ŞEYH SAFFETULLAH-I OHİNİ(1939-1989)
Kıymetli ziyaretçilerimiz, Son devrin bilinmeyen büyük âlimlerinden merhum Şeyh Saffetullah-ı Ohini hazretleri hakkında aşağıda sizlere bir nebze malumat vermeye çalışacağız. Bu yazı, hazretin büyük emek harcayarak hazırladığı ve 40 küsur Arabça eserde tashihat yaptığı “Fünun-u Muhtelife” adlı eserinin başında, talebelerinden ve yeğeni Molla Selim Efendi’nin yazdığı Arapça takrizin tercümesidir.
Takdim
Kıymetli ziyaretçilerimiz, Son devrin bilinmeyen büyük âlimlerinden merhum Şeyh Saffetullah-ı Ohini hazretleri hakkında aşağıda sizlere bir nebze malumat vermeye çalışacağız. Bu yazı, hazretin büyük emek harcayarak hazırladığı ve 40 küsur Arabça eserde tashihat yaptığı "Fünun-u Muhtelife" adlı eserinin başında, talebelerinden ve yeğeni Molla Selim Efendi'nin yazdığı Arapça takrizin tercümesidir.
Bu tashihat çalışması –ki tashih ettiği eserler arasında İşaratü'l İ'caz da vardır- hazretin geniş ilmi muktesebatını tek başına göstermeye kâfidir. Ayrıca yine merhumun Üstad Bediüzzaman'ın Kızıl İ'caz adlı eserini baştan sona şerh ettiğini de belirtmek gerekiyor, İnşallah bu eseri basmaya bir yayınevi gayret gösterir.
Tercümeyi merhumun talebelerinden, değerli âlim Fehmi Türkmen Hocaefendi yaptı. Kendilerine bir kere daha teşekkür ederken, Şeyh Saffetullah efendi ve emsali ulemamızı rahmetle yâd ediyoruz. Cevaplar.org
"Allahu Teala'ya hamd olsun ki, yakin nuruyla hakkı görmeyi İslam ulemasına ihsan etmiştir. Ve ilmiyle amel eden alimler hidayette ve ibadette ve amellerde kâr etmişlerdir. Ve Cenab-ı Hak onları Seyyidül Mürselin(aleyhissalatu vesselam)'e ittiba ile Hak yola ulaşmaya hidayet vesileleri kılmıştır.
Salatu Selam, ruhların hidayet kemalinin kaynağı olan efendimiz Muhammedü'l Emin'e, onun âline ve hem kâmil hem de mükemmil olan ashabının üzerine olsun.
Bundan sonra; bu yazı, alim ve âmil olan Üstadımız Şeyh Saffetullah'ın(Allah'ın rahmeti onun üzerine olsun) menkıbe ve kemalâtından bir nebze ve onun kitabı Fünun-u Muhtelife adlı eserine takrizler ve hakkında söylenenlerle alakalıdır.
Nesebi ve Doğum Tarihi
Bil ki, üstadımız, allame Şeyh Saffetullah hazretleri, çok kıymetli efendimiz ve çok büyük bir âlim olan Şeyh Muhammed Mazhar hazretlerinin oğludur. O da, efendimiz, ilmiyle âmil, müttekilerin imamı ve asfiya ve ariflerin senedi olan Şeyh Muhammed Alaaddin hazretlerinin oğludur. O da, efendimiz, Allah'da fâni olmuş ve yine Allah'da bekâ bulmuş ve Allah'ın ipine sımsıkı sarılmış olan Hazret-i Şeyh Fethullah Faruki el Verkanisi'nin oğludur. O ise, Tarikat-ı Zuli'yenin reisi, sultan-ı evliya, Hazret-i Şeyh Musa Mardini'nin sülalesindendir. Cenab-ı Hak onların sırlarını takdis etsin ve onlardan da bizden de razı olsun.
Onların yüce, mübarek şeceresi(soy ağacı) müminlerin emiri, Rasulullah'ın (aleyhissalatu vesselam) halifesi, efendimiz Hz. Ömer-ül Faruk(r.a)'a ulaşır, Cenab-ı Hak ondan(Hz. Ömer'den) ve onun yüzü suyu hürmetine bizden razı olsun. Bu aile ilim, amel, fazilet ve şeref ehli olarak, büyükten büyüğe, mürşidden, mürşide, alimden alime olarak böylece devam ede gelmiştir. Onların yaşayışları ve şerefleri ve faziletleri kimseden gizli değildir.
Kim onları bilmişse, onların dine yapmış oldukları hizmeti, şeriat ve tarikata olan gayretlerini, ilim ve ihlaslı amele verdikleri önemi, her yerde ve her zamanda ehl-i ilmi himaye ettiklerini görür. Cenab-ı Hak İslam âlemi için onlara hayırlar nasip eylesin. Ve onların son varacakları yerde de onlara bir zarar göstermesin. Cenab-ı Hak onların sülalelerini güzel insanlar olarak peş peşe getirsin.Ve onların terbiyesi ile kıyamet vaktine kadar sülalelerinden gelecek insanları da terbiye etsin.
Şeyh Saffetullah(rahimehullah)ın doğumu -Allah'ın belalardan muhafaza ettiği- Ohin karyesinde Hicri 1360, (Rumi, Şemsi 1355) ve Miladi 1939 senesinde olmuştur.
Mahareti, Dine Hizmeti Ve Te'lifleri
Hiç kimse için gizli değildir ki, muhakkak o(rahimehullah) çocukluğundan vefat ettiği ana kadar ilmin tahsilinden bir lahza bile fütura girmemiştir. Ve öğrenciliği sırasında aynı zamanda ders veriyordu.
Öğrencilik devresini bitirdikten sonra telif ile, talim ve tedrisle(ders vermekle)meşgul olmaya başladı. Aynı zamanda çok kıymetli babası ve Allah'ın en gayretli arslanı, Mevlana şeyh Muhammed Mazhar(ks)'ın yanında kalbi riyazetle ve âdâb-ı Nakşibendiye ile meşgul oldu.
Hiç bir zaman, istirahat günlerinde bile emsalleri gibi boş kaldığı görülmemiştir. Öyle ki kendisi kâmil bir insan oldu ve hâli de çok mükemmel oldu. Hatta, babası ve amcası hayattayken bile kendisi bir köşebaşı oldu, aynen onlar gibi oldu. Kaddesallahu esrarahüm.
Allah ona rahmet eylesin, genç iken, zahiri ilimlerden gerekli olan şeyleri amcası ve kayınpederi kamil-i mükemmel şeyhimiz, hilm ve kerem sahibi, edeb ve yüce ahlakın nâşiri, Mevlana Hazret-i Şeyh Muhammed Asım(k.s)'ın yanında okudu. Bir gün bir sohbet esnasında ben Şeyh Asım'dan duydum ki, medresenin, ilmin, alimin ve talebenin ehemmiyetinden bahsederken şöyle diyordu; "Bir çok insan ilimleri tahsil için Ohin medresemize gelmiştir. Bunlar sayılmayacak kadar çoktur. Onların arasından bir cemm-i gafir(büyük bir topluluk) vardır. Hakikatta de onlar arasında çok büyük insanlar var ve onlar müderrisliği de layıktırlar.
Amma onlar arasında tek olan ve en layık olanları ise üç kişidir;
Şeyh Muhammed Arboyi, Kadiri Sülalesinden..
Şeyh Saffetullah.. (Bu tercüme-i hâlin sahibi)
Ve Mela Abdullah Karakoyi,(Şeyh-i Manevi, mevlana eş şeyh Muhammed Karakoyi'nin oğlu).."
Cenab-ı Hak onların sırlarını mukaddes kılsın ve onların vesilesiyle de bizleri kötülüklerden temiz kılsın.
İlimlerin ekserisini mezkur amcasının yanında okudu ve amcası ona ilmi icazesini en layık ve en önemli bir şekilde verdi. Manevi icazesini ise babası, Şeyh-i kâmil Muhammed Mazhar kuddise sirruhudan- Şeyh Alaaddin'in ailesinin ve diğer insanların şehadetiyle- aldı. Bu ise babasının vefatından iki sene evveldi. En mükemmel ve layık bir vech ile ki, her iki hususta icaze almaya da layıktı. Belki topuk yönünden çok yüksektir(mecaz bir ifade var burada)ve onun makamı bu zamanın meşayih ve alimlerinden çok yücedir. Eğer bizim hocamız bu iki icazeye layık değilse, kimse de bu iki icazeye layık değildir ve ehl-i insaf olanlar için bu gizli bir husus değildir.
Rahimehullah, ilimleri elde etme için çok sabırlıydı ve çok da cesurdu. Ders vermeyi ve te'lifi terk etmezdi. Hatta son hastalığında bile imkan buldukça devam ederdi. Çünkü kendisi şiddetli bir felç hastalığına tutulmuş ve bu hastalık Allah'ın rahmetine kavuşuncaya kadar devam etmişti. Bu hastalık üç sene böyle devam etti.
İlim kapasitesi olan her insanı ilme teşvik ederdi, özellikle vefatından önce.. Ne zaman ona birisi halini sorsa "iyiyim elhamdülillah" der ve hastalığından şikayetçi olmazdı.
Gece gündüz mütalaa ile meşguldu, son hastalığında bile. Kitabı elinden düşürmez, ya talebelere ders verir veya te'lif yapar veya kitap mütalaa ederdi. Ancak zaruri bir ihtiyaç varsa, kitaptan uzaklaşırdı. Hatta insanların dilinde ilim yönünden, amel yönünden, dirayet yönünden, feraset yönünden, hilm yönünden ve maharet yönünden acip bir örnek olmuştu ve gerçekten de üstad öyleydi ve belki de daha yüksekti.
Hem yakın hem uzaktaki talebelere çok faide verdi. Hatta, insanlar ve alimler de onu babası, amcası ve dedesinin en ekmel bir halefi olarak çok severlerdi-Cenab-ı Hak onların sırlarını kutsasın ve onların iyilik ve nurlarını da bizlere feyiz olarak aktarsın.
Bir çok talebe onun(Allah ona vasi rahmetiyle rahmet eylesin) yanında okudular ve çok ilerlediler. Bir çoklarına da ilmi icaze verdi.
İlimlerdeki en münteha noktaları elde etmiş ve ibadette de en ön tabakaya geçmişti. O hidayette oldu ve hidayete vesile oldu ve insanlara nasihat etti ve onları doğru idare etti. Ve insanlar onun hidayetinden, amelinden ve hilminden çokça istifade ettiler. Cenab-ı Hak ona çok büyük sevap yazsın ve hesap gününde de ona güzellikler ihsan eylesin.
Kısa ve dar bir zamanda medrese talebelerine hatta hocalarına faydalı olacak bir çok kitaplar te'lif etmiştir. Bu kitaplardan birisi Fünun-u Muhtelife kitabıdır. O(rahimehullah) Fünun-u Muhtelife kitabında Sadini Kitabından Şerh-i Akaid'e kadar ve daha başka bazı kitaplardan toplamış, bu kitaplardan herbirini ya tashih etmiş, ya haşiyeler yapmış ve bazısının da irabını yapmıştır. Ve müşkül ibarelerini tam bir açıklıkla açıklamış, bir kısım kelimelere atıf alametlerini, bir kısım kelimelerinin birbirlerine taaalukunun işaretlerini koymuştur. Ve Fünunu Muhtelifede bu bütün kitaplarda yaptıklarını sahife, satır ve rakamla belirtmiştir. Bu da talebeler için kitap üzerinde haşiyelerden daha güzel ve daha faydalıdır. Eğer haşiyede bir başkasından nakletmişse, sonunda o ismi ve kitabını zikretmiştir. İsim olmayan haşiyeler allame üstadımıza aittir. Cenab-ı Hak ona ve bütün ehl-i ilme en güzel mükafatı versin.
O eserlerden birisi de, dedesi âlim-i hümam(himmeti çok olan âlim) Mevlana Hazret-i Şeyh Alaaddin(ks)'in Mustalahatu'l Hadis adlı eserine yazdığı şerhtir. Ve yine Şeyh Aladdin efendinin Kitab-ı Feraiz'ine yapmış olduğu bir şerh vardır. Ve bir başka şerhi de Mantık ilminde, Üstad Bediüzzaman'a ait olan Kızıl İcaz'a yaptığı şerhtir. Allah onlardan razı olsun ve onların yüzü suyu hürmetine bizden de razı olsun ve onların nur denizlerinden bizim ruhlarımızı doyasıya kandırsın.
Dikkat et, o (Şeyh Saffetullah) öyle bir üstad idi ki, hayatını son anına kadar Allah yolunda ve İslam uğrunda ifna etmiş ve ruhunu ve vaktini ilme hizmete, irşada ve hayır yollarına vakfetmişti. Ve bütün gayretini Mevla'ya taat yolunda harcamıştı. Hiçbir gün de ahiret işinden de dünya işlerinden de bir fütura(bıkkınlığa) girmemiştir. Yani hem dünya hem ahiret için gayret göstermiştir.
Onun faziletleri gizli değildir ve kemâlâtına da nihayet yoktur. Bu zikrettiğimiz hususların en büyük delili şüphesiz insanların ona olan sevgileri ve onu senâlarıdır. Hatta Üstad-ı Azam ve Arif-i Billah Şeyh Abdurrahman Tagi hazretlerinin torunlarından Şeyh Masum'un oğlu Şeyh Nureddin'den duydum ki, kendisi hocamız Şeyh Saffetullah'ın taziyesine geldiği zaman şöyle diyordu; "Bir kimse vefat ettiğinde duyuyoruz ki insanlar diyorlar; 'bu adam ne güzel bir insandı, bir de şu huyu olmasa idi.' Veya derler ki; "keşke bu iş onda olmasa idi. " Ama biz Şeyh Saffetullah merhum için böyle diyemeyiz. Çünkü bunun dini ve dünyevi ahlakının hepsi güzeldi, övülmeye değerdi ve makbuldu. Ve biz buna şahid olduğumuzu söylüyoruz. Biz Saffetullah'da bir noksan görmedik."
Onun hakkında bunun gibi sözler çoktur, bunu çok iyi bil..
Vefatı ve Vefat Tarihi
Zamanın feridi, gözümüzün aydınlığı üstadımızın vefatı 24 Rebiyülevveli 25'ine bağlayan gece 1410 hicri, 25 Ekim 1989 miladi senesinde oldu. Onu Ohin'deki Sülap'ta dedesinin kabrinin civarında, babasının ayak ucuna öğleden evvel defnettiler.
Onu Mela İsmetullah-ı Gori, Nafiü'l Batmani, Mela Burhan Verkanisi, Hacı Muhyiddin-i Ohini yıkadılar. Kabrine ise amcası Şeyh Halid(ks.)'in oğlu Şeyh Nimetullah, kardeşi Ataullah'ın oğlu Seyfullah ve Tatvan Camii imamı Şeyh Abdülkerim koydular. Allah onlara rahmet eylesin.
Kendisinden sonra Sabrullah isminde âlim ve salih bir evlad geride bırakmıştır. Allah onu babası yerine ikame etsin. Üzüntülerden ve sıkıntılardan muhafaza eylesin. Onun babasının ve ecdadının mertebelerini bize ihsan etsin. Allah onların sırlarını takdis eylesin. Ey Allah'ım! Onların feyiz ve bereketlerinden bizleri mahrum bırakma. Onların feyizlerini evlatlarına ve kendilerine kıyamet gününe kadar tâbi olanlara tâmim et.
Kaynak
Kitab-ı Fünun-u Muhtelife
Seyda Kitabevi,
Diyarbakır, 2012
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
Allah dilediğini hesapsız rızıklandırır.
Nûr, 38
GÜNÜN HADİSİ
Size, takat getirebileceğiniz amel yaraşır. Siz (ibadet yapmaktan) usanmadıkça, Allah da (sevab vermekten) usanmaz. Allah'a en hoş gelen dini amel, kişinin devamlı olarak yaptığı ameldir"
Buhari, İman 32, Teheccüd 18
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...