YÖNETİCİLERE BÖYLE DANIŞMANLAR LAZIM

Padişah ile vezirleri ipekli ve sırmalı elbiselere bürünmüş, soylu atların sırtında gezmeye çıkmışlardı. Uzaktan garip ve gösterişsiz elbiseler içinde biri göründü. Vezirlerden biri padişaha seslendi: -Sultanım şu karşıda görünen, meşhur Tunus’lu Şeyh’tir. Hep mağarada ve inziva içinde yaşar.


Vehbi KarakaÅŸ

vehbikarakas@hotmail.com

2019-12-20 16:30:06

Padişah ile vezirleri ipekli ve sırmalı elbiselere bürünmüş, soylu atların sırtında gezmeye çıkmışlardı. Uzaktan garip ve gösterişsiz elbiseler içinde biri göründü. Vezirlerden biri padişaha seslendi:

-Sultanım şu karşıda görünen, meşhur Tunus'lu Şeyh'tir. Hep mağarada ve inziva içinde yaşar.

Padişah ve maiyetindekiler, yaklaşırlar. Padişah:

-Selamun aleyküm, der. Tunuslu Şeyh:

-Ve aleykümüsselam, diyerek karşılık verir.

Üzerindeki ipekli elbiseyi göstererek:

-Sana bir şey soracağım, der padişah!

-Bu elbiseyle namaz kılmak caiz midir? Tunuslu Şeyh acı bir tebessümden sonra:

-Vaz geç, söylemesem daha iyi olur.

-Söyle çok rica ederim söyle!..

-Etrafınızda şeriatın hükümlerini bilen bunca âlim var, onlara sorsanıza!

-Onlara sordum, kanaatlerini öğrendim. Bana sizin bilgi ve görüşünüz lazım…

-Vaz geç, söylemesem daha iyi olur!..

-Söyle çok rica ederim, Allah aşkına söyle!..

Tunuslu Şeyh tane tane söyledi:

-Bir köpek düşününüz! Bir tarafta bir hayvan ölüsü bulmuş ve yemiştir; tıka basa doymuştur… Düşününüz ki, bu köpek içi ve dışı pislik olduğu halde, işerken kirlenmemek için bir ayağını kaldırmak sevdasındadır!

Sultan haykırdı:

-Ne demek istiyorsun?

-Şunu demek istiyorum ki, senin miden ve cismin en ağır haram yükleri altında… Yapmadığın zulüm kalmadı. Böyleyken bana soruyorsunuz: Bu elbise ile namaz kılmak caiz midir?

Bu sözlerden sonra Tunuslu Şeyh arkasını dönüp yola koyuldu. Ne olduysa o anda oldu. Birden, Sultanın şimşek gibi bir hızla atından indiği görüldü. Atının dizginlerini vezirlerinden birine uzattı. Belindeki kılıcı çıkardı, ipek pelerinini, muhteşem sorguçlu kavuğunu karşısında afallamış ve ne yapacağını şaşırmış bekleyen maiyetine doğru fırlattı ve koştu, Tunuslu Şeyhe yetişti. Asla dönüp arkasına bakmayan Şeyh'in arkasından şehri terk etti, çıktı, gitti.

Şehirden çıkarken Sultan Yahya'dan şu sözü duydular:

-Müslümanlar, haklarınızı helal ediniz ve kendinize bir padişah bulunuz!...

Sultan Yahya, Tunuslu Şeyh'in mağarasında üç gün misafir kaldı. Bu üç gün içinde hemen hemen hiç konuşmadılar. İçin için çalışan motorlu bir tulumba gibi Yahya'nın kalbi şeyhin kalbindeki feyzi emmekle meşgul oldu. Üç gün sonra Tunuslu Şeyh bağlısına bir ip uzattı:

-Bu ipi al, dağa git, odun topla, sırtında pazara taşı, sat, parasıyla ekmek al, ye! Allah sana, kendisine giden yolun kapılarını açtı. Allah feyzini artırsın!..

Yahya, tek kelime söylemeden söyleneni yaptı, parasından artanı da yoksullara, hastalara ve çaresizlere dağıttı. Ve bu hal hep böyle devam etti.

Eski tebaası onu bu halde gördükçe gözyaşını tutamıyor; o ise hissiz ve vakur, sadece gülümsüyordu.

Bir gün büyük bir kalabalık dağlara düşüp Tunuslu Şeyhin mağarasını buldu. Ondan dua istediler ve yalvardılar. Tunuslu Şeyh cevap verdi:

-Duayı Yahya'dan isteyiniz; ben onun yerinde olsaydım, onun yaptığını ben yapamazdım. Bir an sustuktan sonra sözlerini şöyle tamamladı:

-Şu anda Yahya'nın elde ettiği hazineyi dünyanın padişahları, sultanları, başkanları bilselerdi bütün orduları ve her türlü imkânlarıyla ittifak edip onun üstüne yürürlerdi. Hazineyi elinden alalım diye(1)

Yahya'nın bulduğu hazine, gerçek sevgili olan Allah'tır. Allah'ı bulan, her güzelliği bulur, Onu bulamayan her güzellikten mahrum kalır.

Tunuslu şeyh olmasaydı, Sultan Yahya bu hazineyi bulabilir miydi? Bütün sultanlara ve yöneticilere, devletin ve milletin bekası için işte böyle ihlâslı, Allah dostu danışmanlar lazım. Yaşasın Tunuslu şeyh gibi ihlaslı âlimler ve yaşasın böyle âlimlerin anaforuna kapılan sultanlar.

Dipnotlar

[1] Kısakürek, Necip Fazıl, Veliler Ordusu 333, s. 258

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

HZ. AİŞE’NİN (radiyallahu anhâ) EVLİLİK YAŞINA DAİR

HZ. AİŞE’NİN (radiyallahu anhâ) EVLİLİK YAŞINA DAİR

Batılı inkarcılar ve onların fonladığı çevreler yaman bir çelişki içerisindedirler. Buda,

ÜRETİLEN ALGILARLA FİKİR SAHİBİ OLMAYA ÇALIŞMAK

ÜRETİLEN ALGILARLA FİKİR SAHİBİ OLMAYA ÇALIŞMAK

Vehhabilik meselesi zamanla dallanıp budaklanmıştır. Vehhabilik şemsiyesi altında birçok fikr

YEREL ORYANTALÄ°STLER

YEREL ORYANTALÄ°STLER

Din mücedditliği için yola çıkanlardan bir kısmı süreçte din münekkidi haline geldi. Zira

İTTİHAD-I İSLAM’IN ÖN ADIMLARI

İTTİHAD-I İSLAM’IN ÖN ADIMLARI

Ä°ttihad-ı Ä°slam, bize balon gibi uçarak gelmez. Belki, bizim ona gitmemiz lazım. Yollar daÄŸdaÄ

Ä°MANIN ÅžEHAMET-Ä° MANEVÄ°YESÄ°

Ä°MANIN ÅžEHAMET-Ä° MANEVÄ°YESÄ°

İslam ahlakının dinamik gücü, imandır. Çünkü, “İman hem nurdur hem kuvvettir. Evet, haki

MUHALEFET KULVARLARI

MUHALEFET KULVARLARI

Hak namına ve hakikat hesabına sırf gerçeği görmek ve göstermek, meseleleri tahlil etmek, sı

UYUYAN DEV UYANMIÅžTIR

UYUYAN DEV UYANMIÅžTIR

Evet, millet uyandı. İçerdeki hainler, dışardaki alçaklar ne yaparlarsa yapsınlar, artık Ana

YANLIÅž VE HAKSIZ Ä°NTERNET PAYLAÅžIMLARI

YANLIÅž VE HAKSIZ Ä°NTERNET PAYLAÅžIMLARI

dir. İnternet paylaşımlarındaki kaynak vermemek, metnin yazarını yazmamak, doğruluk olmadığ

MASONLAR VE ESAD AÄ°LESÄ°

MASONLAR VE ESAD AÄ°LESÄ°

Masonluk meselesi dallı budaklı bir mesele olduğundan ve yüksek dozda manipülasyon içerdiğind

OSMANLI DÜŞMANI BİR BARELVİ’NİN HEZEYANLARI

OSMANLI DÜŞMANI BİR BARELVİ’NİN HEZEYANLARI

Belki biraz garip gelecek ama peşinen söyleyelim ki anlatılan husus doğrudur. Stalin’in hocala

KADİROV:  KADİRİ-VEHHABİ KIRMASI 

KADİROV:  KADİRİ-VEHHABİ KIRMASI 

Ramzan Kadirov başkanlığındaki Çeçenlerin Suriye’den sonra Ukrayna’da da arz-ı endam etme

Onu(Kur’an’ı) Ruh-ul Emin(Cebrail), inzar edenlerden olasın diye, kalbine apaçık Arapça olarak indirmiştir.

Åžuara:193-195

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

Sehavet sahibi Allah'a yakındır, insanlara yakındır, cennete yakındır, cehennemden uzaktır. Cimri ise Allah'tan uzaktır, insanlardan uzaktır, cennetten uzaktır, cehenneme yakındır. Cahil sehavet sahibini Allah, cimri ibadet düşkününden daha çok sever."

Tirmizi, Birr 40, (1962)

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI