HZ. ALÄ° (R.A) HAKKINDA BUNLARI BÄ°LÄ°YOR MUYDUNUZ?

Bir rivayete göre Hz. Ali(r.a)'nın ismini bizzat Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'ın koyduğunu.. Annesi Fatıma hanımın da oğluna Haydar ismini verdiğini..(


Salih Okur

nedevideobendi@gmail.com

2018-06-22 16:59:45

Bir rivayete göre Hz. Ali(r.a)'nın ismini bizzat Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'ın koyduğunu.. Annesi Fatıma hanımın da oğluna Haydar ismini verdiğini..(1)

Hz. Ali(r.a) dünyaya geldiğinde babası Ebu Talib Medine'de olmadığından, annesi Fatıma'nın kendi dedesi Esed'in ismini oğluna verdiğini, Arslan manasına gelen bu ismi yanında, babasının eve dönünce oğluna Ali ismini koyduğunu.. Kuvvetli ve iri olmasından kendisine Haydar( Yiğit cesur adam, Arslan demektir) denildiğini..(2)

Rasulullah'ın (sallallahu aleyhi ve sellem) Hz. Ali'ye(r.a); "Ya Ali! Sen benim dünyada da ahirette de kardeşimsin" buyurmasından dolayı Hz. Ali(k.v)'nin künyelerinden birisinin "Ahi Rasulullah"(Rasulullah'ın kardeşi) olduğunu..(3)

Hz. Ali'nin(r.a) en çok Rasulullah'ın iltifatı olan "Ebu Turab"(Toprağın babası) künyesinden hoşlandığını..(4)

Hz. Ali'nin(r.a) lakaplarının Murteza, Haydar, Esedullah olduğunu..(5)

Hz. Ali(r.a)'nin Ebu Talib'in en küçük çocuğu olduğunu..(6)

Hz. Ali(r.a)'nin; "Rasulullah aleyhisselam Pazartesi günü Peygamber olarak gönderildi. Ben de Salı günü Müslüman oldum" buyurduğunu.(7)

Hz. Ali(r.a) Hz. Fatıma(r.a) ile evlendiğinde Hz. Fatıma'nın 15, Hz. Ali'nin ise 21 yaşında olduklarını..(8)

İmam Zehebi'nin Tezkiretü'l Huffaz adl eserinde yazdığına göre, Hz. Ali(r.a)'nin Hz. Fatıma(r.a) ile evlendiğinde otuz yaşında veya bir iki sene eksik veya ziyade olduğunu..(9)

Hz. Ali'nin(r.a) zırhını Hz. Osman'a(r.a) 480 dirheme satarak Hz. Fatıma ile yaptığı düğünün masrafını karşıladığını. Hz. Osman'ın ise bedeliyle beraber zırhı da Hz. Ali'ye hediye ederek Peygamber efendimizin dua ve iltifatını kazandığını.(10)

Uhud savaşında Hz. Hamza'yı şehid eden Vahşi'nin ilk olarak Hz. Ali'yi aradığını anlatırken, şöyle dediğini; "Derken Ali göründü. Kendisi çok uyanık, girişken, çevik, çekingen ve etrafına çok bakınan bir adamdı. Kendi kendime; "benim aradığım, hakkından gelebileceğim adamım bu değil' dedim" dediğini..(11)

Salabe bin Ebi Malik'in; "Rasulullah Aleyhisselamın sancağını her yerde Sa'd bin Ubade taşırdı. Çarpışma zamanı gelince de onu Ali bin Ebi Talib alırdı" dediğini..(12)

Uhud savaşında Üseyd bin Ebi İyas gibi bazı müşriklerin özellikle Hz. Ali'ye çok diş bilemiş olup, şiirlerle herkesi ona karşı savaşmaya kışkırttıklarını.(13)

Hz. Ali'nin(r.a) Uhud gazvesin­de on altı kılıç darbesi aldığını..(14)

Hz. Ali'ye Hendek savaşında mübarezede öldürdüğü, Arapların ünlü cengâveri Amr bin Abdivedd'in karşısına çıktığında neler hissettiğinin sorulması üzerine Hz. Ali'nin(r.a); "Bütün Mekkeliler bir taraf olsaydı, ben de bir taraf olsaydım, kendimi onların hepsini yenecek güçte bulmuştum" dediğini..(15)

