TEKFUR FOKAS
Bizans imparatorudur. Daha önceki imparator Romanos zamanında onun sayılı kumandalarından idi. Girit ve Halep seferlerinde baş kumandanlık etmişti. Her ikisi de İslâm ülkesine olan bu seferlerden pek de parlak bir netice alamamıştı. Girit’ten mağlûp olarak dönmüş, Halep seferinde
Bizans imparatorudur. Daha önceki imparator Romanos zamanında onun sayılı kumandalarından idi. Girit ve Halep seferlerinde baş kumandanlık etmişti. Her ikisi de İslâm ülkesine olan bu seferlerden pek de parlak bir netice alamamıştı. Girit'ten mağlûp olarak dönmüş, Halep seferinde ise; yazlık sarayında gafil avlanan ve sonra basıldığını görünce, bütün eşya ve silâhlarını bırakıp halkı ile Halep kalesine sığman Seyfûddevle'nin yazlık sarayında bıraktığı silâh ve eşyayı toplayarak bu bol ganimetle İstanbul'a dönmüştü.
Bununla beraber Tekfur, bir hayli ün kazanmış, kendisini imparatorluğa namzet görmeye başlamıştı. Her Bizans kumandan veya devlet adamının kalbinde yatan arslanın onun kalbinde de yatması tabii idi.
Fakat tam kader yüzüne gülecekken iş sarpa sarmıştı: İmparator Romanos, şehvet israfından ileri geldiği söylenen bir hastalıktan ölmüştü. Ama imparatorluğun varisleri çıkmış ve Tekfur'un önüne geçmişlerdi. Bunlar: Romanos'un oğulları Kostantin ve Vasiliyus idi. Bunlar, müştereken imparatorluk tahtına çıkmışlar, hatta üçüncü olarak anneleri Siyafano da onlara ortak olmuştu.
Bu fırsatı kaçıran Tekfur, pek üzülmüştü. Ne yapıp yapıp bu kadın ve tecrübesiz gençlerin elinden tahtı koparmak lâzımdı ve yolda muvaffakiyetli çalışmalar yaptı.
Bir yandan halkı kazanmaya, şöhretini duyurmaya çalışırken; bir yandan da, tahtın ayaklarını ellerinde tutan patrik ve imparatoriçe Siyafano'nun gönüllerini hoş etti. Beş aylık bu zekice çalışmalardan sonra, patrikin eliyle imparatorluk tacını giydi, halk kendisine biat etti ve üstelik Siyafano ile de evlendi.
Tekfur, imparator olur olmaz istikbalde işleyeceği zulüm ve haksızlıkların ilk işaretini de vermiş oldu: Halen zevcesi olan annelerinin de hatırına bakmadan mazûl imparator Kosfcantin ve Vasiliyus kardeşleri yakalatıp bir adaya sürdürdü.
Tekfur'un yedi veya on senelik saltanatı daha çok İslâm beldeleri üzerine akınlarla geçti. Kıbrıs, Klorya, Sakaliye, Kilikya (Çukurova), Müstebna ve Tarsus üzerine seferler yapmış, bilhassa kendisinin fethettiği Müstebna kalesinde sayısız müslüman halkını kılıçtan geçirerek şehit etmiştir.
Müslümanlar için bir belâ olmakla beraber aslında cesur ve tedbirli bir devlet adamı olduğu ve dış seferlerde başarılar sağladığı halde, aşırı zulüm ve tamahkârlığından ötürü ne Rum halkının, ne de saray erkânının sempatisini kazanamamıştı.
Tekfur, suçlu gördüğü vatandaşları akla gelmedik işkence şekilleri ile öldürtür, sık sık muhtelif bahanelerle zenginlerin mallarına el koydurur, hâzineye aldırırdı. Zaman zaman bozuk ayarlı sikkeler ( paralar) piyasaya sürdürüp halkın elindeki yüksek ayarlı paraları çekerdi. Hatta tamahkârlıkta ve halka karşı gaddarlıkta o kadar ileri gitti ki; zamanında büyük bir kıtlık oldu. Halk çok sıkıntıya düştü ve aç halkı, halkın imdadına koşmakta tek mes'ul olan imparator Demustak Tekfur, gözü dönmüş bir canavar gibi halkın bu açlığından istifadeye kalkıştı. Elindeki imkânlarla ihtikâr yaparak büyük vurgunlar vurdu.
Nihayet İlâhî adalet onu cezalandırmak istemiş olacak ki, kendi eliyle buna bir zemin hazırladı: Tekfur, kendi eliyle imparatorluğu kardeşi Liyon'a devretmek ve bunu da gene bir zulümle tamamlamak istedi. Kardeşine rakip olmasınlar diye sürgündeki Kostantin ve Vasilyus'u getirtip onları hadım ettirmeye kalkıştı. Bunu haber alan karısı Siyafano, annelik gayreti ile hemen harekete geçti, imparator ile arası açık olan Anadolu valisine haber göndererek yardım talep etti. Vali, bazı güvendiği adamları ile yola çıkıp İstanbul'a geldi. Gece, Ahırkapı'dan, bir arslanın bir sığırı parçalar şekilde taştan yontma resminin bulunduğu mahalden iplerle tırmanarak kale içine girdiler ve Tekfur'un sarayına geldiler.
Tekfur'un kansı Siyafano, onlan karşıladı ve Tekfur'un yatak odasına götürdü ve zalim hükümdann oracıkta işine son verdiler. Fakat, vaktiyle çocuklarına ihanet edip bu zalime saltanatı devreden Siyafano da bu kadarla yakasını kurtarabilmiş olmuyordu. İmparator olmak isteyen Anadolu Valisine karşı patrik diretti: «Sen imparatorun katilisin. Katil olmadığını ispat Siyafano'yu tecziye ve çocuklarını ortak etmedikçe sana taç giydirmem ve kiliseye sokmam» dedi.
Bunun üzerine vali, katil olmadığına yemin etti. Siyafano'yu sürgün etti. Kostantin ve Vasiliyus'u da kendine ortak ve ordularına baş kumandan tayin etti. Ve patrik de kendisine taç giydirdi ve kiliseye girmesine izin verdi.
Bu vali Çemuşkin'in akibeti de aynı şekilde son bulmuş, Vasiliyus tarafından zehirlenerek öldürülmüş, yerine geçen Vasiliyus da bir kumandanı tarafından hapsedilmiş ve orada kahrından telef olmuştur.
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DÄ°ÄžER YAZILAR
ZEHRA PAÅžA
Mısır acaip bir yerdir. Firavunları bol olduğu gibi, Kleopatra’ları da eksik değildir. İşt
ZOMÃŽSYANÃœS
Bu Roma hükümdarı da pek zalimdi. Milâdın seksen üç senesinde tahta geçmişti. O devirde Hı
YUSUF SAKAFÃŽ
Emevî valilerindendir. Halife Hişam zamanında azledilen Halid bin Abdullah Kuserî yerine Irak ve
VELÄ°D
Velid, Emevî hükümdarıdır. Hişam’dan sonra Emevî halifesi olarak tahta çıkmıştır. Kün
TEODATOS
Got Kralı Adler ölünce saltanatına varis olarak annesi Hemilsatiya kalmıştı. Fakat kadın iht
TUTÄ°S
Mısır hükümdarı (Firavunu) dır. Hz. İbrahim’le mücadele eden meşhur Babil hükümdarı Ne
NERON
Bu da bir Roma hükümdarıdır. Zulmü dillere destandır, hatta zalimlere timsaldir. «Neron gibi
ROMALILARIN CEZASI
Tarihte Romalılarla Kartaca (Kartoğa) lılar arasındaki harpler malûm. Nihayet Romalılar Sio’
POLYANUS
Büyük Kostantin’in torunudur. Amcası Kostas tarafından imparatorluğa nasb olunmuştu. Dedesi
KAVALALI MEHMET ALÄ° PAÅžA-2
Paşanın oğlu İbrahim mağlup olup Suriye’den çekilirken her şeyin tahrip edilmesi emrini ver
KAVALALI MEHMET ALÄ° PAÅžA-1
Mehmet Ali Paşa 1768 yılında Kavala’da doğmuştur. 42 sene Mısır’da valilik yapmış, Sonr
- MÄ°KAÄ°L
- MEZDEK
- MARTÄ°NA VE HIRAKLEONAS
- LEON ’UN ÇOCUKLARI
- LİYO’NUN KATİLLERİ
- KLEBER; MISIR’DA PARİS’Lİ BİR FİRAVUN
- KALÄ°KÃœLA
- KAYS BÄ°N HATÄ°M
- HÃœRMÃœZ
- HUZEYFE
- HACCAC(ZALÄ°M)
- FOKAS
- YAHUDÄ° FÄ°TYON SALEBÄ°
- EMLÄ°YOS
- DESPOS
- TEKFUR FOKAS
- ASLÎYÂ
- BLATUS
- B Y U R A S E P — D A H H A K
- ANDRONÄ°KOS
- M Ü N Z İ R O Ğ L U N U M A N
- TARÄ°HTE MEÅžHUR ZALÄ°MLER VE AKIBETLERÄ°
Sana yakîn (ölüm) gelinceye kadar Rabb'ine kulluk et!
Hicr, 99
GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°
"Üç defa kapıyı çalın. İzin verilirse girin; aksi halde dönün."
Riyazü's Salihin, 2/874
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm Ä°nternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yaptÄ...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARÄ°HTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...