"O kadınların, üzerlerindeki meşru hak gibi, kendilerinin de hakları vardır." (Bakara 2/228)

Kocanın Karısı Üzerindeki Hakları:

Allah'a isyan niteliği taşımadığı müddetçe kocasının her isteğine itaat etmesi.

Kendini şâibeli ortam ve işlerden koruması.

Vücudunun güçlenmesi ve dinamik/dinç kalabilmesi için ev işlerini ifa etmesi.

Kocasının malından onun izni olmaksızın hiçbir şey vermemesi.

Kocasının izni olmadan evinden dışarı çıkmaması.

Kocasının yokluğunda vakar ve takvasına bağlılığı; huzurunda da (yanına geldiğinde de) gönlü rahat, mutlu ve neşeli olması.

Onu, kaldıramayacağı külfetler altında bırakmaması. Zira kanaatkarlık, kadının en üstün meziyetlerinden biridir.

Dini vazifelerini yerine getirmede azami gayret sarfetmesi.

Kocasının izni olmadan nafile oruca niyet etmemesi.

Kendi hakkından önce kocasının hakkını gözetmesi, onun akrabalarına özellikle de anasına hürmet ve ikramda bulunması.

Peygamber Efendimizin (s.a.v) döneminde bir kadın, eve gelen kocasını karşıladığında şöyle derdi: " Efendim ve hane halkımın efendisi hoş geldin!" Üzerindeki elbisesini alıp ayakkabılarını çıkarmasına yardım ederdi. Eğer onu üzgün görmüşse: "Nedir seni üzen? Eğer üzüntün ahirete dair ise, Allah daha da artırsın. Yok eğer dünya için ise, Allah sana yardım etsin"….Efendimiz (s.a.v.) bunları duyunca şöyle buyurmuştur: "Ey falanca! Şu kadına benden selam söyle ve kendisinin bir şehid sevabına nail olduğunu haber ver" (Ebde'ul-beyân)

Kadının Kocası Üzerindeki Hakları:

Mehrini ödemesi

Maruf ölçüsünde ona harcamada bulunması

Helal rızık talep ederek eşine o helal maldan harcaması

Dini vazifelerini ona öğretmesi. Aksi halde kadının –kocanın izni olmaksızın- evinden çıkıp dini meseleleri alimlere sorma hakkı doğar.

Hanımının sırlarını ifşa etmemesi. Aynı şey hanımı için de geçerlidir; o da kocasının sırlarını ifşa etmemelidir.

Hanımını kıskanması. Bu konuda Rey kadısı ile bir karı-kocanın hikayesi vardır.

Hanımıyla iyi geçinmesi lazımdır: Dilini hatalardan ve zararlı konuşmalardan korumalıdır. Nitekim Allah Teala : "Onlarla iyi geçinin" (Nisa 4/19) buyurmaktadır. Peygamber Efendimizi de: "Kadınlar hakkında Allah'tan sakının! " buyurmaktadır.

Hanımının cefasına katlanmalıdır. Zira bir hadiste "Peygamber Efendimiz (s.a.v) aile ve çocuklarına karşı insanların en merhametlisiydi" denilmektedir. Yüce Allah da bir ayet-i kerimede şöyle buyurur: " Sizin için Resulullah'ta güzel bir örnek vardır" (Nisa 20).

Hanımının gönlünü hoş etmek için onunla şakalaşmalı ve oynaşmalıdır. Nitekim Efendimiz de (s.a.v.) hanımlarıyla şakalaşırdı. Hatta bir defasında Hz. Aişe'ye koşu yarışması yapmıştır….Ebu Hureyre'den rivayet edilen bir hadise göre Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurur: "Müminlerin iman bakımından en mükemmeli, ahlakı en güzel ve ailesine karşı en fazla hoşgörülü olandır"

Hanımına ters düştüğü yahut muvafık olduğu her durumda hakkı gözetmesi gerekir. Zira Cenab-ı Allah, hakkın hatırının daha üstün olduğunu ve ona uyulması lazım geldiğini beyan etmiştir (Yunus 35)

Birden fazla eşi bulunan kocanın, eşleri arasında adil bir şekilde taksimatta bulunması. Zira İslam dini, haksızlık korkusunun olmaması halinde çok eşliliğe izin vermiştir. Eğer adaletsizlik endişesi söz konusu ise, o zaman çok eşlilik haram olur. Çok eşliliğin sebepleri olarak kadının kocasının cinsi ihtiyaçlarını karşılayamacak derecede yaşlanması yahut kısır olması veya cinsi münasebetin ona zarar vermesi veya yeni hastalıklara yok açması yahut kocanın, tek bir kadınla yetinemeyecek derece aşırı cinsi iktidara sahip olup zinaya düşme tehlikesi gibi durumlardan bahsedilse de, eğer adaletsizlik söz konusu olacaksa birden fazla evlilik haram sayılmıştır.

Rabbimiz! Rabbimiz eğer unutur veya hata edersek bizi sorumlu tutma! Rabbimiz! Bize dünyada da ahirette de iyilikler ihsan eyle, bizi cehennem azabından muhafaza buyur.