ARAB’I SEVMEKLE İLGİLİ HADİSLER

İnsanların iyisi Arap, Arabın iyisi Kureyş, Kureyş’in iyisi beni Haşim’dir(Deylemi). (Bana buğzeden dinden çıkar. Araba buğz eden bana buğzetmiş olur. (Tirmizi İ. Ahmed) hadisleri sahih midir?


Niyazi Beki(Prof. Dr.)

niyazibeki@gmail.com

2018-07-06 16:55:04

İnsanların iyisi Arap, Arabın iyisi Kureyş, Kureyş'in iyisi beni Haşim'dir(Deylemi). (Bana buğzeden dinden çıkar. Araba buğz eden bana buğzetmiş olur. (Tirmizi İ. Ahmed) hadisleri sahih midir? Ve eğer sahihse bu ve benzeri (Arabı sevin...) hadisleri "Arab'ın aceme acemin araba üstünlüğü yoktur" hadisi ışığında nasıl anlayabiliriz? Biz zaten iyi olan tüm müslümanları sevmeliyiz neden Araplar için özel olarak uyarılmışız? Geçmişte millet olarak bize olan zararları ve günümüzde islam ve cihat konusundaki anlaşmazlık ve pasiflikleri dolayısıyla konuştuğumda büyük günah işlemişim gibi muamele görüyorum, nasıl davranmak gerekir?

Cevabımız

-Tirmizi'deki hadis rivayetinin şekli şöyledir:

Hz. Selman(-ı Farisi) anlatıyor. Resulullah bana : "Ya Selman! Sakın bana buğzetme, dinden çıkarsın" diye buyurdu. Ben: "Ya resulellah! Allah senin sayende bizi hidayete erdirmişken, nasıl olur da sana buğzederim?" dedim. Bunun üzerine "Araplara buğz etmen, bana buğzetmen anlamına gelir" diye buyurdu(Tirmizi, Menakıb, 69).

- Evvela bu hadis hususi olarak Hz. Selman'a yapılan bir uyarı niteliğindedir. Şayet sahih kabul edilse bile, Hz. Selman'ın bir karşı tepki olarak Araplara karşı olumsuz bir tavır içinde olmuş olabilir ve bundan ötürü bu uyarıyı almış olabilir.

-İkincisi, bu hadis rivayeti zayıftır. Tirmizi bu rivayete "hasen" demekle beraber, "garib" olarak nitelemek ve senedinde inkıta(kopukluk) olduğuna dikkat çekmek suretiyle onun zayıflığına işaret etmiştir. Nasıruddin Elbani de bunun zayıf olduğunu vurgulamıştır.

-İbn Hanbel'in Müsnedini takik eden iki muhakkik de bu rivayetin senedinde bulunan bir ravinin zayıflığından ve senddeki kopukluktan ötürü hadisin zayıf olduğuna işaret etmişler(bk. İbn Hanbel, 39/135).

-Bu hadis rivayetiyle ilgili olarak bazı alimlerin yaptığı şöyle bir yorum da var:

"Burada Peygamberimizin maksadı şudur: Şayet bir kimse bütün Araplara karşı bir kin beslerse, o umumun içinde Hz. Peygamber de olduğundan, bazen bu kin bilmeyerek da olsa ona da yönelmiş olabilir. Efendimiz bu noktaya dikkat çekmiş olabilir(bk. Tuhfetu'l-Ahvazi, ilgili hadisin şerhi/10/296).

-Unutmayalım ki, Kur'an'ın "Allah katında sizin en şereflisiniz, Allah'a karşı gelmekten en çok sakınan takva sahibi kimselerdir" mealindeki ifadesi bizim yegane ölçümüzdür. Bunun yanında "Arabın Arap olmayana ve Arap olmayanların da Araplara karşı bir üstünlüğünün olmadığını, üstünlük ölçüsünün sadece Allah'a karşı gösterilen takvanın olduğunu.." bildiren sahih hadisler de ölçümüzün ikinci kaynağıdır. Bunlara muhalif rivayetler, ya sahih değildir, yahut da başkaca bir tevili vardır.

