ALLAH’IN SUBUTİ SIFATLARI-5

5-Allah’ın İrade Sıfatı İrade; dilemek, bir şeyi yapmaya karar vermek demektir. Allah’ın irade sıfatı vardır. İrade, Allah’ın mümkün olan şeyler hakkında, onların olması veya olmaması yönünde tercihte bulunması demektir.


Ali Bozkurt

alibozkurt.02@hotmail.com

2019-09-15 08:46:05

5-Allah'ın İrade Sıfatı

Ä°rade; dilemek, bir ÅŸeyi yapmaya karar vermek demektir.

Allah'ın irade sıfatı vardır. İrade, Allah'ın mümkün olan şeyler hakkında, onların olması veya olmaması yönünde tercihte bulunması demektir.

Mümkün nedir? Mümkün, olması ile olmaması Allah açısından eşit olan şeylerdir. İkinci bir ilah hariç, Allah için her şey mümkündür. Evren ve içindeki her şey, Allah'ın bu varlıkları yokluklarına tercih etmesi neticesinde var olmuştur. Allah, ezeli iradesi ile neleri takdir etmişse, zamanı geldiğinde o şeyler, Allah'ın takdir ettiği şekilde meydana gelir.

Vacip olan varlığın var olması, zatının muktezası yani kesin gereğidir. Allah'ın varlığı böyledir. Onun için Allah'a Vacibu'l-Vücud denir.

Muhal olan varlığın hiçbir zaman olmaması da mefhumunun kesin gereğidir. İkinci bir ilahın varlığı muhaldir. (Buna mümteni ve müstahil de denir.) Yani ikinci bir ilahın varlığı mümkün değildir.

Vacip ve muhal dışında kalan şeyler ise mümkündür. Yani yaratıcı açısından bunların var olması ile yok olması arasında fark yoktur. Allah dilerse var eder, dilerse yokluğunu tercih eder. Evren ve içindeki her şey böyledir. Allah, ezeli iradesiyle dilediğini, dilediği zaman, dilediği yerde, dilediği vasıflarda ve dilediği süre ile yaratır. Allah'ın dilemesinin ve dilediklerini yapmasının önünde bir engel yoktur.

Allah, hiçbir işi yapmak veya yapmamak mecburiyetinde değildir. Allah, ne yaparsa dilediği için ve dilediği şekilde yapar. Bu durum, ezeli ve ebedi olarak böyledir.

İnsan, cüzi irade sahibidir; Allah, külli irade sahibidir. İnsan, her şeyi isteyemez ve istediği her şeyi yapamaz. Allah, her şeyi isteyebilir ve istediği her şeyi yapar.

İrade sıfatı Kur'an'da birçok ayette anlatılmaktadır.

İrade sıfatıyla ilgili bazı ayetler, kısa açıklamalarıyla birlikte, sekiz başlık altında şöyledir:

1-Allah, Kulları İçin Kolaylık Diler:

"(O sayılı günler), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur'an'ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa, onu oruçla geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutsun. Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez. Bu da sayıyı tamamlamanız ve hidayete ulaştırmasına karşılık Allah'ı yüceltmeniz ve şükretmeniz içindir."(1) 

Allah, gerekli şartları taşıyanlar için Ramazan orucunu farz kılmıştır. Ancak o ayda hasta ve yolcu olanlara daha sonra tutamadığı her güne karşılık bir gün kaza etmeyi emretmektedir. Bu da Allah'ın kulları için zorluk değil, kolaylık istediğini gösterir.

2-Allah İsteseydi Peygamberlerin Ardından Gelen Milletler, Ayrılığa Düşmezlerdi:

"İşte peygamberler! Biz, onların bir kısmını bir kısmına üstün kıldık. İçlerinden, Allah'ın konuştukları vardır. Bir kısmının da derecelerini yükseltmiştir. Meryem oğlu İsa'ya ise açık deliller verdik ve onu Ruhu'l-Kudüs (Cebrail) ile destekledik. Eğer Allah dileseydi, bunların arkasından gelen (millet)ler, kendilerine apaçık deliller geldikten sonra, birbirlerini öldürmezlerdi. Fakat ayrılığa düştüler. Onlardan inananlar da vardı, inkâr edenler de. Yine Allah dileseydi, birbirlerini öldürmezlerdi. Lâkin Allah dilediğini yapar."(2)

Allah, birçok peygamberi ümmetlerine bir takım delil ve mucizelerle göndermiştir. Yine de gönderilen peygamberlerin ümmetlerinden bir kısmı inanmış bir kısmı ise birbirlerini öldürüp ayrılığa düşecek kadar sapıtmışlardır. Allah dileseydi hiçbiri sapıtıp birbirlerini öldürmezdi. Ancak Allah, ilahi takdirdeki hikmetlere binaen onları imtihan sırrıyla serbest bırakmıştır.

3-Allah, Dilediğine Mülk Verir, Dilediğinden ise Geri Alır:

"Resulüm) De ki; Mülkün gerçek sahibi olan Allah'ım! Sen mülkü dileyene verirsin ve mülkü dileyenden geri alırsın, dileyeni yüceltir, dileyeni de alçaltırsın. Her türlü iyilik senin elindedir. Gerçekten sen her şeye Kâdirsin."(3)

*Allah, hikmete binaen dilediğine zenginlik verir, dilediğinden ise geri alır.

* Allah, hikmete binaen dilediğine izzet verip yüceltir, dilediğini ise zelil eder.

*Bütün iyilikler Allah'ın elindedir.

*Hiç şüphe yok ki, Allah her şeye kadirdir.

3-Allah dilerse Kul Açısından İmkânsız Gibi Görüneni Bile Yapar:

"Zekeriya: Rabbim! dedi, bana ihtiyarlık gelip çattığına, üstelik karım da kısır olduğuna göre benim nasıl oğlum olabilir? Allah şöyle buyurdu: İşte böyledir; Allah dilediğini yapar."(4)

Allah, Hz. Zekeriya'ya bir erkek çocuk ihsan edeceğini haber verince, Zekeriya (a.s.) şaşkınlık içinde kaldı. Çünkü kendisi çocuk sahibi olamayacak derecede yaşlı, hanımı ise kısırdı. Allah, "İşte böyledir; Allah dilediğini yapar" buyurdu. Allah dilediği zaman, kul açısından imkânsız gibi görünen şeyler bile olur.

4-Allah, Dilediği Hükmü Koyar:

"Ey iman edenler! Akitlerinizi yerine getirin. İhramlı iken avlanmayı helâl saymamanız kaydıyla, okunacak (bildirilecek) olanlardan başka hayvanlar, size helâl kılındı. Şüphesiz Allah istediği hükmü verir."(5)

Allah; deve, sığır gibi büyükbaş hayvanlar ile koyun ve keçi gibi küçükbaş hayvanların, kesildikten sonra yenmesini ve bilinen av hayvanlarını da usulüne uygun olarak avlanıp yenmesini helal kılmakla beraber, ihramlı iken avlanmayı haram kılmıştır. Allah, böyle uygun görmüştür. Allah, dilediği hükümleri koyar. Bize düşen, onun hükümlerine tam bir teslimiyetle uymaktır.

5-Allah, Dilediğini Cehennemden çıkarır:

"Bedbaht olanlar cehennemdedirler. Onlar orada ah edip inlerler. Onlar, gökler ve yerler durdukça orada ebedî olarak kalacaklardır. Ancak Rabbinin dilemesi başka. Şüphesiz Rabbin istediğini yapandır."(6)

Allah'ın diledikleri hariç, kâfirler, ebediyen cehennemde kalacaklardır.

Müfessir Sabuni, bu ayeti tefsir ederken şu açıklamayı yapmıştır: 'Rabbi'nin dilediği kimseler müstesna. Buradaki istisna, Allah'ı birleyenler hakkındadır. Çünkü, bedbaht olanlar" lafzı, kâfirleri de günahkârları da kapsamaktadır. Yüce Allah, bedbahtların ebedî kalmasından, âsî mü'minleri istisna etti. Çünkü onlar cehennem ateşinde temizlenecekler sonra peygamberlerin efendisi (s.a.v.)'nin şefaatiyle oradan çıkacaklar ve Allah onları cennete koyacaktır.'(7)

Ömer Nasuhi Bilmen ise Şu açıklamayı yapar: 'Diğer bir yoruma göre de denilebilir ki: Bedbahtlar iki kısımdır. Bir kısmı kâfir olanlardır ki, bunların cehennemde ebediyen kalacakları birçok âyetle beyan buyrulmuştur. Diğer bir kısmı da mü'min oldukları halde günahkâr bulunmuş olanlardır ki, bunların cehennemde azapları sonsuz değildir, Cenâb-ı Hak, dilediği zaman onları cehennemden çıkaracaktır.'(8)

Aynı hususta Diyanet tefsiri ise şu açıklamayı yapar: 'Başka bir yoruma göre ise bedbahtlar, günahkâr müminler ve inkârcılar olmak üzere ikiye ayrılır. Bu istisna müşrik ve inkârcıları değil günahkâr müminleri ifade eder. Bunlar belli bir süre cehennemde kaldıktan sonra yüce Allah bunları oradan çıkartıp cennete yerleştirecek, inkârcı bedbahtlar ise ebedî olarak cehennemde kalacaklardır.'(9)

6-Allah, İman Edenleri Dünyada ve Ahirette İman Üzere Sabit Kılarken Kâfirleri Saptırmak Suretiyle Dilediğini Yapar:

 "Allah, iman edenleri hem dünya hayatında hem de ahirette sabit bir sözle sağlamlaştırır, zalimleri ise saptırır. Ve Allah dilediğini yapar."(10)

*Allah, mü'minleri dünyada ve ahirette yani kabir meleklerinin sorularına cevap verirken, tevhit inancı üzerinde sabit kılar.

*Allah, zalimleri bu dünyada saptırdığı gibi, kabir meleklerinin sorularına yanlış cevap vermelerini sağlayarak onları ahirette de saptırır.

*Allah, dilediÄŸini yapar.

Ömer Nasuhi Bilmen bu ayeti şöyle tefsir eder: 'İşte (Allah Teâlâ) güzel söze sahip olan (müminleri) her iki âlemde de başarıya ulaştırır, onları (dünya hayatında da, ahirette de) İmân şerefinden mahrum bırakmaz, onları (sağlam sözle) en kuvvetli deliller ile sabit olan güzel sözle, şehâdet kelimesiyle (sapasağlam tutar) onların hayatta iken de kabre girince de, kabirden kalkıp mahşere sevk edilince de lisanlarını o güzel sözle aydınlatıyor. İşte o güzel sözü seçmenin ebedî, yüce meyvesi. Ebussuud Efendinin tefsirinde ve diğerlerinde yazılı olduğu üzere Resûl-i Ekrem Sallâllahû aleyhi vesellem efendimizden şöyle rivayet olunmuştur. Bir mümin ölünce ruhu alınır. Sonra kabre konulunca ruhu cesedine iade edilir. İki melek gelerek ona: "Rab'bin kimdir?." dinen nedir? Peygamberin kimdir?." diye sual ederler. O mümin de der ki: "Rab'bim Allah Teâlâ'dır, dinim İslâm dinidir. Peygamberim de Muhammed aleyhisselâtı vesselamdır." gök tarafından da "kulum doğrudur" diye bir nida gelir, İşte bu âyet-i kerimedeki "tesbit" bunu göstermektedir. Bütün bu muvaffakiyet, İmanın bir neticesidir. (Ve Allah Teâlâ zâlimleri) de kötü söz sahiplerini de, yani: İmanı terk ederek küfrü seçmiş olanları da (sapıklığa düşürür) onları tercih etmiş oldukları kötü sözden, aslî yaratılışlarını değiştirerek küfrü tercih eylediklerinden dolayı da hak yoldan uzak bırakmış olur. İşte bu da, güzel sözü bırakıp kötü sözü tercih etmenin müthiş bir neticesidir. (Ve Allah Teâlâ dilediğini yapar) ilâhî hikmetinin gereği olarak müminleri selâmet ve saadete kavuşturur. Kâfir ve münafıkları da öyle felâketlere, ebedî azaplara uğratır. Artık her akıl sahibi bu âkibetleri düşünmeli, ona göre hareketini tanzim etmelidir.'(11)

7-Allah Dilediğini Seçer, Kullar Allah'ın Seçme Yetkisine Karışamazlar:

"Rabbin, dilediğini yaratır ve seçer. Onların ise seçim hakkı yoktur. Allah, onların ortak koştuklarından uzaktır ve yücedir."(12)

Allah, dilediğini yaratır ve dilediğini peygamber yapar. Kul, Allah'ın dilediğini yaratma ve dilediğini seçme yetkisine müdahale edemez. Allah'ın, dileme yetkisini yanlış kullandığı düşünülemez; böyle bir kanaat, sahibini küfre götürür.

8-Allah dilediÄŸini yapar:

"Dilediğini mutlaka yapandır."(13)

Müfessir Elmalılı, bu ayeti şöyle açıklar: '"İstediğini yapandır". Ne isterse dilediği gibi yapar da yapar. İradesi hiç şaşmaz. Bu nedenle vaadini ve tehdidini yerine getireceğinde de asla kuşku yoktur. Yok etmek istediklerini muhakkak yok eder. Kurtuluşa erdirmek istediklerini de kesinlikle kurtuluşa erdirir.'(14)

Dipnotlar

1-Bakara-185

2-Bakara-253

3-Al-i Ä°mran-26

4-Al-i Ä°mran-40

5-Maide-1

6-Hud-106. 107.

7-Sabuni, Safvetü't-Tefasir, C: 3, S: 129

8-Ömer Nasuhi Bilmen, Kur'an'ı Kerim'in Türkçe Meali Âlisi ve Tefsiri, C: 3, S: 1522

9-DÄ°B Kur'an Yolu Tefsiri, C: 3, S: 199

10-Ä°brahim-27

11-Ömer Nasuhi Bilmen, Kur'an'ı Kerim'in Türkçe Meali Âlisi ve Tefsiri, C: 4, S: 1631

12-Kasas-68

13-Buruc-16

14-Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, C: 9, S: 101

 

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

"Ey İman edenler! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi, sizlere de farz kılındı. Ta ki, korunasınız"

Bakara, 183

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

Allah'a ve ahiret gününe iman edenler, hayır söylesin veya sükut etsin.

Riyazü's Salihin, 1/307

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI