ASHABIM YILDIZLAR GİBİDİR HADİSİ
Hadis inkârcıları, Hz. Peygamber (s.a.v)’in Müslümanlar nezdindeki konumunu zayıflatmak için sinsi bir plan uyguluyorlar. Öncelikle, ona yaptıkları saldırıda Şiî bir planı devreye sokuyorlar. “Ashabım yıldızlar gibidir” zayıf hadisini bahane edip sahabeyi itibarsızlaştırmak ve daha sonra sahabeler hakkındaki tüm sahih
Hadis inkârcıları, Hz. Peygamber (s.a.v)'in Müslümanlar nezdindeki konumunu zayıflatmak için sinsi bir plan uyguluyorlar. Öncelikle, ona yaptıkları saldırıda Şiî bir planı devreye sokuyorlar. "Ashabım yıldızlar gibidir" zayıf hadisini bahane edip sahabeyi itibarsızlaştırmak ve daha sonra sahabeler hakkındaki tüm sahih hadisleri zan altında bırakıyorlar. Oysa hadis ve fıkıh ilimlerinin bir kuralı olarak "faziletli amellerde zayıf hadislerle amel edilir, hükümlerde amel edilmez" kavramını da ihlal ediyorlar. Kabul etmedikleri hadislerin en zayıflarına sarılarak bütün sahih hadisleri inkâr etmeleri hadis inkârcılarını zorda bırakmıştır. İddialarını ispatlamak için Şia düşüncesinden ve zayıf hadislerden medet ummaları hadis inkârcılarının zavallılıklarını ortaya koymaktadır. Sözü uzatmadan sahabenin fazileti hakkındaki bazı âyet-i kerime ve sahih hadisleri sizlerle paylaşıyoruz:
1- Fetih sûresinden:
مُّحَمَّدٌ رَّسُولُ اللَّهِ وَالَّذِينَ مَعَهُ أَشِدَّاء عَلَى الْكُفَّارِ رُحَمَاء بَيْنَهُمْ تَرَاهُمْ رُكَّعاً سُجَّداً يَبْتَغُونَ فَضْلاً مِّنَ اللَّهِ وَرِضْوَاناً
"Muhammed Allahın resûlüdür. Onun beraberindekiler kâfirlere karşı çok katı, birbirlerine karşı ise çok merhametlidirler. Sen onları rükü ve secde edecek Allah'ın fazlını ve rızasını ararlarken görürsün." (1)
2- Haşr sûresinden:
وَالَّذِينَ جَاؤُوا مِن بَعْدِهِمْ يَقُولُونَ رَبَّنَا اغْفِرْ لَنَا وَلِإِخْوَانِنَا الَّذِينَ سَبَقُونَا بِالْإِيمَانِ وَلَا تَجْعَلْ فِي قُلُوبِنَا غِلّاً لِّلَّذِينَ آمَنُوا رَبَّنَا إِنَّكَ رَؤُوفٌ رَّحِيمٌ
"Onlardan sonra gelenler de, Ey Rabbimiz, bizi ve bizden önce iman eden kardeşlerimizi bağışla, iman edenlere karşı bizim kalbimizde hiç bir kin bırakma, şüphesiz ki sen, çok şefkatli ve çok merhametlisin derler.(2)
2) SAHABE HAKKINDA BAZI SAHİH HADİSLER
a)
حَدَّثَنَا آدَمُ، حَدَّثَنَا شُعْبَةُ، حَدَّثَنَا أَبُو جَمْرَةَ، قَالَ: سَمِعْتُ زَهْدَمَ بْنَ مُضَرِّبٍ، قَالَ: سَمِعْتُ عِمْرَانَ بْنَ حُصَيْنٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمَا، قَالَ: قَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «خَيْرُكُمْ قَرْنِي، ثُمَّ الَّذِينَ يَلُونَهُمْ، ثُمَّ الَّذِينَ يَلُونَهُمْ» - قَالَ عِمْرَانُ: لاَ أَدْرِي أَذَكَرَ النَّبِيُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بَعْدُ قَرْنَيْنِ أَوْ ثَلاَثَةً - قَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «إِنَّ بَعْدَكُمْ قَوْمًا يَخُونُونَ وَلاَ يُؤْتَمَنُونَ، وَيَشْهَدُونَ وَلاَ يُسْتَشْهَدُونَ، وَيَنْذِرُونَ وَلاَ يَفُونَ، وَيَظْهَرُ فِيهِمُ السِّمَنُ»
…İmran b. Huseyn (r.a)'den: Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
"Ümmetimin en hayırlı asrı benim asrım, yani ashabım sonra onu takib eden sonra da bu ikincisini takip edenlerdir. ( İmran derki - Benim asrım - dedikten sonra iki asır mı, üç asır mı dediğini kesin olarak bilmiyorum.) Ondan sonra öyle insanlar gelecektir ki, çağrılmadan şahitlik yapmağa koşacaklar. İstenmeden hemen yemin edecekler, adayacaklar da adaklarını yerine getirmeyecekler ve aralarında şişmanlar zuhûr edecektir."(3)
b)
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، وَشُجَاعُ بْنُ مَخْلَدٍ - وَاللَّفْظُ لِأَبِي بَكْرٍ - قَالَا: حَدَّثَنَا حُسَيْنٌ وَهُوَ ابْنُ عَلِيٍّ الْجُعْفِيُّ، عَنْ زَائِدَةَ، عَنِ السُّدِّيِّ، عَنْ عَبْدِ اللهِ الْبَهِيِّ، عَنْ عَائِشَةَ، قَالَتْ: سَأَلَ رَجُلٌ النَّبِيَّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَيُّ النَّاسِ خَيْرٌ؟ قَالَ: «الْقَرْنُ الَّذِي أَنَا فِيهِ، ثُمَّ الثَّانِي، ثُمَّ الثَّالِثُ»
…Hz. Aişe (r.a) şöyle demiştir:
"Peygamber (s.a.v)'e insanların hayırlısı kimdir? diye sordular. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: Benim bulunduğum asrın, sonra ikinci, sonra da üçüncü asrın insanları…(4)
c)
«النُّجُومُ أَمَنَةٌ لِلسَّمَاءِ، فَإِذَا ذَهَبَتِ النُّجُومُ أَتَى السَّمَاءَ مَا تُوعَدُ، وَأَنَا أَمَنَةٌ لِأَصْحَابِي، فَإِذَا ذَهَبْتُ أَتَى أَصْحَابِي مَا يُوعَدُونَ، وَأَصْحَابِي أَمَنَةٌ لِأُمَّتِي، فَإِذَا ذَهَبَ أَصْحَابِي أَتَى أُمَّتِي مَا يُوعَدُونَ»
Peygamber (s.a.s) şöyle buyurmuştur:
"Yıldızlar göğün teminatıdır. Bunlar gidince (yok olunca ) göğün başına gelenler gelir. Bende ashabımın teminatıyım, ben gidince ashabımın başına gelenler gelir. Ashabımda ümmetimin teminatıdır, ashabım gidince de ümmetimin başına gelenler gelir."(5)
d)
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ حَبِيبِ بْنِ عَرَبِيٍّ الْبَصْرِيُّ قال: حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِبْرَاهِيمَ بْنِ كَثِيرٍ الأَنْصَارِيُّ، قَالَ: سَمِعْتُ طَلْحَةَ بْنَ خِرَاشٍ، يَقُولُ: سَمِعْتُ جَابِرَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ، يَقُولُ: سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ: «لَا تَمَسُّ النَّارُ مُسْلِمًا رَآنِي أَوْ رَأَى مَنْ رَآنِي»
…Cabir (r.a)'den rivâyet edildiğine göre Peygamber (s.a.v)'den şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir:
"Beni görmüş olan veya beni göreni görmüş olan Müslüman ateş yüzü görmeyecektir."(6)
e)
حَدَّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ قال: حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ نَاجِيَةَ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مُسْلِمٍ أَبِي طَيْبَةَ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ بُرَيْدَةَ، عَنْ أَبِيهِ، قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «مَا مِنْ أَحَدٍ مِنْ أَصْحَابِي يَمُوتُ بِأَرْضٍ إِلَّا بُعِثَ قَائِدًا وَنُورًا لَهُمْ يَوْمَ القِيَامَةِ» : «هَذَا حَدِيثٌ غَرِيبٌ وَرُوِيَ هَذَا الحَدِيثُ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مُسْلِمٍ أَبِي طَيْبَةَ عَنْ ابْنِ بُرَيْدَةَ عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مُرْسَلًا وَهَذَا أَصَحُّ»
…Bureyde (r.a)'den Peygamber (s.a.v) den şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir:
"Ashabımdan bir memlekette ölen biri yoktur ki, kıyamet gününde o memleket halkının önderi ve ışığı olarak diriltilmiş olmasın."(7)
f)
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى قال: حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ بْنِ سَعْدٍ قال: حَدَّثَنَا عَبِيدَةُ بْنُ أَبِي رَائِطَةَ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ زِيَادٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مُغَفَّلٍ، قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ «اللَّهَ اللَّهَ فِي أَصْحَابِي، لَا تَتَّخِذُوهُمْ غَرَضًا بَعْدِي، فَمَنْ أَحَبَّهُمْ فَبِحُبِّي أَحَبَّهُمْ، وَمَنْ أَبْغَضَهُمْ فَبِبُغْضِي أَبْغَضَهُمْ، وَمَنْ آذَاهُمْ فَقَدْ آذَانِي، وَمَنْ آذَانِي فَقَدْ آذَى اللَّهَ، وَمَنْ آذَى اللَّهَ فَيُوشِكُ أَنْ يَأْخُذَهُ»
…Abdullah b. Muğaffel (r.a)'den Peygamber (s.a.v )'den şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir:
"Allahtan korkun, Allah'tan korkun. Ashabım hakkında benden sonra, onlara söğüp saymayın. Kim onlara kin duyarsa bana olan kini ile duymuştur. Onlara ezâ veren kimsede Allah'a ezâ vermiştir. Allaha ezâ veren kimseyi ise, Allahın azaba duçar kılmasından korkulur.(8)
g)
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ عَبْدِ الْمَلِكِ، حَدَّثَنَا زُهَيْرٌ، حَدَّثَنَا حُمَيْدٌ الطَّوِيلُ، عَنْ أَنَسٍ، قَالَ: كَانَ بَيْنَ خَالِدِ بْنِ الْوَلِيدِ، وَبَيْنَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَوْفٍ كَلَامٌ، فَقَالَ خَالِدٌ لِعَبْدِ الرَّحْمَنِ: تَسْتَطِيلُونَ عَلَيْنَا بِأَيَّامٍ سَبَقْتُمُونَا بِهَا، فَبَلَغَنَا أَنَّ ذَلِكَ ذُكِرَ لِلنَّبِيِّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، فَقَالَ: " دَعُوا لِي أَصْحَابِي، فَوَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ، لَوْ أَنْفَقْتُمْ مِثْلَ أُحُدٍ - أَوْ مِثْلَ الْجِبَالِ - ذَهَبًا، مَا بَلَغْتُمْ أَعْمَالَهُمْ. إسناده صحيح، رجاله ثقات رجال الشيخين غير أحمد بن عبد الملك الحرَاني، فقد روى له النسائي وابن ماجه، وهو ثقة. زهير: هو ابن معاوية الجُعْفي.
… Peygamber (s.a.s) şöyle buyurmuştur:
"Ashabımı bırakın (hiç birine sövmeyin). Nefsim elinde bulunana yemin olsun ki, sizden biriniz Uhud dağı –ya da dağlar- ağırlığından altın infak etse, yine onlardan birinin ameline (derecesine) ulaşamaz."(9)
Velhasıl Sahabeler vahyin inişine şahit olmuş ve onunla terbiye sürecinde geçmiş güzide insanlardır. Allah'ın elçisi hadislerinde onların faziletlerini biz bildirmiştir. Onlarla ilgili edebimizi korumamızı öğütlemiştir. Bu kadar Resûlullah'ın uyarıları olmasına rağmen hadis inkârcıları sahabeleri sevmiyorlar. Çünkü Sahabe bizlere hadisleri nakletmişlerdir. Aslında onları sevmemek münafıklığın alameti sayılmıştır. Hidâyet Allah'tandır.
Dipnotlar
1-Fetih, 48/29.
2-Haşr, 59/10.
3-Buhârî, III, 171; Müslim, IV, 1963; Ebû Davûd, IV, 214; Tirmîzî, IV, 500.
4-Müslim, VI, 1961.
5-Müslim, VI, 1961.
6-Tirmîzî, V, 694.
7-Tirmîzî, V, 697.
8-Tirmîzî, V, 696.
9-İbn Hanbel, XXI, 319.
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
O gün ne mal fayda verir, ne de evlat. Ancak Allah'a selim bir kalb ile gelenler (fayda görürler.)
Şuara, 88-89
GÜNÜN HADİSİ
"iman bakımından müminlerin en mükemmeli, ahlâkça en güzel olanlar ve ailesine en güzel davrananlardır."
Tirmizi
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...