Hz. Talha bin Ubeydullah'ın(r.a) Hz. Ebubekir'in(r.a) amcaoğlu olduğunu.(1)

Talha bin Ubeydullah(r.a)'ın künyesinin Ebu Muhammed Medeni olduğunu..(2)

Hz. Talha bin Ubeydullah'ın(r.a) 11 yaşındayken, Hz. Ebubekir(r.a)'ın delaletiyle Müslüman olduğunu..(3)

Bedir savaşına katılamadığı halde Rasulullah'ın(aleyhissalatu vesselam) "Ehl-i Bedir" den saydığı bir kişinin bulunduğunu, onun da, o sırada Peygamberimizin emriyle ticaret için Şam'a giden Talha bin Ubeydullah(r.a) olduğunu..(4)

Uhud'un en tehlikeli anlarında Hz. Peygamber(aleyhissalatu vesselam)ın önünde hırzı can eden ensardan 11, muhacirlerden bir kişi(Hz. Talha) kaldığını.. Ensar'dan 11 kişi şehid düşünce, ortada sadece Hz. Talha bin Ubeydullah'ın kaldığını.. Hz. Talha'nın(r.a) parmaklarından yaralanınca "eyvah" dediğini. Rasul-i Ekrem(aleyhissalatu vesselam)'ın ; "Eğer sen Bismillah deseydin, melekler seni insanların bakışları arasında yükseltip götürecekler ve gök boşluğuna sokacaklardı" buyurduğunu..(5)

Uhud savaşında, Mekkelilerin attığını vuran keskin nişancılarından Malik bin Züheyr'in Efendimize(aleyhissalatu vesselam) bir ok fırlattığını.. Bu oka elini uzatan Hz. Talha bin Ubeydullah'ın(r.a) bu ok yüzünden çolak kaldığını. Rasulullah'ın(Sallallahu aleyhi ve sellem) onun bu fedakarlığı karşısında; "Talha Cennet komşuluğunu hak etti" buyurduğunu..(6)

Sa'd bin Ebu Vakkas'ın(r.a) Uhud günü Allah Resulünü(aleyhisselam) korumak uğruna Hz. Talha bin Ubeydullah(r.a)'ın gösterdiği kahramanlığı anlatma babında; "Talha, Uhud günü Rasulullah'a karşı bizim en cömert davrananımızdı" dediğini.(7)

Talha bin Ubeydullah'ın(r.a) şöyle dediğini; 'Uhud harbinde harbin kızıştığı öyle saatler oldu ki, Nebi(sallallahu aleyhi ve sellem)'in maiyetinde benimle Sa'd bin Ebu Vakkas(r.a)'dan başka kimse kalmadı."(8)

Hz. Ali'nin(r.a) Uhud'un en tehlikeli bir zamanını anlatırken; "Rasulullah'ı kılıçların bürüdüğü, okların her yandan hedef aldığı bir sırada Talha'nın onun önünde kendisini siper ve kalkan yaptığını görmüşümdür" dediğini..(9)

Talha bin Ubeydullah(r.a)'ın kızı Ümm-ü İshak'ın babasından nakline göre, Uhud günü Talha bin Ubeydullah'ın heyecandan vücudunda titremeyen yerin kalmadığını.(10)

Talha bin Ubeydullah(r.a)'ın Uhud savaşında yetmişten fazla yara aldığını, Abdurrahman bin Avf(r.a)'ın da 21 yara aldığını, ayrıca ayağından sakatlandığını.(11)

Uhud'da Resul-i Ekrem(aleyhissalatu vesselam)'ı korumak için kendini feda eden Hz. Talha bin Ubeydullah(r.a)'ın bu esnada bir çukura baygın olarak düştüğünü. Ashabın "onu bir çukurda bulduk. Vücudunda mızrak, ok ve kılıç yarası olarak yetmişten fazla yara vardı. Bir parmağı da kesilmişti. Onu da tedavi ettik" dediklerini.(12)

Muhaddis Hakim'in İklil adlı eserinde Talha bin Ubeydullah'ın(r.a) Uhud'da 25 veya 39 yara aldığını belirttiğini..(13)

Hz. Talha'nın(r.a) Uhud'dan döndüğünde gövdesinde yetmiş beş yarası olduğunu..Başının dört köşesinin yarılmış, uyluk damarı baştan aşağı kesilmiş, elinin bir tanesinin parmaklarının da çolak kalmış durumda olduğunu..(14)

Resul-u Ekrem(aleyhissalatu vesselam)tarafından Hz. Talha bin Ubeydullah'a(r.a) Uhud'da yaptığı kahramanlıklarından dolayı "Hayırlı Talha" Tebük gazvesinde orduyu teçhiz için mal ve servetini ortaya dökmesinden dolayı da "Feyyaz"(Feyizli) lakaplarının verildiğini..(15)

Cabir b. Abdullah(r.a)'nın, Hz. Talha bin Ubeydullah(r.a)'ın cömertliğini şöyle anlattığını; "Talha b. Ubeydullah'tan başka, istenmeden çok veren birini daha görmedim."(16)

Talha bin Ubeydullah(r.a)'ın mesleğinin kumaş ve elbise tüccarlığı olduğunu..(17)

Talha bin Ubeydullah(r.a)'ın Cemel savaşında 60 yaşında iken şehid düştüğünü..(18)

Cemel savaşı sonunda Hz. Ali'nin(r.a) yerde yatan Hz. Talha'yı görünce, eğilip onun yüzündeki toprağı elleriyle silerken, ağlayarak şöyle dediğini; "Ebu Muhammed! Semanın yıldızları altında seni yeryüzünde böyle maktul görmem, bana pek ağırdır. Keşke bundan yirmi sene evvel ölüm kadehini içseydim." (19)

Hz. Talha bin Ubeydullah(r.a) ve Hz. Zübeyr bin Avvam'ın(r.a) her bir özellikleri bakımından insanların birbirlerine en çok benzeyenleri olduğunu..(20)

Dipnotlar

1-M. Yusuf Kandehlevi, Hayatü's Sahabe, Cilt: 1

2-Kâmil Miras, Tecrid-i Sarih Tercümesi ve Şerhi, Cilt:6

3-Hilmizade İbrahim Rıfat, Meşhur Ashab Ve Fukaha

4-Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, Heyet, Feza Gazetecilik A.Ş. İst. 1992

5-M. Yusuf Kandehlevi, a.g.e, Cilt: 1

6-Mustafa Asım Köksal, İslam Tarihi

7-M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Cilt: 10

8-Kâmil Miras, Tecrid-i Sarih Tercümesi ve Şerhi, Cilt: 9

9-M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Cilt: 10

10-M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Cilt: 10

11-M. Yusuf Kandehlevi, a.g.e, Cilt: 1

12-M. Yusuf Kandehlevi, a.g.e, Cilt: 1

13-Kâmil Miras, Tecrid-i Sarih Tercümesi ve Şerhi, Cilt: 10

14-M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Cilt: 10

15-Şah Muinüddin Ahmed Nedvi, Said Sahip Ansari, Asr-ı Saadet

16-Halid Muhammed Halid, Yeryüzü Yıldızları

17-M. Asım Köksal, İslam Tarihi

18-Hilmizade İbrahim Rıfat, Meşhur Ashab Ve Fukaha

19-Hilmizade İbrahim Rıfat, Meşhur Ashab Ve Fukaha

20-Halid Muhammed Halid, Yeryüzü Yıldızları