Amr'ı öldürüp dönen Hz. Ali'ye(r.a) Hz. Ömer(r.a)'in; "niçin onun zırhını çıkarıp almadın? Araplarda onun zırhından daha değerlisi yoktur" diye sorması üzerine Hz. Ali(r.a)'nin; "Ona kılıcımla vurduğumda avret mahallinin açılmasından dolayı benden korunmuş oldu. Bundan dolayı amcamın oğlunun bu durumda elbisesini soymaktan haya ettim" cevabını verdiğini.(16)

Amr bin Abdivedd'in kız kardeşinin, Amr'ın ölüsünün soyulmadığını görünce, "onu ancak onun dengi ve eşiti olan şerefli bir kişi öldürmüştür" deyip kimin öldürdüğünü sorduğunu. Hz. Ali'nin öldürdüğü cevabını alınca, "Eğer onu ondan başkası öldürmüş olsaydı, ona temelli ağlar, dururdum. Fakat, o öldürücüsünden dolayı ayıplanmayacaktır" dediğini..(17)

Hz. Ali'nin(r.a) Hz. Fatıma(r.a) ile izdivacından üç erkek ve iki kız çocuğu dünyaya geldiğini. Erkeklerin Hz. Hasan ve Hüseyin ile küçük yaşta vefat eden Muhsin, kızların ise Ümmü Külsüm ve Zeynep olduğunu..(18)

Hz. Ali'nin(r.a) Hayber'de karşısına çıkıp öldürdüğü Yahudilerin silahşörü Merhab'ın olaydan kısa bir süre önce gördüğü rüyasında kendisini bir arslanın parçaladığını gördüğünü ve akabinde de Allah'ın arslanı Hz. Ali(r.a) tarafından öldürüldüğünü.(19)

Hz. Ali'nin(r.a) bir lakabının da; "Esedullahi'l-Gâlib"(Allah'ın muzaffer arslanı) olduğunu.. (20)

Hz. Ali(r.a)'nin ekseriyetle zırh namına bir göğüslük takıp, arkasını açık bıraktığını, sebebini soranlara; "düşmandan yüz çevirirsem, gelsin arkamdan vursun" dediğini..(21) 

Allah Rasulünün(aleyhissalatu vesselam) harbe çıkmadığı vakitler silahını Hz. Ali(r.a) veya Üsame bin Zeyd(r.a)'e emanet bıraktığını..(22)

Abdullah ibn-i Abbas(r.a) Hz. Ali'nin(r.a) ilmini anlatırken; "ben onun ilim denizinden ancak bir damlayım" dediğini.(23)

Abdullah bin Abbas hazretlerinin Hz. Ali'nin İslami ilimlere vukufiyetini anlatma babında; "İnsanlara verilen ilmin beşte dördü Ali'ye verildi. Geri kalan beşte birinde Ali yine insanlara ortaktır" dediğini..(24)

Peygamber Efendimizin(aleyhissalatu vesselam) amcası Hz. Abbas(r.a)'ın; "Ali derecesinde ilmi kudreti, Ömer kadar da şiir mahfuzatı olan adam görmedim" dediğini..(25)

Tabiin âlimlerinden İmam Mesruk'un şöyle dediğini; "Muhammed Sallallahu aleyhi ve sellem'in ashabını kokladım. Bunların ilimlerini altı zata müntehi( ulaştığını, onlarda sona erdiğini) buldum ki; Ali, Abdullah bin Mesud, Ömer, Zeyd bin Sabit, Ebu Derda, Übeyy bin Ka'b'dır. Sonra bunları da ayrı ayrı kokladım. Bunların ilimlerini de Ali ile İbn-i Mesud'a müntehi buldum." (26)

Hz. Ali'nin(r.a) bir hutbesinde hazır bulunan Ebu Tufeyl'in onun şöyle dediğini naklettiğini; "Benden dilediğinizi sorunuz. Vallahi benden ne sorarsanız size haber veririm. Bana Kitabullah'tan sual ediniz. Hiçbir ayet yoktur ki ben onun gecede mi, gündüzde mi, kırda mı, tepede mi nâzil olmuş olduğunu bilmeyeyim."(27)

Hz. Ali(r.a)'nin bir gün göğsünü işaret ederek bir zata; "Bana bak, işte şurada çok ilim vardır. Lakin ah onu taşıyacak kimseler bulabilsem" buyurduğunu..(28)

Hz. Ali(r.a)'nin hukuki meselelerde insanların en iyi hüküm vereni olduğunu. Hatta bunu ifade sadedinde; "Ebu Hasan(Hz. Ali'nin künyesi)'ın bile çözemeyeceği bir dava" sözünün darb-ı mesel haline geldiğini..(29)

Hz. Ömer(r.a)'in; "Reyinde ve hükmünde en isabetli kadımız, fakihimiz Ali'dir" buyurduğunu..(30)

Tabiin alimlerinden Said bin Müseyyeb'in; "Mühim bir işle alakalı bir meşveret toplantısında, eğer Hz. Ali mecliste yoksa, Hz. Ömer(r.a) Cenab-ı Hakka sığınırdı" dediğini..(31)

Hz. Ömer'in(r.a) Hz. Ali(r.a) hakkında; "Ebu'l Hasan'ın bulunamayacağı bir müşkül iş karşısında kalmaktan Allah'a sığınırım" dediğini..(32)

Hz. Ali'nin Yemen'e kadı olarak tayin edildiğini..(33)

Resûl-i Ekrem'den sonra Aliyyü'l-Murtazâ derecesinde beliğ hutbe tertîb ve îrâd eden bir zât görülmediğini..(34)

Hz. Ali(r.a)'ye ait nutukların toplandığı Nehcü'l Belaga'daki bütün konuşmaların ve şiirlerin Hz. Ali'ye ait olmadığını.. Bir kısmının sonradan uydurularak Hz. Ali'ye isnad edildiğini..(35)

Fitne dönemiyle birlikte Haricilerin tekfiri, Emevilerin aşırılarının tadlili, Şiaların da taassub ve yalanları yüzünden Hz. Ali'den(r.a) gelen rivayetlere şüphe ile bakılması sonucu koca bir ilmin zâyi olduğunu..Bunu Hz. Ali'nin(r.a) bir yakınının şöyle dile getirdiğini; "Onların yani fitnecilerin Allah belasını versin. Nasıl bir ilmi fesada verip, istifade olunmaz bir hâle koydular."(36)

Nahiv ilminin kurucusunun Hz. Ali(k.v) olduğunu..(37)

Arab lisânının ilk kavâidini vaz' eden zâtın da Hazret-i Ali(r.a) olduğunu.. Bu cihetle Kur'ân lisânına herkesten daha ziyâde âşinâ olduğunu.. Kur'ân'ın belâğatine, i'câzına, hakikatlarına herkesten daha ziyâde muttali bulunduğu..(38)

İran'la yapılan Nihavend savaşı öncesi Hz. Ömer(r.a)'in başkumandanlığı Hz. Ali(r.a)'ye teklif ettiğini, Hz. Ali'nin mazeret beyan ederek bu teklifi geri çevirdiğini..(39)

Kudüs'ün anahtarlarını almak için yola çıkan Hz. Ömer(r.a)'in Medine'de kaymakam olarak Hz. Ali(r.a)'yi bıraktığını..(40)

Hz. Ali, Talha bin Ubeydullah, Zübeyr bin Avvam ve Sa'd bin Ebi Vakkas'ın yaşıt olduklarını..(41)

Zübeyir bin Said el Kureşi'nin Hz. Ali hakkında; "Hâşimiler içinde onun kadar ibadet düşkünü bir insan görmedim" dediğini..(42)

Ömer bin Abdülaziz'in, Hz. Ali(r.a) hakkında "Dünyanın en zahid, ona karşı en gönülsüz insanı, Ebû Tâlib oğlu Ali'dir" dediğini.(43)

Hasan el-Basrî'nin Hz. Ali(r.a) için şu ifadeleri kullandığını; "Allah (c.c.), Ali'ye rahmet etsin. O, bu ümmetin velîsiydi."(44)

Hz. Ali'nin(r.a) hilafeti sırasında halka karşı şefkat ve adaletini gören İranlıların; "Hüda bilir ki, bu Arap hükümdarı Nuşirevan'ın hatırasını ihya etti" dediklerini..(45)

Hz. Ali'nin(r.a) çok latifeci olduğunu..(46)

Hz. Ali'nin Cemel vakıası evvelinde Basra'ya çıkarken yanında Bedir ashabından altı kişi olduğunu. Abdullah bin Selam hazretlerinin ise kendisine; "Ya Emire'l Müminin, Medine'den çıkma. Eğer çıkarsan vallahi ebedi buraya emaret-i İslamiyye(İslam emirliği, başkentliği) girmez" dediğini ve zamanın onu tasdik ettiğini..(47)

