DEİSTLERDEN GELEN SORULAR VE CEVAPLARIMIZ-2
SORU/2-Dünya nüfusunun %12 si Müslüman, bununda %10’u gerçek dinini yaşıyor diyelim. Bunun dışında kalan % 90 ebedi azap mı çekecek? Bu, Allah’ın merhametine sığar mı? CEVAP: Allah’ın gönderdiği dinin ahkâmı ve ahlakıyla yaşamamak ve Allah’a baş kaldırmak hiç aklı olan bir varlığa yakışır mı
SORU/2-Dünya nüfusunun %12 si Müslüman, bununda %10'u gerçek dinini yaşıyor diyelim. Bunun dışında kalan % 90 ebedi azap mı çekecek? Bu, Allah'ın merhametine sığar mı?
CEVAP: Allah'ın gönderdiği dinin ahkâmı ve ahlakıyla yaşamamak ve Allah'a baş kaldırmak hiç aklı olan bir varlığa yakışır mı? İnsan Allah'ın eseri. Hiç eser ustasını inkâr eder mi? Ederse bu eser, ebedî cehennemi hak etmez mi? İşte Allah da bunu yapıyor. Allah yüzdelere bakmaz. Kemiyete değil, keyfiyete bakar. İnkârcılar yüzde kaç olursa olsun, hak ettikleri cezayı bulacaklardır. Çünkü affı mümkün olmayan günah işlemişlerdir. Yaratıcılarını inkâr etmişlerdir. Evlat anne-babasını, öğrenci öğretmenini inkâr etse, sizi tanımıyorum, dese, böyle evlat ve öğrenciye şiddet mi layıktır, şefkat mi? Haydi siz karar verin.
SORU/3-İnsanın doğduğu coğrafya, yaşadığı ortam inanış biçimi kişiyi çok fazla etkiliyor. Hatta ekonomik durum eğitim seviyesi vs. Bu koşulların çoğu da insanın kendi elinde olmayan şeyler. Bugün dünyanın uzak bir köşesinde doğan bir çocuğun Müslüman olma şansı nedir?
CEVAP: Böyle insanlara fetret devri insanlarına yapılan muamelenin yapılma ihtimali vardır. Allah buyuruyor:
وَمَا كُنَّا مُعَذِّبِينَ حَتَّى نَبْعَثَ رَسُولاً
"Biz, peygamber göndermedikçe (hiç kimseyi)cezalandırmayacağız."(1) Allah'ın hak dine daveti kendilerine ulaşmayan kimseler bu kategoriye dâhil olabilirler. Bu gibi meseleleri Allah'a bırakmak lazım. Merak etmeyin, Allah yanlış yapmaz, kimseye haksızlık etmez.(2) Hiç kimseye altından kalkamayacağı yükü yüklemez.(3) Bu dediğiniz zorlukların hepsini dikkate alır, kararını ona göre verir. Onun kararı adildir.
SORU/4- Neden peygamberler hep aynı soydan geliyor?
CEVAP: Eğer Peygamberlik hep aynı soydan gelmişse, Allah'ın takdiridir, der geçeriz. Allah'ın takdirine ve tercihine karışma hakkımız yoktur. "Allah dilediğini yapar "(4) buyuruyor Allah. Yine buyuruyor ki: "Allah yaptıklarından sorulmaz, ama insanlar yaptıklarından sorulurlar."(5) Neden şu peygamberi şu soydan getirdin? Neden kitabını Arapça gönderdin? gibi sorular Allah'a sorulamaz. Çünkü Allah fail-i muhtardır. Dilediğini yapma yetkisine sahip olma, Allah'ın olmazsa olmaz özelliğidir.
Peygamberler, Kur'an-ı Kerim'de ismi zikredilen yirmi beş zattan ibaret değildir. Bir hadisin işaretine göre 124.000 peygamber gelmiştir.
İlk peygamber Âdem (a.s), son peygamber de Hazret-i Muhammed (a.s.v)'dır. Bu iki peygamber arasında sayısını bilemeyeceğimiz kadar çok peygamber gelip geçmiştir. Biz, Allah tarafından tavzif edilen peygamberlerin hepsine de inanıp, iman ediyoruz. İsimlerini bilmesek, muhitlerini tanımasak da onlar Allah'ın görevlendirdiği peygamberlerdir.(6)
SORU/5-Kuran'ı- Kerim'de Allah İsrail oğulları için;
يَا بَنِي إِسْرَائِيلَ اذْكُرُواْ نِعْمَتِيَ الَّتِي أَنْعَمْتُ عَلَيْكُمْ وَأَنِّي فَضَّلْتُكُمْ عَلَى الْعَالَمِينَ
"Ey İsrail oğulları! Size verdiğim nimetimi ve (bir zamanlar) sizi cümle âleme üstün tuttuğumu hatırlayın."(7) diyor. Bu üstünlük nedir? Üstünlük sebebi takva değil midir?
CEVAP: Bu sorunun uzun cevabının özeti şu:
İsrail oğullarının bir zamanlar bütün âleme üstün kılınmasının sebebi, birçok peygamberin onlardan gelmiş olması ve İslamiyet'i yaymaya çalışmış olmalarıdır. Fakat zaman içerisinde bu nimeti hakkıyla takdir ve şükrünü eda edemediler. Azıp saptılar. Allah da bu görevi onların elinden aldı. Bu görevi, yani İslam'ı tebliğ görevini İbrahim Peygamberin oğlu İsmail Peygamberin torunlarına yani son peygamber Hz. Muhammed'e (s.a.v) ve Onun tâbilerine verdi. Görev el değiştirince, kıble de değişti. Kâbe kıble oldu.(8)
SORU/6-Köleliğin (Bakara,178) Allah tarafından kabul ediliyor olması ilginç değil midir?
CEVAP: Bu ayette vakanın tesbiti vardır. Allah köleliği kabul etmemiştir. Var olan köleliğin kalkmasını istemiştir. Eğer kölelik Allah tarafından kabul ediliyor olsaydı, Hz. Peygamber her vesile ile köle azad etmenin fazilet ve şerefinden bahsetmezdi. İnsan yeryüzünde Allah'ın halifesidir. O Allah'tan başkasına kul ve köle olamaz. İslam köleliği tedricen (yavaş yavaş) kaldırmıştır. İçkiyi tedricen kaldırdığı ve haram kıldığı gibi.
Beled suresinde zorlukları aşıp cennete ulaşanların amelleri sayılırken onların başında köle azad etmek, kulları özgürlüğüne kavuşturmak(9) geliyor. Allah'a kul ve köle olan, başka hiçbir şeye ve hiçbir kimseye köle olamaz. Allah'a kul ve asker olana da her şey hizmetkâr olur. Kâinat ve içindeki bütün varlıkların insanın emrine verilmesi bunun en güzel delilidir. Madem Allah, bütün varlıkları insanın emrine vermiştir, öyleyse insan da sadece Allah'ın emrinde olacaktır. O kadar.
SORU/7-Kur'an'da çöl, hurma, deve gibi terimler geçer ama göl, orman, kar gibi Arap yarımadasında bulunmayan görülmeyen terimler geçmez neden?
CEVAP: Kur'an, belağatın zirvesinde bir kitaptır. Belagat ise, muktezay-ı hale göre konuşmaktır. Yani zamana, zemine ve muhataba göre konuşmak. Nerede, ne, nasıl konuşulur? Bunları en maharetli bir şekilde ortaya koyan Kur'an'dır.
Kısa cevaplar veriyorum. İstenirse bunları açabiliriz, misallendirebiliriz.
SORU/8-Peygamber Allah'ın elçisi ve son hak dinin temsilcisiyse neden ölmeden evvel Kur'an-ı Kerim'i derli toplu kitap haline getirmemiştir? Ölümünden yıllar sonra Hz. Osman zamanında kitap olmuştur. Ayetlerin tahrip olmadığını nerden biliyoruz?
CEVAP: 23 sene gibi kısa zamanda Hz. Peygamber küfrün ve şirkin belini kırdı. Vahşet asrını medeniyet asrına dönüştürdü. Zulmü kaldırdı, adaleti yerleştirdi. Üstünlerin hukukunu kaldırdı. Hukukun üstünlüğünü hâkim kıldı. İmanı gönüllere öyle hâkim kıldı ki herkes, Kur'an'ın yasakladığı içkiye, kumara, zinaya ve benzeri ahlaksızlıklara tenezzül etmez oldu. Anaya-babaya hürmeti öğretti. Kız çocuklarına ve kadınlara yapılan haksızlıkları önledi. Cennetin anaların ayakları altında olduğunu söyledi. Bu inkılâpların yanında bir taraftan da Rasulullah(s.a.v) peyderpey inen ayetleri hem ezberletiyor ve hem de yazdırıyordu. Ulûmu'l-Kur'an kitaplarının bu konuda bize verdiği bilgilerin özeti şu:
"Rasulullah döneminde Kur'an'ın ezberlenerek korunmasının yanında, yazılarak toplanması da söz konusuydu. Muaviye, Zeyd b. Sabit, Ubey b. Kâ'b, Halid b. Velid ve Sabit b. Kays vahiy kâtipleri arasında bulunuyordu. Rasulullah, kâtiplerine Kur'an'dan her ineni yazmalarını emrediyordu. Yazma ile ezberleme birlikte devam ediyordu. Ancak ayet ve sureler; deri, kürek kemikleri ve hurma dalları üzerinde yazılı ama dağınık durumdaydı.
Hz. Ebubekir döneminde Kur'an'ın cem'i, hicretin 12. yılı Yemame olayından sonra olmuştur. Bu olayda Müslümanlar yalancı peygamber Museyleme ve adamlarıyla savaşmış ve 70 hafız şehit olmuştu. Kur'an'ın kaybolup gitmesi korkusu ile Hz. Ebubekir'in cem ettiği Kur'an, Hz. Ömer'e, ondan da kızı Hafsa'ya geçti.
Hz. Osman döneminde Mushaf, Hafsa'daki temel alınarak çoğaltıldı. Hz. Osman'ın Kur'an'ı cem' etmesinin nedeni, kıraat vecihlerinde ihtilafın çoğalmasıdır. O, Müslümanların, birbirlerini Kur'an okuma konusunda, hatalı sayarak şehirlerde ihtilafa düştüklerini gördüğü zaman, Kur'an'ı Kureyş lehçesine göre toplayıp yazdırmaya karar vermiştir. Hz. Osman'ın yaptığı iş konusunda, sahabe icma etmiş olup, insanlar bir kıraat üzerinde toplansınlar diye Mushaflar, Kur'an'ın indiği yedi harften (okuyuştan) sadece bir harf üzere yazılmıştır. Hz. Osman, Mushaf çoğaltma işleminin ardından, Suhuf'u Hz. Hafsa'ya geri vermiştir. Sonra her bölgeye bir Mushaf göndermiş, bir tanesini de Medine'de alıkoymuştur. İşte imam diye adlandırılan Mushaf budur."(10)
Bu izahlardan da anlaşılmaktadır ki Kur'an, Hz. Peygamber devrinde ezberletilmiş ve yazdırılmıştı. Sadece Mushaf haline getirilmemişti. Kur'an'ı mushaflaştırma ve kitaplaştırma işi sahabesine kalmıştı. Sahabenin sünneti de Hz. Peygamberin sünnetindendir. "Size benim ve benden sonra da raşit halifelerimin sünneti gereklidir"(11) hadisi, sahabenin bu konularda yetkili olduğunu göstermektedir. Ayetlerin tahrip olmadan bize ulaştığını, tevatüren gelişinden bilmekteyiz. Yani Kur'an, yalan söylemeleri mümkün olmayan ve udul olan bir sahabe topluluğundan bize gelmiştir. Onun için Kur'an'da tahrib, tahrif yoktur. Eksiklik, fazlalık yoktur. O lafzı ve manasıyla Allah'ın kelamıdır. Kıyamete kadar bütün çağları kucaklayacak çapta ve heybette bir kitaptır. Allah onu her türlü tahripten ve tahriften koruyacağına dair garanti vermiştir.(12)
Fakat bu garantiyi Müslümanlar için vermemiştir. Müslümanların korunma garantisi Kur'an'ın tarafına geçme, Kur'an'a sahip çıkma ve Allah'ın dinine yardım(13) şartına bağlanmıştır.
Garibüzzaman'ın bu hususta çok önemli bir tesbiti vardır. Der ki: "Ey Müslümanlar! Madem Kur'an Allah tarafından korunmaktadır. Siz de Kur'an'ın tarafına geçin de Allah sizi de korusun."(14)
Dipnotlar
1-İsra, 17/15
2-Bkz. Al-i İmran, 3/108
3-Bkz. Bakara, 2/286
4-Al-i İmran, 3/40
5-Bkz. Enbiya, 21/23
6-Bkz. Sorularlaislamiyet.com
7-Bakara, 2/122
8-Bu sorunun uzun cevabı için Bkz. Tefhîmü'l-Kur'an, Bakara Suresi 122 . Ayet ve Tefsiri
9-Bkz. Beled, 90/13
10-Bkz. Kayacan, Murat,https://www.haksozhaber.net/okul/kuranin-cemi-meselesi-7518yy.htm
11-Ebu Davud, Hadis no: 4607
12-Hicr, 15/9
13-Bkz. Muhammed, 47/7
14-Bkz. Mektubat (s. 416)
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
HZ. AİŞE’NİN (radiyallahu anhâ) EVLİLİK YAŞINA DAİR
Batılı inkarcılar ve onların fonladığı çevreler yaman bir çelişki içerisindedirler. Buda,
ÜRETİLEN ALGILARLA FİKİR SAHİBİ OLMAYA ÇALIŞMAK
Vehhabilik meselesi zamanla dallanıp budaklanmıştır. Vehhabilik şemsiyesi altında birçok fikr
YEREL ORYANTALİSTLER
Din mücedditliği için yola çıkanlardan bir kısmı süreçte din münekkidi haline geldi. Zira
İTTİHAD-I İSLAM’IN ÖN ADIMLARI
İttihad-ı İslam, bize balon gibi uçarak gelmez. Belki, bizim ona gitmemiz lazım. Yollar dağda
İMANIN ŞEHAMET-İ MANEVİYESİ
İslam ahlakının dinamik gücü, imandır. Çünkü, “İman hem nurdur hem kuvvettir. Evet, haki
MUHALEFET KULVARLARI
Hak namına ve hakikat hesabına sırf gerçeği görmek ve göstermek, meseleleri tahlil etmek, sı
UYUYAN DEV UYANMIŞTIR
Evet, millet uyandı. İçerdeki hainler, dışardaki alçaklar ne yaparlarsa yapsınlar, artık Ana
YANLIŞ VE HAKSIZ İNTERNET PAYLAŞIMLARI
dir. İnternet paylaşımlarındaki kaynak vermemek, metnin yazarını yazmamak, doğruluk olmadığ
MASONLAR VE ESAD AİLESİ
Masonluk meselesi dallı budaklı bir mesele olduğundan ve yüksek dozda manipülasyon içerdiğind
OSMANLI DÜŞMANI BİR BARELVİ’NİN HEZEYANLARI
Belki biraz garip gelecek ama peşinen söyleyelim ki anlatılan husus doğrudur. Stalin’in hocala
KADİROV: KADİRİ-VEHHABİ KIRMASI
Ramzan Kadirov başkanlığındaki Çeçenlerin Suriye’den sonra Ukrayna’da da arz-ı endam etme
- İSLAM’IN DAHİLİ DÜŞMANLARI YA DA GÜNÜMÜZÜN YIKICI AKIMLARI
- YİNE GÖÇ VAR
- BABAMI GÖTÜRMEYİN
- "İSLÂM DİNİ SAVAŞ VE TERÖR DİNİ MİDİR? YA DA KILIÇ ZORUYLA MI YAYILMIŞTIR?"
- LATİN HARFLERİNİN KABULÜ VE HALK ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
- PERSPEKTİFE GİREN ŞAHISLAR-51
- PERSPEKTİFE GİREN ŞAHISLAR-50
- PERSPEKTİFE GİREN ŞAHISLAR-49
- TALİBAN ÜZERİNDEN ZIT ETKİYİ DALGALANDIRMAK
- PERSPEKTİFE GİREN ŞAHISLAR-48
- BUTİ NEDEN ÖLDÜRÜLDÜ?
- PERSPEKTİFE GİREN ŞAHISLAR-47
- BU VATAN BİZİM
- MÜJDELER OLSUN SANA EY KAHRAMAN TÜRK HALKI
- KURBAN BAYRAMI’NDA HAYATI ANLAMAK
- PERSPEKTİFE GİREN ŞAHISLAR-46
- PERSPEKTİFE GİREN ŞAHISLAR-45
- BATININ İŞGAL PLANLARI VE İÇERİDEKİ İŞBİRLİKÇİLERİ
- PERSPEKTİFE GİREN ŞAHISLAR-44
- KALP FİKİR VE KALP DİNDARLIK
- GAZZE
- PERSPEKTİFE GİREN ŞAHISLAR-43
- İSLAM’DA MEŞRU SEÇME YÖNTEMLERİ VE YÜKLEDİĞİ SORUMLULUKLAR
- PERSPEKTİFE GİREN ŞAHISLAR-42
- İSLAM’DA TATİL ANLAYIŞI
- PERSPEKTİFE GİREN ŞAHISLAR-41
- EMNİYET TEŞKİLATI VE EMNİYET NİMETİ
- PERSPEKTİFE GİREN ŞAHISLAR-40
- ÇANAKKALEDEKİ MANEVİ GÜÇ
Yer yüzünde bulunan her canlı yok olacaktır. Ancak azamet ve ikram sahibi Rabbinin zâtı baki kalacaktır.
Rahman, 26-27
GÜNÜN HADİSİ
Gece içinde öyle bir saat vardır ki, müslüman olan herhangi bir kimse, dünya ve ahiret hususlarında Allah'dan bir hayır isterken duasını ona denk düşürürse, Allah; muhakkak istediğini kendisine verir.
Müslim, Ravi[Cabir (r.a.)]
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...