HAZRET-İ EBUBEKİR(R.A) HAKKINDA BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?
Hz. Ebubekir(r.a)'ın Cahiliyye döneminde isminin Abdülkâbe olup, annesi Ümmü'l Hayr'ın oğlunu Kâbe hizmetine adamak için bu ismi ona verdiğini. Müslüman olunca isminin Abdullah olarak değiştirildiğini
Hz. Ebubekir(r.a)'ın Cahiliyye döneminde isminin Abdülkâbe olup, annesi Ümmü'l Hayr'ın oğlunu Kâbe hizmetine adamak için bu ismi ona verdiğini. Müslüman olunca isminin Abdullah olarak değiştirildiğini..(1)
Hz. Ebubekir efendimizin bir lakabını 'Atik' olduğunu, bunun sebebinin son derece güzel bir insan olmasından veya Hz. Peygamberin bir gün kendisine 'Sen Allahu Teâlâ'nın cehenneminden atiksin(azadlısın)' fermanında bulunduğundan dolayı dendiğini..(2)
Hz Ebubekir(r.a) efendimizin asıl isminin Abdullah olup, künyesinin Ebubekir olduğunu. Babasının asıl isminin Osman olup, künyesinin Ebu Kuhafe olduğunu, annesinin isminin Selma, künyesinin ise Ümmü'l Hayr olduğunu, her ikisinin de İslam ile şereflendiğini…(3)
Zemahşeri'ye göre, asıl ismi Abdullah bin Osman olan Hz. Ebubekir'e(r.a) Ebubekir denmesinin sebebinin kendisinin her işte en önde olmasından dolayı olduğunu..(4)
Cahiliyye döneminde Hz. Ebubekir(r.a)'in Mekke'de Diyet ve Tazminat işlerinden sorumlu olduğunu ve bunlara ancak onun karar verdiğini..(5)
Hz. Ebubekir(r.a) hazretlerinin rüya tabiri ve nesep ilminde çok mahir olduğunu.(6)
Hz. Ebubekir'in(r.a) İslam'a girmeden önceki hayatında da asla içki kullanmayan, putlara tapmayan, hurafelerden kaçınan, iffetiyle ve güzel ahlakıyla tanınan bir zat olduğunu..(7)
Hz. Ebubekir'e(r.a) "sen hiç cahiliye devrinde içki içtin mi" diye sorduklarında onun şöyle cevap verdiğini; "Hâşâ. Ben namusunu korumasını bilen, insanlığın şerefini tanıyan bir adamım. İçki içen bunları zâyi eder.(8)"
Hz. Ebubekir(r.a)'in şiire olan büyük vukufiyetinden dolayı, Kureyş şairlerinin, yazdıkları şiirleri önce ona okuyup, onun görüş ve tavsiyelerine göre şiirlerine son şeklini verip onları insanlarla paylaştıklarını..(9)
Hz. Ebubekir(r.a)'de en dikkat çekici iki meziyetin azmi ve merhameti olduğunu..(10)
Hz. Ebubekir'in(r.a) Arap lisanına, neseplerine ve vakıalarına herkesten fazla vâkıf olmasından dolayı muasırlarının kendisine 'Kureyş'in âlimi' dediklerini..(11)
Hz. Aişe(r.a) validemizin, babası Hz. Ebubekir(r.a)'in İslam'a girişini anlatırken; "Rasulullah(sallallahu aleyhi ve sellem) Ebubekir(r.a)'in İslam'a girişine o kadar sevindi ki, Mekke'nin iki tarafını kuşatan ve kendilerine Ahşebeyn denilen iki dağ(Ebu Kubeys ve el-Ahmer dağları) arasında ondan daha sevinçli kimse yoktu" dediğini..(12)
Hz. Ebubekir(r.a)'in iman ettiği gün elinde 40 bin dirhem veya dinar malı olduğunu. Bu büyük zatın bu malı Allah yolunda harcaması sonucu hicret ettiğinde elinde sadece beşbin dirhem veya dinarı kaldığını…(13)
