAVSİYESİ
- BÜYÜKLERİN SORULARI SORULARIN BÜYÜKLERİ
- AŞIRILAR HELAK OLUR
- CEHALET BATAKLIĞINDAN KURTULMANIN YAŞI OLMAZ
- ÜSTAD BEDİÜZZAMAN’IN KARDEŞİNE LATİFESİ
- “MEMLEKETTE ADAM KITLIĞI MI VAR?”
- “UNUTMAYI TELKİN ETMEYİN”
O halde sabret. Sonunda kazanacak olanlar, elbette Allah'tan korkup sakınanlardır.
Hûd, 49
GÜNÜN HADİSİ
Alî b. Ebî Tâlib (r.a.)'dan :
"Benim ağzımdan yalan uydurmayınız. Her kim benim ağzımdan yalan söylerse Cehennem'deki yerine hazırlansın."
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...