ÇAN ŞEYHLERİNİN TASAVVUFTAKİ YERİ VE KONUMU-2
3. Çan Şeyhleri’nin Osmanlı Devleti ile İlişkileri Şeyh Ahmed Elçani Hz.leri Çan camisinde okunmak üzere hazırladığı hutbede Sultan Abdulmecid Han’dan Sultan II. Abdülhamit Han’a kadar onun döneminde; Sultan II. Abdülhamit’ten Sultan Vahdettin Han’a kadar çocukları döneminde padişahlar ismen hutbe duasında irad edilmiştir.
3. Çan Şeyhleri'nin Osmanlı Devleti ile İlişkileri
Şeyh Ahmed Elçani Hz.leri Çan camisinde okunmak üzere hazırladığı hutbede Sultan Abdulmecid Han'dan Sultan II. Abdülhamit Han'a kadar onun döneminde; Sultan II. Abdülhamit'ten Sultan Vahdettin Han'a kadar çocukları döneminde padişahlar ismen hutbe duasında irad edilmiştir.
1921'de Milli Mücadelede Şeyh Ahmed hazretlerinin oğlu Şeyh Eyyûb Efendi'nin içinde bulunduğu Çapakçur'dan bir heyet tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne bir telgraf göndererek iki noktaya dikkat çekmişlerdir. "Altı buçuk asır Müslüman Türklerle beraber yaşamış olduğumuz için dini rabıtalarımız bu birliğin bozulmasına müsaade etmemektedir, dolayısıyla Ermenilerle hiçbir zaman iş birliğine girilmesine ve Kürdistan adı altında ayrı bir parçalanmaya müsaade etmeyeceğiz"(1) mealindeki telgraf, Belediye Reisi Arif Bey, Çan meşayihinden Şeyh Eyyûb, ulemadan Molla Yusuf, eşraftan Mütevellizade İsmail Efendi imzalarıyla gönderilmiştir. Bundan dolayı Çan şeyhleri bölgede devamlı birlik ve beraberliğin teminatı olmuşlardır.
1925'te vuku bulan Şeyh Said hadisesinden bir yıl önce Şeyh Said Çan şeyhlerine bir mektup göndererek hilafetin kaldırıldığını ve şer'i mahkemelerin lağv edildiğini ve bizim buna karşı mücadele etmemizin gerekli olduğunu belirterek, gerekirse silahlı mücadelenin de yapılması için gayret edilmesini vurgulamıştır. Şeyh Eyyûb Efendi bu mektubu okur okumaz böyle bir hareketin doğru olmadığını ve devlete karşı devletin gerektiğini beyan ederek tepki göstermiştir. Ancak Şeyh Eyyûb Efendi vefat ettikten sonra Şeyh Said Efendi taziye için Çan'a geldiğinde geceleri sabaha kadar başta Şeyh İbrahim olmak üzere meşayih ve ulemayla fıkıh kitapları üzerinde ayet ve hadislerle aralarında yaptıkları münazara ve tartışmalar sonucunda hilafet ve şeriatın kaldırılmasına karşı direnmenin farz olduğuna ittifak etmişlerdir.
Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra tasavvuf ve tarikat ehli küfür Emperyalizm'ine karşı canlarını ve mallarını feda ederek direnmişlerdir. Örneğin; Kafkasya'da Nakşibendî şeyhi Şeyh Şamil, Libya'da Senûsi tarikatı şeyhi Ömer Muhtar, Irak'ta Nakşibendî şeyhi Mahmud Berzenci, Sudan'da Deravişe tarikatı şeyhi, Hindistan'da Nakşibendî şeyhi Şeyh Alimkebir(2) ve bizim bölgede de Nakşibendî Şeyhi Şeyh Said El-Palevi gibi tasavvufçular İslam'ın ortak düşmanı olan o günkü Emperyalizmi temsil eden İngiliz sömürgesine karşı cihat etmişlerdir.
4. Çan Medresesi
Çan Medresesi, Şeyh Ahmed Elçani Hz.leri döneminden itibaren Birinci Dünya Savaşı'nda dahi ilim ve tedrisatı inkitaa uğramadan devam etmiştir. Ancak Şeyhler Kıyamı'nda uzun bir süre fetret dönemi yaşamıştır. 1940'lardan sonra tekrar tedrisata devam edilmiştir. Ve bu medresenin aynı zamanda diğer tasavvufçuların medreseleri gibi dervişler tekkesi ile beraber süregelmiştir. Çan Medresesi'nin meşhur olan müderrisleri şunlardır:
Molla Muhammed Kadî (Gençli); Şeyh Ahmed Elçani Hz.leri dönemi.
Molla Muhammed Emin (Kulundere/Karakoçan); Şeyh Ahmed Elçani Hz.leri dönemi.
Molla Süleyman Bezâr (Vinderin); Şeyh Eyyûb Efendi dönemi.
Molla Hüseyin Ziverî (Palu); Şeyh Eyyûb Efendi dönemi.
Şeyh İbrahim Efendi (Çan); Şeyh Eyyûb Efendi dönemi.
Şeyh Mücahid Efendi (Çan); Şeyh Zülküf Efendi dönemi.
Şeyh Muhyeddin Efendi (Çan); Şeyh Zülküf Efendi dönemi.
Molla Muhammed Sevkarî (Kiğı); Şeyh Sıddık Efendi dönemi.
Molla Abdulhakim Sevkarî (Kiğı); Şeyh Sıddık Efendi dönemi.
Şeyh Nizamettin Efendi (Çan); Şeyh Sıddık Efendi dönemi.
Molla Muhammed Emin Cibranî (Karlıova); Yakın dönem.
Doğu Anadolu bölgesinde ilim ve medreselere hizmet eden üç önemli şahsiyetin isimlerini yâd etmek istiyoruz. Bunlar; Nurşin Medrese ve tekkesinin sevk ve idaresini yürüten Şeyh Masum Efendi, Meleakan Medresesi ve tekkesinin sevk ve idaresini yürüten Şeyh Ebubekir Efendi ve Çan Medresesi ve tekkesinin sevk ve idaresini yürüten Şeyh Sıddık Efendilerdir.
5. Çan Şeyhlerinden Âlim ve Mürşidler
a. Åžeyh Mustafa Efendi
1868 yılında Çan köyünde doğmuş, 1958 yılında vefat edip doksan yıl yaşamıştır. Şeyh Ahmed Elçani Hz.lerinin altıncı Oğlu olup ikinci eşi Belkıs Hatun'dan olmuştur. İlim tahsilini küçük yaşta babasının medresesinde başladıktan sonra 15 yaşındayken babası vefat edince Palu'da Şeyh Hasan Efendi'nin yanında, daha sonra ise Hınıs'ta Şeyh Said Efendi'nin medresesinde ilim tahsilini görmüştür. Bir süre de Haciyan'da Seyda Molla Feyzullah medresesinde okumuştur.
İlim ve edepte kemale erince Şeyh Hasan Palevi Hz.lerinden Nakşibendî tarikatının icazetini alarak Kiğı/Karbaşan ve Çapakçur/Musyan (Yamaç nahiyesi) bölgelerinde irşad etmeye devam etmiştir. 1925 Şeyhler Kıyamı'nda ağabeyi Şeyh Hasan Efendi ve dört yeğeni Diyarbakır'da idam edildikten sonra Suriye'ye yerleşmiştir. Suriye'nin değişik yerlerinde (Âmud, Haseki, Kamuşlu, Rasula'yn bölgelerinde) yirmi beş yıl ilim, irşad ve tedrisatla geçirdikten sonra, hocası Seyyid Muhammed Sadaka'dan Kadirî ve Rufaî tarikatlarından icazetname alarak tekrar 1950'de Türkiye'ye dönerek rejim bakımından Nakşibendîlik sakıncalı olduğu için Kadirîlik meşrebi üzerinde irşatta bulunarak tekrar pederi âlisi olan Elçani hazretlerinin irşad bölgesini dolaşarak bir çok ulemaya tarikat icazetnamesini vermiştir. Bunlardan bazıları: Oğlu Şeyh Muhammed, ağabeyi Şeyh Hasan'ın torunu Şeyh Abdullah, ağabeyi Şeyh Hasan'ın torunu Şeyh Vahdettin, Sevkarlı Molla Muhammed Bekir vb.dir.
b. Åžeyh Ä°brahim Efendi
1868 yılında Çan köyünde doğmuş atmışlı yaşlarında 1925'te Diyarbakır'da idam edilmiştir. Babası Şeyh Ahmed Elçani hazretlerinin oğlu Şeyh Halid Efendi'dir, annesi ise Dımlak Beyleri'nden Guli Hanım'dır. İlim tahsiline dedesi Şeyh Ahmed Elçani Hz.lerinin medresesinde başlayarak; Haciyan'da Molla Feyzullah medresesinde, Muş'ta Muhammed Hamdi Efendi medresesinde, Tekman/Hırbasor köyünde Molla Abdullah medresesinde, Palu'da Şeyh Hasan Palevî medresesinde ve Hınıs'ta Şeyh Said Palevî medresesinde ilim ve edebini tamamladıktan sonra Şeyh Said Efendi'den ilim ve tarikat icazetini 1911 yılında almıştır. Tam otuz yıl boyunca Çan medresesinde tedrisat ve irşatta bulunmuştur.
Aynı zamanda Osmanlıların Çapakçur medresesinde resmi müderris olarak görev almış ve on yıla yakın Çapakçur'da resmi müftülük görevini yerine getirmiştir. Elçani hazretlerinin irşad alanı olan Karlıova/Aşağı Göynük ve Gökdere bölgesinde irşatta bulunmuştur. 1914'te Rus Cephesi'ne karşı aşiretleri cihad yapmak için amcası olan ve aynı zamanda Elçani hazretlerinin postnişini Şeyh Eyyûb Efendi komutasındaki milis alayını organize olmalarında rol oynamıştır. 1925'te Şeyhler Kıyamı'nda amcası Şeyh Hasan ve dört kardeşiyle birlikte Diyarbakır'da idam edilmiş ve eşi Zekiye Hanım (Şeyh Said Palevi'nin kız kardeşi) ve dört oğlu (Şeyh Mücahid, Şeyh Nizameddin, Şeyh Necmeddin, Şeyh Selaheddin) Kütahya'ya sürgüne gönderilmişlerdir.
c. Åžeyh Abdullah Efendi
Çan köyünde doğmuştur. Babası Şeyh Halid Efendi, annesi Gûli Hanım'dır. İlim tahsilini Çan'da gördükten sonra dayılarının köyü olan Kiğı Dımlak köyünde imamlık yapmıştır. 1925'te Diyarbakır'da idam ile şehit edildikten sonra oğlu Şeyh Cemal babasından sonra ilim ve irşad hizmetinde bulunmuştur. Diğer oğlu Şeyh Zeki Kiğı'nın Çermi ve diğer köylerinde imamlık görevinde bulunarak irşatta bulunmuştur.
ç. Şeyh Mücahid Efendi
1898'de Çan'da dünyaya gelmiş ve 1945'te vefat etmiş, 47 yıl yaşamıştır. Babası Çapakçur müftüsü Şeyh İbrahim Efendi, annesi Zekiye Hanım Şeyh Mahmud Feyzi Palevi'nin kızıdır. İlim tahsiline babasının medresesinde başlamış ve sonrasında Hınıs'ta dayısı Şeyh Said Efendi medresesinde Şeyh Bahaddin Efendi'den ders almıştır. Bir süre de Karakoçan Ohin'de Necip Ağa'nın amcası Mehmet Ağa medresesinde Seyda Molla Abdülhamit Sağnisi'den ders alarak ilmini tamamlamıştır. Nakşibendî tarikatında dayısı Şeyh Said'e intisab edip tarikat icazetnamesini Şeyh Tahir Kelevî'den almıştır. Çan köyünde babasının medresesinde tedrisat ve irşada devam etmiştir. İrşadını daha fazla Gökdere ve Yamaç bölgelerinde sürdürmüştür. 1925'te babası ve üç amcası Diyarbakır'da idam edildikten sonra Şeyh Said'in kız kardeşi olan annesi ve üç kardeşi ile beraber devlet tarafından Kütahya'ya sürgün edilmiştir. Sürgün döneminde Molla Said-i Kûrdî Bediuzzaman hazretleriyle sık sık bir araya gelmiştir. 1945'te elim bir hastalığa yakalanarak Çan köyünde vefat etmiştir.
d. Åžeyh Muhyeddin Efendi
1890 yılında Çan'da doğmuş, 1954 yılında Az köyünde vefat etmiştir. 64 yıl yaşamıştır. Babası Elçani hazretlerinin oğlu Şeyh Hasan Efendi'dir, annesi ise Dımlak Beyleri'nden Kahraman Bey'in kızı Hemze Hanım'dır. İlim tahsilini Çan medresesinde Şeyh İbrahim Efendi'nin yanında başlamıştır. Devamında Palu'nun Vinderin köyünde Seyda Molla Süleyman Bezâr'ın yanında okumuştur. Sonrasında Hınıs'ta Şeyh Said medresesinde Şeyh Bahauddin Efendi'den ders almış ve Nakşibendî tarikatında Şeyh Said Efendi'ye intisab etmiştir. Bir süre sonra Karakoçan'da Seyda Molla Abdülhamid Sağnisî'nin yanında ilmini tamamlamıştır. Çan medresesinde ders vermeye devam etmiştir. 1925 yılında babası Diyarbakır'da idam edildikten sonra yedi kardeşi ile beraber hükümete teslim olmadan 7 yıl dağlarda yaşamıştır. 1937'de Şeyh Said Palevî'nin halifesi olan Şeyh Tahir Kelevî'den Nakşibendî tarikatı icazetini almıştır. Karlıova, Nakşan, Poğ yörelerinde, Yamaç bölgesinin Müsyan köyünde ve Az Aşireti mıntıkasında irşad etmeye devam etmiştir. 1946'da Az köyüne hicret ederek orada ilim, irşad ve tedrisata devam etmiştir. Hatta Az köyünde yetmiş tane yabancı talebe olduğu vuku bulmuştur. 1954 yılında Bingöl Askeri hastanesinde ağır bir ameliyat neticesinde vefat edip Az köyünde defnedilmiştir.
e. Åžeyh Alauddin Efendi
1901'de Çan köyünde doğmuştur. Babası Şeyh İbrahim Efendi, annesi Zekiye Hanım'dır. İlim tahsiline Çan medresesinde başlayarak değişik Seydalardan ve Sevkarlı Molla Muhammed'ten ders almıştır. 1925'te sürgüne gitmeden şeyhlerle beraber dağlarda kalmıştır. Bir süre Çan'da imamlık yaptıktan sonra Yamaç bölgesinin Lotan köyünde ilim ve irşada hizmetine devam ederek 1972'de vefat etmiştir. Türbesi halen Lotan köyünde sevenleri tarafından ziyaret edilmektedir.
f. Åžeyh Nizameddin Efendi
1904 yılında Çan köyünde doğmuştur. Babası Çapakçur müftüsü Şeyh İbrahim Efendi, annesi Şeyh Mahmud Feyzi Palevî'nin kızı Zekiye Hanım'dır. İlim tahsiline babasının medresesinde başlamıştır. 1925'te babası Diyarbakır'da idam edilince annesiyle beraber Kütahya'ya sürgün edilmiştir. Sürgün döneminde ağabeyi Şeyh Mücahit Efendi'den ders almıştır. Daha sonra memlekete döndüğünde babasının talebesi olan Seyda Molla Abdulaziz Şemsanî'nin yanında ilmini tamamlamıştır. Dayısı Şeyh Said Efendi'nin halifesi olan Şeyh Tahir Kelevî'den Nakşibendî tarikatı icazetini almıştır. Meylan ve Çan köylerinde uzun süre ders vermiştir. Sekeran, Nakşan ve Yamaç bölgelerinde irşatta bulunmuştur. Ayrıca İslam Akaidi konusunda bir risale, Kürtçe ve Zazaca kasidelerden oluşan bir divan ve evliyaların hayatlarını konu edinen bir menakıb kitabı olmak üzere üç tane eser bırakmıştır. Ancak bu eserler günümüzde hala baskıya verilmemiştir. 1983'te yakalandığı elim bir hastalık sonucunda Çan'da 1987 yılında vefat etmiştir ve Şeyh Ahmed Elçani hazretlerinin haziresinde defnedilmiştir.
g. Åžeyh Necmeddin Efendi
1906 yılında Çan köyünde dünyaya gelmiştir. Babası Şeyh İbrahim Efendi, annesi Zekiye Hanım'dır. İlim tahsilini Çan medresesinde ağabeyi Şeyh Mücahid Efendi'nin ve değişik seydaların ve müderrislerin yanında yapmıştır. 1925 sürgününden sonra memleketine döndüğünde her iki ağabeyi gibi Şeyh Tahir Kelevî'den tarikat icazetini alıp Yamaç bölgesinin Çölek köyünde imamlık ve müderrislik yapmaya başlamıştır. Ayrıca Sancak ve Yamaç bölgelerinde irşatta bulunmuştur. 1992 yılında vefat edip Çan köyünde defnedilmiştir.
h. Åžeyh Muhammed Efendi
H.1327, M. 1909 yılında Çan köyünde doğmuştur. Babası Şeyh Mustafa Efendi, annesi Cemile Hanım'dır. İlim tahsilini babasının yanında yapmıştır. Amcasının oğlu Şeyh Muhyeddin'den Nakşibendî tarikatının icazetini almış ve babasından Kadirî tarikatının icazetini aldıktan sonra Bingöl'ün Kiğı bölgesinde Karbaşan köylerinde irşatta bulunmuştur. 1999 tarihinde vefat edip Hacıçayır köyünde babası Şeyh Mustafa Efendi'nin haziresinde defnedilmiştir.
ı. Şeyh Vahdettin Efendi
1924 yılında Çan köyünde doğmuştur. Babası Şeyh Maruf, annesi Rabia Hanım'dır. İlim tahsiline Çan'da amcası Şeyh Muhyeddin'in yanında başlamış sonrasında sırasıyla Varto-Karkarut köyü, Hınıs-Kolhisar köyü, Kiğı-Sevkar köyü, Çat-Şilikan köyü medreselerinde ilim tahsilini tamamlamıştır. Suriye'ye gidip babasının amcası olan Şeyh Mustafa Efendi'den Nakşibendilik ve Kadirilik tarikatlarının icazetlerini alarak Bingöl'ün Aşağı Perhanguk köyünde imamlık yapıp 25 yıl ilim tedrisatına devam etmiştir.
i. Åžeyh Abdullah Efendi
 1933 yılında Çan köyünde doğmuştur. Babası Şeyh Muhyeddin Efendi, annesi Hayriye Hanım'dır. İlim tahsilini Çan'da babası Şeyh Muhyeddin Efendi ve Sevkarlı Molla Muhammed Bekir, Sevkar'da Molla Hatib ve Molla Muhammed İsa, Kortev'de Molla Mustafa, Sibsor'da Molla Şahabeddin ve Az köyüne bağlı Mezrafaki'de Molla Süleyman gibi alimlerden ders aldıktan sonra Az köyünde imamlık vazifesine devam etmiştir. Nakşibendiyye ve Kadiriyye tarikatlarında dedesi Şeyh Mustafa Efendi'den icazet almıştır. 1954'te babasının vefatından sonra Az bölgesinde irşatta bulunmuştur. 1996 tarihinde vefat edip Az köyünde babasının türbesinin hazirasında defnedilmiştir.
SONUÇ
Nakşibendiyye tarikatının Halidiyye kolundan gelen Çan Şeyhleri Bingöl ve çevresinde bulundukları yerlerde şu dört vazifeyi yerine getirmişlerdir:
1-Çan Şeyhleri bulundukları yerlerde mutlaka ilim tahsilini önemseyip medreseler kurarak ya kendileri bizzat ders vermiştir ya da müderrisler tutarak ilim ve irfana hizmet etmişlerdir.
2- Bulundukları bölgeleri dolaşarak halkı irşad edip, edep ve zikir ile tarikatın adabını halka telkin etmişlerdir.
3- Osmanlı halifelerinin yanında devamlı yer alarak 'i'layı kelimetullah' ve vatan savunmasında bulunmuşlardır. 1921'de Çapakçur'dan Büyük Millet Meclisi'ne telgraf gönderilerek 600 yıl İslam bayraktarlığı yapan Türklerle din kardeşliğini esas alarak bölücü faaliyetlere karşı Millet Meclisi'ne desteklerini beyan eden bildiride Çan Şeyhleri'nden Şeyh Eyyüb Efendi'nin telgrafta imzası bulunmaktadır. Birinci Dünya Savaşı'nda bölge aşiretlerini organize ederek gönüllü milis alayında yer alarak Şeyh Eyyüb Efendi komutanlığında (Miralay) dört yıl Ruslara karşı cihat etmişlerdir. 1925'te hilafetin ilgasından sonra laikliğe karşı hilafetin müdafaasını yaparak ağır bedel ödemişlerdir.
4- Halk arasında sulh ve barışta etkin rol oynamışlardır. Örneğin; Az Aşireti ile Zikte Aşireti ve yine Az Aşireti ile Gökdere aşireti arasında uzun süre devam eden kan davalarını sona erdirmişlerdir. Ayrıca Karlıova tarafında Dersim Ağaları'yla Cibran Aşireti Ağaları arasındaki uzun süre devam eden bölge hakimiyeti rekabetinden doğan anlaşmazlıkların hafiflemesinde Şeyh Ahmed Elçani hazretlerinin oğlu Şeyh Eyyüb Efendi'nin büyük etkisi olmuştur. Toplumdaki ferdi ve mahalli anlaşmazlıklarda mahkeme vazifesini de yerine getirerek sulh ve sükuneti temin etmeye vesile olmuşlardır.
Dipnotlar
1-TBMM Zabıt Ceridesi; Devre: I, Cilt 9, İçtima 2, trh: 31.03.1921.
2-Said Havva, Terbiyyetun er-Ruhiyye, s. 9
Â
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DÄ°ÄžER YAZILAR
Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun.
Tevbe, 119
GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°
Hikmetli söz, müminin yitiğidir. Onu nerede bulursa almaya en layıktır.
Tirmizi, Ä°lim, 19.
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm Ä°nternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yaptÄ...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARÄ°HTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...