Tabiin'in büyüğü Veysel Karani hazretlerinin Sıffin Savaşı öncesi Hz. Ali'nin ordusuna Nahile mevkiinde kavuşarak, Hz. Ali(r.a) ile görüşüp onun ordusuyla birlikte Sıffin'e geldiğini..(48)

Firuzâbâdi'nin Kâmus ul Muhit'inde Zülkarneyn maddesini açıklarken yazdığına göre, Hz. Ali(r.a)'ye zamanında "Zülkarneyn, Zû Şecceteyn(iki yarıklı) " namının verildiğini. Bunun sebebinin ise Hendek'te alnının bir tarafına Amr bin Abdivüdd'ün vurduğu kılıç darbesi ile alnının diğer tarafına katili İbn-i Mülcem'in vurduğu darbe olduğunu..(49)

Hazret-i Ali'nin(r.a) Irak'a giderken Abdullah b. Selâm(r.a) ziyaretine gelip, "Ya Ali! Irak'a gitme, korkarım ki orada vücûduna bir kılıç ağzı isabet eder" dediğini Hazret-i Ali'nin de: "Evet.. Kasem ederim ki bunu bana Resûlu'llâh haber vermiştir" diye mukabelede bulunduğunu..(50)

Ebü'l-Esvedü'd-Düelî'nin Hz. Ali'nin(r.a) şehadetinin ardından söylediği mersiyede şöyle dediğini; "Ebü'l-Hüseyn Aliyyü'l-Murtazâ'nın yüzüne dönüp baktığın zaman bakanların pek hoşuna gidecek parlak bir ay parçası görmüş olurdun. Biz onun şehadetinden evvel, hayr içinde yaşıyorduk. Resûlullâh'ın sevgilisini, kendi aramızda görüp duruyorduk. Hazret-i Ali'yi kaybettiklerinde ise halk, sanki senelerce, bir sahada hayretler içinde kalmış deve kuşlarına dönmüştür."(51)

Hz. Ömer'in; "Ali'ye üç haslet verilmiştir ki, onlardan bir hasletin bende bulunması benim için en kıymetli şeylerden daha kıymetlidir. Bunlar;

1-Resul-i Ekrem'in kızıyla evlenmiş olması

2-Mescid-i Nebevi'de devamlı kalmaya izinli olması

3-Hayber fethinde İslam sancağının kendisine tevdi edilmesidir" dediğini.. (52)

Buhari'nin rivayetine göre Hz. Ali(r.a)'nin; "Kıyamet gününde ben, Allah'ın divânında müşriklerle muhakeme olmak üzere duruşmak için ilk diz çöken kişi olacağım" dediğini..(53)

Hz. Ali'nin(r.a) şehadetinin hicretin 40. Senesinde olduğunda ittifak olduğunu ama gününde ihtilaf olduğunu. Suikasttan sonra iki gün yaşadığını..(54)

Hz. Ali'nin (r.a) şehid edildiğinde bir rivayete göre 58 yaşında olduğunu.. ama daha sağlam bir rivayete göre 63 yaşında olduğunu..(55)

Dipnotlar

1-M. Asım Köksal, İslam Tarihi

2-M. Yusuf Kandehlevi, Hayatü's Sahabe, Cilt: 2

3-Kâmil Miras, Tecrid-i Sarih Tercümesi ve Şerhi, Cilt:4

4-Kâmil Miras, Tecrid-i Sarih Tercümesi ve Şerhi, Cilt:4

5-Kâmil Miras, Tecrid-i Sarih Tercümesi ve Şerhi, Cilt:4

6-M. Yusuf Kandehlevi, a.g.e, Cilt: 2

7-M. Asım Köksal, İslam Tarihi

8-Ahmed Cevdet Paşa, Kısas-ı Enbiya, Cilt:1

9-Kâmil Miras, Tecrid-i Sarih Tercümesi ve Şerhi, Cilt:7

10-Kâmil Miras, Tecrid-i Sarih Tercümesi ve Şerhi, Cilt:7

11-Mustafa Asım Köksal, a.g.e Cilt: 10

12-Mustafa Asım Köksal, a.g.e Cilt: 10

13-Mustafa Asım Köksal, a.g.e Cilt: 10

14-Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük Tefsir Tarihi, Cilt:1, Taşköprülüzade Ahmed Efendi, Mevzuat'ül Ulûm, Cilt: 1,

15-Mustafa Asım Köksal, a.g.e Cilt: 12

16-M. Yusuf Kandehlevi, a.g.e, Cilt: 2

17-Mustafa Asım Köksal, a.g.e, Cilt: 12

18-Şah Muinüddin Ahmed Nedvi, Said Sahip Ansari, Asr-ı Saadet Külliyatı, terc. Ali Genceli

19-M. Yusuf Kandehlevi, a.g.e, Cilt: 1

20-Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük Tefsir Tarihi, Cilt:1

21-Tahir'ül Mevlevi, Müslümanlığın Medeniyete Hizmetleri

22-M. Yusuf Kandehlevi, a.g.e, Cilt: 2

23-Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, Heyet, Feza Gazetecilik A.Ş. İst. 1992

24-Ahmed Cevdet Paşa, Kısas-ı Enbiya, Cilt:1

25-M. Ertuğrul Düzdağ, Mehmed Akif'in Tefsir Yazıları ve Vaazlar

26-Kâmil Miras, Tecrid-i Sarih Tercümesi ve Şerhi, Cilt:4

27-Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük Tefsir Tarihi, Cilt:1

28-Bâbânzâde Ahmed Naim, Tecrid-i Sarih Muhtasarı ve Şerhi, Cilt: 1

29-Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, Heyet, Feza Gazetecilik A.Ş. İst. 1992

30-Kâmil Miras, Tecrid-i Sarih Tercümesi ve Şerhi, Cilt:4

31-Kâmil Miras, Tecrid-i Sarih Tercümesi ve Şerhi, Cilt:4

32-Ömer Nasuhi Bilmen, Ashab-ı Kiram Hakkında Müslümanların Nezih İtikatları

33-Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük Tefsir Tarihi, Cilt:1

34-Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük Tefsir Tarihi, Cilt:1

35-Şah Muinüddin Ahmed Nedvi, Said Sahip Ansari, a.g.e

36-Bâbânzâde Ahmed Naim, Tecrid-i Sarih Muhtasarı ve Şerhi, Cilt: 1

37-Şah Muinüddin Ahmed Nedvi, Said Sahip Ansari, a.g.e

38-Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük Tefsir Tarihi, Cilt:1

39-Şah Muinüddin Ahmed Nedvi, Said Sahip Ansari, a.g.e

40-Şah Muinüddin Ahmed Nedvi, Said Sahip Ansari, a.g.e, Ahmed Cevdet Paşa, Kısas-ı Enbiya, Cilt:1

41-Mustafa Asım Köksal, a.g.e

42-Ömer Rıza Doğrul, Asr-ı Saadet, Cilt: 5

43-Halid Muhammed Halid, Hulefaü'r Rasul, terc: Beş Raşid Halife

44-Halid Muhammed Halid, Hulefaü'r Rasul, terc: Beş Raşid Halife

45-Ömer Rıza Doğrul, Asr-ı Saadet, Cilt: 5

46-İbn Kuteybe, Hadis Müdafaası

47-Ahmed Cevdet Paşa, Kısas-ı Enbiya, Cilt:1

48-Ahmed Cevdet Paşa, Kısas-ı Enbiya, Cilt:1

49-Mevlana Şibli Numani, Siretü'n Nebi, Mustafa Asım Köksal, a.g.e Cilt; 12

50-Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük Tefsir Tarihi, Cilt:1

51-Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük Tefsir Tarihi, Cilt:1

52-Ömer Nasuhi Bilmen, Ashab-ı Kiram Hakkında Müslümanların Nezih İtikatları

53-Kâmil Miras, Tecrid-i Sarih Tercümesi ve Şerhi, Cilt:10

54-Kâmil Miras, Tecrid-i Sarih Tercümesi ve Şerhi, Cilt:8

55-Taşköprülüzade Ahmed Efendi, Mevzuat'ül Ulûm, Cilt: 1

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

Biz onu (Kur'an'ı) mübarek bir gecede indirdik. Kuşkusuz biz uyarıcıyızdır.

Duhân, 3

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

Sen dünyada bir garib veya bir yolcu gibi ol.

Buhari, Rikak 2; Tirmizi, Zühd 25, (2334)

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI