EVLENMEDE MUHABBET, ŞEHVET VE ZİNET
“Sevdiğini az sev, olur ki bir gün düşmanın olur, kızdığına az kız, olur ki bir gün dostun olur.”[1] Bu hadisin müstesnaları da vardır.
"Sevdiğini az sev, olur ki bir gün düşmanın olur, kızdığına az kız, olur ki bir gün dostun olur."[1]
Bu hadisin müstesnaları da vardır. Mesela Allah'ı bir insan ne kadar aşırı derecede sevse yine azdır. Çünkü O sonsuz sevgiye layıktır. Sonra Resulullah (s.a.v) efendimizi bir insan ne kadar çok sevse ifrat sayılmaz. Çünkü Allah Teâlâ'dan sonra da en çok sevgiye o layıktır. Keza, evlenen eşler birbirlerini ne kadar çok sevseler o kadar güzel olur. Çünkü Allah'ı ve Rasulünü ifrat derecesinde sevmek imanımızı yok olmaktan, eşimizi ve çocuklarımızı çok sevmek de yuvamızı yıkılmaktan koruyacak ve kurtaracaktır.
MUHABBET
Muhabbet şu kâinatın varoluş sebebi, kâinatı birbirine bağlayan bağ, kâinatın nuru, huzuru ve hayatı olduğu gibi, bir ailenin de var oluş sebebi, kopmaz bir bağı, ışığı, huzuru ve hayatıdır. Muhabbetiyle kâinatı mayalayan Allah, muhabbetini bir çekiverse omuz omuza verip yardımlaşan küreler ve zerreler birden dövüşmeye ve çarpışmaya başlayacaklar, kıyameti koparacaklardır. Keza, karı-kocanın birbirlerine olan muhabbeti Allah etmesin bir an tükeniverse o ailede de çözülmeler başlayacak ve kıyametler kopacak, yuva dağılacak, çocuklar perişan olacaktır. Buna sebep olan karı kocanın da yüzü ne bu dünyada, ne de ahirette asla gülmeyecektir. Üstad-ı Muhterem: "Gayr-ı meşru bir muhabbetin neticesi, merhametsiz azap çekmektir."[2] "Yerinde sarf olunmayan gayr-i meşru bir muhabbetin cezası, merhametsiz bir musibettir."[3] sözleriyle muhabbetimizi, o muhabbeti bize veren Hakik-i Mahbub'un uğrunda ve Onun rızası yolunda harcamamızı istemiştir.
ŞEHVET
Şehvet de bir nimettir. Ama helal dairede kullanılırsa nimettir, haramda kullanılırsa felakettir ve rezalettir. Evlenmek, yalnız şehvetin değil bir muhabbetin, bir sevginin sonucu olmalıdır ve sevgi ile varlığını sürdürmelidir. Şehvet, gelip geçici üç-beş saniyelik andır; çoğu kere de aldatıcıdır. Hele o şehvet nimeti, meşru yerde, helal dairede kullanılmazsa bütün bütün azap olabilir; vicdan azabına, cehennem azabına dönüşebilir. Meşru olan şehveti Gazali şöyle tarif eder: "Şehvet, kuşu tuzağa düşürmek için yem serperek yapılan bir lütuftur." Sözler'in müellifi ise der ki: "Evlenmenin hikmeti ve gayesi neslin devamını sağlamaktır. Şehvet lezzeti ise, o vazifeyi gördürmek için rahmet tarafından verilen bir küçük ücrettir."[4]
Bu ücret, helale harcanmalıdır. Haramlara harcanırsa ücret insanın başına bela, olur, huzuruna atılmış bir bombaya dönüşebilir.
ZİNET VE MAKYAJ
Kadının, kocası için süslenmesi, temizlenmesi, güzel kokular sürünmesi, bakımlı bir şekilde kocasının karşısına çıkması, güzeldir, helaldir, kendisine sevap kazandırır. Helali olmayan erkeklere karşı aynı şekilde çıkması ise, haramdır ve günahtır. Erkek de eşi için bakımlı ve temiz olmalıdır.
Kadının kocası için sonuna kadar açılıp saçılması, cilveli olması, kendisine sevap kazandırır. Ama başkaları için bu hazırlıkları yapması, avret yerlerini (el ve yüz hariç, o da fitne korkusu yoksa) açması, vücudun hatlarını belli edecek kadar dar, ince ve şeffaf giyinmesi, bu halde ve daha da ileri giderek bikini ve sutyenlerle podyum, sahne, sokak ve umuma açık plajlara çıkması haramdır, günahtır, laneti ve cehennemi gerektiren bir davranıştır. Hadis'in ifadesine göre böyle kadınlar Cennetin kokusunu dahi alamayacaklardır.[5]
Süsünü ve cazibesini kocasından başkalarına açan bu teşhirci kadınları Ahmet Haşim "göz boyayıcı"lıkla suçluyor ve şöyle diyor: "Kim diyor ki kadın, şimdi eskisi gibi yüzünü sıkı örtüler altında saklamıyor? Ya boya örtüleri? Bunların altında hakiki çehreyi görmek mümkün mü? Kadın ne yapardı bilmem? Boyalar olmasaydı bilmem ki göz nasıl boyanırdı?"
Nur Külliyyatı'nın Müellifi, vatan ve millet ailesinin huzurunu, anarşi ve tehlikelerden kurtulmasını beş esasa bağlamıştır. Ben bu beş esası karı-kocanın oluşturduğu aile yuvası için de lüzumlu ve zaruri görüyorum. O esaslar şunlardır:
1-Merhamet
2-Hürmet,
3-Emniyet, (güven)
4-Helal ve haramı bilip haramdan kaçınmak,
5-Serseriliği (başıboşluğu) bırakıp itaat etmektir.[6]
Yani eşler birbirine merhametli ve saygılı davranacak, birbirine güvenecekler, aldatmaya asla ve asla tenezzül etmeyecekler. "Aldatan bizden değildir!"[7]hadisini kulaklarına küpe edecekler, helalı-haramı bilecekler, riayet edecekler, başıboş ve avare yaşamayı bırakacaklar, dindar ve ibadetle yaşamaya karar vereceklerdir.
Bir kadının açılıp saçılması, tesettürsüzlüğü, kocasının kendisine olan güvenini sarsar, güven sarsılırsa aile yuvası sarsılır, bir günde yıkılır. Aile yuvasının keyfî olarak yıkılmasına sebep olandan da Allah ve Resulü razı olmaz. İşte bunun içindir ki Sevgili Peygamberimiz (s.a.v): "Allah katında en sevilmeyen helal boşa(n)maktır."[8] Sözüyle eften-püften sebeplerden dolayı yuvayı yıkmaya yeltenenlerin cesaretini kırmıştır.
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et!
Nahl, 125
GÜNÜN HADİSİ
Âdemoğlu, kurban bayramı gününde kan akıtmaktan daha sevimli bir amelle Allâha yaklaşabilmiş değildir.
İ. Mâlik, Muvatta, Kuran 24; Tirmizî, Edâhî, 1; İbn-i Mâce, Edâhî, 3)
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...