Medine'de yapılan Mescid-i Nebeviyye'nin arsa bedelinin Hz. Ebubekir(r.a) tarafından ödendiğini..(14)
Hz. Ebubekir'in(r.a) Tebük seferinde ordu teçhiz edilirken tüm mevcud parası olan 4000 dirhemi getirip verdiğini..(15)
Tebuk Seferi hazırlıkları sırasında Hz. Ebubekir(r.a)'in bütün mal varlığını getirip vermesi üzerine, Hz. Ömer(r.a)'in ağlayarak; "Vallahi Ey Ebubekir! Babam anam sana feda olsun! Hayır yolunda hiçbir yarış yapmadık ki, sen onda beni geçmiş olmayasın. Ben artık anladım ki, hiçbir şeyde seni geçemeyeceğim" dediğini..(16)
Hz. Ebubekir'in(r.a) halifeliği döneminde, Bizans'a karşı cihad bayrağını açma düşüncesini ashabın meşveretine getirdiğinde, Hz. Ömer'in(r.a) Hz. Ebubekir (r.a)'e; "Allah'a yemin ederim ki, hangi hayırlı işlerde yarışmışsak, sen bizi muhakkak geçmişsindir. Bu da Allah'ın dilediği kimseye verdiği bir lütuftur" dediğini.(17)
Bir defasında Resul-i Ekrem'in "Ebubekir'in malı kadar hiç kimsenin malı bana faydalı olmadı" buyurması üzerine Hz. Sıddık'ın(r.a) ağlayıp; "Ya Rasulullah! Ben ve bütün malım senin değil miyiz?" dediğini.(18)
Tebuk seferinde Allah Rasulünün(aleyhissalatu vesselam) Hz. Ebubekir(r.a)'i ordugâhta namaz kıldırmakla vazifelendirdiğini(19)
Kendisi sahabi olduğu gibi, oğlu, torunları ve torununun oğlu olmak üzere üç batınının sahabe olduğu tek kişinin Hz. Ebubekir efendimizin babası Ebu Kuhafe olduğunu..Mekke fethinde iman eden bu zatın Hz. Ömer(r.a)'ın hilafeti sırasında 97 yaşında âlem-i cemâle intikal ettiğini..(20)
Hz. Ebubekir'in(r.a) babası, annesi, evlatlarının ve torunun da Ashab-ı Kiram'dan olup, bu faziletin başka kimseye nasip olmadığını..(21)
Hz. Ebubekir(r.a)'in Resul-i Ekrem(aleyhissalatu vesselam)'in vefat hastalığında, Mescid-i Nebevideki cemaate 17 namazda imamlık yaptığını..(22)
Abdullah bin Ömer(r.a)'in şöyle dediğini; "Biz Nebi sallallahu aleyhi ve sellem'in hayatı zamanında Ashab içinde falan filandan hayırlıdır, filan da falandan hayırlıdır diye görüşürdük ve neticede Ebubekir'i, sonra Ömer bin Hattab'ı, sonra Osman bin Affan'ı(radiyallahu anhüm) hayırlıdır' derdik.'(23)
Beni Saide sakifesinde hilafet tartışmaları olduğu sırada Hz. Ömer(r.a)'in Ebu Ubeyde bin Cerrah(r.a)'a; "Elini uzat, sana biat edeyim. Zira Resulullah'ın buyurduğu üzere sen bu ümmetin eminisin" dediğinde Hz. Ebu Ubeyde'nin ona şöyle cevap verdiğini; "Ya Ömer! Senin İslam'a girdiğin zamandan beri böyle bir zayıf reyini görmedim. İçinizde sıddık ve mağarada ikinin ikincisi olan Ebubekir varken bana nasıl beyat edersin?"(24)
Hz. Ömer (R.A.)'in "Ebubekir'in bir gecelik veya bir saatlik ameline karşılık bütün ömrüm boyunca yaptığım ibadetimi değiştirdim" dediğini, bir gecelik amelin ne olduğu soranlara, Hz. Sıddık'ın(r.a) Hz. Peygamberle hicretinde mağarada geceledikleri geceyi, bir saatlik ameliyle ise, Hz. Peygamberin vefatından sonra Arabistan'ın sarsılmasında Hz. Ebubekir'in(r.a) tavizsiz, dik duruşunu kastettiğini dile getirdiğini..(25)
Hilafet yükünü omuzlarına aldığında Hz. Ebubekir(r.a)'in karşı karşıya kaldığı sıkıntıları anlatma babında Hz. Aişe'nin(r.a) şöyle dediğini; "Resul-i Ekrem(aleyhissalatu vesselam) hazretleri vefat ettiğinde nifak baş kaldırdı, Arap mürted oldu, Ensar bir tarafa çekildi. Eğer pederimin üzerine inen belalar dağların üzerine inseydi, ezerdi. Öyle iken her ne hususta ihtilaf ettilerse, pederim yetişti, zorlukları çözdü."..(26)
Hz. Ebubekir(r.a)'in hilafeti zamanındaki badireleri anlatma hususunda merhum âlim Kamil Miras Hocaefendi'nin şöyle yazdığını; "İnsanların kemâli, yüksel azim ve iradesi asıl böyle buhran zamanlarında kendisini gösterir. İslam dininin, İslam ümmetinin hayat ve istikbalini kurtaran hiç şüphesiz Ebubekir radiyallahu anh'in azim ve kiyaseti, metanet ve mukavemetidir. Hz. Muhammed(sallallahu aleyhi ve sellem) bu yâr-i gârını ferdânın(gelecek günlerin) korkunç tehlikelerine karşı fütursuz, tereddütsüz, ani harekete geçecek bir seciyede yetiştirmişti."(27)
Hz. Ebubekir (ra)'in halifeliğinin ilk günlerinde genç ordu komutanı Üsame bin Zeyd'i ilk seferine uğurlarken, onlar atlarla giderken kendisinin bir saat yaya yürüyerek orduyu uğurladığını, Üsame'nin attan inmesine izin vermediği gibi, kendisine binmek için at teklif edildiğinde bunu da red ederek; "Bir saat olsun ayaklarım Allah yolunda tozlansın" buyurduğunu..(28)
Hz. Ebubekir(r.a)'in uzun boylu, ak tenli, zayıf bedenli, zayıf yüzlü, seyrek ve az sakallı, çukur gözlü, çıkık alınlı, gür saçlı olduğunu..(29)
Hz. Ebubekir'in(r.a) dili fasih, yüzü güzel, bedeni zayıf, kuruca yüzlü, çukur gözlü, yumru alınlı bir zat olduğunu..(30)
Hz. Ebubekir'in(r.a) vefat hastalığı sırasında 15 gün mescide çıkamadığını, bu sıralar imamete Hz. Ömer(r.a)'i geçirdiğini..(31)
Hz. Ebubekir(r.a)'in son kelamının Yusuf aleyhisselamın duası olan;
تَوَفَّنِي مُسْلِماً وَأَلْحِقْنِي بِالصَّالِحِينَ
Beni müslüman olarak öldür ve beni sâlihler arasına kat!" (Yusuf: 12/101) olduğunu.. (32)
Mişkatü'l Mesabih'te geçen bir rivayete göre, Hz. Ebubekir'in(r.a) vefat sebebinin Hicret sırasında sığındıkları mağarada kendisini sokan yılanın zehirinin nüksetmesi olduğunu..(33)
Hz. Ali(r.a)'nin Hz. Ebubekir'in(r.a) vefatında şöyle söylediğini; "Sen, fırtınaların ve en şiddetli kasırgaların oynatamadığı bir dağ idin. Rasulullah'ın dediği gibi, sen bedeninde zayıf, Allah'ın dininde kuvvetli, gönlünde mütevazı, Allah katında yeryüzünde makamı yüce, müminlerin nazarında büyük idin. Sende hiç kimsenin kini, hiç kimsenin değersiz bulduğu bir taraf yoktu. Senin katında kuvvetli, ondan hak alınıncaya kadar zayıf, zayıf da hakkını alıncaya kadar kuvvetli idi. Allah senin sevabından bizi mahrum etmesin. Senden sonra bizi saptırmasın." (34)
Hz. Ali'nin(r.a) Hz. Ebubekir'in cenazesi başında; "Allahu Teâlâ'ya amel defteriyle kavuşmuş olan bir kimse yoktur ki, bana şu ölüm örtüsüne bürünmüş zattan daha sevgili olsun" dediğini..(35)
Hz. Ebubekir'in babası Ebu Kuhafe'nin de, oğlunun vefatından altı ay sonra vefat ettiğini.. (36)
Hz. Ömer(r.a)'in; "Ebubekir(r.a) bizim seyyidimizdir. Eğer Ebubekir'in imanı yeryüzündeki insanların imanlarıyla tartılacak olsa, onlardan ağır gelir" dediğini..(37)
Hz. Ebubekir'in(r.a) vefatından sonra Hz. Ömer(r.a)'in, onun hanımı Esma binti Umeys'e gelerek Ebubekir(r.a) hazretlerinin ibadet hayatını sorduğunu..Esma'nın bu soruyu:
"Seher vakti olunca kalkar, abdest alır ve namaz kılardı… Sonra yine kılardı… Sonra gözyaşları içinde Kur'an okurdu… Bu hâlde secde ederdi… Ağlayarak Rabbine dua ederdi… Ben o gün evde yanmış bir ciğerin kokusunu alırdım" diye cevaplayınca, ağlamaya başlayan Hz. Ömer'in;"Hattab'ın oğlunda bunların hiçbiri yok…" dediğini..(38)
Hz. Ebubekir(r.a)'in gasil ve tekfininin vasiyeti üzerine hanımı Esma bint-i Umeyr(r.a) tarafından yapıldığını, cenaze namazını Hz. Ömer'in kıldırdığını, kabrine de oğlu Abdurrahman, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Talha tarafından indirildiğini.(39)
Hz. Ebubekir'in(r.a)
Cahiliyye devrinde evlendiği Katîle binti Abdiluzza'dan Abdullah isminde oğlu ile kızı Hz. Esma'nın,
Yine Cahiliyye devrinde evlendiği Ümmü Ruman'dan oğlu Abdurrahman ile Aişe validemizin,
İslam devrinde evlendiği Esma isminde hanımdan Muhammed adlı oğlunun,
Ve yine devr-i İslam'da tezevvüç ettiği Hatibe bint-i Harise'den Ümm-ü Külsüm adlı kızını dünyaya geldiklerini..(40)
Hz. Ebubekir(r.a)'in oğlu Abdurrahman'ın ancak Hudeybiyye sulhundan sonra İslam'a girdiğini..(41)
Abdullah bin Mesud(r.a)'un ; "İnsanlar içinde en çok feraset ve kıyaset gösterenler üçtür; Biri Hz. Şuayb'ın kızıdır. Babasına Hz. Musa'yı istihdam etmesini tavsiye ederek, "istihdam edilecek insanların en iyisi, kuvvetli ve emin olandır" demişti. Biri de Hz. Hatice'dir. Ferasetini, Resul-i Ekrem(aleyhissalatu vesselam)'ı koca olarak intihab etmekle göstermiştir. Üçüncüsü Hz. Ebubekir'dir. Çünkü Hz. Ömer'i kendisine halef göstermişti" dediğini..(42)
Hz. Aişe(r.a) validemizin; 'Resul-i Ekrem halife tayin etmiş olsaydı kimi tayin ederdi' sualine; "Evvela Ebubekir'i, ikinci olarak Ömer'i üçüncü olarak Ebu Ubeyde bin Cerrah'ı tayin ederdi" şeklinde cevap verdiğini..(43)
Bir şairin dört halifenin en mümeyyiz vasıflarını bir mısrada şöyle birleştirdiğini;
"Be sıdk Ebubekir ve adl-i Ömer
Be âzerm-i Osman ve ilm-i Ali"(44)
Dipnotlar
1-M. Yusuf Kandehlevi, Hayat'üs Sahabe, Cilt: 1
2-Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük Tefsir Tarihi, Cilt:1, Mehmed Kırkıncı, Alevilik Nedir?
3-Şah Muinüddin Ahmed Nedvi, Said Sahip Ansari-Asr-ı Saadet
4-Ebûl Alâ el Mevdûdi, Siret-i Server-i Âlem, Cilt;2
5-Ahmed Cevdet Paşa, Kısas-ı Enbiya, Cilt:1
6-M. Yusuf Kandehlevi, a.g.e
7-Kâmil Miras, Tecrid-i Sarih Tercümesi ve Şerhi, Cilt: 9
8-Osman Keskioğlu, Hulefâ-i Raşidin
9-M. Şibli, S. Nedvi, Asr-ı Saadet, Cilt; 3
10-Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, Heyet, Feza Gazetecilik A.Ş. İst. 1992
11-Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük Tefsir Tarihi, Cilt:1
12-M. Yusuf Kandehlevi, a.g.e, Cilt: 1
13-Ali Himmet Berki, Osman Keskioğlu, Hz. Muhammed'in Hayatı
14-Şah Muinüddin Ahmed Nedvi, Said Sahip Ansari, a.g.e
15-Hasan Basri Çantay, Kur'an-ı Hakîm Ve Meâl-i Kerim, Cilt:1
16-M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Cilt; 16
17-M. Yusuf Kandehlevi, a.g.e, Cilt: 1
18-Ömer Rıza Doğrul, Asr-ı Saadet, Cilt; 5
19-M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Cilt; 16
20-Ali Himmet Berki, Osman Keskioğlu, a.g.e
21-Kâmil Miras, Tecrid-i Sarih Tercümesi ve Şerhi, Cilt: 9
22-Şibli Numani, Siretü'n Nebi
23-Kâmil Miras, Tecrid-i Sarih Tercümesi ve Şerhi, Cilt: 9
24-Ahmed Cevdet Paşa, Kısas-ı Enbiya, Cilt:1
25-Mehmed Kırkıncı, Alevilik Nedir?
26-Ahmed Cevdet Paşa, Kısas-ı Enbiya, Cilt:1, Şah Muinüddin Ahmed Nedvi, Said Sahip Ansari, a.g.e
27-Kâmil Miras, Tecrid-i Sarih Tercümesi ve Şerhi, Cilt:5
28-Şah Muinüddin Ahmed Nedvi, Said Sahip Ansari, a.g.e
29-M. Asım Köksal, İslam Tarihi
30-Ahmed Cevdet Paşa, Kısas-ı Enbiya, Cilt:1
31-Ahmed Cevdet Paşa, Kısas-ı Enbiya, Cilt:1
32-Ahmed Cevdet Paşa, Kısas-ı Enbiya, Cilt:1
33-M. Yusuf Kandehlevi, a.g.e
34-Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, Heyet, Feza Gazetecilik A.Ş. İst. 1992
35-Ömer Nasuhi Bilmen, Ashab-ı Kiram Hakkında Müslümanların Nezih İtikatları
36-Ahmed Cevdet Paşa, Kısas-ı Enbiya, Cilt:1
37-Ömer Nasuhi Bilmen, Ashab-ı Kiram Hakkında Müslümanların Nezih İtikatları
38-Halid Muhammed Halid, Hulefaü'r Rasul, terc: Beş Raşid Halife
39-Şah Muinüddin Ahmed Nedvi, Said Sahip Ansari, a.g.e, Ahmed Cevdet Paşa, Kısas-ı Enbiya, Cilt:1
40-Şah Muinüddin Ahmed Nedvi, Said Sahip Ansari, a.g.e, Ahmed Cevdet Paşa, Kısas-ı Enbiya, Cilt:1
41-Şah Muinüddin Ahmed Nedvi, Said Sahip Ansari, a.g.e
42-Ömer Rıza Doğrul, Asr-ı Saadet, Cilt; 5
43-Ahmed Cevdet Paşa, Kısas-ı Enbiya, Cilt:1
44-Osman Keskioğlu, Hulefâ-i Raşidin
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
İman edip salih ameller işleyen kimseler için mağfiret ve bol rızık vardır.
Hac, 50
GÜNÜN HADİSİ
Evlad ve Akrabalara İyilik
"Bir baba çocuğuna güzel ahlaktan daha üstün bir miras bırakamaz" [Tirmizi, Birr 33, (1953)]
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...