GÖĞÜ YÜKSELTTİ VE MİZANI KURDU

“Göğü yükseltti ve mizanı koydu.”(Rahman:7) Ayette geçen "sema" kelimesinin sözlük anlamı, "yukarıda, üstümüzde olan her şey" demektir. "Rafea" kelimesi de “yukarıya kaldırma”yı, “yükseltme”yi ifade eder. Buna göre, bu cümlenin manası "Sema’nın yerini yüksek¬lerde kıldı." şeklinde olur. "Göğü yükseltti." tabiri, tam olarak "Ve's-semae Refeaha"nın anlamını vermez. Nitekim, müfessirler, bu cümleyi "Göğü yüksek olarak ya¬rattı


Niyazi Beki(Prof. Dr.)

niyazibeki@gmail.com

2019-09-22 12:17:05

وَالسَّمَاء رَفَعَهَا وَوَضَعَ الْمِيزَانَ 

 "Göğü yükseltti ve mizanı koydu."(Rahman:7)

Ayette geçen "sema" kelimesinin sözlük anlamı, "yuka­rıda, üstümüzde olan her şey" demektir. "Rafea" kelimesi de "yukarıya kaldırma"yı, "yükseltme"yi ifade eder. Buna göre, bu cümlenin manası "Sema'nın yerini yüksek­lerde kıldı." şeklinde olur. "Göğü yükseltti." tabiri, tam olarak "Ve's-semae Refeaha"nın anlamını vermez. Nitekim, müfessirler, bu cümleyi "Göğü yüksek olarak ya­rattı." şeklinde açıklamışlardır.(1)

"Rfa" kelimesinin ifade ettiği yükseklik, iki anlamda de­ğerlendirilmiştir. Birincisi: İnsanlara gözüken şekliyle gök­ler, gerçekten yukarıdadır ve bütün cisimleriyle üstü­müzde yükselen bir âlemdir. "Yukarı" ve "aşağı" gibi kavramlar izafî de olsa, dışarıdan zahiren gözüken bu­dur. İkincisi: Manevî yöndendir. Bu da zahirî sebepler dairesinde, gök­lerin ilâhî takdir ve hükümlerinin merkez yeri, meleklerin meskeni, emir ve yasaklarının ilk kaynağı olması hasebiy­ledir. Allah'ın indirdiği 104 kitap ve suhu­fun "semavî ki­tap" olarak adlandırılması da bunu gös­termektedir.2)

Ayette geçen "Göğü yükseltti ve mizanı koydu." tabiri, genel çekim kanunu açısından da önem arz etmektedir. Astronomi ve fiziğin esasını, ruhunu teşkil eden çekim ka­nunu Isaac Newton (1642-1720) tarafından keşfedilmiş­tir. Kâinatın dengesini ve ahengini temin eden bu kanun, 14 asır önce Kur'an tarafından muhataplarına sunulmuş­tur. Ancak her şey gibi, herhangi bir bilginin ortaya çıkma­sının da kendine göre bir zamanı vardır. Her zamanın kendine göre bir hükmü vardır. "Zaman ise büyük bir mü­fessirdir; kaydını gösterse itiraz edilmez."(3)

Bu konuyu açıklayan diğer bazı ayetler şöyledir:

"Allah, gökleri, görebileceğiniz direkler olmaksızın yük­seltendir."(4)

"O, Gökleri, görünür direkleri olmaksızın yarattı."(5)

"Sema'yı yeryüzüne düşmekten koruyan, O'dur; ancak Kıyamet'te O'nun izniyle düşecektir."(6)

Bu ayetlerde, Gök cisimlerinin uçsuz bucaksız fezada direksiz durduğunu gösteren ifadeler söz konusudur. Abdullah İbn Abbas, "Allah, Gökleri, görebileceğiniz di­rek­ler olmaksızın yükseltendir." ayetini açıklarken "Göklerin bir direği vardır, fakat siz onu göremezsiniz." demiştir.(7)

"Musa, 'Bizim Rabbimiz, her şeye hilkatini [varlık ve özelliğini] veren, sonra da doğru yolu gösterendir.' dedi.",(8) "Böylece onları iki günde yedi gök olarak ya­rattı ve her göğe görevini vahyetti."(9) ayetlerinde de kâ­inatta cari olan ve "şeriat-ı fıtriye" denilen genel denge kanunu ve benzeri tekvinî prensiplere işaret edilmektedir.

Ayette geçen "mizan" kelimesi, "adalet ölçüsü" anla­mında olup "genel bir denge kanunu" demektir. Burada Gök ile Yer'den bahseden ayetler arasında dört defa tek­rarlanan "mizan" kelimesi, hem "şeriat-ı fıtriye" denilen kâinattaki denge kanunu, hem de "şeriat-ı kelâmiye" deni­len insanlık camiası için "adalet" kavramı anlamın­dadır. Adalet, her hak sahibinin hakkını vermekten iba­rettir. Göklerin ve Yer'in nizam ve intizamının ancak adalet öl­çüsüne dayalı ölçülerle mümkün olacağını ifade etmekte­dir. Bir hadis-i şerifte, "Göklerin ve Yer'in varlığını sür­dürmesi ancak adaletledir."(10) buyurulmuştur.

Hamdi Yazır da ayetteki "mizan" kelimesinin genel denge kanunu olduğu görüşünde olup şunları söylemekte­dir: "Öncelikle 'Mizanı koydu.' ayetinde yer alan mizan, Sema'nın yüksekliği münasebetiyle ortaya çıkan bütün eşya arasındaki genel denge kanunudur ki 'pesenteur' ya­hut 'gravitation' denilen yer çekimi ve ağırlık kanunu, bu­nun açık görüntüsüdür.. Bununla beraber genel denge ka­nunu sadece cansız, duygusuz ve fizikî olan çekim kanu­nuna hasredilmeyip kimyevî ve ruhî münasebetleri dahi içine almak üzere adalet kanunu adıyla daha kapsamlı olarak izah edildiği takdirde faydasının daha fazla ola­cağı aşi­kârdır."(11)

Ona göre, burada zikredilen üç "mizan"ın da aynı an­lamda değerlendirilmemesi, Kur'an'ın üslûbuna daha uy­gundur. Buna göre birincisi-yukarıda ifade edildiği gibi-genel denge kanunu, ikincisi şeriat, üçüncüsü amel defteri olabilir.(12)

Muasır âlimlerden Abdülmecid ez-Zendanî de ayette geçen "mizan"ı, "genel çekim kanunu" olarak değerlen­dirmiştir. Ona göre, bu kanunun doğruluğunu gösteren bel­gelerden biri de son olarak keşfedilen Neptün ve Plüton gezegenlerinin varlığıdır. Bilindiği gibi, bu iki gezegen, ge­nel çekim kanununun ışığında yapılan çalışmalar sonucu bulunmuştur.(13)

Dipnotlar

1-bk. ez-Zemahşerî, IV/444.

2-krş. ez-Zemahşerî, VI/444; el-Beydavî, VI/137; el-Alûsî, XIII/101.

3-Nursî, Asar-ı Bediiye, s. 434.

4-er-Ra'd, 13/2.

5-Lokman, 31/10.

6-el-Hacc, 22/65.

7-bk. et-Taberî, VIII/cüz. 27, s. 93.

8-Taha, 20/50.

9-Fussilet, 41/12.

10-bk. el-Alûsî, XXVII/101.

11-bk. Yazır, VII/367.

12-bk. Yazır, a.g.y.

13-bk. ez-Zendanî, Tevhidü'l-Halık, 353-354.

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

Rabbin için namaz kıl ve kurban kes.

Kevser:2

GÜNÜN HADİSİ

Sizden biriniz, kendisi için sevdiği şeyi (mü'min) kardeşi için de sevinceye kadar kamil mümin olmaz.

250 Hadis, s.148

TARİHTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI