AHÄ°RETÄ°N VARLIÄžININ HÄ°KMETLERÄ°
Başlığı şöyle yazmak da mümkündü: Ahiret hayatının varlığı olmasaydı, insanlar nelerden mahrum olurdu? Ahiretin varlığına dair hikmetler o kadar çoktur ki, bu konuda müstakil eserler dahi yazmak mümkündür. Biz özetin özeti şeklinde bazı madde başlıklarını sıralayalım:
Başlığı şöyle yazmak da mümkündü: Ahiret hayatının varlığı olmasaydı, insanlar nelerden mahrum olurdu?
Ahiretin varlığına dair hikmetler o kadar çoktur ki, bu konuda müstakil eserler dahi yazmak mümkündür. Biz özetin özeti şeklinde bazı madde başlıklarını sıralayalım:
1-Bütün insanlar ebediyen yaşama hissi ve arzusu taşırlar. Ahiretin varlığı, yaratılışta mevcut olan ebedi yaşama arzusu ile örtüşmektedir. Hem ebedi bir hayat yaşamak isteyen, hem de bu isteğinin gerçekleşeceğini bilen insan, sonsuz ve kesintisiz bir mutluluğa ulaşır. Hiçbir şey insanı ebedi hayat, yani gerçek anlamda ölümsüzlük garantisinden daha çok mutlu edemez.
2-Ahiretin varlığı, insanları iyilikte, erdemde, doğrulukta cesaretli kılar. Ahiret olmasaydı olaylar karşısında korkaklık hissi öne çıkar, bu korku insanları yanlış tercihlere iterdi.
3-Ahirete inanan kişi, bütün delilleri yok etme imkânına sahip olsa da öteki dünyada işlediği suçun cezasını göreceğini bildiği için, günah işlemekten çekinir. Böylece insanlar arasında suç işleme oranı düşük olur. Topluma hiçbir masraf çıkarmayan oto kontrol sistemi, sağlıklı bir şekilde işlev görür.
4-Ahirete inanan kişiler, iyilik yapmakta yarışırlar; çünkü salih amellerinin karşılığını, ahirette cennete girip Cemalullah ile müşerref olarak fazlasıyla göreceklerini bilirler. Böylece cemiyette gönüllü ve karşılıksız yardım etme faaliyetleri artar.
5-Haksızlığa uğrayanlar, kendilerine zulüm edenlerin bu dünyada cezalarına çarptırılmalarını sağlayamazlarsa bile, ahirette ilahi adaletin mutlak bir şekilde tecelli edeceğini bildikleri için, manen yıpranmazlar.
6-Bu dünyada suçlarını gizleyerek bir takım düzenler kurup insanları sömürenler, yalancı şahitlik yapıp başkasına iftira edenler, dedikoducular, fitnekârlar ve her türlü yolla kul hakkını gasp edenler bütün cemiyette derin bir üzüntüye sebep olurlar. Herkes; "Bu yaptıkları yanlarına kâr kalmamalı." diye geçirir içinden. İşte yapılan haksızlıkların ve hesabı sorulamayan kötü davranışların kimsenin yanına kâr kalmamasının tek yolu da ahiretin varlığıdır. Ahirette mutlak adalet tecelli edecek ve bütün gönüller tam bir itminana kavuşacaktır.
7-İnsanın yıllarca birlikte yaşadığı dost ve akrabalarından ölüm nedeniyle ayrılması büyük bir acıdır. Ancak ahiretin varlığı ve cennette buluşma imkânına sahip olmamız bizleri teselli eder, acımızı hafifletir.
8-Bu dünyada bazı insanlar sakat, çirkin, güçsüz ve hastalıklı olabilmektedir. Cennette bütün insanlar yakışıklı, genç, güzel ve güçlü olacaklardır; böylece geçici olan bu dünya hayatında, görünümlerinden veya sağlıklarından dolayı çektikleri sıkıntılar ebediyen sona erecek ve yaşadıkları üzüntülere karşılık mükâfat göreceklerdir.
9-Bu dünyada bazı insanlar fakirdir; çok çalışmalarına rağmen fakirlik sınırının üstüne çıkamazlar. Helal yoldan çalışıp sabretmelerinin mükâfatı çok büyük olacaktır. Ebedi hayat çizgisi içinde geçici bir süre yaşanan sıkıntılara harama sapmadan dayanmak, insana ebediyen çok büyük nimetler kazandırır. Bu dünyada kim ne kadar zengin olursa olsun cennetteki hayat seviyesine erişemez.
