KUZU İLE TOSUN

Osmanlı devletinin pek kısa zamanda nasıl olup da o kadar büyüdüğünü ispatlayan misallerden birisi de şudur; Devletin ilk kuruluş yıllarında bir gün Tosun ismindeki on-on iki yaşlarında bir Türk çocuğu, akşamüzeri kırdan evine dönerken, yamaçta tek başına meleyen bir kuzu görür. Kucaklayıp eve getirir


Salih Okur

nedevideobendi@gmail.com

2019-11-14 11:39:43

Osmanlı devletinin pek kısa zamanda nasıl olup da o kadar büyüdüğünü ispatlayan misallerden birisi de şudur;

Devletin ilk kuruluş yıllarında bir gün Tosun ismindeki on-on iki yaşlarında bir Türk çocuğu, akşamüzeri kırdan evine dönerken, yamaçta tek başına meleyen bir kuzu görür. Kucaklayıp eve getirir; lâkin Tosun'un annesi kendisine ait olmayan bir malı alan oğlunu şiddetle azarlar ve sabah olur olmaz kuzuyu hemen götürüp sahibine teslim etmesini ister. Çocuk her ne kadar;

-Anneciğim; ben bunu çalmadım, kırda başıboş dolaşırken gördüm. Sahibini nereden bulayım? Derse de, dinletemez. Faziletli anne;

-Kuzuyu kucaklar, çevresindeki bütün mandıraları dolaşırsın. Annesi olan koyun, yavrusundan uzak kaldığı için mutlaka acı acı melemektedir. Nerede bir meleme sesi duyarsan, yavruyu götürüp koyuna gösterirsin. Eğer hayvan hakikaten bu kuzunun annesi ise derhal onu yalamaya, bu da ona sokulmaya başlar. O zaman bırakır gelirsin."

Küçük Tosun, ertesi sabah erkenden kuzuyu kucaklayıp kırlara açılır. Öğleye kadar kan ter içinde dolaşıp anne koyunu arar. Ancak öğle sonuna doğru, o dolaylardaki bir Rum tekfurunun malikânesinden duyduğu acı meleme sesleri ile kuzunun annesini bulur. Birbirine kavuşan ana ile yavrunun mesut koklaşmalarını bir müddet sevinçle seyrettikten sonra oradan ayrılır.

Tam çitleri aşıp yola inerken; bir Müslüman çocuğunun kendi çiftliğinden çıktığını gören ve o sırada bir gezintiden dönen Tekfur, Tosun'u karşılar, burada ne aradığını sorar. Çocuk olan biteni ve annesinin kendisine söylediklerini, nihayet araya taraya kuzuyu annesine teslim ettiğini anlatınca adam;

-Bu millette, kadını ile çoluğu ve çocuğu ile bu kadar fazilet, mertlik ve dürüstlük varken elbette eninde sonunda bütün bu topraklara sahip olmak haklarıdır" diye düşünür.

Birkaç gün sonra bu ideal ışığın etkisinde kalarak, Müslüman olarak gidip Osman beyle kucaklaşır ve onun hizmetine girer.

İşte ilk fetih yıllarının "Gazi Mihail bey"'ini Türk tarihine, küçük Tosun'un bu fazileti böylece hediye etmiştir.

Kaynak

Şemsettin Kutlu

Eski Türk Hayatı

Varlık Yayınları

İst. 1958

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

KALP GÖZÜ DAİMA GÖRÜR

KALP GÖZÜ DAİMA GÖRÜR

Güzel bir Mayıs sabahı New York'taki Santral parkın bir köşesinde iki kör adama rastlanmışt

KUTSAL ADAK

KUTSAL ADAK

Yıllar önce ailemle birlikte, Fas'daki küçük bir kentin ortasındaki bir köşkte mutlu yaşıy

KONFÜÇYÜS'ÜN MECLİSİNDE SOHBET

KONFÜÇYÜS'ÜN MECLİSİNDE SOHBET

Konfüçyüs bir gün öğrencileri ile sohbet ediyordu. Konfüçyüs dedi ki: “Bilgi edinmek içi

BALTA HIRSIZI

BALTA HIRSIZI

Bir adam baltasını kaybetmişti, onu komşusunun oğlunun çaldığını sanıyordu. Onun hareketl

“HA SEN HA BEN”

“HA SEN HA BEN”

Osmanlının son dönemlerindeyiz. Papaz iken İslâm diniyle müşerref olan bir kimse, İstanbul'a

“CÖMERTLİĞİN BABASI”

“CÖMERTLİĞİN BABASI”

Arap Tarihinde cömertliğiyle meşhur Hatem-i Tai’yi çoğumuz duymuşuzdur. Adeta cömertlik bu

ASIL ŞAŞILACAK ŞEY

ASIL ŞAŞILACAK ŞEY

Tefsîr-i Râzî’de hikâye olunmuştur ki bir gün birisi Hz. Ömer’in huzurunda; “Şu satran

VATAN DERDİ, EVLÂD ACISINDAN MUKADDEMDİR!

VATAN DERDİ, EVLÂD ACISINDAN MUKADDEMDİR!

Dünyada tek bir evlâdım, ciğer-pârem, istinâdgâh-ı refâh u maîşetim var: Mehmed Bey!.. Bu

HAKİKİ SALTANAT

HAKİKİ SALTANAT

Abdullah bin Mübarek (rahimehullah) Rakka şehrine doğru yola çıkmıştı. Havada çokça toz ya

MÜKÂFATLANDIRAN SABIR

MÜKÂFATLANDIRAN SABIR

Sydneyli bir tüccar, Bombay’dan kalkan bir gemiye yetişebilmek için, son dakikada bir taksiyle

UNUTULMAYAN BORÇ

UNUTULMAYAN BORÇ

“Bütün Dünya” adlı ünlü derginin Temmuz 1948 tarihli 6. Sayısında, İzmir’den bir oku

Artık Allah'a, Peygamberine ve indirdiğimiz o nûra (Kur'an'a) inanın. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

Teğabün, 8

GÜNÜN HADİSİ

"Kur'an'ı seslerinizle süsleyiniz."

Ebu Davud

TARİHTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI