Ders: 21, Lem'a, Dördüncü Düsturunuz, İkinci Sebeb

İzah: Mehmed Kırkıncı Hocaefendi

*"İman-ı tahkikînin kuvvetiyle ve marifet-i Sâni'i netice veren masnuattaki tefekkür-ü imanîden gelen lemaat ile bir nevi huzur kazanıp, Hâlık-ı Rahîm'in hazır nâzır olduğunu düşünüp, ondan başkasının teveccühünü aramayarak; huzurunda başkalarına bakmak, meded aramak o huzurun edebine muhalif olduğunu düşünmek ile o riyadan kurtulup ihlası kazanır..(Lem'alar, s: 163) Allah Allah..Aman ya Rabbi..bunları hayatımıza tatbik edebilsek var ya, ne ulvi şeyler. Hem imanın kemâli, hem marifetin kemâli, hem de ahlakın temeli oluyor.

*"Marifet-i Sâni'i netice veren masnuattaki tefekkür-ü imanîden gelen lemaat ile..(Lem'alar, s: 163) şimdi masnuat bize o kadar büyük bir mektup ki, neyi görsen Allah'tan bir mektup. Neyi görsen, Allah'ı ifade ediyor, Allah'ı anlatıyor. Gördüğün şeyden evvel Allah görünüyor.

Not: Ondan dolayı merhum Ziya Paşa;

"Bin ders-i maarif(Marifetullah dersi) okunur her varakında(yaprağında)

Ya Rab, ne güzel mekteb olur mekteb-i âlem" demiştir. (Salih Okur)

*İstanbul'da Sultanahmed'in önünden gelirken bir akasya ağacına baktım da, bir yaprak diğer yaprak gibi değil. Her yaprağın ölçüsü başka..Aman ya Rabbi.. Bu ne ilim yani..

Mesela sığırlara bakın, bin tanesi aynı cinsten de olsa, birbirine benzese de, yine her birinde bir başkalık var yani..Bu başkalığı kim koyuyor? Bu nişanları kim koyuyor?

Not: National Geographic'in "Kusursuz Katiller Hindistan" adlı belgeselinde Leoparlardan bahsedilirken şöyle deniyor: "Leoparlar, sarımsı vücutları ve gösterişli siyah benekleri sayesinde kolaylıkla fark edilebilirler. Aynı, insanların parmak izleri gibi, bu benekler de üzerinde bulunduğu hayvana özgüdür. Hiçbirinin postu diğerine benzemez." Aslında tüm mevcudat için geçerli bir hüküm..(Salih Okur)

*"bir nevi huzur kazanıp, Hâlık-ı Rahîm'in hazır nâzır olduğunu düşünüp, ondan başkasının teveccühünü aramayarak; huzurunda başkalarına bakmak, meded aramak o huzurun edebine muhalif olduğunu düşünmek ile o riyadan kurtulup ihlası kazanır."(Lem'alar, s:163) Bu ne büyük bir ahlak, bu ne büyük bir iman..Şimdi, sen padişahın huzurunda oturuyorsun, padişahla sohbet ediyorsun. Orada da padişahın hizmetkarları var. Şimdi, padişahın teveccühünü değil de, şu adamın teveccühünü arasan, "acaba şu hizmetkar beni medh ediyorlar mı? beni beğeniyorlar mı" diye düşünsen, bu ne ayıp olur yani..