Ahiret inancına sahip olmayan kimseler, yukarıda sayılan bu dünya ile ilgili hikmetlerin mutluluk veren özelliklerinden yararlanamadıkları gibi, ahiret hayatının güzelliklerinden de istifade edemezler.
Kur'an'da Dünya hayatı ile ahiret hayatı nasıl mukayese edilmiştir?Dünya hayatı geçicilik vasfı itibarıyla oyun ve eğlenceye benzer. Asıl hayat, ebedi olan ahiret hayatıdır. Bu hususu anlatan bazı ayetler ve izahları şöyledir:
1-"Bu dünya hayatı sadece bir eğlence ve oyundan ibarettir. Asıl hayat ahiret yurdundaki hayattır. Keşke bilseler!"(1)
Bu dünya hayatı geçicidir. Dünyadan alınan zevk de çocukların oynaması gibi sıradan ve geçicidir. Ahiret hayatı ebedi ve kusursuzdur. Bunu böyle bilip bu şekilde inanan kimse, bir takım günahlar işleyerek, dünya hayatını ahiret hayatını tercih etmez.
2-""Ey kavmim! Şüphesiz bu dünya hayatı ancak (geçici) bir yararlanmadır. Ahiret ise ebedî olarak kalınacak yerdir."(2)
Bu dünya nimetlerinden sınırlı bir şekilde ve geçici olarak istifade edilir. Ahiret hayatı ebedi, nimetleri ise sınırsız ve kusursuzdur. İyi birer kul olarak yaşamak suretiyle ahiret hayatını tercih etmeliyiz.
3-"Allah, rızkı dilediğine bol verir, (dilediğine de) kısar. Onlar ise dünya hayatı ile sevinmektedirler. Hâlbuki dünya hayatı, ahiretin yanında çok az bir yararlanmadan ibarettir."(3)
Allah, hikmete binaen bazı insanlara dar bazılarına geniş rızık verir. Kendilerine geniş rızık verilenlerden günah ehli olanlar, sahip oldukları geniş imkânlar nedeniyle şımarırlar. Oysa dünya hayatı, ebedi cennet hayatı ile kıyaslandığında, günaha saparak dünya hayatını değil, sorumlu davranarak cennet hayatını tercih etmek gerektiği apaçık bir hakikattir.
4-"Bilin ki, dünya hayatı ancak bir oyun, bir eğlence, bir süs, aranızda karşılıklı bir övünme, çok mal ve evlat sahibi olma yarışından ibarettir. (Nihayet hepsi yok olur gider). Tıpkı şöyle: Bir yağmur ki, bitirdiği bitki çiftçilerin hoşuna gider. Sonra kurumaya yüz tutar da sen onu sararmış olarak görürsün. Sonra da çer çöp olur. Ahirette ise (dünyadaki amele göre ya) çetin bir azap ve(ya) Allah'ın mağfiret ve rızası vardır. Dünya hayatı, aldanış metaından başka bir şey değildir."(4)
Dünya hayatındaki nimetlerin örneği, oyuna dalarak asıl görevlerini unutan çocukların durumu gibidir. Sahip olduğumuz dünya nimetleriyle karşılıklı olarak övünen kimseler, Allah'ın rızası doğrultusunda davranıp ahiret hayatını kazanmayı unuturlar. Oysa dünya nimetleri geçici olduğu gibi bu nimetlerin güzelliği de geçicidir. Ahiret ebedi olduğu gibi ahiretteki nimet ve ceza da ebedidir. O halde günaha girerek dünya nimetlerinin bizi saptırmasına izin vermeden, Allah'ın rızası doğrultusunda ahiret hayatını kazanmaya çalışmalıyız. Asıl kazanç, ahiretteki cezadan kurtulup cennete nail olmaktır.
Dipnotlar
1-Ankebut-64
2-Mü'min-39
3-Rad-26
4-Hadid-20
Â
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DÄ°ÄžER YAZILAR
Âl-i imran:190
Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde selim akıl sahipleri için gerçekten açık, ibretli deliller vardır.
GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°
Kim Allah'ın Kitabını öğrenir ve sonra da onda bulunanlara uyarsa, Allah onu, dünyada dalaletten çıkarıp doğru yola sevkeder, ahirette de kötü hesabtan korur
Ravi:Ä°bnu Abbas(r.a.)
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm Ä°nternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yaptÄ...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARÄ°HTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...