-Şunu tahmin değil, kesin olarak biliyoruz ki, Türkiye'de bazı kimseler, dine olan düşmanlıklarını Araplar üzerinden yürütmüşlerdir. Doğrudan -dinine bağlı Türk milleti ve Türk halkı arasında- dine karşı açıkça tavır alma cesaretini gösteremedikleri için, bu kinlerini Arap milletine karşı kusmakla kendilerini tatmin etmişler. Kur'an harflerinin kaldırılması, ezanın türkçe şarkı haline getirilmesi, Namazda Kur'an'ın türkçe meal olarak okunması ve benzeri bir çok din tahrifçiliği bu kabildendir. İlginçtir, bu tahrifler, bazı gafil insanların hoşuna gitsin ve kabullensinler diye, Türk milliyetçiliği formatında yapılmıştır. Ancak Allah'a binlerce şükürler olsun ki, bin yıldan beri İslam'a hizmeti hayatlarının yegane sebebi olarak kabul eden bir ecdadın torunları olan bu günkü Türk milleti ve Türk halkı bu oyunları bozmuştur. Allah'ın dinini her türlü mülahazaların üstünde ve ötesinde kabul etmiş ve tercihini o yönde yapmıştır. Bizim bu gibi hadislerden ve hadiselerden almamız gereken ders budur, belki de bu olmak durumundadır.

- Dikkat çekici bir husus da şudur ki, yabancı din düşmanlarının boruzanlığını yapan yerel din düşmanları,bu dinsizlik işini yaparken de, en çok revaçta tuttukları şey, değişik yalan ve iftiralarla, abartılı ifadelerle, karşı tarafa yapılan zulümleri göz ardı ederek tekrarlanan "Araplar bizi arkadan vurdular" nakaratıdır.

Bu sahtekâr hamiyet-füruşlar, İslam'ın en büyük kahramanı ve saff-ı evvel olan Araplar ile, İslam'ın ikinci sıradaki en büyük kahraman ordusu olan Türklerin kardeşliğine, birlikteliğine ve bir araya gelerek kuvvetli bir şekilde din-i mübin-i İslam'a hizmet etmelerine fırsat vermeme adına bunu yapıyorlar. Aklı başında her mümin, Hz. Peygamberin hatırına da olsa, prensip olarak -Müslüman olan-Arapları sevmelidir. Bu günkü Arapların içine düştüğü kötü durumlar onlara yakışmıyorsa, Türklerin ve diğer İslam milletlerinin de içine düştükleri kötü durumlar onlara da yakışmıyor. 

Bu Yakışmayan durumun altında yatan sebeplerin başında, Bediüzzaman hazretlerinin de ifade ettiği gibi, cahillik, yoksulluk ve ihtilaftır-tefrikadır.

Şairin dediği gibi,

"Girmeden tefrika bir millete düşman giremez/Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez."

- Birbirimizin kusurunu araştırıp, şuursuz bir alet olarak din düşmanları tarafından kül gibi savurulmaya hizmet edeceğimize, Allah'ın ve Hz. Peygamberin tekrar tekrar vurguladığı iman kardeşliğimizi pekiştiren birlik bağlarımızı ön planda tutmak suretiyle, topyekun İslam aleminin şaha kalkmasına hizmet etmeyi tercih etmek, hem dünyada hem ahirette bizi mutluluğa kavuşturan yegâne yoldur.

Neredesin sevgili Akif, saygın şair; ne olur bir kere daha haykır:

"Allah'a dayan, saye sarıl, hikmete ram ol!/ Yol varsa budur bilmiyorum başka çıkar yol!"

-Ne olur büyük Üstadı dinleyelim:

"Adavet etmek istersen, kalbindeki adavete adavet et; onun ref'ine çalış. Hem en ziyade sana zarar veren nefs-i emmarene ve heva-i nefsine adavet et, ıslahına çalış. O muzır nefsin hatırı için, mü'minlere adavet etme. Eğer düşmanlık etmek istersen; kâfirler, zındıklar çoktur; onlara adavet et. Evet nasılki muhabbet sıfatı, muhabbete lâyıktır; öyle de adavet hasleti, her şeyden evvel kendisi adavete lâyıktır" (Bediüzzaman, said Nursi, Mektubat 265 );

"Menfî unsuriyet fikriyle şark vilayetlerindeki vatandaşlara veya cenub tarafındaki dindaşlara (din kardeşimiz olan Araplara) adavet besleyip onlara karşı cephe almak, çok zararları ve mehaliki ile beraber; o cenub efradları(güneyimizdeki Araplar) içinde düşman olarak yoktur ki, onlara karşı cephe alınsın. Cenubdan(Arap aleminden) gelen Kur'an nuru var, İslâmiyet ziyası gelmiş; o içimizde vardır ve her yerde bulunur.

İşte o dindaşlara(müslüman Araplara) adavet ise; dolayısıyla İslâmiyete, Kur'ana dokunur. İslâmiyet ve Kur'ana karşı adavet ise, bütün bu vatandaşların hayat-ı dünyeviye ve hayat-ı uhreviyesine bir nevi adavettir. Hamiyet namına hayat-ı içtimaiyeye hizmet edeyim diye, iki hayatın temel taşlarını harab etmek; hamiyet değil, hamakattır!" (Nursi, Mektubat, 323)

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

ALLAH RASULÜ HAKKINDA ÖZ BİLGİ

ALLAH RASULÜ HAKKINDA ÖZ BİLGİ

Annem, babam ona feda olsun. O, zamanen, şanca, cemâlen ve kemâlen Peygamberlerin hâtemidir. Onl

PEYGAMBER EFENDİMİZ’İN “İSMET”İ VE “İSTİĞFAR”I

PEYGAMBER EFENDİMİZ’İN “İSMET”İ VE “İSTİĞFAR”I

Özet: Kulun işlediği günahlardan pişmanlık duyma ve Allah’ın affına sarılma anlamını i

ALLAH RASULÜNÜN MANEVİ ŞAHSİYETİ-3

ALLAH RASULÜNÜN MANEVİ ŞAHSİYETİ-3

Fahr-ı Kâinat Efendimize Ta’zîm edip Saygı Göstermeyi Emreden Ayetler: 1- Yüce Allah Kur’

ALLAH RASULÜNÜN MANEVİ ŞAHSİYETİ-2

ALLAH RASULÜNÜN MANEVİ ŞAHSİYETİ-2

Fahr-ı Kainat’a Nasıl Bakmalıyız: Kur’ân’da, “Muhakkak ki, Allah katında sizin en d

ALLAH RASULÜNÜN MANEVİ ŞAHSİYETİ-1

ALLAH RASULÜNÜN MANEVİ ŞAHSİYETİ-1

Fahr-ı Kâinat Efendimiz, (Aleyhissâlatü vesselâm) Kur’ân’ı Mekkelilere tebliğe başladı

HADİS DEĞERLENDİRMELERİNDE MODERNİST BAKIŞIN ÇIKMAZLARI

HADİS DEĞERLENDİRMELERİNDE MODERNİST BAKIŞIN ÇIKMAZLARI

Muhâl ve münker muhteva taşıyan veya bu türden bir sonuca götüren hadislerin isnadı nasıl o

MODERN DÖNEMDE SÜNNETİN HÜCCET DEĞERİNE DİL UZATILMASI

MODERN DÖNEMDE  SÜNNETİN HÜCCET DEĞERİNE DİL UZATILMASI

FİTNENİN TARİHÇESİ Dr. Mustafa el-A’zamî “Dirasat fi’l-Hadisi’n-Nebevî” adlı kita

SİYER OKUNURKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN BİR HUSUS

SİYER OKUNURKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN BİR HUSUS

Bu güne kadar Hz. Peygamber hakkında birçok kıymetli eser kaleme alınmıştır. Bu eserlerin ç

HATEMİYYET’E DAİR FARKLI BİR TAHKİK

HATEMİYYET’E DAİR FARKLI BİR TAHKİK

Bu yazıda Muhammed Mustafa’nın (sallallahu aleyhi ve sellem) son Peygamber, Kur’an’ın da im

MEALCİLERİN SÜNNET HAKKINDAKİ ŞÜPHELERİ VE BUNLARA VERİLEN CEVAPLAR

MEALCİLERİN SÜNNET HAKKINDAKİ ŞÜPHELERİ VE BUNLARA VERİLEN CEVAPLAR

Hadisleri inkar edenlere mealciler, akılcılar ve Kur'an'cılar denilir. Bunlar kendilerine nispet

HZ. PEYGAMBERE KARŞI GÖREVLERİMİZ

HZ. PEYGAMBERE KARŞI GÖREVLERİMİZ

İslâm bir dindir. Bu dini gönderen Allah (cc)'dır. Bu dinin bir kutsal kitabı, bir peygamberi,

Onlar ne hayır işlerlerse karşılıksız bırakılmayacaklardır. Allah, kendisine karşı gelmekten sakınanları bilir.

Al-i İmran, 115

GÜNÜN HADİSİ

Emin ve doğruluktan ayrılmayan ticaret ehli (ayette sırat-ı müstakim ashabı olarak zikredilen) peygamberler, sıddikler, şehidler ve salihlerle beraberdir.

Tirmizi, Büyu 4, (1209); İbnu Mace, Ticarat 1, (2139)

TARİHTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI