RABBİNİN ORDULARINI ONDAN BAŞKASI BİLEMEZ

هُوَ “Rabbinin ordularını ancak kendisi bilir”(Müddesir; 74/31) Zunnûn-i Mısrî kuddise sırruhû anlatıyor: “Bir gün Nil kenarında bulunuyordum. Bir akrep hızlı adımlarla nehrin kenarına doğru gidiyordu. Ne yapacak diye dikkat kesildim. Nihayet nehrin kıyısına ulaştı. Bir de baktım ki orada sanki iskele olmuş vaziyette bir kaplumbağa bekliyor. Akrep hiç vakit kaybetmeden, tereddüt etmeden kaplumbağanın sırtına bindi. Kaplumbağa


Salih Okur

nedevideobendi@gmail.com

2020-04-10 20:44:32

وَمَا يَعْلَمُ جُنُودَ رَبِّكَ إِلَّا هُوَ

"Rabbinin ordularını ancak kendisi bilir"(Müddesir; 74/31)

Zunnûn-i Mısrî kuddise sırruhû anlatıyor:

"Bir gün Nil kenarında bulunuyordum. Bir akrep hızlı adımlarla nehrin kenarına doğru gidiyordu. Ne yapacak diye dikkat kesildim. Nihayet nehrin kıyısına ulaştı. Bir de baktım ki orada sanki iskele olmuş vaziyette bir kaplumbağa bekliyor. Akrep hiç vakit kaybetmeden, tereddüt etmeden kaplumbağanın sırtına bindi. Kaplumbağa karşı kıyıya doğru yüzmeye başladı. Hayret ettim. Bir kayıkçı çağırdım, kayığa binip ne olacak diye takip ettim. Kaplumbağa karşı kıyıya ulaşınca yine iskele gibi karaya iyice yanaştı. Akrep hemen karaya çıkıp hızlı hızlı, sanki koşarcasına ilerideki bir ağaca doğru gidiyordu. Bir de baktım ki ağacın altında bir adam sırt üstü uyuyor. Göğsünün üzerinde de bir yılan

Akrep, ağaca ulaşınca, yılan onu gördü ve adamın üzerinden inip upuzun ölmüş gibi hareketsiz kaldı. Akrep, yılanın üzerine çıktı. Kuyruğuyla epeyce darbeler indirdi. Öldüğüne kanaat getirince geriye nehre doğru geldi. Onu beklemekte olan kaplumbağanın sırtına bindi. Kaplumbağa onu karşı kıyıya getirip bıraktı.

Bu hadiseyi nakleden merhum Zeki Soyak Hocaefendi, şöyle demektedir;

"1971-1974 yılları arasında dört yıl Urfa İmam Hatip Lisesi Müdürlüğünde bulundum. Bir gün beş-altı dost sohbet ediyorduk. Söz hayvanlar âleminden açılmıştı. O mecliste yukarıda zikrettiğim hadiseyi anlattım. Urfalı dostlardan biri, başından geçen bir olaydan şöyle bahsetti:

-Bir yaz günü, harman zamanıydı. Harman yerine epeyce buğday başağı getirmiştik. Yaz sıcaklarında bizim küçük çocuklar harman yerinde bulunan küçük bir kulübenin damında yatıyorlardı. Bir ara bir akrebin kulübenin duvarından hızlı hızlı çıktığını ve çocukların yataklarına doğru gittiğini gördüm. Çocuklara zarar verir endişesiyle koşarak kulübenin damına çıktım. Fakat ben varana kadar, akrep çocukların birinin yorganının altına girmişti. Telaşla çocuğun üzerinden yorganı attım. Bir de ne göreyim, dehşetle irkildim. Yorganın altında bir yılan var. Akrep de onun üzerinde, korkudan ne yapacağımı şaşırdım. O arada akrep, yılana yapacağını yapmış olmalı ki, hızla ayrılıp gitti. Baktım ki yılan ölmüş."

Kaynak

Zeki Soyak, Kur'an ve Hadis'te Kıssalar, Hisseler

İlk Adım Dergisi Yayınları

 

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah'ı tesbih etmektedir. O, üstündür, hikmet sahibidir.

HAŞR, 1

GÜNÜN HADİSİ

Yanında ana babası, ya da onlardan biri yaşlanıp da, gerekeni yaparak cennete giremeyen kimsenin burnu sürtülsün!"

Müslim

TARİHTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI