AYASOFYA, MESCİD-İ AKSA VE GARİPLER

Dört yüz elli yıl cami olarak kullanılmış olan Ayasofya, bir asra yakın bir zamandır ağlamaktadır. Osmanlı’nın yıkılışından bu tarafa kan ağlayan Mescid-i Aksa da tıpkı Ayasofya gibi bu gün tutuklanmak, kollarına kelepçe vurulmak ve zindana atılmak istenmektedir.


Vehbi Karakaş

vehbikarakas@hotmail.com

2017-12-08 21:58:44

Dört yüz elli yıl cami olarak kullanılmış olan Ayasofya, bir asra yakın bir zamandır ağlamaktadır. Osmanlı'nın yıkılışından bu tarafa kan ağlayan Mescid-i Aksa da tıpkı Ayasofya gibi bu gün tutuklanmak, kollarına kelepçe vurulmak ve zindana atılmak istenmektedir.

Mescid-i Aksa, Peygamberimizin ifadeleriyle yeryüzünde ibadet için seyahat ve ziyaret edilmeye değer üç büyük mescidden biri olarak dikkatlere sunulmuştur.[1] Bu üç mescidden biri, Mekke'deki Mescid-i Haram, ikincisi Medine'deki Mescid-i Nebi, üçüncüsü de Kudüs'te ki Mescid-i Aksadır. Kur'an'da "etrafı bereketlendirilmiş"[2] bir mescid olarak tanıtılır. Hicretten sonra on altı-on yedi ay[3] kadar bir sure Müslümanların kıblesi olmuştur. İlk ismi, "Kutsal ev" anlamında Beytü'l-Makdis'dir.

GARİPLER

Ayasofya garip, 450 yıl cami olarak kullanılmış bir mabedin hala camiye dönüştürülmemesi garip, Mescid-i Aksa garip, Mescid-i Aksa'yı korumak için mücadele verenler garip, İslam aleminin darmadağın durması garip, Müslümanların birbirleriyle boğuşup dövüşmeleri garip, Müslümanın Müslümana zulmetmesi garip. İslam aleminde kan ve göz yaşının durmaması, dinmemesi garip.

Bir garip ölmüş diyeler / Üç günden sonra duyalar

Soğuk su ile yuyalar / Şöyle garip bencileyin.

diyen Yunus garip.

Ziya Paşa:

Diyar-ı küfrü gezdim, beldeler kâşaneler gördüm

Dolaştım mülk-i İslâm'ı, bütün viraneler gördüm.

Demiş. Bu kadar garip-gurebanın içinde olan biz, acaba ne zaman yukardaki mısraların tersini söyleyeceğiz, ne zaman:

Diyar-ı küfrü gezdim, bütün viraneler gördüm

Dolaştım mülk-i İslam'ı bütün kâşaneler gördüm.

Diyeceğiz?

Bir haberde garipler şöyle sıralanmıştır:

Altı şey vardır ki onlar altı yerde gariptir:

1-Cemaati olmayan ve içinde namaz kılınmayan cami gariptir.

2-Okunmayan, anlaşılmayan, bir evin duvarında asılı bulunan Mushaf gariptir.

3-Kur'an'ı ezberlemiş, ama ezberlediği Kur'an'la amel etmeyen bir fasıkın ezberinde bulunan Kur'an gariptir.

4-Allah'a ve Rasulüne itaat eden saliha bir kadın, zalim bir kocanın elinde gariptir.

5-Allah'a ve Rasulüne itaat eden salih bir koca, ahlaken düşük bir kadının elinde gariptir.

6-Halden anlamayan cahillerin arasında bulunan ve sözü-sohbeti dinlenmeyen âlim gariptir."

"Bu değerleri yalnız ve garip bırakanlara Allah, kıyamet gününde rahmet nazarıyla bakmayacaktır."[4]

Ey garipler! Üzülmeyin. Siz, değersiz olduğunuz için garip kalmadınız. Sizin değerinizi, birileri takdir edemediklerinden siz garip oldunuz. Asıl acınacak olan sizler değil, sizi garip bırakanlardır.

Ey garipler! Size Rasululah'tan (sav) müjde var. Buyurmuş ki Peygamberimiz:

"İslam garip başladı, başladığı gibi (bir hale) dönecektir. (Şu halde bu devirde asıl garip olan İslam'dır ve onu samimi bir şekilde yaşayan Müslümandır.) Ne mutlu gariplere! Onlar öyle kimselerdir ki insanların bozduklarını onlar, düzeltir ve restore ederler."[5]

Bu hadisten anlaşılmaktadır ki İslam hizmetkârları olan gariplerin ana özellikleri, yakmak, yıkmak, vurmak, öldürmek değil; yapmak, onarmak, ıslah etmek, müsbet hareket ortaya koymak, olumlu davranmak ve her türlü negatif enerjiye karşı pozitif enerji yaymaktır.

Müslümanlar, dinleri olan İslam'la, dinlerinin sembolü olan Ayasofya ile Mescid-i Aksa ile imtihan olunmaktadırlar.

Neden 450 yıl cami olarak hizmet vermiş olan Ayasofya'nın kürsüsünde vaizler, mihrabında imamlar, minberinde hatipler, minarelerinde ezanlar yok? Ayasofya'ya bu cezayı veren kim? Neden Ayasofya'nın cezası bitmez? Ayasofya hangi büyük suçu işlemiştir ki ona bu zulüm reva görülmüştür?

Arif Nihat Asya diyor ki :

"Cânım Ayasofya'nın resmini minâresiz

 Çıkarmışlar gördüm, bir Rumca dergide Rumlar.

 Kızmaya hakkınız yok, ezan sesi olmayan

 Câmide minârenin, kim demiş, lüzûmu var?"

Yine aynı şair devrindeki iktidarları hedefleyerek Ayasofya'ya seslenmiş:

"Beş vakit loşluğunda saf saftık.

 Davetin vardı dün ezanlarda.

Seni, ey mabedim utansınlar.

Kapayanlar daaçmayanlar da!"

Değerli kardeşlerim,

Mescitlerin kollarına kelepçe vuran, onları işlevsiz hale getirenleri bakın Allah nasıl tanımlıyor:

وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّن مَّنَعَ مَسَاجِدَ اللّهِ أَن يُذْكَرَ فِيهَا اسْمُهُ وَسَعَى فِي خَرَابِهَا أُوْلَئِكَ مَا كَانَ لَهُمْ أَن يَدْخُلُوهَا إِلاَّ خَآئِفِينَ لهُمْ فِي الدُّنْيَا خِزْيٌ وَلَهُمْ فِي الآخِرَةِ عَذَابٌ عَظِيمٌ

"Allah'ın mescitlerinde Allah'ın adının anılmasına engel olan ve mescitlerin harap olmasına çalışandan daha zalim kim vardır! Bu zalimler oralara ancak korka korka girerler. Bunlar için dünyada rezillik, ahirette de büyük azap vardır."[6]

Şimdi bugünün zalimleri de, Kudus üzerinde, Mescid-i Aksa üzerinde aynı oyunları oynamak istemektedirler. Kudus'ün ve Mescid-i Aksa'nın tıpkı Ayasofya gibi kollarına kelepçe vurmak, ezanlarını susturmak, Kudus'ün İslâmî kimliğini tamamen yok etmek istemektedirler.

Bu hayasız akına dur demek için akıllı ve basiretli adımlar atmaya, düşmanı büyütecek, birleştirecek, kuvvetlendirecek sloganlar yerine, Müslümanları birleştirecek, kucaklaştıracak, barıştıracak, davayı sahiplenmeye sürükleyecek konuşmalara ihtiyaç var. Ne güzel demiş Âkif:

"Sahipsiz olan memleketin batması haktır,

Sen sahip olursan, bu vatan batmayacaktır."
Dipnotlar

[1] Bkz. Müslim, Hac, 15/ 415,511.512. Buhari, Mescid-i Mekke,1. Savm 67, Ebu Davut, Menasik 94; Tirmizi, Salat 126; Nesai, Mesacit,10.

[2] Bkz. İsra, 17/1

[3] Tirmizî, Tefsir, 3

[4] Nevevî b. Ömer el-Cavî, Muhammed, Nesaihu'l-Ibad Şerhü'l-Münebbihat, te'lif: Şihabüddin Ahmet b. Hacer el-Askalanî, 37-38

[5] Müslim, İman, 232, 251; Tirmizî, İman, 3

[6] Bakara, 2/114

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

HZ. AİŞE’NİN (radiyallahu anhâ) EVLİLİK YAŞINA DAİR

HZ. AİŞE’NİN (radiyallahu anhâ) EVLİLİK YAŞINA DAİR

Batılı inkarcılar ve onların fonladığı çevreler yaman bir çelişki içerisindedirler. Buda,

ÜRETİLEN ALGILARLA FİKİR SAHİBİ OLMAYA ÇALIŞMAK

ÜRETİLEN ALGILARLA FİKİR SAHİBİ OLMAYA ÇALIŞMAK

Vehhabilik meselesi zamanla dallanıp budaklanmıştır. Vehhabilik şemsiyesi altında birçok fikr

YEREL ORYANTALİSTLER

YEREL ORYANTALİSTLER

Din mücedditliği için yola çıkanlardan bir kısmı süreçte din münekkidi haline geldi. Zira

İTTİHAD-I İSLAM’IN ÖN ADIMLARI

İTTİHAD-I İSLAM’IN ÖN ADIMLARI

İttihad-ı İslam, bize balon gibi uçarak gelmez. Belki, bizim ona gitmemiz lazım. Yollar dağda

İMANIN ŞEHAMET-İ MANEVİYESİ

İMANIN ŞEHAMET-İ MANEVİYESİ

İslam ahlakının dinamik gücü, imandır. Çünkü, “İman hem nurdur hem kuvvettir. Evet, haki

MUHALEFET KULVARLARI

MUHALEFET KULVARLARI

Hak namına ve hakikat hesabına sırf gerçeği görmek ve göstermek, meseleleri tahlil etmek, sı

UYUYAN DEV UYANMIŞTIR

UYUYAN DEV UYANMIŞTIR

Evet, millet uyandı. İçerdeki hainler, dışardaki alçaklar ne yaparlarsa yapsınlar, artık Ana

YANLIŞ VE HAKSIZ İNTERNET PAYLAŞIMLARI

YANLIŞ VE HAKSIZ İNTERNET PAYLAŞIMLARI

dir. İnternet paylaşımlarındaki kaynak vermemek, metnin yazarını yazmamak, doğruluk olmadığ

MASONLAR VE ESAD AİLESİ

MASONLAR VE ESAD AİLESİ

Masonluk meselesi dallı budaklı bir mesele olduğundan ve yüksek dozda manipülasyon içerdiğind

OSMANLI DÜŞMANI BİR BARELVİ’NİN HEZEYANLARI

OSMANLI DÜŞMANI BİR BARELVİ’NİN HEZEYANLARI

Belki biraz garip gelecek ama peşinen söyleyelim ki anlatılan husus doğrudur. Stalin’in hocala

KADİROV:  KADİRİ-VEHHABİ KIRMASI 

KADİROV:  KADİRİ-VEHHABİ KIRMASI 

Ramzan Kadirov başkanlığındaki Çeçenlerin Suriye’den sonra Ukrayna’da da arz-ı endam etme

Şüphesiz Kur'an, mü'minler için gerçekten bir hidâyet rehberi ve rahmettir.

Neml, 77

GÜNÜN HADİSİ

Yeryüzünde bir kötülük işlendiği vakit, ona şahid olan bunu takbih ederse (kötü olduğunu te'yid ederse), o kötülüğü görmemiş gibi zararından kurtulur. O kötülüğe şahid olmadığı halde, işittiği zaman memnun kalan kimse, sanki şahid olmuş gibi manen zarar

Ebu Davud, Melahim 17, (4345)

TARİHTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI