*Hz. Ömer(r.a) demiştir ki; "Öyle bir iş(halifelik, devlet reisliği) üstlendim ki, eğer adil olursam, hesaba çekilirim. Eğer zulmedersem, cezalandırılırım. Eğer gündüz vakti uyursam, raiyetimi(halkımın haklarını) zayi ederim. Eğer gece uyursam,(gece ibadetini yapmamakla) nefsimi zayi ederim."

*Hz. Ömer(r.a)'in valilerinden biri kendisini görmek için onun yanına girdiğinde, Hz. Ömer'i yere uzanmış, çocuğunun da onun karnına çıkmış, onunla oynarken buldu. Bu durumdan hoşlanmadı. Hz. Ömer ona dedi ki; "Sen ailenle birlikte olduğunda nasılsın?" Vali dedi ki; "Ben onların yanına girdiğimde, konuşanlar susar.." Hz. Ömer(r.a) ona dedi ki; "bizden(görevinden) ayrıl..Sen ailen ve evladına karşı yumuşak huylu değilsen, Ümmet-i Muhammed'e yumuşaklıkla nasıl davranabilirsin?"

*Bazı alimler dediler ki; "muhakkak ki Allah'ın yarattıkları arasında en acaiplerden birisi bir melektir ki onu yarı kısmı ateşten, yarı kısmı da buzdandır. Ateş, buz kısmını eritmediği gibi, buz kısmı da ateşi söndürmez. O melek devamlı şöyle dua eder; "Ey buz ile ateşin arasını bulan Allahım! Mümin kullarının arasını da te'lif eyle."

*Hikaye edilir ki; "bir hükümdarın müneccimi(yıldızlardan haber veren falcısı) ona dedi ki; "Muhakkak sen falan gün, filan vakitte akrep sokması sebebiyle öleceksin. Ne zaman o vakit geldi... Hükümdar, elbiselerini çıkardı..atını yıkayıp tımar ettikten sonra ona bindi. Ve atını denize soktu. At hapşırdı ve burnundan bir akrep çıktı. O akrep, kralı sokarak öldürdü. Onun korkusu, onu kaderinden kurtaramadı..

*Kıyametin yaklaştığının küçük emarelerinden bazıları şunlardır; ehlinin ölümü ile ilmin azalması, depremlerin, fitnelerin ve zinanın artması, içki tüketiminin yaygınlaşması, faizin yaygınlaşması, anne babaya isyanın çoğalması, insanların günahları işlemeye cesaretlenmeleri, namazın ve güvenilirliğin zâyi olması, haddlerin(İslam'ın cezai hükümlerinin) tatili, emr-i bil maruf ve nehy-i ani'l münkerin azalması, toplumun büyüklerinin ezan okumaktan yüz çevirip, bu işi daha düşük kimselere bırakmaları..

*Rivayet edilmiştir ki; Kıyamet gününde namaz kılanların cennete girmeleri emredilir. Önce bir zümre getirilir ki yüzleri güneş gibi(parlak)dir. Melekler onlara sorarlar; "sizler kimlersiniz?" Derler ki; "bizler namazları muhafaza edenleriz." Melekler derler ki; "nasıl muhafaza ederdiniz?" Derler ki; "Bizler vakit girmeden abdest alıp, ezan okunurken hazır olur, dinlerdik."

Sonra başka bir zümre getirilir ki onların yüzleri de ay gibidir. Melekler onlara sorarlar; "sizler kimlersiniz?" Derler ki; "bizler namazları muhafaza edenleriz." Melekler derler ki; "nasıl muhafaza ederdiniz?" Derler ki, "biz ezan okunduktan sonra abdest alırdık."

Kaynak

Şeyh Muhammed bin Abdullah el Cerdani

El- Cevâhirü'l lülüiyye fi Şerh-i Erbâin-i Neveviye

Salih Kitaplar,

Fatih, İst. 2017

Terc. Salih Okur